2022 bizi yeni bir ekonomik düzenle karşı karşıya bırakır mı?

2022 bizi yeni bir ekonomik düzenle karşı karşıya bırakır mı?
TT

2022 bizi yeni bir ekonomik düzenle karşı karşıya bırakır mı?

2022 bizi yeni bir ekonomik düzenle karşı karşıya bırakır mı?

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başlamasından bu yana iki yıl geçerken küresel ekonominin devleri ve gelişmiş ülkeler, eski ve geleneksel sosyal ve ekonomik kavramların çoğunun yeniden gözden geçirilmesini gerektiren yeni bir takım yapısal zorluklarla karşı karşıyalar.
İster nüfus ister doğal kaynaklar bakımından olsun, her alanda devasa bir büyüklüğü olan Çin ile söze başlamak istiyorum. Çin’in büyüklüğü konusunda, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun (USGS) verilerine göre dünya minerallerinin yüzde 38’inin Çin topraklarında bulunduğunu, petrol üretiminin, Suudi Arabistan dışındaki tüm Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ülkelerinin toplam üretimini aştığını, buna karşın petrol tüketiminin, üretiminin üç katı olduğunu söylememiz yeterli olacak. Çin aynı zamanda komşularından büyük miktarlarda yarı iletken (çip) ithal ediyor. Öyle ki komşu ülkelerden yapılan toplam yarı iletken ihracatının yüzde 30'u Çin’e yapılıyor.
Çin, 1949 yılında komünist bir yaklaşım benimsemesinden bu yana, uygulanan ekonomik politikalar ve bazı doğal afetler nedeniyle 1958 ile 1962 yılları arasında yaşanan büyük kıtlık gibi birçok zorlukla karşı karşıya kaldı. Böylece Çinli bilge kişiler, o dönem, ‘Kırmızı Kitap’ta yer alan Maoist fikirleri uygulamanın güçlüğünü fark ettiler. Çin, bu bağlamda, adı ‘Filozof kral’ anlamına gelen Çinli bilge Konfüçyüs’ün “Orta Yol'da olmak en yüksek değerdir” sözüne tutundu. Evet, orta sınıfın geliri ne kadar istikrarlı ve toplumdaki yüzdesi ne kadar yüksek olursa, devlet o kadar istikrarlı olur. Çin, bu yaklaşımı benimseyerek, 1970’li yıllardan itibaren ekonomik dönüşümünü başlattı ve son otuz yılda yarım milyar Çinli sessizce yoksulluktan kurtuldu. Önce sanayileşmiş bir ülke haline gelen Çin ardından, 2020 yılında ekonomisinin yüzde 2,4'ünü oluşturan büyük araştırma ve geliştirme harcamaları sayesinde teknoloji ve gelişmiş hizmetlere geçiş yaptı. Çin, araştırma ve geliştirmeye en çok harcamayı yapan ülkeler arasında ABD’den sonra gelse de dijital para birimi ve dünyayı değiştiren beşinci nesil (5G) iletişim ile ilgili harcamaları ve Kamboçya ve Vietnam gibi komşu ülkelerde Doğu Asya rönesansını destekleme gibi bazı dijital gelişim alanlarında ABD’yi geçiyor.
Ancak çocukların oyun saatleri gibi en basit ayrıntılara bile devletin müdahale etmesi ya da teknoloji şirketlerinin içlerinde merkezi otoritenin varlığının güçlendirilmesi, bireysel özgürlüğün sınırlandırılması ve girişimcilerin yükselişinin azalması gibi Çin'in yaşadığı değişimlerin ülke içinde endişe verici olduğunu belirtmek gerekir.
Çin içeriden değişiyor gibi görünebilir, ancak dünya bu değişimin, ilerleme ve yeniliğe ayak uydurmasını, küresel büyümede disiplinli ve etkili bir ortak olmasını istiyor.
Çin ekonomisinin küresel ekonominin beşte birine eş değer olması ve ABD’nin Çin'i bir ticaret savaşı ile karşı karşıya getirdiği sırada Küresel İmalat Sanayi Satın Alma Yöneticileri Endeksi’nin (Purchasing Managers' Indices - PMI) 50'nin altına düşmesi ve 2019 yılında küresel bir sanayi bunalımına yol açması, Çin’i önemli kılıyor.

