Sudan’da kısmi sivil itaatsizlik: Direniş Komiteleri Hartum’un caddelerini trafiğe kapattı

Savcılar ve bakanlık müsteşarları göstericilere yönelik ihlalleri protesto etmek için grev kararı aldı.

Göstericiler önceki gün Hartum’un Es-Sittin Caddesi’ne parke taşlarından bariyer kurarak ateş yakıyorlar (AFP)
Göstericiler önceki gün Hartum’un Es-Sittin Caddesi’ne parke taşlarından bariyer kurarak ateş yakıyorlar (AFP)
TT

Sudan’da kısmi sivil itaatsizlik: Direniş Komiteleri Hartum’un caddelerini trafiğe kapattı

Göstericiler önceki gün Hartum’un Es-Sittin Caddesi’ne parke taşlarından bariyer kurarak ateş yakıyorlar (AFP)
Göstericiler önceki gün Hartum’un Es-Sittin Caddesi’ne parke taşlarından bariyer kurarak ateş yakıyorlar (AFP)

Sudan’da onlarca savcı insan haklarına karşı yapılan ağır ihlalleri ve güvenlik güçlerinin barışçıl protestoculara uyguladığı şiddeti protesto etmek ve bu şiddete son verilmesi için greve gittiklerini duyurdu. Adalet Bakanlığı müsteşarları da Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nin (ÖDBG) sivil itaatsizlik çağrısına yanıt vererek iki günlüğüne iş durdurma kararı aldıklarını açıkladı.
ÖDBG’nin, güvenlik güçlerinin sivil protestoculara yönelik orantısız güç kullanmasına karşı öfkelerini dile getirmek amacıyla yaptığı kısmi sivil itaatsizlik çağrısı üzerine gençlerden oluşan Direniş Komiteleri, başkent Hartum’un ana caddelerini ve diğer kentlerde bazı caddeleri trafiğe kapattı.
Hartum’daki güvenlik güçleri pazartesi günü Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na ulaşmaya çalışan on binlerce göstericiyi dağıtmak amacıyla gerçek ve plastik mermi ile yoğun bir şekilde göz yaşartıcı gaz kullandı. Çıkan olaylarda 7 protestocu güvenlik güçlerinin kurşunuyla öldü ve onlarca kişi yaralandı.
100’den fazla savcı dün bir gazeteye verdikleri ilanda, “Savcılığın hak ve özgürlükleri koruma sorumluluğuna dayanarak ülkenin batısındaki kanlı, üzücü, insanlık dışı olayları izlemeye devam ettiklerini ve Ordu Komutanı’nın darbesine yönelik protesto gösterilerini ve barışçıl göstericilere yönelik acımasız baskıyı büyük bir endişeyle takip ettiklerini” ifade ettiler.
Barışçıl göstericilere yönelik ‘acımasız baskıyı’ kınayan savcılar, bu durumun Sudan Ceza Kanunu’na göre insanlığa karşı bir suç olduğunu belirterek, şiddete başvuranlara karşı ceza davaları açma ve görüntüler ile görgü tanıklarının ifadelerine dayanarak soruşturma başlatma sözü verdiler.
Savcılar, güvenlik makamları yetkililerine yaptıkları çağrıda, “Ceza Kanunu’nu ihlal eden ağır zorba yöntemlerden kaçınma, halkı düşman yapmaya ve halk ile rejim güçlerinin arasını açmaya son verme, failler ve katillerle ilgili soruşturma ve adil mahkemelere sevk edilmeleri için savcılığın hukuki ve ahlaki görevini yerine getirmesini sağlamak amacıyla olağanüstü hal durumuna derhal son verme ve Sudan Ceza Kanunu metinleri doğrultusunda rejim güçlerinin barışçıl göstericilerle temasının doğrudan savcılığın teknik ve idari gözetim ve denetimi altına alınması” çağrısında bulundular.
Güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanması ve protestocuları öldürmesi öfke ve üzüntü dalgasına yol açtı. ÖDBG’nin bu gerekçeyle ilan ettiği iki günlük kapsamlı sivil itaatsizlik dün sona erdi. Vatandaşlar kısmen bu çağrıya yanıt verirken, okullar ve hükümet kurumları çalışmaya devam etti. Bazı bankalar, özel ve resmi hizmet merkezleri sivil itaatsizlik çağrısına uyarak kapılarını kapattı.
Göstericiler önceki gün Hartum’daki birçok anayolu, parke taşlarından kurdukları bariyerlerle trafiğe kapattı. Güvenlik güçleri çok geçmeden bu bariyerleri kaldırdı. Ancak göstericiler taş, inşaat malzemesi ve lastik yakarak yolu tekrar kapattı. Bu durum şehrin birçok mahallesinde trafiği durma noktasına getirdi.
Adalet Bakanlığı’ndaki müsteşarlar ise olağanüstü hâl durumunun kaldırılmasını, barışçıl göstericilerin yaşadıkları ihlallerin durdurulmasını ve bu ihlallerin faillerinin ortaya çıkarılmasını talep ederek, talepleri karşılanana kadar sivil itaatsizliğe katılma kararı aldıklarını ilan ettiler.
25 Ekim’den dünkü olaylara kadar 71 kişinin hayatını kaybettiği, güvenlik güçlerinin kullandığı gerçek ve plastik mermi ile göz yaşartıcı gaz kapsülleri vücutlarına isabet eden göstericilerle, göstericilerin sopa ve taşlarla karşılık vermesi sonucu güvenlik güçlerinden de yaralananların sayısının toplam olarak 2 bin kişiye yaklaştığı belirtiliyor.

