Batı, Viyana müzakerelerinde İran’a uyarı yaptı

Berlin ve Paris, kritik Şubat ayında yaklaşımın değiştirilmesi gerektiğini vurguladı

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, ABD’li mevkidaşı Antony Blinken, Fransız mevkidaşı Jean-Yves Le Drian ve İngiltere’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly ile 20 Ocak’ta Berlin’de (AP)
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, ABD’li mevkidaşı Antony Blinken, Fransız mevkidaşı Jean-Yves Le Drian ve İngiltere’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly ile 20 Ocak’ta Berlin’de (AP)
TT

Batı, Viyana müzakerelerinde İran’a uyarı yaptı

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, ABD’li mevkidaşı Antony Blinken, Fransız mevkidaşı Jean-Yves Le Drian ve İngiltere’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly ile 20 Ocak’ta Berlin’de (AP)
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, ABD’li mevkidaşı Antony Blinken, Fransız mevkidaşı Jean-Yves Le Drian ve İngiltere’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly ile 20 Ocak’ta Berlin’de (AP)

İran’ın nükleer programıyla ilgili görüşmelere katılan Batı Dörtlüsü’nün dışişleri bakanları, ‘müzakere sürecini hızlandırma, anlaşma şartlarına ortak uyuma geri dönme ve nükleer faaliyetlerinin genişlemesini durdurma’ gerekliliğine dikkati çekerek, Tahran’a bir uyarı daha gönderdi. Bakanlar, Viyana müzakerelerinin ‘önemsiz’ olsa da ‘hassas bir aşamaya’ ulaştığını belirtti.
İran nükleer meselesi, 20 Ocak’ta Berlin’de ABD, Almanya, İngiltere ve Fransa’nın dışişleri bakanlarının katıldığı dörtlü toplantının ana başlıklardan biriydi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Avrupalı ​​mevkidaşlarıyla görüşmesinden sonra Alman mevkidaşı Annalena Baerbock ile düzenlediği bir basın toplantısında Viyana sürecinin ‘hassas bir aşamaya’ ulaştığını söyledi. Blinken aynı zamanda, ilerleme kaydedilmediği takdirde Tahran ile farklı bir yol izlenmesi gerekeceği konusunda uyarıda bulundu. Reuters haber ajansının aktardığına göre ABD’li yetkili, “Gerçek bir aciliyet var ve anlaşma için ortak bir uyuma dönüp dönemeyeceğimizi belirlemek, artık birkaç hafta meselesi” dedi.
İran ile ABD arasında yaklaşık iki ay önce nükleer anlaşmanın kurtarılması amacıyla dolaylı görüşmeler yeniden başladı, müzakere heyetleri arasında çeşitli düzeylerde 25 gün mekik istişareleri yapıldı ve süreç düne kadar devam etti.
“Mevkidaşlarımla yaptığım görüşmelerden sonra değerlendirmem, karşılıklı bir uyuma geri dönüşün hala mümkün olduğu yönünde” diyen Blinken, “İran’ın hepimizin kabul edebileceği şartlar karşılığında nükleer anlaşmaya uymayı reddetmesi halinde atacağımız adımları birlikte görüştük” ifadelerini kullandı. ABD’li yetkili ayrıca, sekizinci tur müzakerelerinin ‘biraz mütevazi bir şekilde ilerlediğini, ancak henüz olunması gereken yere ulaşmadıklarını’ belirtti.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, ‘acil bir ilerleme sağlama’ gerekliliğine dikkati çekerek, Tahran’ı müzakereleri baltalamakla suçladı. ‘Çözüm penceresi kapanmak üzere’ diyen Baerbock, “Müzakereler kritik bir aşamada. Çok acilen ilerlemeye ihtiyacımız var, aksi takdirde ortak bir anlaşmaya varmayı başaramayacağız” şeklinde konuştu.
Bakan Baerbock, İran’ın uranyumu yüzde 60’a kadar zenginleştirdiğine dikkat çekti. Bu oran, nükleer silaha sahip olmayan bir ülke için benzeri görülmemiş bir oran. Alman Bakan ayrıca, “Bunun için makul bir açıklama yok. İran da bunun için makul bir açıklama yapmadı” dedi.
Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığı habere göre Yeşiller Partisi’ne bağlı politikacı, amacın hala nükleer anlaşmayı korumak ve uranyum zenginleştirmeyi durdurmak olduğunu, ayrıca ‘Viyana’daki müzakerelerin belirleyici bir aşamaya girmediğini, aksine belirleyici aşamada olduğunu’ söyledi.
Blinken da müzakerelerin ‘belirleyici bir anda’ olduğunu kabul ederken, bir anlaşmaya varmak için ‘zamanın tükendiğini’ vurguladı. Blinken’ın Berlin’deki görüşmelerinden bir gün önce de ABD Başkanı Joe Biden, Tahran ile görüşmelerden vazgeçilmemesi gerektiğini vurgulayarak, ‘biraz ilerleme kaydedildiğini’ belirtti.
Paris’te Fransa Dışişleri Bakanlığı, Bakan Jean-Yves Le Drian aracılığıyla ‘Paris’in Viyana’daki müzakerelerinin yavaş ilerlemesi ve sürdürülemez bir duruma gelme olasılığı konusundaki karamsarlığını yansıtan’ bir bildiri yayınladı.
