Hamideti Sudan-Etiyopya ilişkilerini görüşmek için Addis Ababa’da

El-Cezire eyaletinde gösteriler düzenlendi. Göstericiler arasında gerçek mermi yaralananlar var.

Abi Ahmed Addis Ababa’da Muhammed Daklu ile görüştü (SUNA)
Abi Ahmed Addis Ababa’da Muhammed Daklu ile görüştü (SUNA)
TT

Hamideti Sudan-Etiyopya ilişkilerini görüşmek için Addis Ababa’da

Abi Ahmed Addis Ababa’da Muhammed Daklu ile görüştü (SUNA)
Abi Ahmed Addis Ababa’da Muhammed Daklu ile görüştü (SUNA)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu dün Etiyopya’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret iki gün sürecek. Hamideti, Sudan ve Etiyopya arasında sınır anlaşmazlığı sebebiyle yaşanan gerginlikten sonra Addis Ababa’yı ziyaret eden ilk üst düzey askeri yetkili. Ziyaret Sudan’da öfkeli protestoların tırmandığı bir dönemde geldi.
Daklu, kendisini havalimanında karşılayanların başında gelen Etiyopya Savunma Bakanı Abraham Belay, İstihbarat Müdürü ve Etiyopya hükümetinden bazı yetkililerle bir araya geldi.
Sudan resmi haber ajansı SUNA’nın haberine göre, Daklu Etiyopya’daki temasları kapsamında “iki kardeş ülke arasındaki ilişkileri, iki ülkenin çıkarlarına hizmet edecek şekilde her alanda geliştirmenin yollarını” görüşecek. Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, Daklu’nun ziyaretini memnuniyetle karşıladığını belirterek, “Koşullar her ne olursa olsun ayrılması mümkün olmayan iki kardeş halkı birbirine bağlayan derin tarihi bağları” takdir ettiğini dile getirdi.
Abiy Ahmed, “Ülkelerimizin ve halkımızın evlatlarının iyiliği için bu bağları korumak ve güçlendirmek konusunda elimizden geleni yapacağız” ifadesini kullandı.
Fransız haber ajansı AFP, Hartum’un, iki aydan daha kısa bir süre önce ülke sınırında verimli arazilere sahip olan statüsü tartışmalı Faşka bölgesinde 6 askerinin öldüğünü duyurduğunu ve “Etiyopya ordusu ile milislerini” suçladığını hatırlattı. Fakat Addis Ababa bu olaydan Tigray’daki isyancıları sorumlu tuttu. Etiyopya yaklaşık bir yıldır söz konusu isyancılarla savaşıyor. İki taraf arasındaki çatışmalar sebebiyle on binlerce Etiyopyalı Sudan’a göç etti.
SUNA’ya göre Hamideti’nin iki gün sürecek ziyareti kapsamında Etiyopya’dan Sudan’a yapılan göçler, şiddet eylemleri, sınır meselesi ve su sorunun ele alınması bekleniyor. SUNA, Hamideti lakabıyla da bilinen Korgeneral Daklu’nun “Etiyopya’da bazı yetkililerle” görüşeceğini bildirdi ancak bu yetkililerin isimlerini belirtmedi. Sudan ve Etiyopya bazı müzakere turlarına rağmen iki ülke arasındaki sınırların çizilmesi konusunda anlaşmaya varamadı. Etiyopya’nın Nil Nehri üzerine kurduğu Nahda (Hedasi) Barajı meselesi 10 yılı aşkın süredir iki ülke arasında ihtilaf konusu olmaya devam ediyor.
Afrika’nın en büyük elektrik enerji üretim tesisi olması beklenen Nahda Barajı, Nil Nehri sularının geçtiği Sudan ve Mısır için endişe kaynağı oluşturuyor. Zira iki ülke baraj sebebiyle su kaynaklarının azalmasından endişe ediyor.
Hamideti’nin Etiyopya ziyareti, iki ülkenin şiddet eylemleri sarmalına tanık olduğu bir dönemde geldi. Etiyopya’daki iç savaş derinleşirken, Sudan, 25 Ekim darbesinden bu yana bastırılmaya çalışılan gösterilere sahne oluyor.
