Mısır artan vakalar nedeniyle seyahat prosedürlerini güncelledi

AstraZeneca aşısının yeni sevkiyatı başkent Kahire’ye ulaştı. (Mısır Sağlık Bakanlığı)
AstraZeneca aşısının yeni sevkiyatı başkent Kahire’ye ulaştı. (Mısır Sağlık Bakanlığı)
TT

Mısır artan vakalar nedeniyle seyahat prosedürlerini güncelledi

AstraZeneca aşısının yeni sevkiyatı başkent Kahire’ye ulaştı. (Mısır Sağlık Bakanlığı)
AstraZeneca aşısının yeni sevkiyatı başkent Kahire’ye ulaştı. (Mısır Sağlık Bakanlığı)

Mısır yönetimi, ülkede yolcu kabulüne ilişkin kuralların ve gerekliliklerini güncellendiğini duyurdu. Hükümetten yapılan açıklamada ayrıca yeni tip koronavirüse (Kovid-19) bağlı artış yaşandığı bir dönemde, AstraZeneca aşısının ek dozlarının teslimatının cuma günü yapıldığı bilgisini verdi. Diğer yandan Yüksek Öğretim ve Bilimsel Araştırmalar Bakanı ve Sağlık ve Nüfus Bakan Vekili Dr. Halid Abdulgaffar, AstraZeneca şirketi tarafından üretilen, Küresel Aşı ve Bağışıklama İttifakı (GAVI) ve Kovid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı (COVAX) aracılığıyla Belçika ve Almanya tarafından sağlanan 667 bin 100 doz aşı alındığını bildirdi.
Abdulgaffar dün yaptığı açıklamada, vatandaşlara koronavirüse ve ona bağlı varyantlara karşı koruma sağlamak için aşı olunması çağrısını yineleyerek Mısır devletinin salgınla mücadelede elde ettiği kazanımları korumak için uluslararası kuruluş ve kurumlarla sürekli iş birliği yaparak vatandaşlara ücretsiz aşı temini konusunda hiçbir çabadan kaçınmadığını vurguladı.
Diğer yandan Abdulgaffar da söz konusu aşıların ülke geneline yayılmış aşı merkezlerine sevk edilmeden önce güvenliğini ve etkinliğini dp-oğrulamak için Mısır İlaç Kurumu (EDA) laboratuvarlarında analiz edileceğini söyledi.
Sağlık Bakanlığı, Mısır’ın antiviral aşıların tedarikini çeşitlendirme ve genişletme planı kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından onaylanan, Sinovac, Sinopharm, AstraZeneca, Sputnik, Johnson & Johnson, Pfizer ve Moderna ’da dahil olmak üzere koronavirüs aşılarını kısa sürede temin edildiğini vurguladı.
Ülkedeki güncel verilere göre Sağlık bakanlığı, laboratuvar analizleri pozitif çıkan bin 403 yeni Kovid-19 vakası tespit edildiğini ve 22 kişinin ise yaşamını yitirdiğini bildirdi. Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre Mısır’da dün akşam itibariyle kayıt altına alınan toplam vaka ayısı 405 bin 393’e yükseldi. Bunlardan 339 bin 259’unun iyileştiği, 22 bin 260’ının ise yaşamını yitirdiği kaydedildi.

Seyahat tedbirleri güncellendi
Mısır, havaalanları, limanlar ve kara geçişlerindeki karantina bölümlerinden giriş şartlarını ve kontrollerini güncelledi.
Bakanlığa göre bu adım, küresel olarak koronavirüs salgını ile ilgili yaşanan son gelişmeler doğrultusunda atıldı. Bunun Mısır devletinin salgınla mücadelede kazanımlarını korumasına, vatandaşlar ve gurbetçiler üzerindeki prosedürlerin kolaylaştırılmasına katkıda bulunduğu vurgulandı.
Mısır Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Hüsam Abdulgaffar, ister Mısır vatandaşı ister yabancılarolsun ülkeye giriş yapan herkesin, koronavirüsle mücadelede WHO veya Mısır İlaç Kurumu tarafından onaylanan aşılardan herhangi birini almalarını zorunlu kılması da dahil olmak üzere yeni önlemlerin bugün itibarıyla uygulanacağını bildirdi..
Hüsam Abdulgaffar ayrıca, ülkeye giriş yapılabilmesi için onaylanan aşılardan birinden en az iki doz (Johnson & Johnson için tek doz) yaptırılması ve son dozun alımının üzerinden en az 14 gün geçmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Sözcü açıklamasının devamında Güney Afrika, Botsvana, Mozambik, Namibya, Lesotho, Zimbabve ve Esvati̇ni̇’den, 12 yaşından küçük çocuklar hariç, Mısır’a giriş yapacakların  en az 72 Saat önce Mısır Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanan tetkiklerden herhangi biri ile negatif sonuçlu PCR test raporu sunmalarının zorunlu olduğu bilgisini paylaştı.



