Hamideti Sudan-Etiyopya ilişkilerini görüşmek için Addis Ababa’da

El-Cezire eyaletinde gösteriler düzenlendi. Göstericiler arasında gerçek mermi yaralananlar var.

Abi Ahmed Addis Ababa’da Muhammed Daklu ile görüştü (SUNA)
Abi Ahmed Addis Ababa’da Muhammed Daklu ile görüştü (SUNA)
TT

Hamideti Sudan-Etiyopya ilişkilerini görüşmek için Addis Ababa’da

Abi Ahmed Addis Ababa’da Muhammed Daklu ile görüştü (SUNA)
Abi Ahmed Addis Ababa’da Muhammed Daklu ile görüştü (SUNA)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu dün Etiyopya’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret iki gün sürecek. Hamideti, Sudan ve Etiyopya arasında sınır anlaşmazlığı sebebiyle yaşanan gerginlikten sonra Addis Ababa’yı ziyaret eden ilk üst düzey askeri yetkili. Ziyaret Sudan’da öfkeli protestoların tırmandığı bir dönemde geldi.
Daklu, kendisini havalimanında karşılayanların başında gelen Etiyopya Savunma Bakanı Abraham Belay, İstihbarat Müdürü ve Etiyopya hükümetinden bazı yetkililerle bir araya geldi.
Sudan resmi haber ajansı SUNA’nın haberine göre, Daklu Etiyopya’daki temasları kapsamında “iki kardeş ülke arasındaki ilişkileri, iki ülkenin çıkarlarına hizmet edecek şekilde her alanda geliştirmenin yollarını” görüşecek. Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, Daklu’nun ziyaretini memnuniyetle karşıladığını belirterek, “Koşullar her ne olursa olsun ayrılması mümkün olmayan iki kardeş halkı birbirine bağlayan derin tarihi bağları” takdir ettiğini dile getirdi.
Abiy Ahmed, “Ülkelerimizin ve halkımızın evlatlarının iyiliği için bu bağları korumak ve güçlendirmek konusunda elimizden geleni yapacağız” ifadesini kullandı.
Fransız haber ajansı AFP, Hartum’un, iki aydan daha kısa bir süre önce ülke sınırında verimli arazilere sahip olan statüsü tartışmalı Faşka bölgesinde 6 askerinin öldüğünü duyurduğunu ve “Etiyopya ordusu ile milislerini” suçladığını hatırlattı. Fakat Addis Ababa bu olaydan Tigray’daki isyancıları sorumlu tuttu. Etiyopya yaklaşık bir yıldır söz konusu isyancılarla savaşıyor. İki taraf arasındaki çatışmalar sebebiyle on binlerce Etiyopyalı Sudan’a göç etti.
SUNA’ya göre Hamideti’nin iki gün sürecek ziyareti kapsamında Etiyopya’dan Sudan’a yapılan göçler, şiddet eylemleri, sınır meselesi ve su sorunun ele alınması bekleniyor. SUNA, Hamideti lakabıyla da bilinen Korgeneral Daklu’nun “Etiyopya’da bazı yetkililerle” görüşeceğini bildirdi ancak bu yetkililerin isimlerini belirtmedi. Sudan ve Etiyopya bazı müzakere turlarına rağmen iki ülke arasındaki sınırların çizilmesi konusunda anlaşmaya varamadı. Etiyopya’nın Nil Nehri üzerine kurduğu Nahda (Hedasi) Barajı meselesi 10 yılı aşkın süredir iki ülke arasında ihtilaf konusu olmaya devam ediyor.
Afrika’nın en büyük elektrik enerji üretim tesisi olması beklenen Nahda Barajı, Nil Nehri sularının geçtiği Sudan ve Mısır için endişe kaynağı oluşturuyor. Zira iki ülke baraj sebebiyle su kaynaklarının azalmasından endişe ediyor.
Hamideti’nin Etiyopya ziyareti, iki ülkenin şiddet eylemleri sarmalına tanık olduğu bir dönemde geldi. Etiyopya’daki iç savaş derinleşirken, Sudan, 25 Ekim darbesinden bu yana bastırılmaya çalışılan gösterilere sahne oluyor.