Sudan’ın orta kesimindeki El Cezire eyaletine bağlı Vad Medeni kentinde, 17 Ocak’ta ülkedeki askeri yönetime karşı düzenlenen milyonluk gösteriler sırasında boynuna gerçek kurşun isabet etmesiyle yaralanan bir göstericinin ölümünü protesto için büyük çaplı gösteriler düzenlendi.
Vad Medeni kentindeki direniş komitesi “devrim gerginliği” ilan ederek, parke taşları yığdıkları ve lastik yaktıkları ana yolları ve köprüleri trafiğe kapattı. Bu durum şehir trafiğini durma noktasına getirdi.
Komitenin resmi sayfasında yer alan açıklamada, güvenlik güçlerinin mahallelere saldırdıkları, ateş açtıkları, göstericilere karşı göz yaşartıcı gaz kullandıkları ve kadınlar ile çocukların bu gazdan etkilendikleri bildirildi.
Vad Medeni’de artan protestolar, Eyalet Valisi Abdülhadi Abdullah’ı istifa etmeye zorladı. Abdullah açıklamasında, durumun, görevini yerine getirmesine izin vermeyecek bir yöne doğru hızla ilerlediğini söyledi.
Direniş komitesi, Hille El-Cedide banliyösünde başına, omuzuna ve bel altına gerçek kurşun isabet eden 3 göstericinin yaralandığını aktardı.
Basında çıkan haberlere göre, Eyalet yönetimi şehirdeki öfke ve gerginlik hali sebebiyle tüm kademelerde eğitime süresiz olarak ara verildiğini duyurdu. Haberlere göre bir öğrencinin ölümüyle ilgili gerçeklerin ortaya çıkarılması amacıyla adli birim yetkililerinden oluşan bir komite kuruldu.
Sudan Meslek Odaları Birliği’nin El Cezire eyaleti şubesi, meslek odalarına ve sendika örgütlerine bugün ve yarın sivil itaatsizlik ve greve katılma çağrısında bulundu. Ayrıca herkesi sokaklara parke taşları yığmaya ve 24 Ocak’ta düzenlenecek milyonluk gösterilere katılmaya çağırdı.
Sudan ordusunun 25 Ekim’de askeri darbeyle yönetime el koymasından bu yana ülkenin şehirlerinde milyonluk gösteriler düzenleniyor. Bu gösterilerde orduya kışlalarına dönme ve yönetimi sivillere teslim etme çağrıları yapılıyor. 
Sudan’daki gösterilerde bugüne kadar 73 kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı, yüzlerce kişi güvenlik ve askeri birimler tarafından tutuklandı.
SUNA’nın haberine göre Sudan’da geçiş döneminde kurulan Egemenlik Konseyi’nin üyeleri Hadi İdris, Malik Akar, Tahir Hacri ile Norveç Krallığı Sudan ve Güney Sudan Özel Temsilcisi Endre Stiansen ortak bir toplantı düzenledi. Stiansen basına yaptığı açıklamada, görüşmede Egemenlik Konseyi üyelerine, geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen Sudan’ın Dostları Konferansı’nda alınan kararları ile Mısır’a düzenlediği ziyaretin sonuçları hakkında bilgi verdiğini söyledi.
Stiansen görüşmede, bazı bölgelerde yaşanan son olaylardan sonra Darfur eyaletindeki durumun gündeme geldiğini ve eyaletteki şiddet olayları ve krizler için gerekli iyileştirmelerin yapılması gerektiğini vurguladığını belirtti.
Görüşmede ayrıca Sudan’daki güncel siyasi duruma değinildiğine işaret eden Stiansen, mevcut krizden ancak geçiş süreci ile demokratik dönüşüm sürecinin yeninden başlatılması ve geçiş döneminin sonunda seçimlerin gerçekleştirilmesi amacıyla kimsenin dışlanmadığı kapsamlı bir diyalog ile çıkılabileceği noktasında herkesin hemfikir olduğunu ifade etti. 