Le Drian, müzakerelerin yaklaşık iki ay önce ‘beş aylık bir aradan sonra’ yeniden başladığını hatırlatırken, kendisi ve diğer dışişleri bakanlarının ‘müzakerelerin kısmi, çekingen ve yavaş ilerleme kaydettiği ve buna paralel olarak İran nükleer programı hızla ilerlemeye devam ederken müzakere sürecinin bu kadar yavaş ilerleyemeyeceği konusunda’ aynı sonuca vardıklarını vurguladı.
“Sürdürülemez bir duruma çok çabuk ulaşacağız. Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (nükleer anlaşma), kaçınılmaz sonuna ulaşacağını söyleyebilirim” diyen Bakan, Batılı ülkeler, Rusya ve Çin’in hala tüm tarafların taahhütlerine geri dönmesine bağlı olduklarına dikkati çekti. Fransız Bakan, “İran, bu yavaş tempoyla müzakerelere devam ederse, bu hedefe ulaşmak mümkün olmayacak” dedi.
Le Drian’ın açıklamasından 1 saat önce de Fransız bir diplomatik kaynak, isminin açıklanmaması koşuluyla gazetecilere açıklama yaptı. Diplomat, mevcut gidişat bir anlaşma sağlamayacağı için müzakerelerin hızının artırılması gerektiğini vurguladı. Son ilerleme, müzakerelerin temel konularını kapsamadı. Bu bağlamda diplomat, İran’ın müzakerelere yaklaşımının kritik Şubat ayından önce değişmesi gerektiğini ifade etti.
Kaynak, bir son tarih belirtmezken, müzakerelerin seyrine yönelik mevcut yaklaşımın kabul edilemez olduğunu söyledi. Kaynak ayrıca, “Yaklaşımı değiştirmemiz gerekiyor gibi görünüyor. Şubat ayının kesinlikle çok önemli olacağını düşünüyorum. Viyana’da böyle devam etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Aynı şekilde Fransa ve Japonya dışişleri ve savunma bakanları da 20 Ocak’ta video konferans aracılığıyla düzenledikleri bir toplantının ardından ortak bir bildiri yayınlayarak, İran’a nükleer faaliyetlerini genişletmesini durdurma çağrısında bulundu.
İran, ABD’li yetkililerle doğrudan müzakere etmeyi reddediyor. Bu da diğer tarafların (İngiltere, Çin, Fransa, Almanya ve Rusya), iki taraf arasında mekik çabası yapması yürütmesi anlamına geliyor.
Son birkaç gündür Batılı diplomatlar, gelecek birkaç hafta içinde bir ilerlemenin sağlanabileceğine dair iyimserlikten söz etti. Ancak zor sorunlara çözüm bulunamayan keskin anlaşmazlıklar hala mevcut. İran, Batılı güçler tarafından dayatılan herhangi bir zaman sınırını reddediyor.
Tahran’da muhafazakâr ‘Farheekhtegan’ gazetesi, ismi açıklanmayan bir İranlı kaynaktan alıntı yaparak, Batılı tarafların ‘şimdiye kadar yaptırımların kaldırılması için 10 günlük bir doğrulama süresi üzerinde anlaştıklarını’ bildirdi. Gazete, ancak İran tarafının daha uzun bir süre istediğini belirtti. Kaynak, 10 günlük sürenin Batılı tarafların doğrulama süreci için başlangıçta 1 gün vermesinden sonra belirlendiğine dikkat çekti.
Tahran rejiminin lideri “Rehber” Ali Hamaney’in uluslararası ilişkiler danışmanı Ali Ekber Velayeti’nin ofisine yakın olan gazeteye göre, ‘adım adım bir süreçte bir dizi önlemin uygulanmasına başlanması’ planlanıyor.
Bu hafta başlarında Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi Sözcüsü Milletvekili Ebu el-Fadl Amuli, Devrim Muhafızları’na bağlı ‘Javan’ (Civan) gazetesine açıklamada bulunarak, Viyana görüşmelerinden kaynaklanabilecek herhangi bir anlaşmanın uygulama düzenlemelerinde zorluklar olduğunu belirtti. Sözcü, bu çerçevede ‘yaptırımların kaldırıldığını doğrulama’ ve ‘eski koşulların tekrarlanmaması sağlama’ meselelerine dikkati çekti. Amuli, geçici bir anlaşma yapma olasılığı hakkında medyada çıkan haberleri ise önemsemedi.
Aynı şekilde ‘Farheekhtegan’ gazetesine göre İran, Batılı taraflardan kendisine dört güvence vermesini istedi. Bu çerçevede ilki, İran’ın ‘Natanz’ ve ‘Fordo’ tesislerinde çalıştırdığı gelişmiş santrifüjleri tahrip etmeden korumakla ilgili. Bunların, nükleer anlaşmanın başarısız olması durumunda İran’ın nükleer alanda zarar görmemesi için Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ve İran’ın gözetiminde ortaklaşa mühürlenmesi.
İkincisi ise ABD Hazine Bakanlığı’nın, nükleer anlaşma devam etsin ya da etmesin, tüm şirketlere İran ile 4 ila 6 yıl arasında faaliyet gösterme izni veren bir uygulama emri yayınlamasıyla ilgili.
Üçüncü olarak kaynak, İran’ın Avrupa Birliği (AB) ve ABD’den yasal güvenceler talep ettiğini açıkladı. Dördüncü olarak ise İran, ABD Başkanı ve AB devlet başkanlarının yazılı olarak kabul etmesi koşuluyla nükleer anlaşmadan çekilmeyeceklerine dair siyasi bir güvence istiyor.



Ben-Gvir, itfaiye aracı bağışı ve 17 gencin eğitimiyle Suveyda sakinlerinin gönlünü kazanmaya çalışıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
TT

Ben-Gvir, itfaiye aracı bağışı ve 17 gencin eğitimiyle Suveyda sakinlerinin gönlünü kazanmaya çalışıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çarşamba günü üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun yaklaşık bir yıldır İsrail’in işgali altında bulunan Suriye’nin güney bölgelerine yaptığı provokatif turdan ve aynı anda Suriye’den yürütülen silah kaçakçılığı ağının ortaya çıkarılmasından bir gün sonra, İsrail makamları dikkat çeken bir açıklama yaptı. Açıklamaya göre İsrail, Suveyda’dan 17 Dürzi gencine profesyonel yangın söndürme eğitimi vermeyi ve vilayete bir itfaiye aracı hediye etmeyi planlıyor.

Bu açıklama, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Paylaşımların çoğunda, İsrail’in niyetlerine yönelik eleştiriler ve uyarılar öne çıktı. Sosyal medya kullanıcıları, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana İsrail’in 450 kilometrekareyi aşan Suriye toprağını işgal ettiğine (1967’den beri işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri’ne ek olarak) ve Şam’dan ülkenin güney ve güneybatı sınırlarına uzanan bölgede güvenlik kontrolünü dayattığına dikkat çekti.

İsrail güçlerinin Suriye topraklarına ilk adım attığı günden bu yana bölgede gerilim yarattığı, toplumsal çatışmaları körüklemeye çalıştığı, hava saldırıları ve topçu bombardımanları düzenlediği, hatta Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı hedef aldığı belirtildi. Bu adımların, Şam yönetimine baskı kurmak ve onu güvenlik anlaşmalarına zorlamak amacı taşıdığı ifade edildi.