Sudan’ın orta kesimindeki El Cezire eyaletine bağlı Vad Medeni kentinde, 17 Ocak’ta ülkedeki askeri yönetime karşı düzenlenen milyonluk gösteriler sırasında boynuna gerçek kurşun isabet etmesiyle yaralanan bir göstericinin ölümünü protesto için büyük çaplı gösteriler düzenlendi.
Vad Medeni kentindeki direniş komitesi “devrim gerginliği” ilan ederek, parke taşları yığdıkları ve lastik yaktıkları ana yolları ve köprüleri trafiğe kapattı. Bu durum şehir trafiğini durma noktasına getirdi.
Komitenin resmi sayfasında yer alan açıklamada, güvenlik güçlerinin mahallelere saldırdıkları, ateş açtıkları, göstericilere karşı göz yaşartıcı gaz kullandıkları ve kadınlar ile çocukların bu gazdan etkilendikleri bildirildi.
Vad Medeni’de artan protestolar, Eyalet Valisi Abdülhadi Abdullah’ı istifa etmeye zorladı. Abdullah açıklamasında, durumun, görevini yerine getirmesine izin vermeyecek bir yöne doğru hızla ilerlediğini söyledi.
Direniş komitesi, Hille El-Cedide banliyösünde başına, omuzuna ve bel altına gerçek kurşun isabet eden 3 göstericinin yaralandığını aktardı.
Basında çıkan haberlere göre, Eyalet yönetimi şehirdeki öfke ve gerginlik hali sebebiyle tüm kademelerde eğitime süresiz olarak ara verildiğini duyurdu. Haberlere göre bir öğrencinin ölümüyle ilgili gerçeklerin ortaya çıkarılması amacıyla adli birim yetkililerinden oluşan bir komite kuruldu.
Sudan Meslek Odaları Birliği’nin El Cezire eyaleti şubesi, meslek odalarına ve sendika örgütlerine bugün ve yarın sivil itaatsizlik ve greve katılma çağrısında bulundu. Ayrıca herkesi sokaklara parke taşları yığmaya ve 24 Ocak’ta düzenlenecek milyonluk gösterilere katılmaya çağırdı.
Sudan ordusunun 25 Ekim’de askeri darbeyle yönetime el koymasından bu yana ülkenin şehirlerinde milyonluk gösteriler düzenleniyor. Bu gösterilerde orduya kışlalarına dönme ve yönetimi sivillere teslim etme çağrıları yapılıyor. 
Sudan’daki gösterilerde bugüne kadar 73 kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı, yüzlerce kişi güvenlik ve askeri birimler tarafından tutuklandı.
SUNA’nın haberine göre Sudan’da geçiş döneminde kurulan Egemenlik Konseyi’nin üyeleri Hadi İdris, Malik Akar, Tahir Hacri ile Norveç Krallığı Sudan ve Güney Sudan Özel Temsilcisi Endre Stiansen ortak bir toplantı düzenledi. Stiansen basına yaptığı açıklamada, görüşmede Egemenlik Konseyi üyelerine, geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen Sudan’ın Dostları Konferansı’nda alınan kararları ile Mısır’a düzenlediği ziyaretin sonuçları hakkında bilgi verdiğini söyledi.
Stiansen görüşmede, bazı bölgelerde yaşanan son olaylardan sonra Darfur eyaletindeki durumun gündeme geldiğini ve eyaletteki şiddet olayları ve krizler için gerekli iyileştirmelerin yapılması gerektiğini vurguladığını belirtti.
Görüşmede ayrıca Sudan’daki güncel siyasi duruma değinildiğine işaret eden Stiansen, mevcut krizden ancak geçiş süreci ile demokratik dönüşüm sürecinin yeninden başlatılması ve geçiş döneminin sonunda seçimlerin gerçekleştirilmesi amacıyla kimsenin dışlanmadığı kapsamlı bir diyalog ile çıkılabileceği noktasında herkesin hemfikir olduğunu ifade etti. 



