Macron’dan Tunus Cumhurbaşkanı Said’e destek

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said siyasi seçimlerini savunsa da Avrupa ülkeleri ‘anayasal düzene dönüş’ yönünde Said’e baskı yapıyor

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters) -Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters) -Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
TT

Macron’dan Tunus Cumhurbaşkanı Said’e destek

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters) -Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters) -Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron ile Tunus'un durumunu ve iki ülke arasındaki ilişkileri ele aldığı bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. 
Şarku’l Avsat’ın yerel kaynaklardan aldığı bilgiye göre Cumhurbaşkanı Kays Said, Macron’a, “Tunus yönetiminin mevcut krizin aşılması yönünde kaydettiği mesafe, bazı medya organlarında ve sosyal medyada konuşulanların aksini kanıtlar niteliktedir” dedi.  
Tunus’taki olayların Batı kamuoyunda ele alınışına dair üzüntüsünü dile getiren Said,  “Sözde demokrasi ve özgürlük yanlısı kişiler, büyük meblağlar karşılığında, Tunus ve Tunus halkı aleyhine yalan yanlış bilgiler yaymaktadır. Kendilerini geçmişteki otoriter rejimin kurbanı olarak sunanlar aynı otoriterliğe dönmek için, kendi menfaatleri dışında hiçbir değer tanımayan kişilerle işbirliği yaparak vatan aleyhine komplo kurmaktadır” diye konuştu.
“Egemenliğin halka ait olduğunu ve halkın iktidarın tek kaynağı olduğunu” belirten Tunus Cumhurbaşkanı Said, “Kimse meşruiyet adı altında, devlet kurumlarını sarsmak amacıyla çıkarılan yasalar ışığında kendisini yasa koyucu ilan edemez. Böylesi girişimlerin Tunus halkının iradesiyle hiçbir ilgisi yoktur” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi’nden yapılan yazılı açıklamada, Tunus’ta ‘kapsamlı geçiş süreci’ çağrısı yapıldı. Fransa, ülkedeki tüm siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının, demokratik geçiş sürecine dahil edilmesini istedi.  Avrupa Parlamentosu ve G7 ülkelerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda ülke yetkilisi de benzer çağrılarda bulunmuştu.
Fransa Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, Cumhurbaşkanı Said’in geçiş sürecine dair hazırladığı ‘yol haritası’ övgüyle karşılandı. Geçiş sürecinin mümkün olan en geniş katılımla gerçekleştirilmesinin önemi vurgulandı. Ayrıca Cumhurbaşkanı Said’in ‘hukukun üstünlüğüne ve demokratik özgürlüklere saygı gösterileceği’ yönündeki taahhütlerine işaret edildi.
Cumhurbaşkanı Macron’un Kays Said’i, Tunus’taki ekonomik krizle yüzleşmek için gerekli reformları gerçekleştirmesi, özgürlüğü sağlaması ve adaleti koruması yönünde teşvik ettiği ifade edildi. Macron’un, açıklanan reformların ve geçiş süreci ile ilgili yol haritasının uygulanması için Tunus’u desteklediği kaydedildi.
Fransız yönetimi, 14 Ocak’ta Tunus güvenlik güçlerinin protestoculara sert müdahale etmesini kınamıştı. Gösterileri fotoğraflayan bazı Fransız muhabirler de kötü muameleye maruz kalmıştı.    
Fransa'nın ‘kapsamlı geçiş süreci’ çağrısı, Almanya’nın Tunus'ta demokratik anayasal düzene hızla dönüş yapılması çağrısının akabinde geldi. Almanya’nın, ‘anayasal düzene dönüş’ ve ‘demokratik kazanımların korunması’ için, Tunus’a 100 milyon Euro değerinde yardım sağlama niyetinde olduğu öğrenildi.  
Almanya’nın Tunus Büyükelçiliğinden yapılan açıklamada, yardım kararının, Tunus cumhurbaşkanı tarafından hazırlanan ve anayasal düzene dönüşün önünü açacak olan yol haritasına yönelik güven temelinde alındığı vurgulandı.  
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2022'de hükümet sistemi değişikliği için Anayasa referandumu yapılacağını, 17 Aralık 2022'de de erken genel seçime gidileceğini duyurmuştu. Yeni anayasada cumhurbaşkanlığının yetkilerinin arttırılması hedefleniyor. Cumhurbaşkanı Said, 25 Temmuz'da meclisin çalışmalarını dondurmuş ve başbakanı azletmişti.    
Bu arada Tunus Hakimler Derneği onursal başkanı Ravda el-Karafi, ölüm tehditleri aldığını duyurdu. Cumhurbaşkanı Said’in yargıya yönelik kararlarına sert muhalefetiyle tanınan Karafi: ‘’Zor zamanlarda konuşmanın bedeli yüksek olur ya susarsın ya da görev ve sorumluluk bilinciyle konuşursun. Daha önce de bedel ödedik şimdi de bedel ödemeye hazırız” ifadelerini kullandı. 



Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.


Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Lazkiye'deki iç güvenlik güçleri, Suriye’deki devrimin başlangıcında savunmasız Suriye halkına karşı varil bombalarının kullanılmasını öneren eski rejimin askeri komitesinin üyesi olan Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’yi tutukladı.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), Lazkiye İç Güvenlik Komutanı Albay Abdulaziz el-Ahmed, Haffah bölgesindeki İç Güvenlik Müdürlüğü birimlerinin Terörle Mücadele Şubesi ile iş birliği içinde özel bir güvenlik operasyonu gerçekleştirdiğini söylediğini ve birkaç gün süren dikkatli izleme ve takip sonucunda, Lazkiye kırsalındaki Lukmani köyünden pilot Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’nin tutuklandığını aktardı.

Albay Ahmed, Miyase'nin askeri rütbelerde yükseldiğini, teğmen pilot rütbesiyle mezun olduğunu ve 1982 yılında Hama Askeri Havaalanı’nda çalıştığını belirtti. Suriye devriminin başlangıcında Taftanaz Askeri Havaalanı'ndaki 63. Tugay'ın komutanlığına atanan Miyase, İdlib kırsalındaki Mestuma’daki hava ve kara harekât odalarıyla birlikte hedefleri belirlemekle görevlendirildi, böylece tüm bu noktalar daha sonra helikopterler tarafından hedef alınabilecekti.

Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)

Miyase, ön soruşturmalar sırasında, devrimin başlangıcında varil bombalarının kullanılmasını öneren askeri komitenin üyesi olduğunu itiraf etti. Ayrıca, çeşitli illerde varil bombaları ve deniz mayınlarıyla hedef alınacak yerlerin belirlenmesinden de sorumluydu.

Lazkiye iç güvenlik komutanı, masumların kanıyla lekelenmiş her suçluyu adalete teslim etmek ve yasalar uyarınca hesap vermelerini sağlamak için her türlü çabayı göstereceğine dair taahhüdünü teyit etti.

Bu operasyon, İçişleri Bakanlığı ve ilgili makamların, geçiş dönemi adaletinin uygulanması, mağdurların ve ailelerinin haklarının güvence altına alınması ve hiçbir suçlunun hesap vermekten kaçmaması ilkeleri temelinde, Suriye halkına karşı işlenen suçlara ve ihlallere karışan eski rejimin simalarının peşine düşme ve hesap sorma çabaları çerçevesinde gerçekleşti.