Ofis ve ev arasındaki karma çalışma sistemi neden duygusal olarak yorucu?

Hibrit çalışma sistemi, günlük alışkanlıklarda sık sık değişiklik yapılmasını gerektirir (Getty Images)
Hibrit çalışma sistemi, günlük alışkanlıklarda sık sık değişiklik yapılmasını gerektirir (Getty Images)
TT

Ofis ve ev arasındaki karma çalışma sistemi neden duygusal olarak yorucu?

Hibrit çalışma sistemi, günlük alışkanlıklarda sık sık değişiklik yapılmasını gerektirir (Getty Images)
Hibrit çalışma sistemi, günlük alışkanlıklarda sık sık değişiklik yapılmasını gerektirir (Getty Images)

Salgın nedeniyle Clara'ya hibrit (karma) çalışma sistemi (hem evden hem ofisten çalışma) teklif edildiğinde, her ikisinden de en iyi şekilde yararlanacağını düşünüyordu.
Clara başlangıçta Londra merkezli şirketine tam zamanlı ofis personeli olarak çalışıyordu. Ancak art arda gelen Kovid-19 dalgaları onu evden çalışmaya zorladı.
Şarku’l Avsat’ın BBC International’dan aktardığı habere göre Clara “Başlangıçta bu sisteme geçildiğinde bir rahatlama oldu” diyor.
Ancak aylar geçtikçe, hibrit çalışma sistemi bu kısa sürede hayatında sorunlara yol açtı. Clara, "Kendimi istikrarlı ve evden çalıştığım günlere odaklanmış hissediyorum" diyor. Ancak günün birinde gürültülü ofis ortamına dönüp ofiste günde sekiz saat bilgisayar ekranına bakarak masamda oturmaktan korkuyorum” diyor.
Clara şimdi, biri ofiste, diğeri evde olmak üzere düzenlemesi ve sürdürmesi gereken iki iş yeri olduğunu hissediyor. "Planlama yapmak zahmetli, her gün ofise dizüstü bilgisayarı alıp götürdüğümden sürekli orada burada unuttuğum / bıraktığım  önemli şeyleri hatırlıyorum” diyor Clara.
Elde edilen veriler ve bu tür anekdotlar kanıtları desteklemeye başlıyor: birçok çalışan, hibritin duygusal olarak tükendiğini bildiriyor.
Tinypulse tarafından yakın zamanda yürütülen küresel bir araştırmada, katılımcıların yüzde 80'inden fazlası böyle bir sistemin kendileri için stresli olduğunu bildirdi. Çalışanlar, hibrit sistemin, tam zamanlı ofis sisteminden bile daha fazla stresli ve rahatsız edici olduğunu vurguladı.
Tinypulse’de psipkolog olarak çalışan Elora Voyles durumu şöyle açıklıyor: “Hibrit sistemin her iki türün de (ofisten çalışma ve evden çalışma) en iyisini bir araya getireceğine dair bir his vardı ancak çalışanların günlük rutinlerinin bozulması ve hibrit sistemin dalgalı doğası gibi şeyleri çalışanlar yorucu buluyor gibi görünüyor.”
"Tutarlı, öngörülebilir bir rutin, insanların özellikle bir salgın sırasında stres ve belirsizlik gibi duygularla başa çıkmalarına yardımcı olur ancak hibrit çalışma sistemi, bu günlük alışkanlıklarda sık sık değişiklik yapılmasını gerektirdiğinden ve net bir günlük rutin bulmayı zorlaştırır” diyor.



Wednesday'den yeni fragman geldi: Hayranlar endişeli

Wednesday'den yeni fragman geldi: Hayranlar endişeli
TT

Wednesday'den yeni fragman geldi: Hayranlar endişeli

Wednesday'den yeni fragman geldi: Hayranlar endişeli

Netflix'in sevilen dizisi Wednesday ikinci sezonuyla geri dönüyor. Jenna Ortega'nın Wednesday Addams'a bir kez daha hayat verdiği yapım, bu kez iki parça halinde izleyiciyle buluşacak. Sezonun ilk yarısı 6 Ağustos'ta, ikinci yarısı ise 3 Eylül'de platformda yayımlanacak.

Yayın devinin payaştığı yeni fragman, dizinin hayranlarını heyecanlandırırken bazılarını da endişelendirdi. Yeni sezonda Wednesday kendini yeni bir gizemin içinde bulurken, ailesi de hikayeye yeniden dahil oluyor. 

Steve Buscemi'nin Nevermore Akademisi'nin yeni müdürü Barry Dort'u, Thandiwe Newton'ın ise Willow Hill Psikiyatri Merkezi'nin baş psikiyatrı Dr. Rachael Fairburn'ü canlandırdığı sezon, birçok yeni karaktere de ev sahipliği yapacak.

"Senin yüzünden öldüm"

Fragmanın en dikkat çeken anlarından biri ise Enid Sinclair'in akıbetine dair sahne oldu. Wednesday'in "Enid ölüyor, suçlusu da benim" sözlerinin ardından Enid'ın "Senin yüzünden öldüm" demesi, karakterin kaderi hakkında soru işaretleri yarattı. Sosyal medyada birçok izleyici, "Neden bu sezon Enid'ın hayatı tehlikede olmak zorunda?" diyerek endişelerini dile getirdi.

Wednesday'in ortak yaratıcısı, yapımcısı ve dizi sorumlusu Miles Millar, Netflix'in Tudum platformuna verdiği röportajda, "Wednesday için yeni engeller yaratmak istedik. Her şeyi kontrol ettiğini düşünse de insan ilişkilerinin göründüğü kadar kolay olmadığını fark ediyor" ifadelerini kullandı.

Yeni sezonda hikayenin daha karanlık ve yoğun bir tona sahip olacağı belirtiliyor. Platformdan yapılan açıklamada, "Bu sezon Wednesday, ailesi, arkadaşları ve eski düşmanlarıyla yüzleşirken, onu daha da kasvetli ve eğlenceli bir yıl bekliyor" dendi.

İlk sezonun yaratıcıları Alfred Gough ve Miles Millar'la yönetmen ve yapımcı Tim Burton da ikinci sezonda projeye geri döndü. Yapımcı ekip, Wednesday'in bu sezon çok daha karmaşık bir yolculuğa çıkacağını ve Nevermore'da yeni gizemlerin onu beklediğini vurguladı.

Ancak dizinin ikiye bölünerek yayımlanması, izleyicilerin tepkisini çekti. Sosyal medyada birçok kullanıcı, bu modelin Stranger Things ve Squid Game gibi dizilerde de uygulanmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. 

Bir kullanıcı, "Neden tüm sezonu bir arada veremiyorsunuz?" derken, bir diğeri bu stratejiyi "diziyi sömürmek" diye nitelendirdi.

Tüm eleştirilere rağmen dizinin yeni fragmanı sosyal medyada büyük ilgi gördü. Bir izleyici, "Wednesday bir ikon ve bir efsane" yorumunu yaptı.

Independent Türkçe, Express, Metro, Tudum