WHO Genel Direktörü Ghebreyesus: Salgın halen sona ermekten çok uzak

Almanya ve Fransa’da rekor vaka sayılarına tanık olunurken Japonya’da yeni kısıtlamalar getirildi.

Pekin’de Kovid-19 testlerine ara verilmeden devam ediliyor. (AFP)
Pekin’de Kovid-19 testlerine ara verilmeden devam ediliyor. (AFP)
TT

WHO Genel Direktörü Ghebreyesus: Salgın halen sona ermekten çok uzak

Pekin’de Kovid-19 testlerine ara verilmeden devam ediliyor. (AFP)
Pekin’de Kovid-19 testlerine ara verilmeden devam ediliyor. (AFP)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından dün yayınlanan güncel veriler, küresel çapta yayılmaya devam eden yeni tip koronavirüste (Kovid-19) yeni vakalarının yüzde 72’sinden fazlasına Omikron varyantının neden olduğunu gösterdi.
WHO’nun haftalık salgın raporunda, salgın konusunda gelişmelere ilişkin bilgi sağlayan küresel ağ laboratuvarlarında yapılan analizlerin, enfeksiyonun dikey yükselişinin tüm bölgelerde devam ettiğini gösterdiğini bildirildi. Bunun yanı sıra sağlık sistemleri üzerinde baskıda endişe verici bir artış olduğu ve aşılama oranının çok yüksek seviyelere ulaştığı bazı ülkelerde kaydedilen ölü sayısının da yükseldiği kaydedildi.  
Raporda son 30 güne ilişkin veriler paylaşıldı. Geçen ayın başına kadar tüm dünyada baskın varyant olan Delta, halen yeni enfeksiyonların yüzde 28’inden sorumlu. Beta, Alfa ve Gama gibi diğer varyantların ise vakaların en fazla yüzde 0,1’inde tespit edildiği bildirildi.  
WHO Sözcüsü dün, yeni enfeksiyonların ciddi vaka ve ölüm sayısında genel bir artışla ilişkili olmamasına rağmen öncelikli sağlık hizmetlerinin işleyişini engellediğini söyledi. Enfeksiyonların sayısını azaltmak için koruma ve sınırlama önlemleri uygulanmaya devam edilmesi gerektiğini vurguladı.

WHO uyarıları
WHO’dan yapılan bu uyarılar, Avrupa sağlık çevrelerinde Kovid-19’a mevsimsel grip ile mücadelede olduğu gibi yaklaşılmasını, vaka sayımının bırakılmasını ve küçük çapta semptomlarda test uygulanmamasının bırakılmasını talep eden seslerin yükseldiği bir zamanda geliyor. Ancak WHO söz konusu aşamaya geçilmemesi konusunda ısrar ediyor ve yeni varyantın küresel çapta şaşırtıcı bir şekilde yayılmasının, farklı viral mutasyonların oluşmasına neden olabilme ihtimali sebebiyle salgının sona ermekten halen çok uzakta olduğunu vurguluyor.
WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’a göre, epidemiyolojik durumun yakından izlenmesine ve risklerin değerlendirilmesine devam edilmesi gerekiyor.
WHO uzmanları yaptıkları açıklamalarda, koruyucu tedbirler ve sınırlama önlemlerini azaltmaya yönelik adımlara karşı çıkıyor. Ghebreyesus duruma dair şunları söyledi:
“Omikron, diğer varyantlara kıyasla daha az tehlikeli olabilir ancak sadece hafif enfeksiyonlara neden olduğunu söylemek kabul edilemez. Bu yanlıştır. Zira bu, uluslararası çabalara zarar verir ve daha fazla ölüme yol açar. Omikron, birçok ciddi vaka ve ölümün yanı sıra sağlık sistemlerini alt üst eden, kritik olmayan enfeksiyonlara da neden oluyor. Önümüzdeki haftalar, gelişmekte olan ve yoksul ülkelerdeki sağlık çalışanları için oldukça zorlu geçecek. Mevcut durumu değiştirmezsek, öncekinden çok daha kötü olan ikinci bir aşamaya gireceğiz.”
WHO'nun Sağlık Acil Durumları Programının Teknik Direktörü Maria Van Kerkhove de açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Omikron’un son varyant olduğuna ve pandeminin biteceğine yönelik söylemler var. Bu doğru değil. Çünkü virüs halen dünya genelinde bilinmeyen bir hızda ve yoğunlukta yayılmaya devam ediyor. Yeni vaka sayısı bir hafta içinde yüzde 20 artış gösterdi.”
Kerkhove ayrıca gerçek vaka sayısının açıklanandan çok daha fazla olduğunu ve salgının etkilerini azaltmak için entegre stratejiler uygulanmaya devam edilmesi gerektiğini vurguladı.