Hamas, yurtdışındaki liderlerine yönelik Arap olmayan bir ülkede suikast girişimi bekliyor

İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)
İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)
TT

Hamas, yurtdışındaki liderlerine yönelik Arap olmayan bir ülkede suikast girişimi bekliyor

İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)
İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)

Hamas içinde, İsrail'in Filistin toprakları dışında bazı Hamas liderlerini hedef alan yeni bir suikast operasyonu düzenleyeceği beklentisi var.

Hareket içindeki üst düzey kaynaklar Şarku'l Avsat'a, özellikle önde gelen Hizbullah yetkilisi Heysem Tabatabai'nin suikastının ardından, liderliğe yönelik olası saldırılar konusunda endişelerin arttığını söyledi.

Bir kaynak, "hareketin liderliğinin Arap olmayan bir ülkede hedef alınacağına dair değerlendirmeler var" dedi, ancak hangi ülkede hedef alınacağını belirtmedi.

Şarku'l Avsat, yurt dışındaki Hamas liderlerine olası suikastları önlemek veya en azından zararlarını en aza indirmek için kişisel güvenlik ve ihtiyati tedbirlerle ilgili bir iç talimat belgesi dağıtıldığını öğrendi.

Belgede, "Belirli bir yerde yapılan toplantıların iptal edilmesi, farklı yerlerde yapılan periyodik olmayan toplantıların benimsenmesi gerektiği" belirtildi.

Talimatta liderlerden, "cep telefonlarını toplantı yerinden en az 70 metre uzakta tamamen izole etmeleri ve saat de dahil olmak üzere tıbbi veya diğer elektronik cihazların toplantı yerlerine girmesini engellemeleri" isteniyor.

Bu arada Gazze'deki kaynaklar, Hamas karşıtı silahlı milis grubunun lideri Yaser Ebu Şebab'ın dün öldürülmesinin, Tarabin aşiretinden iki kişinin arasında çıkan aşiret çatışması sırasında gerçekleştiğini bildirdi.

Şarku'l Avsat'a bilgi veren kaynaklar, Ebu Şebab'ın öldürülmesine katılan iki kişinin el-Dabari ve Ebu Sunayme ailelerine mensup olduğunu, her iki ailenin de Ebu Şebab ile birlikte Tarabin kabilesine mensup olduğunu belirtti.


Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn: İsrail’le görüşmeler olumlu hedef ikinci bir savaşı önlemek

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
TT

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn: İsrail’le görüşmeler olumlu hedef ikinci bir savaşı önlemek

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, bugün (Perşembe) yaptığı açıklamada, Lübnan ile İsrail arasında yürütülen ateşkes izleme mekanizmasına ilişkin görüşmelerin olumlu geçtiğini ve temel hedefin ikinci bir savaşın önüne geçmek olduğunu söyledi. Avn, mekanizmanın 19 Aralık’ta yeniden toplanacağını açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Avn, Baabda Sarayı’nda düzenlenen kabine toplantısında, ABD’de eski Beyrut Büyükelçisi olan Simon Karam’ın, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Nevvaf Selam ile yapılan istişareler sonucu sivil bir üyenin katılımı amacıyla heyet başkanlığına getirildiğini belirtti.

