ABD askeri yardımının ilk sevkiyatı Ukrayna'ya ulaştı

Ukrayna'ya ulaşan askeri yardımın Kiev'deki ABD Büyükelçiliği tarafından yayınlanan bir fotoğrafı (Twitter)
Ukrayna'ya ulaşan askeri yardımın Kiev'deki ABD Büyükelçiliği tarafından yayınlanan bir fotoğrafı (Twitter)
TT

ABD askeri yardımının ilk sevkiyatı Ukrayna'ya ulaştı

Ukrayna'ya ulaşan askeri yardımın Kiev'deki ABD Büyükelçiliği tarafından yayınlanan bir fotoğrafı (Twitter)
Ukrayna'ya ulaşan askeri yardımın Kiev'deki ABD Büyükelçiliği tarafından yayınlanan bir fotoğrafı (Twitter)

ABD'nin Kiev Büyükelçiliği tarafından bugün yapılan açıklamada, 200 milyon dolarlık ABD yardımının ilk sevkiyatının Ukrayna'ya ulaştığı belirtildi.
Bu gelişme, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in geçtiğimiz hafta Ukrayna’ya yaptığı ziyaretin ardından Kiev ve Batılı müttefiklerin Ukrayna sınırında on binlerce Rus askerinin yığılmasıyla ilgili endişeleri üzerine geldi. Rusya ise yeni bir askeri taarruz başlatma iddialarını reddediyor.
ABD geçtiğimiz Aralık ayında Ukrayna’ya 200 milyon dolar sağlanmasını içeren yardım programını onayladı. Facebook'tan yapılan açıklamada, “ABD, Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü Rus saldırganlığına karşı savunmak için bu tür yardımları sağlamaya devam edecek” ifadeleri kullanıldı.

Büyükelçilik, 200 milyon dolarlık güvenlik yardımı paketinin mühimmat içerdiğini aktardı.
Ukrayna Savunma Bakanı Oleksii Reznikov, verdiği destek için ABD'ye teşekkür etti.
ABD Dışişleri Bakanı ve Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'un Cenevre'de yaptığı görüşmede, iki taraf görüşmeleri sürdürme konusunda anlaşsa da tam bir uzlaşı sağlanamadı.
ABD Başkanı Joe Biden, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi durumunda ağır bir bedel ödeyeceğini belirtti. Moskova ise iddiaları reddederken, NATO'nun Ukrayna'daki varlığını güçlendirerek sınırda askeri yığınak yapmak istediğini belirtiyor.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP