Pierre Cardin, Paris Moda Haftası’na geri döndü

Kararın markaya yeni bir soluk getirme amacıyla alındığı vurgulandı.

Pierre Cardin’in CEO’su Rodrigo Basilicati-Cardin. (AFP)
Pierre Cardin’in CEO’su Rodrigo Basilicati-Cardin. (AFP)
TT

Pierre Cardin, Paris Moda Haftası’na geri döndü

Pierre Cardin’in CEO’su Rodrigo Basilicati-Cardin. (AFP)
Pierre Cardin’in CEO’su Rodrigo Basilicati-Cardin. (AFP)

Pierre Cardin’in yeni CEO’su Rodrigo Basilicati-Cardin, markanın efsanevi kurucusunun ölümünden bir yıl sonra AFP'yle yaptığı röportajda, markaya yeni bir soluk getirmek amacıyla Paris Moda Haftası'na geri döneceğini söyledi.
Adını dünya çapında bir marka haline getirerek oldukça kârlı bir iş imparatorluğu yaratan ünlü modacı Aralık 2020'de, 98 yaşında hayata gözlerini yummuştu.
Marka, Cardin’in ömrünün son yıllarında dahi Rusya, Kazakistan ve hatta Çin’de büyük podyumlarda yer alarak popülerliğini korudu.
Ancak Pierre Cardin hayatının son yirmi yılında büyük resmi moda defilelerinden uzak durdu. Bu, Pierre Cardin’in yerine seçilen Rodrigo Basilicati-Cardin’in tersine çevirmek istediği durumlardan biri. Basilicati Cardin salı günü başlayan Paris Moda Haftası öncesinde AFP'yle yaptığı röportajda, "Pierre özgür olmak istedi" ifadesini kullandı. Efsane modacının 80’inci yaş gününe yaklaşırken Moda Haftası'nın parçası olması gereken çok sayıda genç tasarımcınınyolunda durmak istemediğini söylediğini aktardı. Basilicati Cardin, markayı yeniden moda haftalarında göstermenin zamanının geldiğini vurguladı.
Moda Haftası'nın sonunda, 28 Ocak'ta Pierre Cardin markasının kurucularına adanmış özel bir anma gösterisi gerçekleştirilecek.
Grubun yeni CEO'su, "Yılda en az bir kez moda haftalarına katılmak istiyoruz. Amcam çok şey yaptı ve reklam da doğal olarak geldi. Ama hayatının son bölümünü dağıtıma değil yaratıcılığa adadı” dedi.
Cardin, 1960'larda ve 1970'lerde, uzay çağının artan heyecanından yararlanan cesur, fütürist tasarımlarla modada devrim yaratmıştı. Bu nedenle Paris dışındaki Havacılık ve Uzay Müzesi'nde bir defile düzenlenecek. Basilicati Cardin konuya dair “Pierre Cardin'in insanları bir uzay gemisinde seyahat ediyormuş gibi giydirmek istediği 1960'ları anımsatan bir uzay temasına sahip olmak istedim” dedi. Ayrıca André Courrèges ile birlikte bunu yapmaya cesaret eden ilk ve tek kişi olduğunu ve bu sebeple herkes tarafından eleştirildiğini kaydetti.

 



Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Araştırmacılar, otizmin 4 alt tipini keşfederek bu genetik durumun altında yatan biyolojiyi anlamaya yönelik "dönüştürücü bir adım" attı.

Princeton Üniversitesi ve Simons Vakfı'ndan bilim insanları, otizm kohort çalışması SPARK'taki 5 bin çocuğun verilerini analiz ederek bireyleri özellik kombinasyonlarına göre gruplandırdı.

Araştırmacılar belirli özelliklerle ilgili genetik bağlantılar aramak yerine, sosyal etkileşimlerden tekrarlayan davranışlara ve gelişimsel kilometre taşlarına kadar 230'dan fazla özelliği her bir kişide değerlendirdi.

Bu analiz sayesinde otizmin farklı genetik varyasyon modellerine sahip 4 alt tipini tanımlamayı başardılar.

Flatiron Enstitüsü'nde yardımcı araştırmacı bilim insanı ve çalışmanın ortak başyazarı Natalie Sauerwald, "Otizmin tek bir biyolojik hikayesi değil, birden fazla farklı anlatısı olduğunu görüyoruz" diyor.

Bu, geçmişteki genetik çalışmaların neden genellikle yetersiz kaldığını açıklamaya katkı sağlıyor; aslında birbirine karışmış birden fazla farklı bulmacaya baktığımızı fark etmeden bir yapbozu çözmeye çalışıyorduk. Bireyleri ilk başta alt tiplere ayırana kadar resmin tamamını, genetik örüntüleri göremedik.

Bu 4 alt tip Sosyal ve Davranışsal Zorluklar, Gelişimsel Gecikmeyle Birlikte Karma OSB (Otizm Spektrum Bozukluğu), Orta Derecede Zorluklar ve Geniş Çaplı Etkilenme olarak belirlendi.

İlk tip, otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda gelişimsel kilometre taşlarına ulaşan fakat genellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, anksiyete veya depresyon gibi eşlik eden sorunlar yaşayan çocukları kapsıyor.

İkinci tipte gelişimsel kilometre taşlarına ulaşmada gecikme görülürken eşlik eden rahatsızlıklara dair herhangi bir belirtiye rastlanmıyor.

Üçüncü tip olan Orta Derecede Zorluklar'da otizmle ilgili temel davranışlar olsa da diğer gruplar kadar güçlü değil. Otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda kilometre taşlarına ulaşıyor ve eşlik eden rahatsızlıklar görülmüyor.

4. tipte en uç ve geniş kapsamlı zorluklar yaşanıyor.

Katılımcıların yüzde 37'sinin yer aldığı birinci ve yüzde 34'ünün bulunduğu üçüncü tip en yaygın gruplar. Yüzde 19'unu içeren ikinci ve yüzde 10'unun olduğu 4. tiplerse en nadir olanlar. 

Bulgular, genetik farklılıkların "yüzeyde benzeyen klinik görünümlerin ardındaki farklı mekanizmalara işaret ettiğini" vurguluyor.

Örneğin hem Geniş Çaplı Etkilenme hem de Karma OSB gruplarındaki çocuklar gelişimsel gecikme ve zihinsel engellilik gibi bazı önemli özellikleri paylaşıyor. Ancak ilk grupta, ebeveynlerden geçmeyen de novo mutasyonların en yüksek oranı görülürken, ikinci grubun nadir kalıtsal genetik varyantları taşıma olasılığı daha fazla.

Bulgular otizmin sadece 4 alt tipi olduğu anlamına gelmiyor; en az 4 tane bulunduğunu ve bunların hem klinik seviyede hem de genom düzeyinde araştırmalar için anlamlı olduğunu gösteren veri odaklı bir çerçevenin keşfedilmesini sağlıyor.

Otizmle mücadele eden ailelerin, çocuklarının hangi otizm alt tipine sahip olduğunu bilmesi yeni bir netlik, kişiye özel bakım, destek ve topluluk imkanı sunabilir.

Independent Türkçe