Aşı mücadelesi
WHO Kovid-19 Başdanışmanı Bruce Aylward da virüsün yayılmasını engelleme hedefinden vazgeçilmesine karşı yaptığı uyarıda “Virüsün kontrolsüz olarak yayılması, bedelini hepimizin ağır ödeyeceği yeni varyantların ortaya çıkmasına yardımcı olacak” dedi. WHO bu uyarılarını, aşılama oranlarının düşük olduğu ülkelerde büyük oranda artan küresel ölüm oranına ilişkin son verilere dayandırıyor. Örneğin Afrika’da bir hafta içerisinde ölüm oranlarında yüzde 84 artış kaydedildi.
WHO’dan bilim insanı Soumya Swaminathan da şu an ABD ve İsrail’de olduğu gibi sağlıklı çocuklara veya ergenlere ek doz verilmesini haklı çıkaran herhangi bir kanıt olmadığını vurguladı. Swaminathan belirli varyantlara yönelik özelleştirilmiş aşılar geliştirilmesi fikrine karşı çıkarak tüm viral mutasyonlara karşı aşılar geliştirmeye devam edilmesi çağrısında bulundu.
Almanya’daki Robert Koch Enstitüsü çarşamba günü yeni günlük vaka sayısının 112 bini, can kaybının da 239’u bularak ciddi bir rekor kaydedildiğini duyurdu. Birleşik Krallık’ta ise 359 ölüm kaydedildi. Avrupa İlaç Ajansı (EMA) Aşı Değerlendirme Ekibi Başkanı Marco Cavalieri, Avrupa’da yeni vaka sayısındaki istikrarlı artışın endişe kaynağı olmaya devam ettiğini ve tükenme belirtileri göstermeye başlayan birçok büyük hastane üzerindeki baskının arttığını vurguladı. Fransa, Portekiz, İtalya, Macaristan ve Bulgaristan da dün günlük vaka sayısında yeni rekorlar kaydettiler. Ölümlerde de az da olsa artış gözlemlendi.

Brezilya’da salgın yayılıyor
Avrupa dışında da tablo iyimser değil. Brezilya salı günü 137 binden fazla vaka tespit ederek yeni bir rekora imza attı. Ülke geçen yıl günlük vaka sayısının 4 bini aşması ile ikinci bir yıkıcı salgına tanık olmuş durumda. Brezilya ölü sayısın ABD’den sonra ikinci ülke konumuna yükseldi.
Ülkede aşılara yönelik şüphelerini defalarca kez dile getiren ve Omikron’un tehlikelerini küçümseyen Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’ya yönelik eleştiriler ise artıyor. AFP tarafından yapılan bir ankete göre Bolsonaro, salgınla mücadeleyi ele alma yöntemi sebebiyle ekim ayında yapılacak devlet başkanlığı seçimlerini kaybedecek gibi görünüyor.

