Filistin İstihbarat Şefi: İran’ın Arap başkentlerine karşı komplosunu kabul etmiyoruz

Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye dün gerçekleşen Filistin Bakanlar Kurulu toplantısındayken (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye dün gerçekleşen Filistin Bakanlar Kurulu toplantısındayken (WAFA)
TT

Filistin İstihbarat Şefi: İran’ın Arap başkentlerine karşı komplosunu kabul etmiyoruz

Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye dün gerçekleşen Filistin Bakanlar Kurulu toplantısındayken (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye dün gerçekleşen Filistin Bakanlar Kurulu toplantısındayken (WAFA)

Filistin İstihbarat Şefi Macid Farac, Hamas Hareketi’ni İran gündemi lehine Filistinlileri Arap ülkeleriyle çatışma ve krizlere sürüklemekle suçladı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a yakınlığıyla bilinen Farac düzenlenen nadir basın açıklamasında, “Hamas insanlarımızı uzaklara sürüklüyor. Hafızamız diri. Filistin yalnızca coğrafya değil, Filistin halktır. Buradaki insanlar ve yurtdışıdaki yüz milyonlarca insan. Bir Filistinli olarak Arap ülkeleri için hazırım” ifadelerini kullandı.
Fetih liderleri ve destekçilerinden oluşan bir toplantıya katılan Farac dünkü konuşmasında, “Arap bölgesinde herhangi bir İran etkisine karşıyım. Arap bölgesi Araplarındır ve sadece Araplar için olacak.  Suudi Arabistan ve Mısır ile birlikteyiz… Bugün ulusal güvenlik olarak konuşuyorum, siyasi bir pozisyon kaydettirmek için değil. Ben sadece tarihsel olarak (bir Filistinli olarak) beni kucaklayan Arapları alkışlıyorum. Başka partiler ve ülkeler için tezahürat yapmayın. Sadece Arap milliyetçiliğimi, Arap ve İslami kimliğimi haykırıyorum” şeklinde konuştu.
Arap ülkelerine karşı doğrudan İran’ı destekleyen bazı Hamas liderleri ve yetkililerinin tutumlarına değinen Farac, “Suudi Arabistan, Mısır, Cezayir, Fas, Moritanya, Ürdün ve Bahreyn sıcak bir kucaklama ve bizim için bir adres” diyerek bunun yalnızca coğrafya dışındaki bir bağlantı olmadığını belirtti. Ayrıca, iki gün önce İran ve bölgedeki uzantılarını destekleyen Gazze’deki Hamas yetkililerinin ve üyelerinin tutumlarına atıfta bulundu.
İstihbarat Şefi açıklamasında, “Ben yalnızca Araplara mesaj veririm. Hiçbirimiz Suudi Arabistan'ı, Mısır'ı, Ürdün'ü ya da tüm bu ülkelerin tepkisini çekmeye razı değiliz” dedi. Arap ülkeleri arasındaki ihtilaflarda çözüm için Filistin'in masada olduğunu ve Arap dünyasına karşı kurulan dış komploları kabul etmediğini vurgulayan Farac, “Arap başkentlerinin Arap olmayan ülkeler tarafından kontrol edilmesini kabul etmiyoruz, açıkçası İran'ı kastediyorum. Araplar Arap, ülkeler Arap ve Arap kalacak. Hiçbir yabancı, hiçbir Fars ya da siyasi parti almayacak. Burası Arap ülkesi ve Arap olarak kalacak. Burada söylediğim, tarihsel olarak bizimle birlikte olan ülkelerin takdir edilmesi ve aynı zamanda baş gösteren risklerin bir değerlendirmesi. Bizim pusulamız Kudüs, partilerin gündemi değil. Arapların birliğinden, Arapların duruşundan yanayız ve hiçbir partinin maşası değiliz” ifadelerini kullandı.
Farac'ın İran ve Hamas'a karşı doğrudan konuşması, Gazze'de Hamas yetkilileri ve İran destekli diğer grupların İran'a ve onun bölgedeki uzantılarına Arap ülkelerine karşı desteğini gösteren tartışmalı pozisyonlar ve yürüyüşten sonra geldi. Geçtiğimiz Cumartesi akşamı Gazze Şeridi'nde bir yürüyüş sırasında Filistinliler tarafından Arap ve Körfez ülkelerine karşı sloganlar atıldı. Yapılan açıklamada, “Bilinen ve tutarlı politikamız, devletlerin iç işlerine karışmamak” ifadeleri kullanılırken, başta Arap ve İslam halkları ve ülkeleri olmak üzere dünyanın çeşitli ülke ve halklarına, saygı duyulan ve takdir edilen bir açıklık politikası benimsendiğini vurgulandı. Siyonist düşmanla olan çatışmayı yineleyen Hareket, mücahid halkı herhangi bir çatışmadan koruma çağrısında bulundu.
Hamas yetkilileri tarafından Arap ülkelerini destekleyen resmi açıklamalar ve Arap ülkelerine karşı beyanda bulunan bir diğer yetkilinin ifadeleri hareket içindeki var olan tutarsızlığı ortaya koydu. Biri İran ile ilişkileri yeniden kurma eğilimindeyken, diğeri ise buna karşı çıkıyor. Hareket içerisinde anlaşmazlık eskiye dayanıyor. Anlaşmazlık, Lübnan Hizbullahı'nın arabuluculuk yapması ve Suriye rejiminin desteği konusundaki yaşanan sorunlar nedeniyle yıllarca süren soğukluğun ardından Tahran ile Hamas arasındaki ilişkinin yeniden tesis edilmesiyle başladı. Geçtiğimiz birkaç yıl boyunca, Tahran'ın Filistin bölünmesini beslemesi, Filistin Yönetimi ile Hamas arasındaki ilişkinin gergin kaldığı bir dönemde iniş ve çıkışlara tanık oldu.
Tartışmanın yaşandığı dönem Filistin Yönetimi, Filistin devletinin,  Arap meşruiyetinin ve sembollerinin herhangi bir şekilde kötüye kullanılmasını reddettiğini belirtirken, ayrıca Husilerin Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) gerçekleştirdiği terör saldırılarını kınadı. Filistin Yönetimi, BM Güvenlik Konseyi de dahil olmak üzere uluslararası toplumu, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasındaki rolünü üstlenmeye çağırdı.