Enerji sektörü yatırım yapılmamasından ve yüksek fiyatlardan şikayetçi
Batılı kapitalist dünya, pandeminin başlamasından bir yıl sonra virüse karşı aşılar bulunmuş olsa da işler halen iyiye gitmiyor. Pandeminin başlangıcından bu yana zarar eden ve şirketlerin borçları son dört yılda üç katına çıkan havayolu sektörü gibi halen büyük güçlüklerle karşı karşıya olan birçok ekonomi alanı var. Enerji sektörü de yatırım yapılmamasından ve yüksek fiyatlardan şikayetçi. Örneğin dünyanın en büyük gübre firmalarından Yara, Birleşmiş Milletler (BM) İnsani Gelişme Endeksi’ne göre yüzde 28'lik gıda fiyatları enflasyonuna ve tarım ürünlerine olan yüksek talebe rağmen gaz fiyatlarındaki artış nedeniyle bazı fabrikalarını kapattı. Styria Kalkınma Ajansı'nın (SFG) verilerine göre bu yılın başlarında yarı iletkenler için bekleme süresi, bekleme süresinin 12 haftayı geçmediği yıllar öncesine kıyasla 26 haftanın üzerine çıktı. Bu da akıllı telefonlardan araç içi elektronik sistemlere, savunma sanayinden giyilebilir teknolojilere kadar her alanda büyük önem taşıyan bu çipler nedeniyle bu yıl da pazarda gecikmelerin yaşanacağı anlamına geliyor.

Tüm bunlar, 90 yıl önce ortaya çıkan ve çoğu bugün fazla etkili olmayan dünyayı tüketen klasik para yasaları gibi dünyayı halen etkileyen (ABD'de yüzde 7'ye ve Avrupa’da yüzde 4,8'e ulaşan)  enflasyonu yaratan karmaşık sorunlardır. Örneğin, somut genişlemenin büyüklüğü, ne talep fazlalığından ne de enerji, temel emtia ve endüstriyel girdilerdeki kıtlıklardan kaynaklanan enflasyonla ilgili değildir. İşgücü piyasası da pandemi sonrası yaşanan değişimden etkilendi. Yeni becerilere ve uzmanlıklara ihtiyaç duyulur oldu. Bu, işgücünün toplumun omuzlarındaki ağırlığını azalttı ve işsizlik oranındaki düşüşü daha az önemli hale getirerek yüzde 4’e indirdi. Burada çoğu kadın, 50 yaş üstü ve eğitim düzeyi üniversitenin altında olan 3,3 milyondan fazla işçinin yakın zamanda işgücü piyasasından çekildiği belirtilmeli. Bu durum, bazı yaş gruplarında becerilerin gelişiminin işgücü piyasasının yeteneklerinden ve becerilerinden daha hızlı olduğunu, toplumun zenginliğinin arttığını bu yüzden de onları erken emekliğe sevk ettiğini gösteriyor. ABD Merkez Bankası'nın tahminlerine göre 55 yaş üstü bireylerin yaşadığı hanelerin net geliri yaklaşık yüzde 12 arttı. Ancak bu yüzden işsizlik oranlarında gözlemlenen gerileme, üretim kapasitesinin tamamlandığının ve faiz oranlarındaki artışın bir göstergesi sayılamaz. Muhtemelen enflasyon oranları düşmeyecek, fakat yıllık bazda büyüme olacak. Bu da kapitalist sistemin eski sorunlarına bir de sınıflar arasında artan uçurumun yanı sıra sağlık sigortası sistemi ve artan öğrenci kredileri maliyetini ekliyor.
Düşünce ve kavramların gelişimi, medeniyetlerin rönesansının ve inşasının temelidir. Çin dünyayı şaşırtmaya devam etmek istiyorsa, kapitalizmin babası Adam Smith'in “Bireysel hırs kamu yararına hizmet eder” sözünü iyi düşünmeli. Batı ise dondurulmuş haldeki kalkınma hedeflerine ulaşmak için eski yasalarını gözden geçirmek zorunda. Konfüçyüs'ün dediği gibi, “Bir hedefe ulaşmak size zor görünüyorsa, hedefinizi değiştirmeyin, sizi ona ulaştırabilecek yeni bir yol arayın.”