Asya’da kısıtlamalar
Asya’yada da koronavirüs ile mücadele sürüyor. Japonya, Omikron salgını nedeniyle rekor sayıda vaka kaydetti. Tokyo da dahil olmak üzere ülke çapında kısıtlamalar artırıldı. Japonya’da Kovid-19 ile mücadeleden sorumlu Bakan Daishiro Yamagiwa gazetecilere verdiği demeçte, Japon uzmanların dün ülkenin 13 bölgesinin 21 Ocak’tan 13 Şubat’a kadar yarı olağan üstü önlemlere tabi tutulmasını desteklediğini belirtti.
Bazı bölgelerde milyonlarca kişiyi haftalarca karantinada kalmaya zorlayan Çin’de ise Şian şehrinde ulaşıma araçlarına yönelik kısıtlamalar kısmen hafifletildi. Pekin yönetimi, bu ayın sonlarında, seyahatlerin yoğunlaştığı tatil dönemi öncesinde, salı gününden itibaren Şian’da bazı şehirlerarası tren yolculuklarının yeniden başlamasına izin verdi. Söz konusu karar, gelecek ay Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yapacak ülkede katı ‘sıfır vaka’ hedefinin gücünün test edildiği bir zamanda alındı.

Hayvanlar enfeksiyonu taşıyor
Bazı ülkeler hayvanlarda da Kovid-19 enfeksiyonlarını tespit edildiğini duyurdu. Ardından virüsün hayvanları nasıl etkilediğine yönelik çalışmalara hız verildi. Güney Afrika’da salı günü yayınlanan bir çalışma, hayvanat bahçelerindeki büyük kedigillerin, çalışanlarından Kovid-19 enfeksiyonu kapma riski altında olduğu ortaya çıktı. Araştırmacılar, Johannesburg’daki bir hayvanat bahçesindeüç aslanın ve bir dağ aslanının görevlilerden virüs kaptıklarına dair kanıtlar buldular. Bazı hayvanların semptom göstermediğini tespit ettiler.
Hong Kong’dan yetkililer, bir hamsterın iki insanın virüs ile enfekte olmasına yol açtığı bilgisini paylaştılar. Evcil hayvan dükkanlarında satılan bir dizi hamsterın Kovid-19 ile enfekte olduğunun tespit edilmesinin ardından yaklaşık 2 bin yavru hayvanın itlaf edilmesi kararı alan hükümet dün büyük bir öfkeyle karşı karşıya kaldı. Hong Kong Sağlık Bakanı Sophia Chan yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Evcil hayvanların Kovid-19’u insanlara bulaştırabildiğine yönelik uluslararası çapta bir çalışma veya sunulan bir kanıt henüz yok. Ancak enfeksiyonun tüm taşıyıcılarına karşı tedbir alacağız.”



Vücut geliştirenlerin kullandığı takviye, orta yaşlı kadınların hayatını değiştirebilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Vücut geliştirenlerin kullandığı takviye, orta yaşlı kadınların hayatını değiştirebilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Kreatin takviyeleri yakın zamana kadar neredeyse sadece performansı artırmak ve kas kütlesini kazanmak isteyen sporcular ve vücut geliştiriciler tarafından kullanılıyordu. Ancak artık şaşırtıcı hızda büyüyen bir pazar var: Orta yaşlı kadınlar.

Dwayne "The Rock" Johnson hâlâ protein karışımını "hacim kazanmak" için kullanırken, Ivanka Trump bu yıl sabah smoothie'siyle birlikte bir doz aldığını açıkladı.

TikTok'taki fitness fenomenlerinden sağlık uzmanlarına kadar, bu tebeşirimsi toz artık kadınlar için bir dizi faydasıyla lanse ediliyor. Peki, kreatin tam olarak ne ve bilim bu trendi destekliyor mu?

Midland Health'te doktor ve direktör olan Dr. Rupa Parmar, The Independent'a "Kreatin üç amino asitten (arjinin, glisin ve metiyonin) elde edilen doğal bir bileşik" diye konuştu.