Gelen son bilgilere göre, Arap karşıtı söylemleri, aşırı sağcı tutumu ve ırkçı görüşleriyle bilinen İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir bakanlığına bağlı İtfaiye Kurumu’na Suveyda’ya bir itfaiye aracı gönderilmesi yönünde talimat verdi. Ben-Gvir bu adımı ‘üst düzey insani bir girişim’ olarak tanımladı. Ancak bölge kamuoyu, özellikle Araplarla ilgili politikaları göz önüne alındığında, Ben-Gvir’in bu girişiminin insani amaçlar taşıdığına pek ihtimal vermiyor. Bu nedenle söz konusu adımın gerçekten Suveyda’da çıkabilecek yangınlara destek olmayı mı hedeflediği, yoksa bölgede yeni fitneler ve çatışma alanları yaratmayı mı amaçladığı yönünde soru işaretleri doğmuş durumda.

cdft
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 28 Ocak 2024 tarihinde Gazze Şeridi ve Batı Şeria'nın kuzeyinde yerleşim yerlerinin yeniden inşası için çağrıda bulunan bir konferansta konuşuyor. (Reuters)

Gelen bilgiler, söz konusu girişimin İsrail’in güney Suriye’deki nüfuzunu ‘insani yardım’ görünümü altında genişletmeyi hedefleyen daha kapsamlı bir planın parçası olabileceği yönünde. Bu çerçevede İsrail’in, Suriye toplumunda ayrışma yaratmak amacıyla Dürzi topluluğu ile ‘özel bağlara’ sahip olduğu iddiasını öne çıkardığı değerlendiriliyor.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre Dürzi topluluğundan 17 genç, üç hafta sürecek yoğun bir itfaiyeci eğitimine tabi tutulacak. Programın ardından her bir katılımcı, tam teçhizatlı şekilde Suriye’ye dönecek. Ayrıca Suveyda’da yeni bir itfaiye istasyonu kurulacağı ve bölgeye bir itfaiye aracı gönderileceği bildirildi.

Haberde, Ben-Gvir’in “Suriye’deki itfaiye istasyonu acil durumlarda kurtarma kapasitesi sağlayacak” dediği aktarıldı. Haberin devamında, İsrail’in, güney Suriye’deki Dürzilerle ilişkisini ‘derin bir stratejik bağ’ olarak nitelendirdiği ve sınırın ötesinde yaşayan Dürzi aileleri de bu çerçevede değerlendirdiği ifade edildi.

Ben-Gvir’in ayrıca şu sözlerine yer verildi: “İsrail’deki Dürzi topluluğuyla ilişkileri güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Bunu hem ulusal güvenlik kurumlarında Dürzi subayların üst görevlere getirilmesiyle hem de ihtiyaç duyulan her alanda destek ve yardım sağlayarak yapacağız.”

xsd
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nden İsrail ile Suriye sınırında kaçakçılık faaliyetlerinin artması, bu bölgeyi ‘Ekim 2023'ten bu yana silah ve uyuşturucu kaçakçılığının aktif bir merkezi’ haline getirdi. (İsrail Ordusu)

Söz konusu haber, çarşamba günü ortaya çıkarılan Suriye kaynaklı silah kaçakçılığı ağına ilişkin polis tarafından yayımlanan yeni detaylarla aynı dönemde gündeme geldi. Tel Aviv tarafından ‘Dürzi ağı’ olarak adlandırılan yapılanmanın tüm üyelerinin (18 kişi) Dürzi kökenli olduğu açıklandı.

Ağda yer aldığı belirtilen bazı isimler kamuoyuyla paylaşıldı. Buna göre Şefa Amr kentinde yaşayan 49 yaşındaki Rami Ebu Şah, yapılanmanın lideri olarak gösteriliyor. Diğer üyeler arasında Suriye’nin Hadr köyünden Yaser Burcas (29), Revad el-Bassar (25) ve Selman Ebu Kays (51) bulunuyor.

İsrail tarafında gözaltına alınanlar arasında ise Rami Ebu Şah’ın yanı sıra Yarka köyünden Emir Selman (25) ve Munir Ebu Davud (26) yer alıyor. Ayrıca İsrail ordusuna mensup askerler arasında İyad Halebi (45), Emel Selim (26), Suheyl Meadi (21) ve Şefa Amr’dan Salih Hanayfis’in (23) tutuklandığı bildirildi. Kimliklerinin açıklanmasına izin verilmeyen sekiz kişinin daha gözaltında olduğu ifade edildi.

xsdf
Suriye'den İsrail'e silah kaçakçılığı… Tel Aviv, düzenli ve yedek askerler dahil olmak üzere beş kişinin olayla ilgisi olduğunu açıkladı. (Polis Sözcüsü)

