Washington Post'tan Türkiye analizi: "Ekonomi darboğazda, Erdoğan tek başına"

Ciddi kur dalgalanmalarının ardından Merkez Bankası bu ay faizi sabit tutmuştu (AP)
Ciddi kur dalgalanmalarının ardından Merkez Bankası bu ay faizi sabit tutmuştu (AP)
TT

Washington Post'tan Türkiye analizi: "Ekonomi darboğazda, Erdoğan tek başına"

Ciddi kur dalgalanmalarının ardından Merkez Bankası bu ay faizi sabit tutmuştu (AP)
Ciddi kur dalgalanmalarının ardından Merkez Bankası bu ay faizi sabit tutmuştu (AP)

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Washington Post, "Türkiye ekonomisi mücadele verirken, Erdoğan tek başına devam ediyor" başlıklı haberinde Türkiye ekonomisinin geçtiği darboğazı değerlendirdi.
Gazetenin İstanbul Büro Şefi Kareem Fahim'in imzasını taşıyan yazıda, Türkiye'nin neredeyse son 20 yılın en kötü ekonomik krizini yaşadığı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ınsa iktidarı merkezileştirerek finansal kurumları saf dışı bıraktığı savunuldu.
Erdoğan'ın yanında artık tartışmalı ekonomik stratejileri sorgulayan yardımcıların ve yetkililerin kalmadığı, bunun yerine az soru sorup talimatları yerine getiren kişiler olduğu iddia edildi.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) ocak başında açıkladığı verilere göre enflasyon yıllık bazda yüzde 36,08'le son 19 yılın rekorunu kırdı.
Washington Post'un analizinde, TÜİK'in verilerinde açıklanan enflasyonun Türk Lirası'nın geçen yıl yüzde 40'tan fazla değer kaybetmesi ve Erdoğan'ın faiz indirme politikalarıyla oluştuğu savunuldu.
Erdoğan'ın ekonomi politikaları üzerindeki etkisinin 2023'te düzenlenmesi planlanan genel seçimlerde kendisi için olumsuz sonuçlar yaratabileceğine işaret edilen yazıda, anket şirketi Metropoll'ün aralıkta yayımladığı ankete de yer verildi. Ankette katılımcıların yaklaşık yüzde 75'i hükümetin ekonomi politikalarına duydukları güvenin geçen yıldan bu yana azaldığını söylemişti.
Washington Post, eski Merkez Bankası Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara'nın "Kurumlar siyasetçilere hakikati söylemek için oradadır. Fakat şimdi bu tür etkileşimler zayıfladı" değerlendirmesine de yer verdi.
ABD Merkez Bankası Kurulu'nda görev yapmış Selva Demiralp ise son iki yılda üç Merkez Bankası başkanının görevden alınmasının, Erdoğan'ın son 10 yıldır Merkez Bankası üzerinde uyguladığı siyasi baskının bir parçası olduğu yorumunu yaptı.

"Siyasi baskılar arttıkça enflasyon şaşıyor"
Şu anda Koç Üniversitesi'nde akademisyenlik yapan Profesör Demiralp, "Bağımsızlığın zamanla aşındığını gördük. Siyasi baskılar arttıkça enflasyon da belirlenen hedeflerden şaşıyor" dedi.
Akademisyen, "Enflasyon oranlarını düşürmek için faizin indirilmesi gerektiğine dair bir teorin var. Sonra da enflasyon yüzde 36 oranındayken faiz indirmeyi durduracağını açıklıyorsun. Neden böyle bir durdurma hamlesi güven yaratsın ki?" ifadelerini kullandı.
Eski Yapı Kredi Bankası Başekonomisti Cevdet Akçay ise AK Parti'nin 2002'de iktidara geldiğinde ilk etapta uyguladığı ekonomi politikalarının, özellikle IMF'le ortak çalışmaların ve Avrupa Birliği üyeliği sürecinin olumlu etkiler yarattığını söyledi.
Analizde Akçay'ın, "Hayatımda gördüğüm en iyi bakan yardımcıları, en iyi Merkez Bankası başkanı ve en iyi Hazine Bakanı, AK Parti dönemindeydi. ABD'deki mevkidaşlarıyla yer değiştirseler inanın ABD'deki performans bile artardı. O kadar iyiydiler. Erdoğan'ın da bu durumla ilgili hiçbir şikayeti yoktu" ifadelerine yer verildi.
Öte yandan Akçay, gidişatın 2013'teki Gezi olaylarıyla sarsıntıya uğradığını belirterek "Erdoğan'ın protestolara hazırlıksız yakalandığını ve etrafında Batı'yla yakın bağları bulunan herkesin vatan haini haline geldiğini" savundu.

