Desert X, El-Ula 2022’de çöl tarihini çağdaş sanatla sentezliyor

Antik Nebati mezarları ve Eski Hicaz Demiryolu: Sanatçılara ilham veren anıtlar

Önceki Desert X El-Ula sergisi, çölü dev bir sanat galerisine dönüştürdü
Önceki Desert X El-Ula sergisi, çölü dev bir sanat galerisine dönüştürdü
TT

Desert X, El-Ula 2022’de çöl tarihini çağdaş sanatla sentezliyor

Önceki Desert X El-Ula sergisi, çölü dev bir sanat galerisine dönüştürdü
Önceki Desert X El-Ula sergisi, çölü dev bir sanat galerisine dönüştürdü

Suudi Arabistan'ın kuzeybatısındaki tarihi El-Ula bir kez daha, çölün tarihi, muhteşem doğası ve antik anıtlardan ilham alarak ve onu bozulmamış doğanın kalbinde dev bir sanat galerisine dönüştürerek çağdaş sanatla harmanlıyor. İlk defa Kaliforniya'daki Coachella Vadisinde düzenlenen ve ikincisi 11 Şubat'ta başlayacak olan Desert X El-Ula 2022 uluslararası sergisi, bu sanatın El-Ula'nın pitoresk (doğal görünüşüyle adeta bir tablo niteliğinde olan) çölleriyle etkileşime girmesi ve doğayı taklit eden sanatlarla mekanı keşfetmesi için muhteşem bir fırsat sunuyor.
Bu muhteşem sanatsal etkinliğin lansmanı ile El-Ula Kraliyet Komisyonu Sanat ve Yaratıcı Planlama Direktörü Nora Al-Dabal, 2035 yılına kadar El-Ula'nın kültür, miras ve yaratıcılık için 15 önemli etkinliğe ev sahipliği yapacağını duyurduğu açıklamasında şunları söyledi: " Bölgedeki müzeler, galeriler, araştırma merkezleri ve sanat alanları da dahil her destinasyon bölgenin doğal eşşiz peyzajıyla çok dikkatli ve diyalog içerisinde tasarlandı.”
Konuşmasına devam eden Al-Dabal, "El-Ula'da, ekonomiye olumlu yansıyan ve şehirdeki yaşam kalitesini artıran ve toplumun entelektüel zenginliğine katkıda bulunan iki temel sütun olan sanat ve yaratıcılığa önem veriyoruz” dedi. ‘Serap’ teması ile başlayan bu yılki sergi hakkında konuşan serginin küratörü Reem Fadda, serap ve çöl vahaları kavramlarının her zaman hayatta kalma, azim, arzu ve zenginlik fikirleriyle bağlantılı olduğunu vurguluyor.
Fadda sözlerine şunları ekledi: “Vaha imgesi refah ya da lüks yaşam fikriyle ilgili. Serap ise hayal gücünün sırlarını anlatıyor ve gerçeği bünyesinde barındırıyor. Vaha zimni olarak (kapalı bir şekilde) doğanın en sert formlarını temsil eden çölün kalbindeki su ve yeşil doğadan yaşamın doğal unsurlarının güzelliğini, bolluğunu ve aynı zamanda onu ele geçirmek ve kontrol etmek isteyen insanoğlunun arzusunu ifade ediyor”.
Katılımcı sanatçıların El-Ula’nın dokusundan ve anıtlardan ilham alması dikkat çekici görünüyor. Dana Awartani'nin eserleri, Nebati mezarlarına atıfta bulunan, çevredeki dağların, vadilerin, mağaraların ve kaya oluşumlarının şekillerini gösteren geometrik şekillerden esinlenmiş. Aynı şekilde Sultan bin Fahad’ın çalışması da Nebati mezarlarında geleneksel olarak kullanılan dört sembolün olduğu vazo benzeri bir oyma içeriyor.
Monika Sosnowska, metallerden yaptığı şekillerle Şam'dan Medine'ye uzanan Hicaz Demiryolu raylarını kullanarak ve onları büyüme ve dönüşüm potansiyeliyle dolu dev kuru bitkilere dönüştürerek El-Ula'nın tarihini sergiliyor. Sanatçı Shadia Alem'e gelince, eserleri Arap çölü edebiyatı, matematik ve mitolojiden esinlenen çağrışımlarla dolu.
Sergiye katılan sanatçılar listesinde Suudi Arabistan'dan 5 sanatçı var. Bunlar Shadia Alem, Dana Awartani, Sultan bin Fahad, Abdullah el-Osman ve Ayman Zedani. 10 Arap ve uluslararası sanatçıya ek olarak: Serge Attukwei Clottey, Claudia Comte, Shezad Dawood ,Jim Denevan, Stephanie Deumer, Zainab Al-Hashemi, Alicja Kwade, Shaikha El Mazrou, Khalil Rabah ve Monika Sosnowska’da sanatçılar arasında yer alıyor.
Desert X El-Ula etkinliği, yerel ve uluslararası düzeyde Suudi sanatının sergilenmesinde ve yaratıcılığının kaynağını temsil eden ve şu anda Suudi Arabistan’da bulunan birçok kültürel ve sanatsal girişim içinde önemli bir rol oynuyor. El-Ula, yaratıcılığın sınırlarını yeniden çizme çabası içinde, sanatın gücünü kullanarak El-Ula'nın mirasını göz önünde bulundurarak toplumda köklü dönüşümleri şekillendiriyor.