Suudi Arabistan’dan Suriye’ye ilk ham petrol hibe sevkiyatı ulaştı

Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)
Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)
TT

Suudi Arabistan’dan Suriye’ye ilk ham petrol hibe sevkiyatı ulaştı

Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)
Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)

Suudi Arabistan’ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe kapsamında gönderdiği ilk ham petrol sevkiyatı pazar günü Banias Limanı’na ulaştı. Yaklaşık 650 bin varil Suudi ham petrolü taşıyan tanker limana demirledi. Bu sevkiyat, toplam 1,65 milyon varil ham petrolden oluşan hibenin ilk bölümünü oluşturuyor.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan Haber Ajansı SPA’dan aktardığı habere göre teslimat Suudi liderliğinin talimatları doğrultusunda gerçekleştirildi. Krallığın Suriye’yi destekleme konusundaki kararlılığını sürdürecek.

Hibe anlaşması, 11 Eylül’de Suudi Kalkınma Fonu ile Suriye Enerji Bakanlığı arasında imzalanmıştı. Suudi Enerji Bakanlığı’nın gözetiminde uygulanan hibe; Suriye rafinerilerinin işletme kapasitesini artırmayı, operasyonel verimliliği ve mali sürdürülebilirliği sağlamayı, ekonomik kalkınmayı güçlendirmeyi, ekonomik zorlukların aşılmasına katkı sunmayı ve hayati sektörlerin büyümesini teşvik etmeyi hedefliyor. Böylece ulusal ve uluslararası düzeyde Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne destek verilmesi amaçlanıyor.

SPA, bu adımın Suudi Arabistan’ın Suriye halkının yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik süregelen çabalarının ve iki ülke arasındaki güçlü, tarihi bağların bir yansıması olduğunu vurguladı.


Trump, ekonomik baskıların ortasında Wall Street devlerini Beyaz Saray'da akşam yemeğine davet etti

Beyaz Saray yakınlarındaki Lafayette Meydanı'nda Andrew Jackson heykelinin kaidesinde çalışan işçiler (Reuters)
Beyaz Saray yakınlarındaki Lafayette Meydanı'nda Andrew Jackson heykelinin kaidesinde çalışan işçiler (Reuters)
TT

Trump, ekonomik baskıların ortasında Wall Street devlerini Beyaz Saray'da akşam yemeğine davet etti

Beyaz Saray yakınlarındaki Lafayette Meydanı'nda Andrew Jackson heykelinin kaidesinde çalışan işçiler (Reuters)
Beyaz Saray yakınlarındaki Lafayette Meydanı'nda Andrew Jackson heykelinin kaidesinde çalışan işçiler (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, JP Morgan, BlackRock ve Goldman Sachs gibi büyük finans kurumlarının CEO'ları da dahil olmak üzere bir grup önde gelen Wall Street liderini dün Beyaz Saray'da özel bir akşam yemeğine davet etti.

Şarku’l Avsat’ın Financial Times'tan aktardığına göre bu hamle, yönetimin ekonomik performansı, özellikle de son seçimlerde önemli bir sorun olarak ortaya çıkan yaşam maliyeti konusunda artan baskı altında olduğu bir dönemde geldi.

sdefr
ABD Başkanı Donald Trump Oval Ofis'te konuşuyor. (Reuters)

Üst düzey katılım ve hassas zamanlama

Güvenilir kaynaklara göre, akşam yemeğine 12’den fazla üst düzey yönetici ve finans uzmanı katıldı. Bunlar arasında şu isimler yer aldı: JPMorgan CEO’su Jamie Dimon, BlackRock CEO’su Larry Fink, Goldman Sachs CEO’su David Solomon, Blackstone CEO’su Stephen Schwarzman, KKR’ın kurucu ortağı Henry Kravis, milyarder Bill Ackman (Pershing Square), Nasdaq CEO’su Adena Friedman, Intercontinental Exchange CEO’su Jeffrey Sprecher ve New York Borsası Başkanı Lynn Martin.

xfv
BlackRock CEO'su Larry Fink, Hong Kong'da düzenlenen Küresel Finans Liderleri Yatırım Zirvesi’ne katıldı. (Reuters)

Bu toplantı, Trump’ın şirket liderleriyle ilişkileri derinleştirme çabasını ve yönetiminin, Amerikan sermaye piyasalarını güçlendirmeyi ve ulusal güvenlik açısından kritik olan yerel tedarik zincirlerini yeniden inşa etmeyi hedefleyen girişimlerini vurguluyor. Bu girişimler, özellikle yerel üretimi genişletmeye ve kilit endüstrileri yeniden konumlandırmaya odaklanıyor.