Gişede iyi başlayan yeni korku-komedinin devamı gelecek mi?

Tutsak Abigail, 19 Nisan'da Türkiye'de de gösterime girdi (Universal Pictures)
Tutsak Abigail, 19 Nisan'da Türkiye'de de gösterime girdi (Universal Pictures)
TT

Gişede iyi başlayan yeni korku-komedinin devamı gelecek mi?

Tutsak Abigail, 19 Nisan'da Türkiye'de de gösterime girdi (Universal Pictures)
Tutsak Abigail, 19 Nisan'da Türkiye'de de gösterime girdi (Universal Pictures)

Tutsak Abigail'in (Abigail) yıldızı Melissa Barrera, yeni vampir filminin devamının mümkün olup olmadığını açıkladı. 

1936'da çekilen Drakula'nın Kızı (Dracula's Daughter) filminin öyküsünden esinlenen korku-komedi, 28 milyon dolarlık yapım bütçesine karşılık dünya çapında şimdiden 15 milyon dolar hasılat elde etmeyi başardı. 

Tutsak Abigail, Çığlık 6'nın (Scream 6) da yönetmen koltuğunda oturan ikili Matt Bettinelli-Olpin ve Tyler Gillett'in imzasını taşıyor. 

Barrera'nın başrolünü üstlendiği film, bir çete liderinin kızını kaçıran bir grup suçluyu merkeze alıyor. 12 yaşındaki kızın vampir olduğundan habersiz ekip, bir anda kendilerini büyük bir tehlikenin ortasında buluyor.

IndieWire'a verdiği röportajda Barrera, filmin finansal açıdan başarılı olması halinde Abigail'in devamının çekilebileceğini söyledi. 

"Sadece dişlerimi takıp uçmak istiyorum"

Bir devam filminde neler olabileceğini düşündüğünü anlatan Barrera, katliamdan kurtulan kişi üzerinden ilerlenebileceğini ve canlandırdığı karakterin vampire dönüşmesiyle neler olabileceğini açıkladı.

Film yeterince başarılı olursa ve bir devam filmi yapmak isterlerse, bir vampir Joey olma ihtimali var. Eve dönüyor, vampire dönüşüyor ve Abigail'in peşine düşüyor. Bu kesinlikle olabilir. Ben sadece dişlerimi takıp uçmak istiyorum.

Eleştirmenlere göre Tutsak Abigail'in beklenmedik sonu, anlatı açısından bir devam filminin kolayca çekilmesine olanak tanıyor. 

Hem eleştirmenler hem de sinemaseverler beğendi

Gişede umut vaat eden bir başlangıç yapan film, eleştirmenlerden de övgü dolu yorumlar aldı.

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 84 gibi yüksek bir puana sahip olan Tutsak Abigail, sinemaseverleri de memnun etti. Filmin izleyici skoru 88. Eleştirmenlere göre bu başarılı puanlar da izleyicilerin bir devam filmi görmek isteyebileceği anlamına geliyor.

Gazze yorumları yüzünden Çığlık serisinden kovulmuştu

33 yaşındaki Melissa Barrera, 2022 yapımı Çığlık (Scream) ve geçen yıl gösterime giren Çığlık 6'da rol almıştı. Meksikalı oyuncu, sosyal medyada Gazze Savaşı'yla ilgili yaptığı yorumlar nedeniyle serinin 7. filminden çıkarılmıştı. 

Independent Türkçe, ScreenRant, IndieWire


Esad: ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz

Esad, geçen hafta Rus devlet kanalı Rossiya 1'de yayımlanan bir başka söyleşisinde “Batı'da devlet adamı olarak adlandırılabilecek tek bir politikacı bile kalmadı” demişti (AP)
Esad, geçen hafta Rus devlet kanalı Rossiya 1'de yayımlanan bir başka söyleşisinde “Batı'da devlet adamı olarak adlandırılabilecek tek bir politikacı bile kalmadı” demişti (AP)
TT

Esad: ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz

Esad, geçen hafta Rus devlet kanalı Rossiya 1'de yayımlanan bir başka söyleşisinde “Batı'da devlet adamı olarak adlandırılabilecek tek bir politikacı bile kalmadı” demişti (AP)
Esad, geçen hafta Rus devlet kanalı Rossiya 1'de yayımlanan bir başka söyleşisinde “Batı'da devlet adamı olarak adlandırılabilecek tek bir politikacı bile kalmadı” demişti (AP)

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı İnal Ardzınba'yla söyleşisinde, Suriye'nin 10 yılı aşkın süredir devam eden yalıtılmışlığının ardından açılım arayışları çerçevesinde Washington'la "zaman zaman" görüşmeler yaptığını söyledi.

Abhazya Dışişleri Bakanı Ardzınba, Suriye Devlet Başkanı Esad'la Rusya Devlet Televizyonu için bir söyleşi gerçekleştirdi.