 
 



İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı sektördeki faaliyetlerini sonlandırdığını duyurdu

Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
TT

İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı sektördeki faaliyetlerini sonlandırdığını duyurdu

Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)

ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’ndeki yardım dağıtım operasyonlarını sonlandırdığını duyurdu.

Kuruluş, altı hafta önce Washington’un arabuluculuğunda yürürlüğe giren ateşkesin ardından dağıtım merkezlerini kapatmıştı. Vakıf, yayımladığı son açıklamada görevini “kalıcı olarak” durdurduğunu ve misyonunu tamamladığını belirtti.

Vakıf Direktörü John Acrey, yaptığı yazılı açıklamada, “Gazze halkına yardımların ulaştırılmasında daha iyi bir yöntem olduğunu kanıtlama görevimizi başarıyla yerine getirdik” dedi.

Kısa süre faaliyet gösteren vakfın operasyonları büyük ölçüde gizlilik içinde yürütülmüştü. ABD ve İsrail destekli alternatif bir yapı olarak BM’ye bağlı UNRWA’nın yerine kurulmuş, ancak finansman kaynakları ya da yardım noktalarını yöneten silahlı yüklenicilerin kimlikleri kamuoyuyla hiç paylaşılmamıştı. Vakıf, amacının yardımların Hamas’a aktarılmasını engellemek olduğunu savunuyordu.

Ancak Filistinliler, yardım çalışanları ve sağlık yetkilileri, bu sistemin yardım almak isteyen sivilleri, İsrail askerlerinin bulunduğu kontrol noktalarından geçmek zorunda bırakarak hayatlarını riske attığını belirtiyordu.

Kurumun görevlerini, Gazze’deki ateşkesi denetlemekle sorumlu İsrail’deki ABD merkezli Sivil-Askerî Koordinasyon Merkezine devredeceğini açıklayan Acrey, “Vakıf haftalardır Koordinasyon Merkezi ve uluslararası kuruluşlarla bir sonraki adımlar konusunda temas hâlinde. Açıkça görülüyor ki bizim uyguladığımız modeli benimseyip genişletecekler” dedi.

Gazze İnsani Yardım Vakfı Mayıs ayı sonunda, İsrail’in üç ay boyunca gıda girişini durdurmasının ardından Gazze’de kıtlık eşiğine gelinmesi üzerine faaliyete başlamıştı. İsrail, BM’nin gıda dağıtım sisteminin yerine geçmesi hedeflenen bu özel kuruluşu, Hamas’ın büyük miktarda yardıma el koyduğu iddiasıyla savunmuştu; ancak BM bu iddiaları reddetmişti.

BM, söz konusu vakfın kurulmasına karşı çıkarak sistemin İsrail’e gıda dağıtımı üzerinde tam kontrol sağlayabileceğini ve Filistinlilerin yerinden edilmesine yol açabileceğini belirtmişti. Savaş süresince BM ve insani yardım kuruluşları, yüzlerce merkez üzerinden Gazze’ye gıda, ilaç, yakıt ve diğer ihtiyaçların ulaştırılmasına öncülük etmişti.

Vakıf, açıklamasında Gazze’de 3 milyonun üzerinde gıda paketi dağıttığını, bunun 187 milyon öğüne denk geldiğini duyurdu.


Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
TT

Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)

Hamas Sözcüsü bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nin doğu bölgelerinde ve orta kesiminde ‘etnik temizlik’ yaptığını söyledi.

Sözcü Hazım Kasım, “İşgal güçleri, sarı hattın dışındaki sivilleri hedef alıyor. Bu sabahtan itibaren dört vatandaş öldürüldü, yıkım operasyonları yoğunlaştı ve doğu bölgelerinden vatandaşlar yerlerinden edildi” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre, bu sabah İsrail'in Gazze ve Han Yunus şehirlerini hedef alan bombardımanında dört Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

dcgtrhy
Gazze şehrinde İsrail ateşiyle öldürülen Filistinli genç Ahmed el-Hevari'nin cenazesine katılan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Bu sabah üç kişinin cenazesi hastanelere getirildi; ikisi Han Yunus’un doğusundaki Beni Suheyle kasabasında İsrail’e ait bir insansız hava aracı (İHA) tarafından, bir diğeri ise Gazze kentinin doğusundaki et-Tuffah mahallesinde İsrail tankının açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti” dedi.

Han Yunus’taki Nasır Hastanesi, iki ölü ve biri ağır olmak üzere üç yaralıyı kabul ettiğini duyurdu. Gazze kentindeki Şifa Hastanesi’nin Müdürü Dr. Muhammed Ebu Selmiye de et-Tuffah mahallesinde sivillere yönelik tank ateşi nedeniyle bir ölü ve çok sayıda yaralının hastaneye ulaştığını doğruladı.

Gazze'deki bir güvenlik kaynağı AFP'ye, ‘işgal uçaklarının bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ve Refah'ın güneydoğusundaki bölgelere birkaç hava saldırısı düzenlediğini’ söyledi. Kaynak, İsrail ordusunun ‘ez-Zeytun, Şucaiyye ve et-Tuffah (Gazze şehrinin doğusu) mahallelerinde ve Han Yunus ile Refah'ta savaş sırasında hasar gören onlarca binayı ve evi yıkmaya devam ettiğini’ belirtti.

İsrail güçleri, Refah şehrinin büyük bir kısmını ve Han Yunus'un doğu bölgelerini kontrol altında tutuyor. İsrail, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından Gazze Şeridi'ne savaş açtı. O günden bu yana, Birleşmiş Milletler'in (BM) güvenilir bulduğu Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşında en az 69 bin 756 kişi hayatını kaybetti.


Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
TT

Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)

Mısırlılar bugün, 2025 Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy kullanmaya başladı.

İki gün sürecek seçimler, 73 seçim bölgesi ve 5 bin 287 alt komiteden oluşan 13 vilayette gerçekleştiriliyor. Şarku’l Avsat’ın Kahire el-İhbariyye televizyonundan aktardığına göre, bu aşamada bin 316 aday bireysel sistem altında yarışıyor ve Kahire ile Kuzey, Orta ve Güney Delta ve Doğu Delta'nın iki seçim bölgesinde bir liste yer alıyor.

Mısır Ulusal Seçim Komisyonu, vatandaşlara seçimlere katılım çağrısında bulunarak, sürecin bütünlüğünü sağlama ve seçmenlerin iradesini tam şeffaflık içinde sandığa yansıtma konusundaki kararlılığını vurguladı.

Seçimlerin ikinci aşamasına dahil olan vilayetler, Ulusal Seçim Komisyonu’nun verilerine göre Kahire, Kalubiyye, Dakahliye, Garbiye, Menufiye, Kafr eş-Şeyh, Şarkiye, Dimyat, Port Said, İsmailiye, Süveyş, Güney Sina ve Kuzey Sina’dan oluşuyor.

gju
Parlamento seçimlerinin ilk turunda oy verme merkezlerinin önünde bekleyen Mısırlı kadınlar (Gençlik Partisi Koordinasyon Komitesi)

Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşaması, ilk turda 19 seçim bölgesindeki sonuçların ‘önemli ihlaller’ gerekçesiyle iptal edilmesinin ardından geliyor. Bu ihlaller arasında sandıkların önünde yapılan usulsüz propaganda ile adaylara oy sayım tutanaklarının nüshalarının verilmemesi gibi durumlar yer aldı. Gözlemciler bu adımı ‘emsalsiz’ olarak nitelendirdi.

Bu seçim bölgelerindeki sonuçların iptal edilmesi, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin ‘azami şeffaflık’ sağlanması için yaptığı doğrudan çağrının ardından gerçekleşti.