Enerji üretimi için esasen kaslarımızda depolanır.

Kırmızı et ve balık gibi gıdalardan az miktarda alınsa da vücudumuz da her gün yaklaşık 1 gram üretir.

Rupar, çoğu kadının gıdalardan günde önerilen 3 ila 5 gramı almadığını ve takviyenin yardımcı olabileceğini söyledi.

"Kadınlar doğal olarak erkeklerden çok daha düşük kreatin depolarına sahip ve kreaatin genellikle beslenmelerinde daha az yer alıyor. Dolayısıyla seviyelerini artırmak için kreatin almaktan daha fazla fayda görebilirler" diye ekledi.

Kreatinin bir takviye olarak yükselişi 1992'de Britanyalı kısa mesafe koşucusu Linford Christie ve engelli koşucu Sally Gunnell'in Barselona Olimpiyatları'nda altın madalya kazanmasıyla başlamıştı.

Parlak fitness dergileri onu bir "buluş" diye nitelendirmeye başlamıştı: Fortune dergisindeki 1998 tarihli bir makale bileşiği "doğanın steroidi" diye adlandırmış, Los Angeles Times da "Güç tozu" diye manşet atmıştı.

Başlangıçta büyük oranda kas geliştirme ve antrenman sonrası toparlanmaya faydalarıyla ünlense de araştırmalar kreatinin faydalarının spor salonunun ötesine uzanabileceğini gösteriyor.

Kreatin hafıza, beyin sağlığı, depresyon tedavisi ve enerji artışıyla ilişkilendiriliyor.

Rupar, "Bu madde beyin sağlığını bile destekleyebilir. Bilişsel işlevi iyileştirmeye ve yaşlandıkça bir miktar koruma sağlamaya yardımcı olduğunu öne süren çalışmalar var" dedi.

Kansas Üniversitesi Tıp Merkezi tarafından Alzheimer hastaları üzerinde yapılan bir ön çalışmada, kreatin takviyelerinin hafızayı ve yürütme işlevini geliştirebileceği bulundu. Kreatin hormonal dalgalanmalara da iyi gelebilir.

Rupar sözlerine şöyle devam etti:

Kreatin, özellikle kendinizi daha yorgun hissettiğinizde, istikrarlı enerji seviyelerini destekleyerek regl döneminizdeki yorgunluğu hafifletmeye yardımcı olabilir.

Adet döngüsünü düzenleyen hormonlar olan östrojen ve progesteron, vücudun kreatini nasıl ürettiğini ve kullandığını etkiliyor.

Rupar, "Adet döngüsü sırasında kreatin seviyeleri değişebilir ve takviyeler, özellikle östrojen düşük olduğunda, enerji ve kas fonksiyonunu daha istikrarlı tutabilir" dedi.

Menopoza yaklaşan veya menopoza giren kadınlar için kreatin, özellikle direnç antrenmanıyla birleştirildiğinde kas kütlesi, gücü ve kemik yoğunluğundaki düşüşleri önlemeye yardımcı olabileceğinden özellikle umut verici görünüyor.

12 aylık bir çalışmada, kreatinin menopoza girmiş 47 kadında kemik mineral yoğunluğu kaybını azalttığı bulundu.

Tüm potansiyel avantajlarına rağmen, kreatinin dezavantajları da var.

En yaygın şikayetlerden biri şişkinlik: Kasları doyurduğu için su tutulmasına neden olabilir, bu da bazen şişkinlik hissine ve su ağırlığından dolayı tartıda birkaç kilo fazlalığa yol açar.

Yine de çalışmalar, önerilen dozlarda alındığında kreatinin çoğu sağlıklı yetişkin için güvenli olduğunu defalarca gösterdi.

Uzmanlar, özellikle böbrek rahatsızlığı olanlar veya ilaç kullananların başlamadan önce bir sağlık uzmanına danışmasını tavsiye ediyor.

Independent Türkçe