Gladyatör 2'nin başrolü neredeyse Dune'un yıldızına gidiyormuş

Normal People'daki performansıyla BAFTA kazanan Paul Mescal, ilk filmde Russell Crowe'un canlandırdığı Maximus'un, gladyatör yapılmak üzere köleleştirilen oğlu Lucius'ı oynuyor (Paramount Pictures)
Normal People'daki performansıyla BAFTA kazanan Paul Mescal, ilk filmde Russell Crowe'un canlandırdığı Maximus'un, gladyatör yapılmak üzere köleleştirilen oğlu Lucius'ı oynuyor (Paramount Pictures)
TT

Gladyatör 2'nin başrolü neredeyse Dune'un yıldızına gidiyormuş

Normal People'daki performansıyla BAFTA kazanan Paul Mescal, ilk filmde Russell Crowe'un canlandırdığı Maximus'un, gladyatör yapılmak üzere köleleştirilen oğlu Lucius'ı oynuyor (Paramount Pictures)
Normal People'daki performansıyla BAFTA kazanan Paul Mescal, ilk filmde Russell Crowe'un canlandırdığı Maximus'un, gladyatör yapılmak üzere köleleştirilen oğlu Lucius'ı oynuyor (Paramount Pictures)

Hollywood'un yükselen yıldızlarından biri olduğunuzda, adınızın her heyecan verici başrol için geçmesi şaşırtıcı değil. 

Bu yıl Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki'nin (Dune: Part II) vizyona girmesi, efsanevi sanatçı Bob Dylan'ın hayatını anlatan A Complete Unknown'un çekimleri ve Oscar adaylığı ihtimaliyle Timothée Chalamet için hayat tam olarak böyle. 

Tüm bunlar yetmezmiş gibi Ridley Scott, Hollywood Reporter'a verdiği son röportajda, Gladyatör 2'nin (Gladiator II) başrolü için bir dönem Chalamet'nin düşünüldüğünü açıkladı. 

28 yaşındaki yıldız, Lucius rolü için düşünülen isimlerin başına geliyordu. Ancak 86 yaşındaki yönetmen, Normal People'ı izleyince fikirleri değişti. 

Scott, BBC'nin çarpıcı dramasında Daisy Edgar-Jones'la birlikte oynayan Paul Mescal'in performansını gördükten sonra, Lucius rolünün ona gittiğini paylaştı.

"Gişede Chalamet kadar tanınmıyor"

Scott'ın yapımcısı Doug Wick, Hollywood Reporter'a yaptığı açıklamada, "Her stüdyo her zaman bilinen bir yıldıza sahip olmayı tercih eder" diyerek ekledi: 

Güneş Sonrası (Aftersun) ve All of Us Strangers gibi bağımsız filmlerde rol alan ve her ikisiyle de ödüllere layık görülmesine rağmen Mescal, gişede Chalamet kadar tanınan bir isim değildi.

Nihayetinde, Paramount film eş başkanları Daria Cercek ve Michael Ireland, Mescal'i, Arzu Tramvayı'nın (A Streetcar Named Desire) Londra'nın ünlü West End Tiyatrosu'ndaki temsilinde izledi ve onu seçmeye karar verdi.

IndieWire'dan Jim Hemphill'in moderatörlüğünü yaptığı yakın tarihli bir panelde Scott, Normal People'ın konusundan çok hoşlanmasa da performanslardan çok etkilendiğini anlattı.

"İkisi de müthiş"

"Yatmadan önce hikayelere ihtiyacım var, mutlaka bir şeyler izlerim. Normal People'ı tesadüfen yakaladım" diye ekledi: 

Aslında benim tarzım değildi ama iki bölüm izledim ve iki oyuncunun da müthiş olduğunu düşündüm. Sonra 8 saat boyunca tüm bölümleri izledim.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, IndieWire