İlk doğrudan temas: UNIFIL’de tarihi toplantı

İsrail’in büyük çaplı bir tırmanış başlatabileceğine dair endişeler sürerken, Lübnanlı ve İsrailli iki sivil temsilci Çarşamba günü UNIFIL karargâhında ateşkes mekanizması komitesinin toplantısına katıldı. Bu adım, iki ülke arasında on yıllardır görülmeyen ilk doğrudan görüşme olarak kaydedildi.

dfrgt
İki Lübnan askeri, 28 Kasım 2025'te Güney Lübnan'daki Alma el-Şaab köyündeki bir Lübnan askeri noktasından, İsrail askeri karakolu Hanita'ya (solda) ve geçen yıldan bu yana İsrail güçlerinin işgal ettiği beş tepeden biri olan Labouneh'e (sağda) bakıyor (AP)

Hükümet toplantısı sonrası konuşan Enformasyon Bakanı Paul Morkos, Avn’ın “İlk oturumun çok üretken olması beklenemezdi ancak 19 Aralık’ta başlayacak sürecin yolunu açtı” sözlerini aktardı. Avn, görüşmelerin amacının hiçbir toplumsal grubu hedef almak değil bütün Lübnan’ı korumak olduğunu vurguladı.

fgthy
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)

Avn, “Şu ana kadar tepkiler olumlu. Bunu ikinci bir savaşın gölgesini Lübnan’dan uzaklaştırmak için kullanmalıyız” dedi. Müzakerenin tek yol olduğuna işaret eden Avn, “Lübnan’ın egemenliğinden taviz yok” diye konuştu.

Görüşmelerin çerçevesi: Sadece güvenlik

Cumhurbaşkanı Avn, Simon Karam’a verilen talimatların “tamamen güvenlik başlıklarına” odaklandığını belirterek bunları şöyle sıraladı:

İsrail saldırılarının durdurulması

İşgal altındaki noktalardan çekilme

Sınırların belirlenmesi

Esirlerin serbest bırakılması

Avn, yarın Beyrut’a gelecek BM Güvenlik Konseyi temsilcilerine, “müzakerelerin başarısı için İsrail’in olumlu ve ciddi tutum takınması yönünde baskı yapılması” çağrısında bulunacağını söyledi.

vfg5th
4 Aralık 2025'te Güney Lübnan'ın Cbaa kentinde İsrail bombardımanında hasar gören bir bölgedeki enkazın yanında bir sivil savunma kamyonu duruyor (Reuters)

Cumhurbaşkanı, heyetin ayrıca yıl sonuna kadar Hizbullah’a ait askeri tesislerin sökülmesi planının ilk aşamasını tamamlaması beklenen Lübnan ordusunun çalışmalarını yerinde incelemek üzere güneye gideceğini belirtti.

Toplantıya Simon Karam ile İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi’nin dış politika direktörü Yury Resnick katılırken, ABD’li arabulucu Morgan Ortagus da hazır bulundu. ABD ve Fransa gelişmeyi memnuniyetle karşıladı.

Ekonomik iş birliği yok

Enformasyon Bakanı Morkos, görüşmelerin ekonomik iş birliği veya barış anlaşması gibi başlıkları kapsamadığını belirterek şunları söyledi: “Naqura görüşmeleri yalnızca güvenlik odaklıdır.”


Gazze’de güç dengelerini sarsan Yaser Ebu Şebab’ın kanlı  sonu: Hamas’ın düşmanı, İsrail’in ortağı mı?

TT

Gazze’de güç dengelerini sarsan Yaser Ebu Şebab’ın kanlı  sonu: Hamas’ın düşmanı, İsrail’in ortağı mı?

Gazze’de güç dengelerini sarsan Yaser Ebu Şebab’ın kanlı  sonu: Hamas’ın düşmanı, İsrail’in ortağı mı?

Gazze’de Hamas’ın düşmanı olarak bilinen ve yardım tartışmalarının merkezine oturan Yaser Ebu Şebab bugün (perşembe) hayatını kaybetti. İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşında adı sık sık gündeme gelen Ebu Şebab, özellikle kuşatma altındaki bölgeye insani yardımların girişinde oynadığı rol nedeniyle tartışmalara konu olmuştu.

İsrail ordusuna ait radyo, güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Hamas karşıtı aşiret liderlerinden Yaser Ebu Şebab’ın, daha önce aldığı yaralar nedeniyle Beerşeba’daki Soroka Hastanesi’nde hayatını kaybettiğini duyurdu. Ebu Şebab'ın yaralı halde İsrail’e nakledildiği belirtilmişti.

dsfgt
Yaser Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Silahlı Ebu Şebab grubu, Gazze’nin güneyindeki Refah bölgesinde faaliyet gösteriyor. Ebu Şebab, daha önce yaptığı açıklamalarda, grubunun tek bağlantısının Filistin Yönetimi olduğunu vurgulamış ve İsrail’le işbirliği yaptığı yönündeki suçlamaları reddetmişti. Gazze’de kurduğu “Halk Güçleri” isimli milis yapılanmasının “terörle mücadele grubu” olarak adlandırılmasını talep etmişti.

İsrail ordusuna ait radyo ise Ebu Şebab’ın İsrail’le işbirliği yaptığını ve Gazze’nin güneyinde Hamas’a karşı kurulan ilk silahlı grubun lideri olduğunu iddia etti. Ebu Şebab’ın son olarak kimliği belirsiz silahlı kişiler tarafından hedef alındığı aktarılmıştı.

Yardımların yeniden girişinde tekrar gündeme geldi

Birkaç ay önce insani yardımların Gazze’ye yeniden girişinin başlamasıyla Ebu Şebab yeniden görünür hale geldi. Yaklaşık üç ay süren sessizliğin ardından Facebook hesabını aktif kullanmaya başlaması dikkat çekti.

frgt
Bir çocuk, 28 Mayıs 2025'te Refah'taki Gazze Yardım Vakfı'ndan aldığı bir torba pirinçle Han Yunus'a ulaşmanın mutluluğunu yaşıyor (AP)

Gazze’de bazı kesimler Ebu Şebab’ı geçmiş dönemlerde gelen insani yardımları yağmalamakla suçlarken, kimileri de tam tersine “yardımları koruduğunu” savunuyordu.

Mayıs ayında sosyal medya hesaplarını yeniden aktif hale getiren Ebu Şebab, yardımların güvenli şekilde sivillere ulaştırılmasını sağladığını duyurdu. Bu durum, neden birden ortaya çıktığına ve bu açıklamaların arkasındaki amaçlara dair yeni soru işaretleri yarattı.

Şarku’l Avsat’a konuşan bazı yerel kaynaklar, Ebu Şebab ve silahlı grubunun özellikle İsrail kontrolündeki Refah ile Han Yunus’un doğu ve güneydoğusu arasındaki bölgelerde bulunduğunu söyledi. Bu bölgelerde yalnızca Ebu Şebab’ın mensubu olduğu Tarabin kabilesinden az sayıda sivil kalmış durumda.

jy6j
28 Mayıs'ta Han Yunus'ta Gazze Yardım Vakfı'ndan aldığı iki şişe petrolü sallayan bir Filistinli (Reuters)

Geçen hafta İsrail’in uluslararası baskılara boyun eğerek 2 Mart’ta durdurduğu yardımların girişine yeniden izin vermesinin ardından Gazze’ye yardım sevkiyatı yeniden başladı. Küresel açlık gözlemevleri, uygulanan ablukanın yaklaşık yarım milyon Gazzeliyi kıtlık riskiyle karşı karşıya bıraktığını açıklamıştı.

Ebu Şebab kimdir?

Ebu Şebab’ın kurduğu silahlı grubun kaç kişiden oluştuğu bilinmiyor; bazı görüntüler ve sosyal medya paylaşımlarına göre bunun yüzlerce kişiden oluştuğu tahmin ediliyor. Grubun silahlı araçlara ve arazi tipi kamyonetlere sahip olduğu görülüyor.