Ülkenin en büyük bankası JPMorgan, 10 yıl sürecek 1,5 trilyon dolarlık bir yatırım programı açıkladı. Bu program, tedarik zinciri ve üretim, savunma ve uzay, enerji bağımsızlığı ve ileri teknolojiler gibi ABD’nin ulusal güvenliği ve ekonomik dayanıklılığı açısından kritik sektörleri hedefliyor. Bu plan kapsamında banka, özellikle ulusal güvenlik ve ekonomik dayanıklılık açısından stratejik öneme sahip Amerikan şirketlerine doğrudan hisse ve risk sermayesi yatırımları yoluyla 10 milyar dolara kadar yatırım yapacak.

rgt
JP Morgan CEO'su Jamie Dimon, Miami'deki Kaseya Center'da düzenlenen Amerikan İş Forumu'nda konuşma yapıyor. (Reuters)

Reuters'a göre, bir Beyaz Saray yetkilisi, Trump'ın finans liderleriyle görüştüğünü doğruladı, ancak davetli listesini teyit etmedi.

Wall Street ile yönetim arasındaki istikrarsız ilişki

Wall Street’in Trump yönetimiyle ilişkisi, kasım seçimlerinden sonra çalkantılı bir seyir izledi. Başlangıçta yöneticiler, özellikle rekabet ve düzenleyici konularda iş dünyasını destekleyen bir yaklaşım benimsenmesini beklerken, maliyet düşürme gibi adımların atılması bu erken iyimserliği azalttı. Trump’ın Fed Başkanı Jerome Powell’a yönelik eleştirileri de merkez bankasının bağımsızlığına bağlılığı konusunda şüpheler yarattı.

ty6
Goldman Sachs CEO'su David Solomon, Hong Kong'da düzenlenen Küresel Finans Liderleri Yatırım Zirvesi'nde konuşma yapıyor. (Reuters)

Ancak son dönemde endişeler yatıştı ve üst düzey bankacılar, Trump tarafından atanan düzenleyicilerin sektöre yönelik kuralları gevşetme yönündeki destekleyici açıklamalarından memnuniyet duydu. Bu gelişme, JPMorgan, Goldman Sachs ve Morgan Stanley’nin hisse fiyatlarının dün rekor seviyelere ulaşmasına katkıda bulundu.

Önemli yokluklar ve gergin ortam

Finans sektörünün tüm liderleri akşam yemeğine katılmadı:

- Citigroup CEO'su Jane Fraser, önceden planlanmış bir Asya gezisiyle çakışan programı nedeniyle özür diledi. Fraser'ın daha önce başkanla bir araya gelerek mortgage devleri Freddie Mac ve Fannie Mae'nin özelleştirilmesi planlarını görüştüğünü belirtmekte fayda var.

- Bank of America CEO'su Brian Moynihan akşam yemeğine davet edilmedi. Moynihan, geçmişte başkana bankacılık hizmetleri sunmayı reddettikleri iddiaları nedeniyle bu yılın başlarında Trump'ı kızdıran liderler arasındaydı.

Wall Street yöneticileri, özellikle Beyaz Saray'ın bazı büyük teknoloji gruplarına gümrük vergisi uygulamakla tehdit etmesinin yanı sıra, Paul Weiss hukuk firması ve büyük üniversiteler gibi grupları hedef almasının ardından, başkanı kamuoyunda eleştirmekten çekiniyorlar.

sd
New York Borsası (AP)

Yatırımcılar, bu üst düzey toplantıdan kaynaklanabilecek herhangi bir politika değişikliği veya düzenleyici değişiklikleri yakından takip edecekler. Örneğin, vergi politikaları, finansal düzenlemeler veya ticaret anlaşmalarındaki değişiklikler, belirli sektörlerin veya piyasanın genelinin performansını önemli ölçüde etkileyebilir. Bu görüşmelerin olası sonuçlarını anlayarak, yatırımcılar ortaya çıkan fırsatlardan yararlanmak veya olası riskleri azaltmak için kendilerini daha iyi konumlandırabilirler.

Aynı zamanda gözlemciler, Beyaz Saray'da düzenlenen üst düzey akşam yemeğini, finans sektörünün iktidar koridorlarında devam eden etkisinin bir kanıtı olarak görüyorlar. ABD ekonomisi hassas bir dengeyle karşı karşıya olduğundan, yönetim ekonomik gündemini şekillendirmek için bu şirket liderlerinin uzmanlığından ve görüşlerinden yararlanmaya çalışıyor.

