Bab el-Hara dizisinin yönetmeni Bessam Malla 66 yaşında hayatını kaybetti

Suriyeli Yönetmen Bessam Malla (Facebook)
Suriyeli Yönetmen Bessam Malla (Facebook)
TT

Bab el-Hara dizisinin yönetmeni Bessam Malla 66 yaşında hayatını kaybetti

Suriyeli Yönetmen Bessam Malla (Facebook)
Suriyeli Yönetmen Bessam Malla (Facebook)

Suriye'nin Şam kentindeki bir mahallede günlük olayları ve aile dramlarını anlatan Bab el-Hara isimli ünlü dizinin yönetmeni Suriyeli meşhur yönetmen Bessam Malla, 66 yaşında Lübnan’ın Zahle kentinde hayatını kaybetti.
Suriyeli Sanatçılar Sendikası, resmi Facebook sayfasında Malla'nın ölüm haberini duyurdu. Yapılan açıklamada, “Sanatçılar Sendikası'nın Şam Şubesi, sanatçı meslektaşımız Bessam el-Malla’nın ölüm haberi nedeniyle üzüntü duyuyor” ifadelerine yer verildi.
Sanatçılar Sendikası'nın Şam Şubesi Başkanı Tamader Ghanem, AFP’ye yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Malla, Lübnan'ın doğusundaki Beka bölgesindeki Zahle şehrinde hayatını kaybetti. Cenaze törenini gerçekleştirmek üzere naaşının Şam’a taşınması için çalışmalar sürüyor.” Ghanem, Malla’nın diyabet hastalığından mustarip olduğunu açıkladı.
Sanatçı bir ailenin evladı olan Malla, merhum sanatçı Edhem Malla’nın oğlu. Kardeşleri Beşşar ve Mu’min (Moumen) Malla da yönetmenlik yapıyor.
Malla, kariyerine yönetmen yardımcısı olarak başladı. Ardından yönetmenlik ve senaristlik yaptı. Malla, Bab el-Hara isimli ünlü dizinin 2006-2010 yılları arasında çekilen beş sezonunun yönetmenliği ile ün kazandı. Daha sonra ilerleyen bölümlerde dizinin genel denetimini üstlendi.
Yaklaşık bir asır önce Fransız mandası sırasında Şam kentindeki bir mahallede günlük olayları ve aile dramlarını anlatan ‘Bab el-Hara’, özellikle ilk bölümlerinde ezici bir Arap başarısı elde etti. Öyle ki Şam bölgesi ile ilgili çalışmalarda bir referans haline geldi.
Malla’nın meslektaşları, Eyyam Şamiye, Al-Khawali ve Nights of Al-Salheya gibi eski dizilerde yaygın bir halk başarısı elde ettikten sonra onu ‘Şam Bölgesi Drama Yönetmenleri Üstadı’ olarak adlandırdılar.
Diyabet nedeniyle hayatını kaybeden ünlü yönetmenin ölümü sanat camiasındaki meslektaşları ve arkadaşları için bir şok etkisi yarattı.



Sihirli mantarların ömrü uzatabileceği keşfedildi

Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)
Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)
TT

Sihirli mantarların ömrü uzatabileceği keşfedildi

Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)
Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)

Emory Üniversitesi'nde yapılan yeni bir çalışma, sihirli mantarların aktif bileşeni psilosibinin yaşam süresini uzatabileceğini öne sürüyor.

Üniversitenin Atlanta'daki tıp fakültesinden bilim insanları, psilosibinin hücrelerin ömrünü uzattığını ve yaşlı farelerin hayatta kalma oranlarını yükselttiğini keşfetti.

Geçen hafta hakemli dergi Nature'da yayımlanan çalışmada psilosibin "halüsinojenik mantarların ürettiği, doğal yolla oluşan psikedelik bileşik" diye tanımlanıyor.

Araştırmacılar psikiyatrik ve nörodejeneratif rahatsızlıkların tedavisinde psilosibine yönelik ilginin arttığına dikkat çekse de bu çalışma, bileşiğin aktif formu psilosinin yaşlı farelerde yaşam süresini uzattığına dair ilk deneysel kanıtı sunuyor.

Psilosibinin oksidatif stresi azalttığını, DNA hasarını önlediğini ve telomer uzunluğunu korumaya katkı sağladığını gösteren veriler sunan çalışma, bileşiğin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini öne sürüyor. Bütün bunlar yaşlanma sürecini yavaşlatmaya yardımcı oluyor.

Hatta beyaz tüylü yaşlı fareler tedaviden sonra daha genç görünüme kavuştu ve siyah tüyleri yeniden çıktı.

Emory Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Louise Hecker, Fox News Digital'a yaptığı açıklamada, "Psilosibin yaşlanmaya eşlik eden 'yıpranmayı' yavaşlatıyor gibi görünüyor" diyor.

 Fareler ve hücreler hem daha sağlıklı hem de belirgin biçimde daha uzun yaşıyor.

Çalışma bunun insanlarda da işe yarayabileceğini öne sürse de çok daha fazla teste ihtiyaç var. Yayın kuruluşuna konuşan Hecker, araştırmacıların "İnsanlar için en uygun doz protokolleri neler? Optimum fayda için tedaviye başlamanın en uygun yaşı ne?" gibi soruları yanıtlaması gerektiğini söylüyor.

Hecker "Tedavinin artık istenen etkiyi yaratmayacağı belirli bir yaş var mı?" diye devam ediyor.

Uzun süreli tedaviyle ilişkili potansiyel zararlar veya yan etkiler var mı? Etki mekanizmaları neler? Tüm bu soruların titizlikle araştırılması gerekiyor.

Oregon'da ABD'nin ilk yasal psilosibin inziva merkezinin kurucusu Gabe Charambides, bulguları "ikna edici" diye nitelendirse de insan kullanımının, farelerdekinden daha sıkı bir tarama, hazırlık ve güvenlik gerektirdiğini vurguluyor.

Psilosibin terapisinden en fazla fayda sağlayabilecek kişilerin çocukluk travması, boşanma, işini kaybetme veya yas gibi büyük yaşam olaylarından sonra "sıkışmış" hisseden veya ruh sağlığını iyileştirmek isteyen kişiler olduğunu da ekliyor.

Charambides, inzivaya katılan misafirlerinin kronik ağrı ve migren gibi fiziksel şikayetlerde rahatlama bildirdiğini ancak biyolojik test yapılmadığını söylüyor.

Klinik aşama için doğal psikedelik ilaç geliştiren Kanada merkezli Filament Health şirketinden Ryan Moss, daha önce Fox News Digital'a yaptığı açıklamada psikedeliklerin güvenli ve kontrollü bir ortamda uygulanması gerektiğini vurgulamıştı.

Moss, "Psikedelik deneyimler bazen anksiyete, halüsinasyon ve paranoyaya yol açabilir" demişti. 

Geleneksel psikedelikleri kullanan bazı hastalar klinik deneyler sırasında olumsuz kardiyovasküler olaylar yaşadıklarını bildiriyor.

Klinik deneylere katılanların iyi hazırlanmasını ve eğitimli profesyoneller tarafından yakından izlenmesini tavsiye ediyor.

Independent Türkçe için çeviren: Büşra Ağaç