 Şarku'l Avsat, Ebu Şebab'ın yardım konusundaki rolünün niteliğini öğrenmek için kendisiyle doğrudan iletişime geçemedi, zira tüm telefon numaraları kapalıydı.

frg
28 Mayıs 2025'te Gazze Şehri'nde sıcak yemek dağıtan bir yardım kuruluşunun mutfağında toplanan kalabalık (DPA)

Onu tanıyan bazı kaynaklara göre Ebu Şebab, geçmişte Hamas polisi tarafından uyuşturucu ticareti suçlamasıyla gözaltına alınmış, savaşın başlamasının ardından cezaevinden kaçmayı başarmış basit bir gençti. Siyasi bir örgütle bağlantısı bulunmuyordu ve İsrail’le işbirliği yaptığına dair bir kayda da rastlanmamıştı. Tarabin kabilesinde silah taşımak yaygın bir pratik olarak görülüyor.

Kasım 2024’te Gazze’de bazı mahallelerde yaşanan yardım yağmaları sonrasında Hamas güvenlik güçleri, Ebu Şebab’ın bulunduğu noktalara baskın düzenlemiş; en az 20 kişi ölmüş, çok sayıda kişi yaralanmıştı.

Olaylar sırasında bir zırhlı araca atılan tanksavar mermisinin onu öldürdüğü iddia edilmiş, ancak daha sonra ölen kişinin kardeşi olduğu ortaya çıkmıştı. Bu olaydan sonra Ebu Şebab’ın İsrail ordusunun ileri hatlarına yakın bölgelere kaçtığı belirtilmişti.

Yağma mı, koruma mı?

Ebu Şebab’ın tekrar ortaya çıkmasının ardından, gruba ait olduğu söylenen videolarda yardım konvoylarının ve yabancı heyet araçlarının güvenliğini sağladıkları görülüyor. Görüntülerde Tarabin mensupları, Gazze’ye gelen heyetlerle konuşurken yer alıyor.

Her yardım girişinden sonra Ebu Şebab, Facebook hesabından yardımı koruduklarını ve teslim ettiklerini iddia eden paylaşımlar yapıyor. Hamas kontrolündeki bölgelere “diğer taraf” diyerek göndermede bulunuyor.

Bir paylaşımında şu ifadeler yer alıyor:

“Yardımları onurla dağıttığımızda bizi karaladılar. Koruduğumuzda suçladılar. Biz bu halkın evlatlarıyız.”

Meydandaki bazı kaynaklar, yağmalanan yardımların Hamas’ın eline geçmediğini, koruma olmadığı için sivil bölgelerde çetelerce çalındığını; Hamas’ın gönderdiği güvenlik güçlerinin ise İsrail saldırısında hedef alınarak 6 kişinin öldüğünü belirtiyor. Bu saldırıdan saatler sonra yardım çetesine düzenlenen Hamas saldırısında ise 6 kişi öldü.

Güvenlik boşluğu tartışmaları

Bazı kaynaklara göre Ebu Şebab okuma-yazma konusunda yetersiz olduğu için Facebook hesabını başkalarının yönettiği düşünülüyor. Hesabındaki profesyonel içerikler, arkasında bir medya ekibi olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.

Son paylaşımlarında Hamas’ı hedef alan ve birlik çağrısı yapan mesajlar dikkat çekiyor. Grubu için zaman zaman Halk Çalışma Güçleri veya Terörle Mücadele Güçleri ifadelerini kullanıyor.

Gazze’de bazı kişiler, ironi ya da tepki amacıyla Ebu Şebab’a “Sayın Başkan” veya “Devlet” lakabı takmış durumda. Grubun üyeleri, üniformalarına Filistin bayrağı dikiyor ve bölgeden geçen uluslararası heyetlere askerî selam veriyor. Yerel kaynaklara göre Ebu Şebab, son günlerde Han Yunus’un güneydoğusundaki Amur bölgesinde kuşatma altında kalan bazı ailelerin tahliyesine de yardım etti.

Hamas ise İsrail’i, Gazze’de “güvenlik boşluğunu körüklemek” ve silahlı çeteleri destekleyerek yardım kaçakçılığına zemin hazırlamakla suçluyor. İsrailli yetkililer ise Gazze halkını Hamas’a karşı ayaklanmaya teşvik ettiklerini açıkça ifade ediyor.