Tahran ve Washington doğrudan müzakere masasına oturabilir  

Rusya'nın BM Viyana Ofisi Temsilcisi Büyükelçi Mikhail Ulyanov, Viyana'da sürdürülen müzakere görüşmelerinden bir kare paylaştı.
Rusya'nın BM Viyana Ofisi Temsilcisi Büyükelçi Mikhail Ulyanov, Viyana'da sürdürülen müzakere görüşmelerinden bir kare paylaştı.
TT

Tahran ve Washington doğrudan müzakere masasına oturabilir  

Rusya'nın BM Viyana Ofisi Temsilcisi Büyükelçi Mikhail Ulyanov, Viyana'da sürdürülen müzakere görüşmelerinden bir kare paylaştı.
Rusya'nın BM Viyana Ofisi Temsilcisi Büyükelçi Mikhail Ulyanov, Viyana'da sürdürülen müzakere görüşmelerinden bir kare paylaştı.

 ABD ve İran, Viyana'da gerçekleşen nükleer müzakerelerin ağır ilerlemesiyle ilgili karşılıklı suçlamalarda bulunurken, Tahran ilk defa, ABD ile doğrudan müzakere masasına oturabilir.  
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tahran'ın Washington ile doğrudan görüşme konusunda henüz nihai bir karar almadığını ancak müzakere sürecinde, iyi ve yüksek güvenceli bir anlaşmanın, ABD ile doğrudan görüşmeyi gerektirecek noktaya gelmesi durumunda bunu göz ardı etmeyeceklerini açıkladı.  
 Başkent Tahran’da basına açıklamada bulunan Abdullahiyan, müzakerelerde önemli kararların alınması noktasına yaklaşıldığını, İran’ın ABD tarafından doğrudan müzakere yönünde çok sayıda talep aldığını, ancak halihazırda tarafların doğrudan görüşmediğini söyledi.  
Öte yandan Washington, nükleer anlaşmayı canlandırmak için Tahran ile doğrudan müzakere yürütmeye "hazır" olduğunu yineledi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, AFP’ye verdiği demeçte, ‘’Müzakerelerde doğrudan görüşme daha etkili bir iletişime olanak tanır, hızlı bir anlaşmaya varılabilmesi için bu oldukça önemlidir’’ dedi.   
ABD'nin, Avrupalı arabulucular vasıtasıyla devam eden müzakere sürecinin hızlandırılması için doğrudan müzakere talebine, şimdiye kadar İran’dan olumlu yanıt gelmedi.  
Rusya'nın BM Viyana Ofisi Temsilcisi Büyükelçi Mikhail Ulyanov, Abdullahiyan’ın açıklamasıyla ilgili, ‘’Müzakerelerin ileri bir aşamasında doğrudan görüşme yararlı olabilir’ diye tweet attı.  
Ulyanov daha önce, Almanya, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ve İran arasındaki görüşmelerde, "taslağın önemli kısımlarının yazıldığını" ancak bazı konuların hala çözüme kavuşturulamadığını belirtmişti.  
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'dan, müzakerelerin hızlandırılması için, Rusya'nın İran üzerindeki nüfuzunu ve iyi ilişkilerini kullanmasını istemişti.  
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tahran'da ‘İran ve Komşuları’ başlıklı konferansa gecikmeli katıldı. Abdullahiyan yaptığı konuşmada, ‘’Nükleer konularda önemli kararların alınması gereken noktaya yaklaşıyoruz, yoğun toplantılarla meşgulüz’’ dedi. 
 Konferansın oturum aralarında Abdullahiyan'a, müzakerelerin "siyasi bir karar" aşamasına gelmesi durumunda "4+1" dışişleri bakanlarıyla görüşme olasılığı soruldu: Abdullahiyan, ‘’Müzakerelerle ilgili görüşmelerde, uzmanlar ve dışişleri bakan yardımcıları bir sonuca varmak için çaba sarf ediyor, şimdilik daha üst düzey toplantılar için bir gereklilik bulunmamaktadır’’ diye yanıtladı.  

Komşular ve müzakereler 
Tahran'ın müzakerelere herhangi bir bölgesel tarafın dahil edilmesini istemediğini belirten Abdullahiyan: ‘’Müzakerelerle ilgili süreçte kendilerini dışlanmış hissetmemeleri için komşularımıza bilgi veriyoruz. Müzakerelerde 5 tarafın yer alması zaten gereğinden fazla, dolayısıyla yeni bir bölgesel tarafın müzakerelere dahil edilmesini tasvip etmiyoruz. Ancak yeni dış politika anlayışımızda önceliklerimiz arasında tüm komşularımızla diyalog geliştirilmesi bulunuyor. Viyana görüşmeleri de buna dahil’’ ifadelerini kullandı.  
 Yaklaşık iki hafta önce Amman’ı ziyaret eden Dışişleri Bakanı Abdullahiyan, Umman'ın arabuluculuk rolünü övmüş, ‘’Ummanlıların samimi niyetleri var, müzakere masasında iyi bir anlaşmaya varılması için yoğun diplomatik çaba gösteriyorlar’’ demişti.  
İran lideri Ali Hamaney 9 Ocak’ta yaptığı açıklamada, ‘bir noktada’ müzakere etmenin ‘düşmana teslim olmak’ anlamına gelmediğini söyledi. Hamaney’in bu açıklaması, İran ile ABD arasında doğrudan müzakereler için ‘yeşil ışık’ olarak yorumlandı. 
  