Rusya Devlet Televizyonu Kanal 1'de dün yayımlanan söyleşide Esad, "Amerika şu anda topraklarımızın bir kısmını hukuka aykırı olarak işgal ediyor, terörizmi finanse ediyor ve topraklarımızı işgal eden İsrail'i destekliyor. Ama zaman zaman onlarla görüşüyoruz, her ne kadar bu toplantılar bizi bir yere götürmese de her şey değişecek" ifadelerini kullandı. 

Görüşmelerde kimlerin yer aldığı ya da neler konuşulduğuna dair daha fazla ayrıntı vermeyen Esad, "Batı'yla diyaloğu yeniden kurma olasılığı var mı", sorusunu şöyle yanıtladı:

Umut her zaman oradadır, denememiz gereken bir sonuç olmayacağını bilsek bile. Siyaset mümkün olanı yapma sanatıdır. Onlarla ilgili kötü düşüncelerimize rağmen çalışmalı ve onlara haklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi anlatmalıyız. Onlarla ancak eşitlik temelinde işbirliği yapacağız.

Uzun süre Batı'da yaşadığını belirten Esad, sözlerine şöyle devam etti:

Onların bilimsel ve kültürel başarılarına saygı duyuyorum ve bu başarılar sayesinde güçlendiler. Ancak güç onları yozlaştırdı ve siyasi sınıfta yozlaşma ortaya çıktı. Kişisel kariyerleriyle daha fazla ilgilenmeye başladılar ve artık halklarını umursamadılar. Ve medyaları aileyi yok eden ve insanları çevrelerinden soyutlayan bir sanal gerçeklik yaratıyor. Bütün bunlar onları gelecekte başarılarına odaklanmaya itebilir.

ABD, 2011'de Suriye iç savaşının başlamasıyla Esad yönetimiyle bütün diplomatik bağlarını koparmış ve Suriye'ye yaptırımlar uygulamaya başlamıştı. ABD'nin bu kararının ardından pek çok Batılı ülke ve bazı Arap ülkeleri de Suriye'yle ilişkilerini kesmişti.

Diğer yandan Suriye geçen yıl Arap dünyasıyla ilişkileri yeniden kurmaya yöneldi. 11 yıl aradan sonra Aralık 2023'te Suudi Arabistan'a büyükelçi atayan Suriye, ABD'nin müttefiki zengin Körfez ülkeleriyle Suriye'nin yeniden inşasını finanse edebilecekleri umuduyla daha iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. 

Ancak, ABD'nin başını çektiği Batı dünyasının yaptırımları bu ilişkilerin ilerlemesinin engeli olarak görülüyor. ABD, 2020'de Suriye hükümetiyle herhangi bir finansal ya da teknolojik işbirliği yapan kişi veya kuruluşların yaptırma tutulmasını içeren Sezar Yasası'nı çıkarmıştı. Yasaya göre, ilgili kişi ya da kuruluşun ABD'deki mal varlığı dondurulabiliyor ve ABD'den vize alması yasaklanıyor.

Esad'la söyleşiyi gerçekleştiren Ardzınba'nın Dışişleri Bakanlığı görevini üstlendiği Abhazya Cumhuriyeti, Rusya, Nikaragua, Venezuela, Nauru ve Suriye tarafından bağımsız devlet olarak tanınıyor ancak Birleşmiş Milletler'de bağımsız bir devlet olarak kabul edilmiyor. Abhazya, 1994'te Rusya'nın desteğiyle Gürcistan'dan bağımsızlığını ilan etmişti.

Independent Türkçe, Sana, AFP, Times of Israel


Hamas lideri Haniye'nin kız kardeşi mahkemeye çıktı

İsrail ordusu, kara harekatına hazırlandığı Refah'ı bombalamayı sürdürüyor (Reuters)
İsrail ordusu, kara harekatına hazırlandığı Refah'ı bombalamayı sürdürüyor (Reuters)
TT

Hamas lideri Haniye'nin kız kardeşi mahkemeye çıktı

İsrail ordusu, kara harekatına hazırlandığı Refah'ı bombalamayı sürdürüyor (Reuters)
İsrail ordusu, kara harekatına hazırlandığı Refah'ı bombalamayı sürdürüyor (Reuters)

Hamas lideri İsmail Haniye'nin kız kardeşlerinden Zeba Abdulselam Haniye, terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla yargı karşısına çıktı.

İsrail'in güneyindeki Beerşeba şehrinde dün yapılan duruşmada Haniye'nin WhatsApp mesajları ele alındı

Mahkemede, 57 yaşındaki Haniye'nin, Hamas lideri abisi de dahil bazı kişilere WhatsApp üzerinden 7 Ekim'de yapılan Aksa Tufanı saldırılarını öven mesajlar attığı savunuldu.