Bishara Bahbah, Şarku'l Avsat'a konuştu: Gazze anlaşmasının ikinci aşaması önümüzdeki ay

Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)
Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)
TT

Bishara Bahbah, Şarku'l Avsat'a konuştu: Gazze anlaşmasının ikinci aşaması önümüzdeki ay

Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)
Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)

Filistin asıllı Amerikalı arabulucu Bishara Bahbah, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının önümüzdeki ocak ayında hayata geçirileceğini söyledi. Bahbah, bu aşamanın ayın birinci ya da ikinci haftasında başlamasının beklendiğini belirterek, “Gazze Şeridi’ni yönetecek komitenin isimleri hazır. Büyük olasılıkla komitenin başkanlığını Filistin Sağlık Bakanı Macid Ebu Ramazan üstlenecek” dedi.

fergt
Filistin Sağlık Bakanı Dr. Macid Ebu Ramazan, Gazze yönetim komitesinin başına aday gösterildi. (WAFA)

Gazze konusunda Beyaz Saray kulislerine yakınlığını sürdüren Bahbah, dün Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Washington, Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlama konusunda en yetkin güç olarak gördüğü için uluslararası istikrar gücü içinde Türk askerlerinin yer almasını destekliyor” dedi. Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılması beklenen görüşmenin ikinci aşama açısından belirleyici olacağını belirterek, “ABD bu görüşmede, sürecin önümüzdeki ay başlatılması ve istikrar gücünde Türkiye’nin rolünün netleştirilmesi için baskı yapacak” ifadesini kullandı.

Görev tanımlama toplantısı

Bahbah, salı günü Katar’ın başkenti Doha’da Gazze Şeridi’nde uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasına ilişkin yapılan toplantının ayrıntılarını da paylaştı. Toplantının hedeflerinden birinin, Washington’un katılıma hazır ülkeleri açık ve net biçimde belirlemesi olduğunu söyleyen Bahbah, her ülkenin katkı türünün de netleştirilmesinin amaçlandığını ifade etti. Bu katkıların asker gönderilmesi, eğitim sağlanması ya da uluslararası güce teknik ve lojistik destek verilmesi gibi başlıkları kapsadığını belirtti.

as
Amerikalı ve İsrailli askerler geçtiğimiz kasım ayında İsrail'in güneyinde bulunan ABD liderliğindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'nde bir araya geldi. (Reuters)

Bahbah, toplantının ikinci hedefinin bu güçler arasındaki işleyiş mekanizmasının ve komuta zincirinin netleştirilmesi olduğunu söyledi. Bu çerçevede, uluslararası gücün komutasının bir ABD’li general tarafından üstlenilmesine yönelik bir önerinin gündeme geldiğini bildirdi.

Bahbah’a göre görüşmelerde, söz konusu güçlerin konuşlanacağı bölgeler de ele alındı. Bu kapsamda, güçlerin İsrail ile Hamas’ın kontrol alanlarını ayıran sarı hattın dışında mı, içinde mi yoksa hâlihazırda yoğun nüfuslu bölgelerde mi konuşlanacağı ile bu güçlerin finansmanının hangi taraflarca sağlanacağı konuları tartışıldı.

İsrail'in yaklaşımının reddi

Bahbah, olası konuşlanma planının ayrıntılarına ilişkin olarak konunun hâlen tartışıldığını, ancak ‘İsrail’in istediği şekilde bir konuşlanmanın, katılımcı güçlerin temsilcilerinin çok büyük çoğunluğu tarafından reddedildiğini’ söyledi.

Görevlerin niteliğine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Beşara Bahbah, katılımcı ülkelerin çoğunluğunun “silahsızlandırma” gibi bir rol üstlenmek istemediğini vurguladı. Bu ülkelerin, sivilleri korumak amacıyla İsrail güçleri ile yerleşim alanları arasında tampon bir güç olmayı hedeflediğini ifade eden Bahbah, söz konusu güçlerin varlığının nihai amacının “İsrail’in Gazze Şeridi’nden kademeli olarak çekilmesi” olduğunu kaydetti.

sy65
ABD Başkanı Donald Trump'ın planına göre Gazze Şeridi'nden çekilme aşamalarının haritası (Beyaz Saray)

Bahbah, “Bu güçler özellikle silahsızlandırma meselesinde İsrail adına ya da onun yerine bir rol üstlenmeyecek. Nitekim Hamas içindeki bazı liderler bu konuda müzakereye açık olduklarını bana iletti. Ancak güç kullanımı işe yaramaz; zira İsrail iki yıl boyunca hareketi zorla silahsızlandırmayı başaramadı ve hiçbir uluslararası taraf da bunu güç kullanarak başaramaz” dedi.

Türkiye'nin katılımı çok önemli ve Trump da bunun kabul edilmesi için baskı yapıyor

Bahbah, Türkiye’nin olası katılımına ilişkin olarak Ankara’nın rolünü ‘kilit’ olarak niteledi. Türkiye’nin Hamas’a en yakın ülke olduğunu ve silah dosyası konusunda onunla en sağlıklı şekilde uzlaşabilecek aktör konumunda bulunduğunu söyleyen Bahbah, bunun birçok ülke için zor olduğunu vurguladı. Bahbah, “Türk güçlerinin Gazze’de bulunması temel öneme sahip olacak, daha iyi bir istikrar sağlayacak. Washington da bu yönde fikir beyan ediyor” ifadelerini kullandı.

Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump’ın ay sonunda ABD’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapması beklenen görüşmede, Türk güçlerinin kabul edilmesi için Netanyahu’ya baskı uygulamasını beklediğini dile getirdi.

Ancak Bahbah, İsrail’in bazı şartlar öne sürmeye çalışabileceğini, olası uzlaşının Türk güçlerinin niteliği üzerinden şekillenebileceğini belirterek, bu rolün silahlı değil daha çok teknik bir çerçevede tanımlanmasının gündeme gelebileceğini ifade etti. Bahbah, “ABD yönetiminin baskısı belirleyici unsur olacak” dedi.

İkinci aşama taahhütleri

Barış Konseyi’ne ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Bahbah, Trump’ın birçok dünya liderinin bu yapıya katılma isteğinden söz ettiğini aktardı. Ancak Bahbah, bu üyeliğin ‘ücretsiz olmadığını’, konseye katılan ülkelerin finansman sağlama, güvenlik gücü tahsis etme ya da başka yükümlülükler üstlenmek zorunda kalacağını ifade etti.

Konseyde yer alması öngörülen isimlere değinen Bahbah, adaylar arasında ABD’li özel temsilciler Steve Witkoff ve Jared Kushner’ın yanı sıra Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair’in de bulunduğunu söyledi. Ayrıca eski ABD Büyükelçisi Richard Grenell ile eski Bulgar diplomat Nikolay Mladenov’un da aday isimler arasında yer aldığını kaydetti.

Gazze Şeridi’nin yönetimine ilişkin olarak Bahbah, Hamas, El Fetih ve Mısır arasında üzerinde uzlaşılan ve teknokratlardan oluşan komiteye üyelik için 42 ismin yer aldığı bir listenin bulunduğunu doğruladı. Bahbah, Filistin Sağlık Bakanı Macid Ebu Ramazan’ın bu komitenin başkanlığını üstlenmesinin muhtemel olduğunu ifade etti.

İkinci aşamaya geçişte yaşanan aksamalara dair değerlendirmelere rağmen ABD’li arabulucu Bahbah, ikinci aşamanın önümüzdeki ocak ayının birinci ya da ikinci haftasında başlatılmasını beklediğini söyledi. Bahbah, bu sürecin, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılacak zirvenin ardından, askıda kalan dosyaların karara bağlanmasıyla netleşeceğini belirtti. Bahbah, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin bu zirveye katılımına yönelik herhangi bir düzenlemeden haberdar olmadığını da sözlerine ekledi.

cdfrg
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile ABD Başkanı Donald Trump arasında geçtiğimiz ekim ayında Şarm eş-Şeyh'te düzenlenen barış zirvesi sırasında gerçekleşen görüşmeden (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Bahbah, Trump’ın anlaşmanın başarısız olmasına asla izin vermeyeceğini vurgulayarak, “Bu yüzde 100” dedi. Ayrıca, Hamas’ın İsrail’in sürekli ihlallerine rağmen ateşkese bağlı olduğunu belirtti. Bahbah, Hamas’ın, İsrail’in Gazze’deki operasyonları sürdürmek için her türlü bahaneyi aradığını bildiğini ve bu nedenle fırsatı kaçırmamak için daha sabırlı bir tutum sergilediğini ifade etti.


Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda
TT

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, güneydeki ayrılıkçıların ilerlemesinin ardından Yemen'deki tüm taraflara azami itidal çağrısında bulundu. Bu gelişme, uzun bir sakinlik döneminin ardından on yıldır süren iç savaşı yeniden alevlendirme tehdidi taşıyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Guterres, uluslararası örgütün faaliyetlerinin, özellikle Yemen'in başkenti Sana'a ve ülkenin yoğun nüfuslu kuzeybatısı olmak üzere, Husi grubunun kontrolündeki bölgelerde sürdürülemez hale geldiğini belirtti.

Öte yandan, Yemen Enformasyon, Kültür ve Turizm Bakanı Muammer İryani, bazı medya platformları ve sosyal medya sitelerinde yer alan, geçici başkent Aden limanına gemi giriş izinlerinin askıya alındığı yönündeki haberlerin doğru olmadığını belirterek, bu iddiaların asılsız olduğunu ve ülkedeki ekonomik ve denizcilik ortamını bozmayı amaçlayan söylentiler çerçevesinde kaldığını vurguladı.


Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
TT

Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)

Lübnan basını, Lübnan ordusunun Mekanizma Komitesi’nin talebi üzerine yapılan soruşturma sonucunda, ülkenin güneyindeki Tulin beldesinde Hizbullah tarafından inşa edilen tünellerden birini keşfettiğini bildirdi. Basında yer alan haberlerde, bu bölgenin daha önce İsrail tarafından bombalandığı belirtildi.

Lübnan ordusu, daha önce de Mekanizma Komitesi ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) arasındaki koordinasyon çerçevesinde Mekanizma Komitesi'nin talebi üzerine ve İsrail'in tehdidi sonrasında bazı yerleri ortaya çıkarmıştı. Bu son olay ise geçtiğimiz hafta İsrail'in bir evi bombalamakla tehdit etmesinin ardından Lübnan ordusunun güneydeki Yanuh beldesinde bir binayı kapsamlı bir şekilde aramasının ardından geldi. Yapılan aramada evde herhangi bir silah bulunamadı.

Bu olay, İsrail’in Lübnan’ın güneyinde bombardımanlarına devam ettiği ve çarşamba günü Kefer Kila beldesini hedef alan bir hava saldırısı düzenlediği bir dönemde meydana geldi. Ulusal Haber Ajansı (NNA), saldırının el-Aziziye ve eş-Şahrub beldeleri arasındaki Sari Tepesi’ni hedef aldığını bildirdi, ancak herhangi bir can kaybından bahsetmedi.

Başbakan Yardımcısı Mitri: Lübnan Ordusu sonraki aşamalara geçmeye hazır

Öte yandan Lübnan Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri, Mekanizma Komitesi’ni bir tartışma forumu ve anlaşmalara uyumu denetleme ve doğrulama çerçevesi olarak nitelendirdi.

Beyrut'ta düzenlenen Carnegie Ortadoğu Merkezi'nin sekizinci konferansının ilk oturumunun açılışına katıldığı sırada İsrail'in sık sık tekrarlanan ihlallerine karşın, Lübnan'ın ilk günden itibaren bu anlaşmalara bağlılığını teyit eden Mitri, Hizbullah'ın silahlarına ilişkin olarak “Genelkurmay Başkanı Rudolf Heykel, ordunun kapasitesinin güçlendirilmesiyle başlayan beş aşamalı bir plan önerdi” dedi. Litani Nehri çevresindeki bölgede devlet otoritesinin genişlemesinin kademeli bir ilerleme kaydettiğini ve ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki görevini tamamlamak üzere olduğunu ve sonraki aşamalara geçmeye hazırlandığını vurguladı.

jgıu
Sınır kasabası Alma eş-Şaab'da bir askeri aracın üzerinde duran Lübnan askerleri, 28 Kasım 2025 (Reuters)

Yeniden yapılanma konusunda uluslararası toplumun desteğinin ön koşulu olarak devletin otoritesini tesis etmesini istediğini belirten Mitri, Arap ülkelerinin uluslararası ilişkiler yoluyla destekleyici bir rol oynayacağını umduğunu ifade etti.

Lübnan ve İsrail'den sivillerin katıldığı ikinci oturum

Olay, Lübnan-İsrail müzakerelerinde Lübnan heyetinin başkanı Büyükelçi Simon Kerem'in, aralık ayı başlarında gerçekleşen önceki oturumda İsrailli bir sivil ile birlikte iki ülke arasındaki ilk doğrudan görüşmelerde bulunduktan sonra katılacağı ikinci oturum olacak olan ateşkesin izlenmesinden sorumlu Mekanizma Komitesi'nin 19 Aralık'ta yapılması planlanan yeni oturumundan iki gün önce yaşandı. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, çarşamba günü Kerem ile bir araya geldi ve komitenin yaklaşan toplantısı öncesinde kendisine talimatlarını iletti.

Ateşkes İzleme Komitesi'nde Lübnan, İsrail, Fransa, ABD ve BM yer alıyor. Ateşkes anlaşması, düşmanlıkların durdurulmasını ve Hizbullah'ın Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesini, bunun sonucunda Lübnan genelinde silahsızlandırılmasını ve İsrail ordusunun son savaş sırasında ilerlediği mevzilerden çekilmesini öngörüyor. Ancak İsrail, Lübnan topraklarındaki beş stratejik noktada askeri olarak varlığını sürdürürken, Hizbullah silah bırakmayı reddediyor.