Haberlere göre Herzog, Trump ile görüşmesinden önce Netanyahu'yu affetme konusunda bir karar vermeyecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)
TT

Haberlere göre Herzog, Trump ile görüşmesinden önce Netanyahu'yu affetme konusunda bir karar vermeyecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)

İsrail Yayın Kurumu, herhangi bir kaynak göstermeden, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmek üzere ABD'ye gitmesinden önce kendisine af çıkarılması konusunda bir karar vermesinin olası olmadığını bildirdi.

Times of Israel'e göre, bu durumun Trump'ın Netanyahu ile görüşmesinde af konusunun gündeme gelebileceği anlamına geldiğini de belirtti.

Netanyahu, üç yolsuzluk davasıyla karşı karşıya; bunlardan biri, Netanyahu ile Yediot Aharonot gazetesinin genel yayın yönetmeni Arnon Mozes arasında "rakip gazeteleri zayıflatmak karşılığında medyada daha fazla yer alma" konusunda yapılan gizli görüşmeleri içeriyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yıllardır süren yolsuzluk davasında affedilmesi için geçen pazar günü Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'a başvuruda bulundu.Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Netanyahu, ceza yargılamasının İsrail'i yönetme yeteneğini engellediğini ve affın devletin kamu yararına hizmet edeceğini savundu.

İsrail'in kuruluşundan bu yana en uzun süre görev yapan başbakanı olan Netanyahu, rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarını uzun zamandır reddediyor.

Reuters'e göre avukatları cumhurbaşkanlığı ofisine yazdıkları bir mektupta Netanyahu'nun, yasal sürecin tamamen beraatiyle sonuçlanacağına hala inandığını belirtti.


Kaynaklar: Biden dönemi boyunca Amerika Birleşik Devletleri İsrail'den istihbarat bilgilerini gizledi

İsrailli bir asker, 6 Aralık 2023'te güney İsrail'den Gazze Şeridi üzerine bir İsrail insansız hava aracı fırlatıyor (AFP)
İsrailli bir asker, 6 Aralık 2023'te güney İsrail'den Gazze Şeridi üzerine bir İsrail insansız hava aracı fırlatıyor (AFP)
TT

Kaynaklar: Biden dönemi boyunca Amerika Birleşik Devletleri İsrail'den istihbarat bilgilerini gizledi

İsrailli bir asker, 6 Aralık 2023'te güney İsrail'den Gazze Şeridi üzerine bir İsrail insansız hava aracı fırlatıyor (AFP)
İsrailli bir asker, 6 Aralık 2023'te güney İsrail'den Gazze Şeridi üzerine bir İsrail insansız hava aracı fırlatıyor (AFP)

Konuyla ilgili bilgi sahibi altı kaynak, eski Başkan Joe Biden'ın yönetimi sırasında ABD istihbarat yetkililerinin, Gazze'deki savaş çabalarının yürütülme biçimine ilişkin endişeler nedeniyle İsrail ile bazı önemli bilgilerin paylaşımını geçici olarak askıya aldığını söyledi.

2024 yılının ikinci yarısında ABD, İsrail hükümetinin rehineleri ve Hamas militanlarını hedef almak için kullandığı Gazze üzerinde uçan bir ABD insansız hava aracının canlı yayınını kesti. Kaynaklardan beşi, askıya alma işleminin en az birkaç gün sürdüğünü belirtti.

İki kaynak, ABD'nin ayrıca İsrail'in Gazze'deki kritik askeri tesisleri hedef alma çabalarında belirli istihbaratı nasıl kullanabileceğine dair kısıtlamalar getirdiğini söyledi.