Haniye'nin 9 ve 10 Ekim'de WhatsApp gruplarına gönderdiği mesajlarda, buradaki kişilerden "düşmanın yok edilmesini sağlayacak dualar paylaşmasını istediği" öne sürüldü. 

Haniye hakkında teröre teşvik ve örgüt propagandası suçlarından toplamda 20 yıl hapis istendi.

Savcılıktan yapılan açıklamada, Haniye'nin hukuki süreç tamamlanana kadar hapiste tutulması da talep edildi. 

Katar'da sürgündeki Hamas lideri Haniye'nin üç kız kardeşi de İsrail yurttaşlığına sahip ve Tel Şeva'da yaşıyor. Times of Israel'in aktardığına göre üçü de İsrailli Araplarla evli.

İsrail polisi, iç istihbarat teşkilatı Şin Bet'le düzenlediği "Şafak Operasyonuyla" Zeba Abdulselam Haniye'yi 1 Nisan'da gözaltına almıştı.

Polis, Haniye'nin evine yapılan baskında "ciddi güvenlik ihlallerine işaret eden" birçok belge, görsel ve telefon ele geçirildiğini savunmuştu. 

Gazze savaşı 

İsrail, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı operasyonuna, Demir Kılıçlar operasyonuyla yanıt vermişti. 

Filistin Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı rakamlara göre, İsrail ordusunun bombardımanlarında Gazze'de 14 bin 685'i çocuk, 9 bin 670'i kadın en az 34 bin 97 kişi öldürülürken, 76 bin 980 kişi de yaralandı. 

İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de İsrail askerleriyle yasadışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 485 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail ise Gazze'den düzenlenen saldırılarda 604'ü asker en az 1200 kişinin öldürüldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Independent Türkçe, Times of Israel, AA


IKBY Başkanı Barzani: "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Erbil'de ağırlamaktan mutluluk duyuyorum"

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

IKBY Başkanı Barzani: "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Erbil'de ağırlamaktan mutluluk duyuyorum"

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Irak ziyareti kapsamında "Erbil'de ağırlamaktan mutluluk duyduğunu" belirtti.

Barzani, X sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak ziyaretine ilişkin Türkçe açıklamada bulundu.

Barzani, açıklamasında, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bağdat ve Erbil'e yaptığı tarihi ziyaret, bölgede hassas bir döneme denk geliyor." ifadelerini kullandı.

Ziyaretin, Irak ve IKBY ile Türkiye arasındaki güçlü siyasi, ekonomik ve güvenlik bağlarına da dikkat çektiğini belirten Barzani, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Erbil'de ağırlamaktan mutluluk duyuyorum. Barış, istikrar, ekonomik kalkınma gibi önemli konuları ele alacağız."


Irak Başbakanı Sudani: Irak ve Türkiye'nin güvenliği bölünmez bir bütündür

Fotoğraf: Murat Kula - AA
Fotoğraf: Murat Kula - AA
TT

Irak Başbakanı Sudani: Irak ve Türkiye'nin güvenliği bölünmez bir bütündür

Fotoğraf: Murat Kula - AA
Fotoğraf: Murat Kula - AA

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Kalkınma Yolu Projesi'nin batıyla doğuyu birbirine bağlayacak "ekonomik nehir" olduğunu söyleyerek, bu projenin bölgedeki güvenlik ve istikrarı destekleyeceğini belirtti.

Sudani, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Bağdat'taki Hükümet Sarayında gerçekleştirilen görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Türkiye ile çeşitli alanlarda ortak anlaşmalar imzaladıklarını ifade eden Sudani, "Bugün Kalkınma Yolun Projesi'ne ilişkin ilkeleri içeren dörtlü mutabakat zaptı imzaladık. Kalkınma Yolu Projesi, Dicle ve Fırat nehirlerinin Türkiye'den akıp Irak'a ulaşması gibi batıyla doğuyu birbirine bağlayacak ekonomik nehirdir. Bu yol, Irak'tan Türkiye'ye ve oradan da Avrupa'ya uzanıyor. Bu proje, aynı zamanda bölge haklarını ve onların kültürünü birbirine yakınlaştırır ve çeşitli alanlarda ortaklıkları geliştirecek. Kalkınma Yolu Projesi, bölgedeki güvenlik ve istikrarı destekleyecek." dedi.

Irak Başbakanı, su düzeyinde de anlaşmalar imzaladıklarını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlar (su anlaşmaları) sulama sistemlerini yenileyecek. Bu anlaşmanın ayrıca Irak'ın su hissesine de olumlu etkileri olacak ve komşu ülke Türkiye'ye de fayda sağlayacak. Biz (Irak ve Türkiye) birbirimize suyun yukarından (Türkiye) aşağıya (Irak) akmasındaki gibi tek bir yaşam çizgisiyle bağlıyız." ifadelerini kullandı.

