Pfizer CEO’su: Koronavirüse karşı yılda bir kez aşılama, takviye dozlardan daha iyi bir yaklaşım

Pfizer CEO’su Albert Bourla (Reuters)
Pfizer CEO’su Albert Bourla (Reuters)
TT

Pfizer CEO’su: Koronavirüse karşı yılda bir kez aşılama, takviye dozlardan daha iyi bir yaklaşım

Pfizer CEO’su Albert Bourla (Reuters)
Pfizer CEO’su Albert Bourla (Reuters)

ABD merkezli ilaç şirketi Pfizer’ın CEO’su Albert Bourla, insanların her dört ila beş ayda bir yeni tip koronavirüs (Kovid-19) takviye aşısı olmasının ‘iyi bir senaryo olmadığını’ söyleyerek, yılda bir aşı olmanın virüsle savaşmak için daha iyi bir yaklaşım olacağını savundu.
Reuters’ın haberine göre Bourla, İsrail kanalı N12 News’e verdiği röportajda, periyodik olarak her dört ila beş ayda bir takviye doz aşı olunmasını destekleyip desteklemediğine ilişkin gelen bir soruya şu yanıtı verdi;
“Bu iyi bir senaryo olmaz. Yılda bir kez yapmamız gereken bir aşımız olmasını umuyorum. Yılda bir kez olursa insanları bunu yapmaya ikna etmek daha kolay. İnsanların hatırlaması da daha kolay. Yani halk sağlığı açısından bakıldığında, bu ideal bir durum.”
Vakaların artmasıyla birlikte bazı ülkeler takviye doz aşı programlarını genişletti ve dozlar arasındaki aralıkları kısalttı.
Pfizer-BioNTech aşısı, son derece bulaşıcı olan Omikron varyantı ile bağlantılı vakalarda ağır semptomlar ve can kayıplarına karşı etkili olduğunu kanıtladı, ancak bulaşı önlemede daha az etkili.
Röportajda Bourla, Pfizer’ın Omikron ile mücadele edebilecek bir aşı üzerinde çalıştığını da söyleyerek, “Kullanmak zorunda mıyız bilmiyorum ama aşı üzerinde çalışıyoruz. En iyi çözüm olup olmadığını ancak verileri gördükten sonra bileceğiz” dedi.



Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
TT

Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)

Bilim insanları primat türlerinde alfa erkek olgusunun pek de gerçek olmadığını tespit etti. Geniş kapsamlı araştırma, dişi ve erkekler arasındaki hiyerarşik ilişkinin daha karmaşık olduğuna işaret ediyor.

İnsanların da içinde yer aldığı primat grubunda ya erkeklerin ya da dişilerin popülasyondaki hakim cinsiyet olduğu düşünülüyordu. Genellikle erkeklerin gruptaki hakimiyeti elinde tuttuğuna inanılıyordu.

Ancak hakemli dergi PNAS'te dün (7 Temmuz) yayımlanan çalışmada durumun sanıldığı kadar net olmadığı ve beklendiğinden daha fazla popülasyonda dişilerin egemen olduğu ortaya çıktı.

Araştırmacılar maymunlar, lemurlar, tarsiyerler ve lorisler gibi 121 primat türüne ait 253 popülasyondan 5 yıl boyunca veri topladı. Ekip varsayımların ötesinde daha net bilgi edinmek adına ayrıntılı davranış kayıtları toplayıp grup içindeki kavgaları ve kazananları derledi.

Çalışmada karşı cinsler arasındaki kavga ve tartışmaların sanılandan çok daha sık yaşandığı saptandı. Bir grup içindeki anlaşmazlıkların ortalama yarısı dişi ve erkekler arasında geçti. 

Araştırma genelinde incelenen kavgaların yaklaşık yüzde 90'ını erkekler kazandığı için bu açıdan net bir erkek hakimiyeti olduğu söylenebilir.

Öte yandan araştırmacılar popülasyonların sadece yüzde 17'sinde bu durumun gözlemlendiğini söylüyor. İnsanların en yakın akrabalarından şempanze ve bonobolar bu kesimde yer alırken, lemur ve bonoboların da olduğu primat popülasyonlarının yüzde 13'ünde net bir dişi egemenliği vardı.

Geri kalan yüzde 70'lik kısımdaysa bir cinsiyetin diğeri üzerindeki hakimiyet ya orta düzeydeydi ya da hiç yoktu.

Fransa'daki Montpellier Üniversitesi'nden çalışmanın başyazarı Dr. Élise Huchard, "Sıkı bir erkek egemenliği gerçekten azınlıkta" diyerek ekliyor: 

Bunun çoğunluk olmasını beklemiyorduk çünkü literatürü iyi biliyoruz ancak yüzde 20'nin altında kalmasını pek beklemezdik.

Erkek egemenliğinin daha net olduğu gruplarda, bu cinsiyetin vücut veya dişlerinin daha büyük olduğu gözlemlendi. Ayrıca dişilerin kaçıp ağaçlara tırmanamadığı popülasyonlarda da benzer bir durum vardı.

Öte yandan dişiler hakimiyetini, üremeden gelen güçleriyle kazanıyordu. Dr. Huchard, "Bir dişi çiftleşmek istemiyorsa, erkek bu konuda hiçbir şey yapamaz" diye açıklıyor: 

Dişiler üremeyi kontrol ettiklerinde, bunu erkeklere karşı bir güç mekanizması olarak kullanabiliyorlar.

Bilim insanları ayrıca dişilerin birbirleriyle rekabet ettiği ve erkeklerin yavrulara daha fazla baktığı gruplarda da dişi egemenliğinin daha yaygın olduğunu gözlemledi. Bu türlerde dişiler ya genellikle yalnız oluyor ya da sadece erkek-dişi çiftleri halinde yaşıyorlar. Bu durum tek eşliliğin dişi hakimiyetiyle bağlantılı olduğu anlamına gelebilir.

Araştırmacılar bu sonuçların doğrudan insanlara uygulanamayabileceğini ancak yakın akraba türlerdeki cinsiyet rollerinde şaşırtıcı bir esnekliğe işaret ettiğini söylüyor. 

Dr. Huchard, "Bu sonuçlar, insanlık tarihinde daha sonra ortaya çıkan tarım toplumlarına kıyasla daha eşitlikçi olan avcı-toplayıcılar arasındaki kadın-erkek ilişkileri hakkında bildiklerimizle epey örtüşüyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, BCC Science Focus, PNAS