"Kırılma noktası 15 Temmuz"
Kara ise "asıl kırılma noktasının" 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi olduğunu öne sürdü.
Bilkent Üniversitesi'nde ders veren Kara, bu tarihten itibaren Merkez Bankası üzerindeki baskının daha da görünür şekilde arttığını söyleyerek "İktidar gitgide daha da merkezi hale geldi. Üst mevkilere atanan kişiler çok küçük bir havuzdan seçildi" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'deki gıda fiyatlarında yaşanan artış geçen ay da ABD basınına yansımıştı.
ABD'nin köklü gazetelerinden New York Times, İstanbul'daki ekmek kuyruğunu "Çok sayıda Türk ekmek alamıyor, fırıncılar da üretemiyor" başlığıyla haberleştirmişti.
Independent Türkçe, Washington Post, New York Times



Hindistan ve Pakistan üst üste dördüncü gece karşılıklı ateş açtı

TT

Hindistan ve Pakistan üst üste dördüncü gece karşılıklı ateş açtı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Hindistan Pazartesi günü yaptığı açıklamada, geçen hafta Keşmir'de turistlere yönelik ölümcül saldırının ardından bölgede militan arayışını yoğunlaştırıldığı, iki ülke arasındaki sınırda Pakistan'dan üst üste dördüncü gecede ateş açılmasına karşılık veridiği belirtildi.

Hindistan, 22 Nisan'da meydana gelen ve 26 kişinin ölümüne yol açan saldırının ardından, şüpheli üç militandan ikisinin Pakistanlı olduğunu açıklarken, İslamabad olayda dahli olduğuna dair iddiaları reddederek tarafsız bir soruşturma yürütülmesi çağrısında bulundu.

Saldırı Hindistan'da öfke ve üzüntüye yol açarken, Yeni Delhi'nin iki ülkenin üzerinde hak iddia ettiği ve iki savaşa sahne olan Keşmir'de terörizmi finanse ve teşvik etmekle suçladığı Pakistan'a karşı harekete geçilmesi çağrılarına neden oldu.

Reuters haber ajansına göre iki nükleer güç karşılıklı bir dizi önlem alırken Hindistan İndus Su Anlaşmasını askıya aldı, Pakistan ise hava sahasını Hintli havayolu şirketlerine kapattı.

Hindistan ordusu, Pazar günü gece yarısı Keşmir'in Hindistan ve Pakistan bölgeleri arasındaki 740 kilometrelik sınırda Pakistan ordusuna ait bazı mevzilerden açılan hafif silah ateşine karşılık verdiğini açıkladı. Daha fazla ayrıntı verilmedi ve herhangi bir kayıp olup olmadığı belirtilmedi. Pakistan ordusu konuyla ilgili açıklama talebine yanıt vermedi.

Yerel bir polis yetkilisi Pazartesi günü Reuters'e yaptığı açıklamada güvenlik güçlerinin Hindistan Keşmir'inde ormanlarda ve yaklaşık bin evde militan araması yaptıktan sonra yaklaşık 500 kişiyi sorgulamak üzere gözaltına aldığını söyledi. Yetkili, olaydan bu yana en az dokuz evin yıkıldığını da sözlerine ekledi.