- "Irak ve Türkiye'nin güvenliği bölünmez bir bütündür"

İki ülke arasındaki güvenlik işbirliğine de değinen Sudani, "Türkiye ve Irak'ın istikrarını sağlayacak güvenlik işbirliğinde mutabık kaldık. Bu (güvenlik işbirliği), terörle işbirliği yapabilecek silahlı grupların oluşturabileceği ve iki ülkenin güvenliğini bozabileceği tehlikeye karşı mücadele etmesine yardımcı olacak. Bu ayrıca, sınır bölgelerindeki alanların daha fazla kontrol altına alınmasını da sağlayacak. Irak ve Türkiye'nin güvenliği bölünmez bir bütündür. Aramızdaki güvenlik işbirliği bölge için önemlidir. Böylece iki ülke arasındaki ilişkiler örnek alınacak düzeyde olur." diye konuştu.

Sudani, dengeli, ortak çıkar ve iyi komşuluğa dayalı politika izlediklerini vurgulayarak, "Irak topraklarından başka bir ülkeye saldırı düzenlenmesine izin veremeyiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretinin, İsrail'in Gazze'ye düşmanca saldırılarının sürdüğü riskli ve tehlikeli bir dönemde gerçekleştirilmesinin önemli olduğunu ifade eden Sudani, "Kudüs, İslam'ın sembolüdür ve Filistin'in kutsallıklarına hakaret kabul edilemez." şeklinde konuştu.


Mısır ile BM yetkilileri, İsrail'in Gazze'deki saldırılarının son bulması gerektiğini vurguladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Mısır ile BM yetkilileri, İsrail'in Gazze'deki saldırılarının son bulması gerektiğini vurguladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Mısır ile Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, İsrail'in 6 aydan uzun süredir devam ettiği Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının son bulması gerektiğini belirtti.

Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Bakan Samih Şükri, halihazırda ülkeyi ziyaret eden Birleşmiş Milletler Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese ile bir araya geldi.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının uluslararası insan hakları hükümlerine uygun olarak son bulması gerektiğini vurgulayan ikili, insani yardımların da eksiksiz biçimde ulaştırılması, Batı Şeria'da İsrail koruması altında Yahudi yerleşimci şiddetinin son bulması ve faillerin sorguya çekilmesi gerektiğine işaret etti.

İkili, İsrail'in Filistinlileri topraklarından sürmek için yaptıklarına ve Filistin halkına yönelik toplu cezalandırma uygulamalarına da son vermesi gerektiğini kaydetti.

Şükri, "birçok ülkenin şu ana kadar İsrail uygulamalarını uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak nitelendirme konusundaki isteksizliğinden duyduğu üzüntüyü" dile getirdi.

BM yetkilisi Albanese ise "İsrail'in reddetmesi nedeniyle Gazze Şeridi ve işgal altındaki Filistin topraklarını ziyaret edemediğini" belirterek, bu tavrı kınadığını ifade etti.

Albanese, İsrail'e "işgalci güç olarak uluslararası hukuk yükümlülüklerine uyması" çağrısında bulundu.


Yahudi yerleşimciler, İsrail askerlerinin korumasında Ramallah'a bağlı bir beldeye saldırdı

Fotoğraf: Amer Shallodi/AA
Fotoğraf: Amer Shallodi/AA
TT

Yahudi yerleşimciler, İsrail askerlerinin korumasında Ramallah'a bağlı bir beldeye saldırdı

Fotoğraf: Amer Shallodi/AA
Fotoğraf: Amer Shallodi/AA

Yasadışı Yahudi yerleşimcilerin İsrail askerlerinin korumasında, işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentine bağlı Burka beldesine düzenlediği baskında 6 Filistinlinin yaralandığı bildirildi.

Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Yahudi yerleşimcilerin Ramallah'ın doğusundaki Burka beldesine düzenlediği saldırıda 6 Filistinlinin gerçek mermilerle yaralandığı belirtildi.

Açıklamada, saldırıda yaralanan Filistinliler arasında göğsünden yaralanan ve durumu ağır olanların bulunduğu ifade edildi.

Öte yandan görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, Yahudi yerleşimciler, beldede büyük bir ağılı ateşe vererek tonlarca yemin yok olmasına, çok sayıda koyunun telef olmasına ve bir çok aracın zarar görmesine neden oldu.

Yahudi yerleşimcilerin saldırısına maruz kalan Filistinlilerin karşı koymaya çalıştığı ancak İsrail askerlerinin gaz bombasıyla saldırdığı belirtildi.

Beldeye, İsrail ordusunun takviye kuvvet gönderdiği ve Filistinlilerin yangın çıkartılan bölgeye ulaşmasının engellendiği kaydedildi.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail askerleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 485 Filistinli hayatını kaybetti.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te yaklaşık 700 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor. Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı sayılıyor.


