FBI, ABD'yi sarsan Gabby Petito cinayetinin bilinmeyenlerini açıkladı

FBI yetkilileri, Petito ve Laundrie'nin ailelerinin çocuklarının eşyalarını bölüşmeye dair uzlaşıya vardığını da belirtti (Instagram/ @gabspetito)
FBI yetkilileri, Petito ve Laundrie'nin ailelerinin çocuklarının eşyalarını bölüşmeye dair uzlaşıya vardığını da belirtti (Instagram/ @gabspetito)
TT

FBI, ABD'yi sarsan Gabby Petito cinayetinin bilinmeyenlerini açıkladı

FBI yetkilileri, Petito ve Laundrie'nin ailelerinin çocuklarının eşyalarını bölüşmeye dair uzlaşıya vardığını da belirtti (Instagram/ @gabspetito)
FBI yetkilileri, Petito ve Laundrie'nin ailelerinin çocuklarının eşyalarını bölüşmeye dair uzlaşıya vardığını da belirtti (Instagram/ @gabspetito)

İstihbarat teşkilatı FBI, ABD'de geçen yıldan beri gündemden düşmeyen Gabby Petito cinayetinde katilin genç kadının nişanlısı Brian Laundrie olduğunu tespit etti.
Colorado eyaletindeki FBI Denver Bölge Bürosu'ndan cuma günü yapılan açıklamada, 22 yaşındaki Petito'nun ölümünden Laundrie'nin sorumlu olduğuna dair bir kanıt bulunduğu belirtildi.
Açıklamada, 23 yaşındaki Laundrie'nin not defterinin kasımda bulunarak yetkililer tarafından incelendiği ve burada Laundrie'nin cinayet itirafında bulunduğu bildirildi.
Petito ailesiyse avukatlarının paylaştığı açıklama üzerinden FBI yetkililerine teşekkür etti.
Açıklamada, "Bu hayli karışık davada FBI'ın itinalı ve gayretli çalışmaları için çok müteşekkiriz. FBI tarafından toplanan bilgi ve olguların hem niteliği hem de niceliği, Gabby'i öldürenin Laundrie olduğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde gösterdi" dendi.
İstihbarat teşkilatıysa soruşturmanın "yakın zamanda sonlandırılacağını" belirtti.
FBI yetkilisi Charge Michael Schneider, açıklamasında "Bu davanın soruşturmasında atılacak tüm mantıklı adımlar atıldı. Soruşturmada, Laundrie dışında Petito'nun trajik ölümüyle doğrudan bağlantılı olduğu düşünülen hiç kimse tespit edilemedi" ifadelerini kullandı.

Neler olmuştu?
YouTuber ve blog yazarı Petito'nun cinayetine dair soruşturma yaklaşık 4 aydır sürüyor.
Petito ve Laundrie, geçen yıl haziranda karavan yolculuğuna çıkıp ulusal parkları gezmiş ve yolculuklarını YouTube ve Instagram gibi farklı sosyal medya platformlarında paylaşmıştı.
Fakat Petito'nun ailesinin kızlarıyla iletişimi ağustos sonunda kesilmişti. Aile, Petito'ya ulaşamadıkları gerekçesiyle 11 Eylül'de kayıp başvurusunda bulunmuştu.

Daha sonra Laundrie'nin 1 Eylül'de Petito yanında olmadan Florida'ya eve döndüğü ortaya çıkmıştı.
Petito'nun ailesi Laundrie'nin soruşturmaya yardımcı olmasını talep etmiş fakat Laundrie'nin ailesi bunu reddetmişti.
Bir süre sonra Laundrie de ortadan kaybolmuştu. Yetkililere kayıp ihbarında bulunan ailesi Laundrie'yi en son 13 Eylül'de gördüğünü söylemişti.