Geçici anlaşmaya hayır  
 İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Said Hatibzade, müzakerelerde geçici bir anlaşmaya varılmasını doğru bulmadıklarını açıkladı.  
Hatibzade, Tahran'daki Dışişleri Bakanlığı binasında düzenlediği haftalık basın toplantısında, "Viyana’daki nükleer müzakerelerin yavaş ilerlemesinin ana nedeni, ABD'nin hazır olmamasıdır. Görüşmeler dört taslakta doğru bir şekilde ilerliyor, bazı taslaklarda ihtilafları azaltmak için çalışıyoruz. Tüm taraflar daha önce ABD’nin çekilmesi gibi benzer olayların tekrarlanmaması için garantiler oluşturulmasının öneminde hemfikir. Müzakerelerde geçici bir anlaşmaya varılması gündemimizde yok, İran kalıcı ve güvenilir bir anlaşma istiyor, AB koordinatörü bunu ABD’ye iletecek, umuyoruz ki Amerikalılar bu gerekliliği anlayacaktır’’ diye konuştu.  
İran ayrıca, Amerikan "NBC" kanalının Rus delegasyonunun İran'ın nükleer programında kısıtlamaları kabul etmesini gerektiren geçici bir anlaşma için bir teklif sunduğunu açıklamasının ardından, geçici bir anlaşma üzerinde müzakerelerin yapıldığını yalanladı; Bunlar arasında İran'ın yurtdışındaki fonlarının serbest bırakılması karşılığında yüzde 60'a kadar uranyum zenginleştirmeyi durdurması da var. Avrupalı kaynaklar daha önce Şarku'l Avsat'a müzakerelerin geçici bir anlaşma meselesini tartıştığını yalanlamış ve herkesin 2015 anlaşmasını tam olarak geri getirmek için müzakere ettiğini belirtmişti.



Trump etkisi: ABD Başkanı dünya genelindeki seçimleri nasıl etkiledi?

Trump Michigan'daki bir mitingde yaptığı konuşma sırasında destekçilerine el sallarken (Reuters)
Trump Michigan'daki bir mitingde yaptığı konuşma sırasında destekçilerine el sallarken (Reuters)
TT

Trump etkisi: ABD Başkanı dünya genelindeki seçimleri nasıl etkiledi?

Trump Michigan'daki bir mitingde yaptığı konuşma sırasında destekçilerine el sallarken (Reuters)
Trump Michigan'daki bir mitingde yaptığı konuşma sırasında destekçilerine el sallarken (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın politikalarının etkisi sadece kendi halkını değil, dünyanın dört bir yanındaki halkları da etkiledi.

ABD merkezli Washington Post gazetesi bir haberinde, Trump'ın politikalarının Avustralya, Kanada, Almanya, Grönland ve başka yerlerdeki seçimler üzerinde önemli bir etkisi olduğunu yazdı.

fdvgbhnj
Trump Beyaz Saray'da bir kararname imzaladı, 3 Şubat 2025 (AP)

Trump'ın dış politika ve söylemlerinin ön plana çıktığı seçimlerin yapıldığı ülkeler arasına bu hafta Avustralya da katıldı.

Merkez sol İşçi Partisi lideri Anthony Albanese, aylarca anketlerde geride kaldıktan sonra cumartesi günü yapılan genel seçimlerde ikinci kez başbakan olma şansını elde etti. Her ne kadar başka faktörler de söz konusu olsa da Trump'ın Avustralya'ya uyguladığı gümrük vergileri mevcut Başbakan Albanese’nin seçimlerdeki şansını arttırmış görünüyor. Analistler, seçmenlerin Trump'ın politikalarına bir çözüm bulması için Mark Carney'i seçtiği Kanada'da geçtiğimiz pazartesi günü yapılan seçimlerin sonuçlarının da aynı durumu yansıttığını söylüyor.

ABD Başkanı Trump, Almanya'dan Grönland'a, dünyanın dört bir yanındaki seçim siyasetinde önemli bir faktör haline geldi. Bazı seçmenlerin eski korkularına “Trump'a karşı kim duracak?” soruşu eklendi.