Iraklılar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretiyle ivme kazanacak ilişkilerin kalkınmaya destek olacağını düşünüyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Iraklılar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretiyle ivme kazanacak ilişkilerin kalkınmaya destek olacağını düşünüyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Iraklılar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 22 Nisan’da Irak’a gerçekleştireceği ziyaretin iki ülke arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkilerin gelişmesinin yanı sıra Irak’ın kalkınması ve terörle mücadelede işbirliği adına da olumlu sonuçları olacağını düşünüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak’ı ziyaretinin ikili ilişkilerin olumlu seyrini gösterdiğini belirten Iraklılar, ziyaretle birlikte başta ekonomi alanında olmak üzere ilişkilerin daha da güçleneceğine inanıyor.

Ziyaretin, ülkenin kalkınmasına ve daha fazla Türk firmalarının burada iş yapmasına vesile olmasını temenni eden Iraklılar, terörle mücadele konusunda da iki ülkenin işbirliğinin gelişmesi beklentisini taşıyor.

- "Türk şirketlerinin Irak'ın kalkınmasına katkıda bulunmasını istiyoruz"

Bağdat sakini Salim Cafer, Erdoğan’ın Irak ziyaretinin iki ülke arasındaki olumlu ilişkileri yansıttığını belirterek, ziyaretle birlikte iki ülke arasında ticaret ve ekonomi alanlarında önemli gelişmelerin yaşanmasını temenni ettiklerini söyledi.

Irak pazarında Türk mallarının ilgi gördüğüne dikkati çeken Cafer, Irak’ta Türk mallarının artmasının da ikili ilişkilerin iyi olduğu anlamına geldiğini kaydetti.

Cafer, Türkiye’nin her zaman güvenli ve istikrarlı bir ülke olduğunun altını çizerek, Iraklıların en çok Türkiye’ye seyahat ettiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretinin faydalı bir adım olacağına inandığını söyleyen Bağdat sakini Muhammed Abdullah Mahmud da, "Türkiye verimli, üretici ve önemli turistik yerlere sahip bir ülkedir. Türkiye’nin bizim ülkemize önemli gelişmeler ve yenilikler getireceğine inanıyoruz." diye konuştu.

Mahmud, ziyaretin Irak’ın kalkınmasına faydası olacağını anlatarak, "Türk şirketlerinin Irak’ta iş yapmasını ve ülkenin kalkınmasına katkıda bulunmasını istiyoruz." dedi.

Bir başka Bağdat sakini Muhammed el-Basravi ise Erdoğan’ın Irak ziyaretinin önemli bir gelişme olarak değerlendirerek, Türk mallarının kaliteli olduğunu ve Irak’a ithalatın artmasını istedi.

- Kerküklüler Türk firmalarını bekliyor

Irak’ın yeniden imar ve kalkınmaya ihtiyacı olduğunu söyleyen Kerküklü Ali Süheyil, Erdoğan’ın bu ziyaretinin ticari, kalkınma ve ekonomi anlamda yeni bir dönemi başlatacağına inandığını dile getirdi.

Süheyil, İki ülke arasında terörle mücadele konusunda da işbirliği yapılmasına ihtiyaç olduğuna da dikkat çekti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm Iraklıların yanında olduğunu hatırlatan Süheyil, Kerkük’ün kalkınması ve yeniden imarı için Türk firmalarını beklediklerinin altını çizdi.

Bir başka Kerküklü Müeyyed Abdulaziz de Türkiye’deki en üst düzey makama sahip olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak’ı ziyaret etmesinin büyük anlam taşıdığını belirterek, bu ziyaretin sadece Türkiye-Irak ilişkilerine değil tüm bölgeye olumlu yansımaları olacağını söyledi.

Abdulaziz, her iki ülkenin güvenliği ve istikrarının bir diğeri için önem arz ettiğini ve bu kapsamda önemli anlaşmaların yapılmasını beklediklerini dile getirdi.

- "Belki bu ziyaret vesilesiyle (Irak’tan Türkiye’ye) petrol ihracatı yeniden başlar”

Erbil sakini Sirvan Necim, Erdoğan'ın Irak ve bölgeyi ziyaretinin olumlu etkileri olacağını belirterek, "Çünkü ABD ve Rusya başta olmak üzere Erdoğan'ın bölgesel ülkeler üzerinden nüfuzu belli ve etkisi göz önünde bulunduruluyor." diye konuştu.

Ziyaret vesilesiyle Türkiye ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da gelişmesini temenni ettiğini aktaran Necim, şunları söyledi:

"Bölgede özellikle tehlikeli gelişmelerin (İsrail’in Gazze’ye saldırısı ve İsrail-Irak gerilimi) meydana geldiği bir dönemde Erdoğan'ın Irak ziyareti daha çok önem kazanıyor. Temenni ediyorum ki ziyareti Irak ve Kürdistan Bölgesi arasındaki ekonomik ilişkilerin güçlenmesine vesile olur."

