Süper Anne lakaplı kaplan Collarwali’nin ölümü Hindistan’ı yasa boğdu

Muhafızlar kaplanın cesetlerini yakmaya hazırlık için çelenklerle süslenmiş parçaları yerleştiriyor (AFP)
Muhafızlar kaplanın cesetlerini yakmaya hazırlık için çelenklerle süslenmiş parçaları yerleştiriyor (AFP)
TT

Süper Anne lakaplı kaplan Collarwali’nin ölümü Hindistan’ı yasa boğdu

Muhafızlar kaplanın cesetlerini yakmaya hazırlık için çelenklerle süslenmiş parçaları yerleştiriyor (AFP)
Muhafızlar kaplanın cesetlerini yakmaya hazırlık için çelenklerle süslenmiş parçaları yerleştiriyor (AFP)

Hindistan’da kaplan severler, hayatı boyunca onlarca doğum yapmasıyla ünlenen Collarwali’nin ölümüyle yasa boğuldu.
Hayatı boyunca 29 yavru doğurduğu için kendisine ‘Süper Anne’ denilen Collarwali, geçtiğimiz hafta sonu yaşlılıktan kaynaklanan komplikasyonlar sebebiyle 16 yaşında hayatını kaybetti. Collarwali’nin dünyaya getirdiği kaplanlar, Hindistan’ın Madya Pradeş eyaletinin Pench Ulusal Parkı’nda koruma altına alınırken, Hindistanlı bazı orman korucuları, Collarwali için cenaze töreni düzenledi. Kaplanın cesedi Hindi ritüellerine uygun bir şekilde yakıldı.
Sosyal medyada Collarwaali hayranları üzüntülerine dile getiren paylaşımlarda bulundu. Pench Ulusal Parkı Şefi Alok Mishra, bu kaplanın parkta herkes tarafından ­tanındığını söyledi. Hayatı boyunca 29 yavru doğuran Süper Anne’nin yavrularından 25’inin yetişkinliğe adım attığı belirtildi. Collarwaali’nin tasmasına verici takılı ilk kaplan olduğunu söyleyen Mishra, bu tasmanın kendisini yakından izleme imkanı sağladığını söyledi.
Ülkenin dört bir yanından gelen ziyaretçiler, 1865’te Mumbai’de doğan Rudyard Kipling’in ünlü Orman Kitabı’na ilham verdiğine inanılan parkta Collarwali’yi görmek için sıraya giriyordu.  
Kontrolsüz avlanma ve kentleşme sebebiyle oluşan habitat kaybı dünyada kaplan sayısında önemli bir düşüşe neden oldu. Hindistan, dünyanın kalan kaplan nüfusunun yaklaşık yüzde 75'ine ev sahipliği yapıyor ve 2018'de yapılan son sayıma göre bu hayvanların sayısı yaklaşık üç bin.



Bazı balıklar yakalandıktan sonra 20 dakika dayanılmaz bir acı çekiyor

Gökkuşağı alabalığı (AFP)
Gökkuşağı alabalığı (AFP)
TT

Bazı balıklar yakalandıktan sonra 20 dakika dayanılmaz bir acı çekiyor

Gökkuşağı alabalığı (AFP)
Gökkuşağı alabalığı (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre gökkuşağı alabalığı gibi balıklar, gıda için avlanıp öldürülürken 2 ila 20 dakika dayanılmaz bir acı çekiyor.

Scientific Reports adlı akademik dergide yayımlanan araştırma, balıkların kesim sırasında yaşadığı gizli acıyı ortaya koyuyor ve onların refahını iyileştirmek için çözümler sunuyor.

Araştırmacılar, bu bulguların her yıl insan tüketimi için öldürülen 2,2 trilyon vahşi ve 171 milyar çiftlik balığının refahını iyileştirmeye yardımcı olacağını umuyor.

Çalışmada bilim insanları, balıkların havayla boğulması diye adlandırılan yaygın bir kesim yöntemine odaklandı. Hayvan refahı grupları, bu süreçte balıkların bilincini kaybetmesi için önemli miktarda zaman geçmesi nedeniyle, balıkları oksijensiz bırakmayı içeren bu yöntemi insanlık dışı diye niteledi.

Araştırmacılar, gökkuşağı alabalığının bu süreçte ortalama 10 dakika boyunca şiddetli acı çektiğini ve balıkların boyutu ve su sıcaklığı gibi faktörlere göre bu sürenin 2 ila 22 dakika olduğunu tespit etti.

"Boğulma sırasında ortaya çıkan stres tepkilerini inceleyen araştırmalar doğrultusunda, her alabalığın 10 dakika orta ila şiddetli acı çektiğini tahmin ediyoruz" diye yazdılar.

Çalışma, balıkların yakalandıktan sonra buzlu suda soğutulmasının daha da büyük bir acı yüküne neden olabileceği uyarısında bulundu. "Metabolik süreçleri yavaşlatarak, düşük sıcaklıklar bilinç kaybına kadar geçen süreyi uzatabilir" diye belirtildi.

Diğer müdahalelere bakıldığında araştırmacılar, doğru uygulandığında elektrikle bayıltmanın, balıkların kesilmesi için harcanan her ABD doları başına balıkların yaşadığı orta ila aşırı ağrıyı 1 ila 20 saat önleyebileceğini buldu.

Araştırmacılar, özel cihazlarla hayvanın kafasına darbeyi içeren vurarak bayıltma adlı başka bir yöntemin balıkları fazla acı çekmeden hızlıca öldürebildiğini ancak "uygulama zorluklarının" bulunduğunu belirtti. Nakliye sırasında balıkların sıkışık tutulması gibi diğer kesim öncesi uygulamaların balıkların daha da fazla acı çekmesine neden olabileceğini eklediler.

Çalışma ayrıca, hayvanların çeşitli acı veya refah durumlarında geçirdiği toplam süreyi tahmin ederek hayvan refahını ölçen yöntem Refah Ayak İzi Çerçevesi'nin kullanımını da vurguladı.

Bu yöntem, farklı hayvan refahı müdahaleleri arasında doğrudan karşılaştırma yapmak için zaman bazlı değerleri öznel deneyimlere uyguluyor.

Çalışmanın yazarlarından Wladimir Alonso, "Refah Ayak İzi Çerçevesi, hayvan refahını değerlendirmek için titiz ve şeffaf, kanıta dayalı bir yaklaşım sunuyor ve en büyük etkiyi elde etmek adına kaynakların nereye tahsis edileceğine dair bilinçli kararlar alınmasını sağlıyor" dedi.

Bu bulgular, maliyet-fayda kararlarına rehberlik etmek ve alabalık kesim düzenlemeleri ve uygulamaları hakkında bilgi vermek için şeffaf, kanıta dayalı ve karşılaştırılabilir ölçütler sağlıyor.

Independent Türkçe