Petito'nun cesedi 19 Eylül'de Wyoming eyaletinde bulunmuş, adli tıp yetkilileri genç kadının boğularak öldürüldüğünü ve cesedin haftalarca bölgede kaldığını söylemişti.
Arama kurtarma ekipleri, 20 Ekim'de de Florida'daki Myakkahatchee Creek Doğa Parkı'nda Laundrie'ye ait olduğu düşünülen ceset kalıntıları bulmuştu.
Ekipler daha sonra Laundrie'nin dişçisinden alınan kayıtlarla cansız bedenin kendisine ait olduğunu tespit etmişti.
Yapılan incelemelerde Laundrie'nin tabancayla kendini vurarak intihar ettiği belirlenmişti.
FBI'ın olayı çözmesini sağlayan not defteri de Laundrie'nin eşyaları arasındaydı.
Independent Türkçe, CNN, New York Times



Bütün canlıların ölünce sönen tuhaf bir parıltı yaydığı tespit edildi

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels
TT

Bütün canlıların ölünce sönen tuhaf bir parıltı yaydığı tespit edildi

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels

Tıbbi teşhiste güçlü bir yeni aracın önünü açabilecek yeni bir araştırmaya göre, tüm canlı varlıkların canlılıkla bağlantılı olarak yaydığı tuhaf parıltı, öldüklerinde kayboluyor.

Yaşam formları, esasen metabolizmanın yaşamı sürdüren süreçleri beslediği karmaşık biyokimyasal laboratuarlardır.

Bu metabolizmanın yan ürünlerinden biri, reaktif oksijen türleri yani ROS adı verilen, yüksek oranda reaktif oksijen içeren bir grup molekül.

Kanada'daki Calgary Üniversitesi'nden araştırmacılar aşırı ROS üretiminin, oksidatif stres diye bilinen sürece yol açabileceğini ve bunun da vücuttaki kimyasallar arasında, parıltıyla bağlantılı elektron transfer süreçlerini tetiklediğini söylüyor.

The Journal of Physical Chemistry Letters'ta yayımlanan çalışma, farelerde ultra zayıf foton emisyonu (UPE) veya biyofoton emisyonu diye adlandırılan tuhaf parıltıyı belgeliyor.

Araştırmacılar canlı farelerin, yakın zamanda ölen farelere kıyasla kayda değer derecede daha yüksek yoğunlukta UPE yaydığını saptadı.

Buna karşılık bitkilerdeki UPE, sıcaklık değişiklikleri, yaralanma ve kimyasal işlemler gibi stres faktörlerine maruz kalma durumuna göre değişiklik gösteriyor.

Önceki çalışmalar, insan gözüyle görülemeyen son derece düşük yoğunluklu ışığın kendiliğinden salınmasıyla tanımlanan bu parıltının kaynağının ROS olabileceğini öne sürüyor.

200 ila 1000 nanometre aralığındaki spektrumda yer alan bu soluk ışık, tek hücreli organizmalar ve bakterilerden bitkilere, hayvanlara ve hatta insanlara kadar tüm yaşam formlarında gözlemleniyor.

Ancak ölüm ve stresin UPE üzerindeki etkisi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Son çalışma, canlı ve ölü hayvanlardaki bu parıltıyı karşılaştırırken, bitkilerde sıcaklık, yaralanma ve kimyasal işlemlerin UPE üzerindeki etkilerini görselleştirdi.

Bilim insanları, çevredeki ışığın etkisini ortadan kaldırmak için karanlık bölmeler geliştirerek bitki ve hayvanları özel kamera sistemleriyle görüntüledi.

Her iki grup da 37 derece vücut sıcaklığına sahip olmasına rağmen canlı farelerin güçlü bir ışık yaydığını, ötenazi uygulanan farelerden gelen soluk parıltınınsa neredeyse söndüğünü tespit ettiler.

Bilim insanları çalışmada, "Araştırmamız, canlı ve ölü farelerin UPE'si arasında önemli bir fark olduğunu ortaya koydu" diye belirtiyor.

Bitkilerde sıcaklık ve yaralanmalardaki artışın, UPE yoğunluğunda yükselmeye neden olduğunu gözlemledik.

Kimyasal işlemler de bitkilerin ışık yayma özelliklerini değiştirdi.

Araştırmacılar, bitkilerin yaralı bölgelerine lokal anestezik benzokain uygulandığında, test edilen bileşikler arasında en yüksek emisyonun görüldüğünü söylüyor.

Bulgular, UPE'nin hayvanlarda canlılığın ve bitkilerde stres tepkisinin hassas bir göstergesi olabileceğini ortaya koyuyor.

Bilim insanları bu çalışmanın gelecekteki araştırmalar ve klinik teşhisler için UPE görüntülemenin geliştirilmesine katkı sağlamasını umuyor. Araştırmacılar, "UPE görüntüleme, hayvanlarda canlılığın ve bitkilerin strese verdiği tepkilerin invazif olmayan, etiket gerektirmeyen bir şekilde görüntülenmesine olanak sağlıyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe