NASA teleskopları, Dünya'ya yakın bir gezegende su buharı keşfetti

"Süper Neptün" sınıfındaki gezegenin kütlesi Dünya'nın 23 katı

TOI-674b, kırmızı cüce diye bilinen küçük ve nispeten soğuk bir yıldızın etrafında dönüyor (NASA)
TOI-674b, kırmızı cüce diye bilinen küçük ve nispeten soğuk bir yıldızın etrafında dönüyor (NASA)
TT

NASA teleskopları, Dünya'ya yakın bir gezegende su buharı keşfetti

TOI-674b, kırmızı cüce diye bilinen küçük ve nispeten soğuk bir yıldızın etrafında dönüyor (NASA)
TOI-674b, kırmızı cüce diye bilinen küçük ve nispeten soğuk bir yıldızın etrafında dönüyor (NASA)

Gökbilimciler TOI-674 b adlı bir ötegezegende su buharı tespit etti.
Kansas Üniversitesi'nden doktora öğrencisi Jonathan Brande, "TOI-674 b'de su buharı gördüğümüzü düşünüyoruz, bu gerçekten heyecan verici" diye konuştu.
TOI-674 b, Dünya'dan 150 ışık yılı uzaklıkta, Antlia Takımyıldızı'nda yer alıyor. NASA'ya göre gezegen, astronomik ölçüler söz konusu olduğunda "yakın" diye nitelenebilir.
Ayrıca "süper Neptün" diye sınıflandırılan gezegenin kütlesi Dünya'nınkinden 23 kat fazla.
Güneş Sistemi'nin dış gezegenlerinden biri olan Neptün'den daha büyük gezegenler "süper Neptün" diye sınıflandırılıyor. TOI-674 b'nin kütlesinin Neptün kütlesinin yaklaşık 1,3 katı olduğu belirlendi.
Gezegen, ona ev sahipliği yapan yıldıza çok yakın bir konumda yer alıyor. Yıldızın etrafındaki dönüşünü iki günden az bir sürede tamamlayan gezegende sıcaklıklar 360 dereceye ulaşıyor.
Araştırmacılara göre bu türden bir gezegene nadiren rastlanıyor. Zira Neptün'nden büyük olup da yıldızına bu kadar yakın bir noktada bulunan ve buna rağmen atmosferini koruyabilen yalnızca birkaç gezegen var. 
Bu nedenle araştırma ekibi, TOI-674 b'nin aslında yıldızına daha uzak bir bölgede doğduğunu ve zaman içinde şu anda bulunduğu yere göç ettiğini tahmin ediyor.
Araştırmacı Brande, "Neptün büyüklüğünde veya ondan biraz daha büyük gezegenler bu yörüngelerde çok nadir görülür. Gökbilimciler bu bölgelere Neptün çölü adı verir" ifadelerini kullandı:
"Bu bölgedeki gezegenler çok nadirdir ve bunların birçoğu yıldız radyasyonu nedeniyle atmosferlerini kaybeder."
Araştırmacılar, TOI-674 b'nin atmosferinin ne kadar su buharı içerdiğini henüz tam olarak belirleyemedi.
Hakemli bilimsel dergi Astrophysical Journal'da yayımlanan araştırma, NASA'nın teleskoplarından gelen verilerle yapıldı.
Araştırmada Hubble Uzay Teleskobu, Spitzer Uzay Teleskobu ve ötegezegen avcısı TESS teleskobunun verileri kullanıldı.
Araştırmacıların aktarımına göre gezegenin kendisi yakın zamanda TESS tarafından keşfedildi ve daha sonra Hubble aracılığıyla incelendi.
Spitzer'in 2020'de emekli olmadan önce kaydettiği veriler de gezegende su buharı olduğuna dair kanıt bulunmasında rol oynadı.
Öte yandan, bu buharının keşfi, TOI-674 b'yi potansiyel olarak yaşanabilir bir aday kılmıyor. Zira gezegendeki sıcaklıklar yaşam için elverişsiz koşullar yaratıyor.
Ancak bilim insanları bu gezegeni inceleyerek yıldız sistemlerinde gezegenlerin nasıl oluştuğuna dair ayrıntılı bilgiler elde edebileceklerini umuyor.
NASA'ya göre geçen ay fırlatılan ve son derece güçlü olduğu belirtilen James Webb Uzay Teleskobu, hem TOI-674 b hem de diğer ötegezegenlerle ilgili karanlık noktaları aydınlatacak.
 
Independent Türkçe, NASA, Astronomy, Russia Today



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news