Trump, yönetimi küresel ticaret ortaklarıyla gerilimleri ele alırken ve ekonomik büyümeyi artırmaya çalışırken, son aylarda iş dünyası liderleriyle özel toplantılar düzenledi. Yönetimin daha geniş ekonomik gündemi, yerli üretimi genişletmeye, kilit sektörleri yeniden ülkeye getirmeye ve özel sektör yatırımlarından yararlanarak ABD'nin ileri teknoloji üretimi ve enerji tedarik zincirlerinde konumunu güçlendirmeye odaklanıyor.


Küresel piyasalar sarsılıyor: ‘Yapay zekâ balonu’ korkusu Asya genelinde satış dalgasına neden oldu

Güney Kore'nin KOSPI endeksini gösteren bir ekran (AFP)
Güney Kore'nin KOSPI endeksini gösteren bir ekran (AFP)
TT

Küresel piyasalar sarsılıyor: ‘Yapay zekâ balonu’ korkusu Asya genelinde satış dalgasına neden oldu

Güney Kore'nin KOSPI endeksini gösteren bir ekran (AFP)
Güney Kore'nin KOSPI endeksini gösteren bir ekran (AFP)

Asya borsaları bugün keskin bir düşüş yaşadı. Wall Street'te teknoloji sektörlerinin öncülüğünde başlayan satış dalgası, yapay zekâ şirketlerinin aşırı değerlendiğine dair artan endişelerle daha da şiddetlendi.

Bu durum, yatırımcıların yapay zekâ yatırımlarının bir balon haline gelip gelmediğine dair heyecandan temkinli bir tutuma geçtiklerinin küresel bir göstergesi. Söz konusu düşüş, Wall Street yöneticilerinin zayıf piyasaların olası bir düzeltmeyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıda bulunduğu ABD'deki Standard & Poor's ve Nasdaq endekslerindeki düşüşün ardından geldi. Şarku’l Avsat’ın Financial Times'tan aktardığına göre yöneticiler, piyasaların ‘yüzde 10 veya yüzde 20 oranında yükseliştense, düzeltmeye uğrama olasılığının daha yüksek’ olduğunu belirttiler.

Fırtınanın merkezinde Asya teknoloji endeksleri

Yapay zekâ coşkusu sayesinde bu yıl güçlü bir performans gösteren Asya piyasaları en çok etkilenenler oldu. Bu yıl en iyi performans gösteren endekslerden biri olan Güney Kore'nin KOSPI endeksi, kayıplarını hafifçe azaltmadan önce yüzde 6,2 oranında keskin bir düşüş yaşarken, Japonya'nın Nikkei 225 endeksi işlemlerin başlangıcında yüzde 4,3 oranında düştü. Taipei'nin Taiex endeksi yüzde 2,4, Hong Kong'un Hang Seng endeksi yüzde 0,9 ve Çin’in CSI 300 endeksi ise yüzde 0,7 değer kaybetti. Bu daralma bugün ABD ve Avrupa piyasalarında daha fazla düşüş beklentisine yol açtı.

Çip üretimi devlerine doğrudan darbe

ABD'nin yapay zekâ ihtiyaçlarının ana tedarikçileri olan Asyalı çip üreticileri, en çok satılan hedefler arasındaydı. Yapay zekada kullanılan yüksek bant genişliğine sahip bellek çiplerinin en büyük üreticilerinden ikisi olan SK Hynix ve Samsung Electronics'in hisseleri sırasıyla yüzde 7 ve yüzde 6,1 değer kaybetti. Dünyanın en büyük çip üreticisi Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC) de değerinin yüzde 3'ünü kaybetti. Analistler, bölgesel çip üreticileri ile ABD yapay zekâ start-up'ları arasında yapılan bir dizi anlaşmanın desteğiyle, Kuzey Asya'da yapay zekâ beklentilerinin son zamanlarda önemli ölçüde arttığını belirtiyor.

Borsa piyasalarındaki çalkantıya rağmen, tahvil ve döviz piyasaları bir miktar istikrar gösterdi. 10 yıllık ABD hazine tahvillerinin getirileri hafifçe düştü ve dolar, bir dizi para birimi ve Japon yeni karşısında hafif değer kaybetti.