Necim, Türkiye’nin Irak ve IKBY için önemli bir ülke olduğunu belirterek, “(Ziyaretin) Ekonomik olarak ve petrol meselesi konusunda elbette olumlu etkileri olacak. Belki bu ziyaret vesilesiyle (Irak’tan Türkiye’ye) petrol ihracatı yeniden başlar." ifadelerini kullandı.

Bir başka Erbil sakini Dr. İmad Edvar ise, "Türkiye'nin bölge ülkeleri arasındaki konumu, gücü ve elindeki kartların ne kadar çok olduğu şüphesiz bir gerçek. Türkiye'nin jeo-stratejik konumu ile bölgede önemli bir rolü var. Erdoğan'ın Irak ziyareti çok hassas bir döneme denk geliyor. Bölgede önemli gelişmeler yaşanıyor." diye konuştu.


İsrail'in çekildiği Han Yunus'ta bulunan toplu mezarlar görenleri dehşete düşürüyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail'in çekildiği Han Yunus'ta bulunan toplu mezarlar görenleri dehşete düşürüyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail ordusunun aylar süren saldırı ve işgalinin ardından çekildiği Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan toplu mezarlar, İsrail vahşetini bir kez daha gözler önüne seriyor.

İsrail ordusu, 4 aylık karadan işgal sürecinin ardından 7 Nisan'da Han Yunus'tan çekildi. Çekilmeyle birlikte, kentte toplu mezarlar bulunmaya, evlerin enkazından ve yol kenarlarından cesetler toplanmaya başlandı.

Sivil savunma ekiplerinin öncülük ettiği bu çalışmalarda, kaybettikleri yakınlarını bulmak ve teşhis etmek isteyen Filistinliler de hazır bulundu.

AA muhabirine konuşan Filistinliler, toplu mezarlarda gördükleri korkunç manzaraları anlattı.

- 3 aydır oğlunu arıyor

Oğlu Nebil Muhammed Zedan'ı 22 Ocak'taki İsrail saldırısında kaybettiğini belirten Filistinli bir anne, oğlunun cesedini bulmak için orada bulunduğunu söyledi.

Oğlunun, üniversitede hukuk bölümünde 4'üncü sınıf öğrencisi, eğitimli ve kültürlü birisi olduğunu dile getiren Filistinli anne, "3 aydır oğlumu arıyorum. Bu sürede gözüme uyku girmedi, dökmediğim gözyaşı kalmadı. Kızılhaç'a, sivil savunmaya, Sağlık Bakanlığına hemen her yere başvurdum. Sokakta gördüğüm şehitlerin bile örtüsünü açıp oğlum mu diye baktım." dedi.

İran, İHA'larla İsrail'i vurduğunda Arap ülkelerinin İsrail'in güvenliğinden endişe ettiğini söyleyen Filistinli anne, "Peki ya bizim çocuklarımız. Onlar için neden endişe etmiyorsunuz? Ben bir anneyim, benim yanan kalbimi de görün, duyun." diye feryat etti.

- Filistinlileri provoke etmek için cesetlerin üzerine "gülücük" çizmişler

Bölgedeki çalışmalara eşlik eden bir diğer Filistinli Abdullah Ebu Mustafa ise kızı, kuzeni, kuzeninin eşi ve kızını 22 Ocak'ta defnettiklerini söyledi.

İsrail ordusu karadan kente girdiğinde Han Yunus mezarlığına giden yolu kapattığını belirten Ebu Mustafa, bu nedenle naaşları Nasır Hastanesi'ne defnettiklerini dile getirdi.

Ramazan Bayramı'nda insanların, naaşları geçici mezarlardan çıkarıp onlara yaraşır bir mezarlığa defnetmek üzere aralarında haberleştiğini kaydeden Ebu Mustafa, şunları kaydetti:

Geldiğimizde gördük ki, İsrail, bizim defnettiğimiz yaklaşık 1000 şehidin hepsini kabirlerinden çıkarmış. Üzerlerindeki kıyafetleri değiştirmişler. Şehitlerin elbiselerinin üzerinde İsrail yıldızı gördük. Filistin halkını provoke etmek için o derece ileri gitmişler ki, şehitlerimizin bedenleri üzerine gülücükler çizmişler.

Bölgede 3-4 toplu mezar bulduklarını ve her birinde 30-40 ceset olduğunu aktaran Ebu Mustafa, halkın, ölen yakınlarını elbiselerinden teşhis etmeye çalıştığını ancak elbiselerin çıkarılmış olmasından ötürü cesetlerin yüzde 70'inin kimliğinin teşhis edilemediğini vurguladı.

Ebu Mustafa, cesetlerin bazılarını başı aşağıda ayakları yukarda olacak şekilde ve 4-5 ceset üst üste konulmuş vaziyette bulduklarını anlattı.

- "3 gündür çalışmalarımızı sürdürüyoruz, yaklaşık 150 şehit çıkardık"

İsrail ordusunun Nasır Hastanesi'nin bahçesinde açtığı toplu mezardan ceset çıkarma işlemini yöneten sivil savunma yetkilisi Raid Raid Sakr ise halkın, yakınlarını defnettikleri yerde bulamayınca sivil savunma birimine haber verdiğini söyledi.