Her iki kaynak da kararın ne zaman alındığını belirtmekten kaçındı. Tüm kaynaklar, ABD istihbarat bilgilerini tartışmak için anonim kalmayı talep etti. Karar, ABD istihbarat camiasında Gazze'deki İsrail askeri operasyonlarında öldürülen sivillerin sayısı hakkındaki artan endişelerle birlikte geldi.

Kaynaklar, yetkililerin, İsrail'in iç güvenlik servisi Şin Bet tarafından Filistinli tutsaklara yapılan kötü muameleden endişe duyduğunu bildirdi.

Kaynaklardan üçü, yetkililerin ayrıca İsrail'in ABD istihbaratını kullanırken savaş hukukuna uyacağına dair yeterli güvence vermemesinden de endişe duyduğunu belirtti.

ABD yasalarına göre, istihbarat teşkilatları herhangi bir yabancı ülkeyle bilgi paylaşmadan önce bu güvenlik önlemlerini almak zorundadır.

İki kaynak, istihbarat camiası içinde bilgi saklama kararının sınırlı ve taktiksel olduğunu ve Biden yönetiminin istihbarat paylaşımı ve silah transferi yoluyla İsrail'e desteğini sürdürme politikasını koruduğunu belirtti.

Kaynaklar, yetkililerin, İsrail'in ABD istihbarat bilgilerini savaş hukukuna uygun olarak kullanmasını sağlamaya çalıştığını ifade etti.

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak, istihbarat yetkililerinin Beyaz Saray'dan emir almaya gerek duymadan belirli bilgi paylaşımı kararlarını derhal alma yetkisine sahip olduğunu söyledi. Başka bir bilgi sahibi kaynak ise İsrail'in ABD istihbarat bilgilerinin kullanım şeklini değiştirme taleplerinin, bu bilgilerin nasıl kullanılacağına dair yeni güvenceler gerektireceğini belirtti.

Reuters, bu kararların tarihlerini veya Başkan Joe Biden'ın bunlardan haberdar olup olmadığını belirleyemedi. Biden'ın sözcüsü ise yorum talebine yanıt vermedi.


Uyuşturucu yüklü teknelere yapılan saldırıların ardından... ABD'nin Latin Amerika'daki kuvvetlerinin komutanı istifa etti

Amiral Alvin Holsey (Reuters)
Amiral Alvin Holsey (Reuters)
TT

Uyuşturucu yüklü teknelere yapılan saldırıların ardından... ABD'nin Latin Amerika'daki kuvvetlerinin komutanı istifa etti

Amiral Alvin Holsey (Reuters)
Amiral Alvin Holsey (Reuters)

Karayipler'deki büyük askeri yığılmayı ve uyuşturucu taşıdığı iddia edilen teknelere yönelik saldırıları denetleyen ABD'li amiral, göreve başlamasının üzerinden bir yıl geçtikten sonra dün istifa etti.

Amiral Alvin Holsey, ekim ayının ortasında Orta ve Güney Amerika'da faaliyet gösteren Amerikan kuvvetlerini denetleyen ABD Güney Komutanlığı'nın başından ayrılma niyetini açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Holsey, teknelere yapılan saldırılar konusunda endişesini dile getirdi, ancak ne kendisi ne de Pentagon erken istifasının nedenini açıklamadı.

Amiral, devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, demokrasiye ve insan haklarına inanan ülkeleri desteklemenin önemini vurguladı.

Şöyle dedi: “Her zaman ideallerimizi paylaşan, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları değerlerimizi paylaşan ortakların yanında olmalıyız.”

Amerika Birleşik Devletleri, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele çabalarının bir parçası olarak Karayip bölgesine çok sayıda savaş gemisi konuşlandırdı ve geçen eylül ayından bu yana uyuşturucu taşıdığını söylediği teknelere saldırılar düzenleyerek yaklaşık 90 kişiyi öldürdü.

Amerika Birleşik Devletleri "uyuşturucu teröristleriyle" savaş halinde olduğunu iddia ediyor, ancak uzmanlar, bilinen kaçakçıları hedef alsalar bile, teknelere yönelik saldırılarının yargısız infaz teşkil ettiğini savunuyor.

2 Eylül'de gerçekleştirilen ilk saldırı oldukça tartışmalıydı, çünkü ilk saldırıdan sağ kurtulan iki kişi daha sonraki bir baskında öldürüldü.

ABD'nin askeri yığılmasıyla birlikte bölgedeki gerilimler arttı ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, Washington'u uyuşturucu ticaretini rejimini devirmek için bahane olarak kullanmakla suçladı.

Alvin Holsey'nin yerine, General Iván Petus geçti.

Donald Trump, geçen ocak ayında Beyaz Saray'a döndüğünden beri, şubat ayında Genelkurmay Başkanı'nı hiçbir açıklama yapmadan görevden alması da dahil olmak üzere, orduda kapsamlı bir yeniden yapılanma gerçekleştirdi.

Demokratlar, yönetimin geleneksel olarak tarafsızlığıyla bilinen orduyu siyasallaştırmaya çalıştığını iddia ediyor.