İsrail basınında yer alan sızıntılara göre, silah kaçakçılığında kullanılan araçların orduya ait kamyon ve askeri taşıtlar olduğu iddia edildi. Silahları ülkeye getirenlerin ise Bedevi aşiretlerin saldırısı sırasında Suveyda’yı savunmak için Suriye’ye geçtiklerini öne süren İsrailli Dürziler olduğu belirtildi. Bu kişilerin bölgede çok büyük miktarda silah buldukları ve bunları son derece düşük fiyatlara satın aldıkları ifade edildi. Aktarılan bilgilere göre bir tabanca bin şekel (yaklaşık 300 dolar), bir makineli tüfek 3 bin şekel, bir RPG roketatar ise 4 bin şekele alınmış; bu silahların İsrail’de beş ila on katı fiyatlarla satıldığı kaydedildi. Ayrıca, Suveyda’ya gönderileceği duyurulan itfaiye aracına ilişkin haberin, silah ticareti skandalının üzerini örtmeye yönelik bir girişim olabileceği ihtimali de gündeme geldi.


Putin, askeri liderlerle bir araya gelerek Ukrayna'da savaş hedeflerine tam anlamıyla ulaşılması çağrısında bulundu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
TT

Putin, askeri liderlerle bir araya gelerek Ukrayna'da savaş hedeflerine tam anlamıyla ulaşılması çağrısında bulundu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)

Kremlin, dün yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Genelkurmay Başkanı, Harekât Dairesi Başkanı ve Batı ve Güney askeri gruplarının komutanlarıyla bir araya geldiğini duyurdu.

Kremlin açıklamasına göre Putin, Rus askeri liderlerine Ukrayna'daki özel askeri harekâtın hedeflerine tam olarak ulaşılması gerektiğini vurgulayarak, Kupyansk -Oskol civarında yaklaşık 15 Ukrayna silahlı kuvvetleri taburunun kuşatıldığını kaydetti.

Kremlin, Putin'in Ukraynalı askerlerin silahlarını bırakıp teslim olma yetkisine sahip olması gerektiğini ve Ukrayna'daki siyasi liderliğin "iktidarı gasp eden bir suç örgütünden ibaret" olduğunu söylediğini belirtti.

fgth
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kremlin'de Rusya Güvenlik Konseyi toplantısına başkanlık ediyor (AFP)

Putin, "Kiev rejiminin temsilcileri altın saraylarda oturuyor ve Ukrayna ve askerlerinin kaderini düşünmüyorlar" ifadesini kullandı.

Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ise Rus güçlerinin Ukrayna'nın kuzeydoğusundaki Kobani şehrinin tam kontrolünü ele geçirdiğini ve Rus silahlı kuvvetlerinin operasyonlarını sürdürdüğünü, neredeyse her yöne doğru ilerlediğini vurguladı. Ayrıca, Harkov bölgesindeki Volçansk şehrinin topraklarının yüzde 80'inden fazlasının kurtarıldığını da kaydetti.

Putin'in askeri liderlerle görüşmesi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için hazırladığı 28 maddelik planın onaylandığına dair medya haberlerinin ardından geldi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise "bu ABD planının taslağı üzerinde çalışmayı" kabul ettiğini doğruladı.


İsrail, Gazze'deki kontrolünü sağlamlaştırmak için suikastları yoğunlaştırıyor

İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).
İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).
TT

İsrail, Gazze'deki kontrolünü sağlamlaştırmak için suikastları yoğunlaştırıyor

İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).
İki Filistinli kadın, İsrail'in Ams kentine düzenlediği hava saldırısında yakınlarını kaybetmelerinin acısını paylaşıyor (EPA).

İsrail, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesten bu yana düzenli aralıklarla gerçekleştirdiği hedefli suikastlar aracılığıyla bölge üzerinde güvenlik kontrolünü sağlamaya çalışıyor. Bu operasyonlar son zamanlarda yoğunlaşarak, sözde geri çekildiği "sarı hattı" bile aştı ve böylece ateşkes anlaşmasının "ikinci aşamasına" geçişi engelledi.

İsrail, iddia edilen güvenlik olaylarını saldırı düzenlemek için defalarca istismar ederken, diğer durumlarda, özel kuvvetlerinin silahlı mensuplarını veya Filistinli işbirlikçilerini kullanarak aktivistlere suikastlar düzenledi.

İsrail, çarşamba akşamı düzenlediği bir dizi hava saldırısında onlarca kişiyi ve en az iki Hamas saha komutanını öldürdü.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Ordu Radyosu'ndan aktardığına göre Şin Bet güvenlik servisi, Gazze Şehri'nin Zeytun semtinde Kassam Tugayları komutanlarının bir toplantısı hakkında kesin istihbarat aldı. Toplantıya saldırı düzenlendi ve komutanlardan en az ikisi öldürüldü.