Sivil savunma ekiplerinin derhal bölgeye gelerek basit ekipmanlarla cenazelerin yerini tespit etmeye çalıştığını kaydeden Sakr, "İsrail'in bir toplu mezar açtığını gördük. Aldığımız ihbara göre mezarda yüzlerce şehit var. 300-400 şehit olduğu söyleniyor. 3 gündür çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu süre zarfında yaklaşık 150 şehit çıkardık. Çok sayıda kimliği belirsiz ceset var." diye konuştu.

Sakr, çıkarılan cesetlerden kimliği belirlenenlerin, akrabaları tarafından alınıp defnedildiğini, kimliği belirlenemeyenlerin ise sivil savunma ekiplerince defnedildiğini aktardı.

- Çürümüş, başı ve derisi olmayan cesetler bulundu

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Genel Müdürü İsmail es-Sevabite, Nasır Hastanesi'nde 2 toplu mezar bulduklarını ve 150 kişinin cesedine ulaştıklarını söyledi.

Sevabite, İsrail askerlerinin, Nasır Hastanesi'nden çekilmesinden bu yana 700 kişinin kayıp olduğunu ve İsrail'in infaz edip toplu mezarlara gömdüğü yüzlerce şehit olduğunu düşündüklerini dile getirdi.

Nasır Hastanesi'nde yaşananların Gazze kentindeki Şifa Hastanesi'nde ve öncesinde de Kemal Advan Hastanesi'nde yaşandığına dikkati çeken Sevabite, "İsrail askerleri, yüzlerce şehidin naaşını yerinden çıkararak hastane kompleksi içinde toplu mezarlara gömmüş. Ancak hükümete bağlı ekipler, işlenen bu suçu ortaya çıkarmak ve cesetlerin kimliğini tespit etmek için canla başla çalışıyor." ifadelerini kullandı.

Sevabite, sözlerini şöyle tamamladı:

Çok sayıda tamamen çürümüş, derisi ya da başı olmayan, yarım cesetler bulduk. Bu, İsrail'in, sivillere, çocuklara ve yerinden edilenlere karşı işlediği bir katliam, intikam suçu ve vahşi bir savaştır.


Filistinli babanın İsrail'in hava saldırısında ölen kızına vedası yürek burktu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Filistinli babanın İsrail'in hava saldırısında ölen kızına vedası yürek burktu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Filistinli baba Ahmed Berhum'un İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden 5 yaşındaki kızı Ala'yı son yolculuğuna uğurlarken vedası yürekleri burktu.

İsrail ordusu, güvenli bölge olduğu iddiasıyla Filistinlileri göçe zorladığı Refah'a hava saldırıları düzenlemeye ve sivilleri hedef almaya devam ediyor.

Filistinliler, İsrail savaş uçaklarının Refah'ın batısındaki Tel es-Sultan Mahallesine düzenlediği saldırıda öldürülenler yakınlarını gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurladı.

Ahmed Berhum, saldırıda annesini, eşi Ravan ve 5 yaşındaki kızı Ala'yı kaybetti.

Acılı baba Berhum, Refah kentindeki Yusuf en-Neccar Hastanesi'ne getirilen küçük kızına "Şimdi herkes seni özleyecek." sözleriyle veda etti.

Minik kızının cansız bedenine sarılan acılı baba, gözyaşları içinde kızını alnından öperek son kez vedalaştı.

AA muhabirine konuşan Berhum, "Çocuklar evde uyuyordu. Hiçbir şey yapmıyordu. Yerinden edilmiş kişilerin bulunduğu yerde güvenli bir evdeydik.Şimdi bu bölgeden de göçe zorlandık." dedi.

Saldırıda Berhum ailesinin evi dahil birçok ev tamamen yıkılırken, çoğunluğu çocuk ve kadın 9 Filistinli yaşamını yitirdi.

- "Erkek ve kız kardeşimi kaybettim"

Aynı saldırıda erkek ve kız kardeşini kaybeden 12 yaşındaki Rana Zukut da kardeşlerinin cansız bedenlerine sarılarak onları son yolculuklarına uğurladı.

"Uyuyorduk ve ani bir patlamayla uyandık. Evimiz bombalanmıştı, her şey bir kabus gidiydi." diyen Zukut, saldırı sonrasında yaşadıklarını şu ifadelerle aktardı:

"Beni hastaneye götürdüler. Yaralanmıştım, tedavi edildim. Orada bana ailemden, erkek ve kız kardeşim dahil çok sayıda kişinin şehit olduğunu söylediler."

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 14 bin 685’i çocuk, 9 bin 670'i kadın olmak üzere 34 bin 97 Filistinli öldürüldü, 76 bin 980 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.