Avustralya

Altı ay boyunca anketlerde önde giden Muhafazakar Liberal Parti Lideri Peter Dutton, 3 Mayıs'ta yapılan genel seçimler yaklaşırken kendisini geride buldu.

Merkez sol İşçi Partisi, cumartesi günü ezici bir zafer kazanarak Dutton'un koltuğu da dahil olmak üzere parlamentodaki çoğunluğunu arttırdı. Bu sonuç, Avustralya’daki genel seçimlerde bir muhalefet lideri için tarihi bir kayıp oldu.

Dutton zaman zaman Trump'ı taklit eder gibi görünerek Çin konusunda şahin bir tutum sergiledi ve başbakan olması halinde hükümetin verimsizliğiyle mücadele edeceği vaadinde bulundu. Dutton ayrıca Trump'ın çeşitlilik, kapsayıcılık ve entegrasyon programlarına yönelik acımasız tutumlarına benzer şekilde, hükümetin ve okulların kültürel çeşitlilik ve kapsayıcılık girişimlerini azaltma sözü verdi.

sdfrgthy
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese Vilnius'taki NATO Liderler Zirvesi sırasında Kuzey Atlantik Konseyi toplantısına katılımı sırasında (Arşiv - Reuters)

Ancak Trump'ın Avustralya'daki popülaritesi, tüm dünyada yüksek gümrük vergileri uyguladığı için geriledi. Analistler, uzun süredir müttefiki olan Avustralya'dan gelen mallara yüzde 10 gümrük vergisi getirmesiyle birlikte Dutton'ın popülaritesinin de Trump'la birlikte düştüğünü düşünüyor.

Küresel ticaret sisteminin büyük ölçüde bozulmasının ardından Albanese anketlerde önde gitmeye başladı.

Trump Avustralya'ya gümrük vergisi uyguladığında Albanese, “Bu bir dostun davranışı değil” ifadelerini kullanırken cumartesi günü yaptığı zafer konuşmasında Dutton'ın Trump'la baş etmekte başarısız olduğuna işaret etti.

Yeniden seçilen Başbakan Albanese konuşmasına şöyle devam etti:

“Başka bir yeri taklit etmemize gerek yok, ilhamımızı dışarıda aramıyoruz, onu burada, değerlerimizde ve insanlarımızda buluyoruz.”

Kanada

Başbakan Mark Carney ve Liberal Partisi, nisan ayında, kısmen Trump'ın ticaret savaşı ve ilhak tehditleri ile beslenen güçlü bir geri dönüşle, anketlerdeki düşüşün üstesinden gelerek seçim zaferini ilan etti.

Carney zafer konuşmasında şunları söyledi:

“Aylardır uyardığım gibi, Amerika toprağımızı, kaynaklarımızı, suyumuzu ve ülkemizi istiyor. Bunlar geçici tehditler değil. Başkan Trump ABD’nin bize sahip olabilmesi için bizi parçalamaya çalışıyor.”

Trump, defalarca kez Kanada'yı ABD’nin 51’inci eyaleti yapmakla tehdit etti ve Kanada'nın ABD'ye yaptığı en büyük ihracatlardan bazılarına gümrük vergisi getireceğini açıkladı.

Kanada seçimlerinin sabahında Trump bir sosyal medya paylaşımında Kanadalılara ‘iyi şanslar’ diledi ve ülkelerini ilhak etme tehdidini bir kez daha dile getirdi.

Anketler, 28 Nisan seçimlerinden birkaç ay önce, deneyimli politikacı ve bir zamanlar 'bilince' karşı savaş ilan eden sağcı popülist Pierre Poilievre'nin önde olduğunu gösteriyordu. Ancak Trump'ın saldırgan dış politikası birçok Kanadalıyı çileden çıkarırken, Poelievre ile Trump arasındaki benzerlikler olumsuz bir faktör oldu.

fghy
Kanada Başbakanı Mark Carney (Reuters)

Trump'ın birkaç ay içinde gümrük vergileri uygulamak istemesi ve Kanada’yı ABD’nin 51’inci eyaleti olarak ilhak etme tehdidi ülkedeki siyasi söylemin yönünü değiştirdi ve Kanada milliyetçiliğinin artmasına neden oldu.

Eski Başbakan Justin Trudeau'nun mart ayında istifa etmesinin ardından başbakanlık koltuğuna oturan eski Merkez Bankası Başkanı Carney, birçoğu ülkelerini ABD Başkanı’ndan koruyabilecek birini arayan Kanadalıların Trump'a ilişkin endişelerinden yararlandı.

Grönland

Trump, Grönland seçimlerine üç aydan kısa bir süre kala -ve henüz göreve gelmeden önce- sosyal medyada yaptığı “ABD, ulusal güvenlik ve dünya çapında özgürlük amacıyla Grönland'ın mülkiyetinin ve kontrolünün kesinlikle gerekli olduğuna inanıyor” şeklindeki paylaşımla Danimarka'nın yarı özerk bölgesine sahip olduğunu ilan etti.

Bu paylaşımdan haftalar sonra Trump, Grönland'ı alma arzusunu yineleyerek şunları yazdı:

“Grönland harika bir yer ve ulusumuzun bir parçası olursa halkı bundan büyük fayda sağlayacak. Onu çok saldırgan bir dış dünyadan koruyacak ve el üstünde tutacağız. Grönland'ı yeniden harika yapalım.”

Trump’ın bu açıklamaları, tüm dünyanın dikkatini nadiren üzerinde toplayan Grönland seçimlerine çekti.

rthyjukı
Igaliku yerleşiminde dalgalanan Grönland bayrağı (Reuters)

Grönland'ın o dönemki başbakanı Múte Bourup Egede, “Grönland, Grönland halkına aittir. Biz satılık değiliz ve asla satılık olmayacağız” ifadelerini kullandı. Grönland parlamentosu, Grönland'ın siyasi bütünlüğünü korumayı amaçlayan bir hamlede bulunarak, siyasi partilerin ‘yabancı veya anonim bağışçılardan’ bağış almasını yasakladı.

Grönland'ın yeni hükümeti seçmesine günler kala yapılan son tartışmada, parlamentodaki beş partinin liderleri oybirliğiyle Trump'a olan güvensizliklerini dile getirdiler.

Trump'ın tehditleri o zamandan beri Grönlandlı liderlerinin odak noktası oldu. Bu ay yemin ederek göreve başlayan Grönland Başbakanı Jens Fredrik Nielsen, Grönland'ın ‘asla birilerinin satın alabileceği bir toprak parçası olmayacağını’ vurguladı.

Almanya

Almanya seçimleri öncesinde Trump yönetimi yetkilileri, Almanya istihbaratı tarafından daha sonra radikal bir örgüt olarak sınıflandırılan aşırı sağcı göçmen karşıtı Almanya için Alternatif (AfD) partisini açıkça destekledi.

Trump'a yakın isimlerden biri olan ABD’li milyarder Elon Musk, 20 Aralık'ta yaptığı açıklamada ‘Almanya'yı sadece AfD'nin kurtarabileceğini’ söyledi.

ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, AfD lideri Alice Weidel ile bir araya gelerek bunu yapan ABD’li en üst düzey yetkili oldu. Vance görüşme sırasında yaptığı konuşmada ‘Amerika’yı Yeniden Büyük Yap’ (Make America Great Again) politikasını Avrupa'ya ihraç etmeye çalıştı.

Alman liderler öfkelendi ve Trump yönetimini seçimlere 10 günden az bir süre kala iç işlerine karışmakla suçladı.

Trump'ın yeniden ABD Başkanı olarak göreve gelmesinden çok önce ivme kazanan ve daha önce marjinalleşmiş olan AfD, seçimlerde oyların yüzde 20'sinden fazlasını alarak ikinci parti oldu.

fgthy
Friedrich Merz (DPA)

Bir sonraki başbakan olmaya hazırlanan Almanya Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) lideri Friedrich Merz oylamadan sonra yaptığı açıklamada “Avrupa'nın yavaş yavaş ABD'den bağımsızlığını kazanması gerekiyor” dedi.

Diğer seçimler

İngiltere’de göçmen karşıtı aşırı sağcı Reform Partisi, Trump'ı eleştirmekle onu iktidara getiren politikaları övmek arasında bir denge kurmaya çalıştı. Parti bu hafta yapılan yerel seçimlerde tarihi kazanımlar elde etti. İngiltere'nin Brexit (Avrupa Birliği’nden [AB] ayrılması) lehine oy kullanmasını savunan partinin kurucusu Nigel Farage, Trump ile aynı çizgide bir tutum sergiledi.

Öte yandan Romanya'da aşırı milliyetçi George Simeon, ülkenin bu hafta sonu yapılacak cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde önde gelen adaylardan biri. Simeon, Trump'ın ’Amerika’yı Yeniden Büyük Yap’ hareketini desteklediğini ifade etti.

Ekvadorlu siyasi analist Caroline Avila'ya göre bu ay yeniden seçimleri kazanan Devlet Başkanı Daniel Noboa, Trump ile dostane görünen ilişkisi nedeniyle oyların çoğunluğunu almış olabilir.

Dünya genelinde yaklaşan başka seçimler de var. Örneğin Güney Kore haziran ayında bir başkan seçecek. Japonya'nın temmuz ayında meclis seçimlerini yapması bekleniyor. Her iki ülke de ABD'nin önde gelen müttefikleri ve politikaları Trump'ın gümrük vergilerinden etkilenebilir.