El Cezire eyaletinin başkenti Sudan yönetiminin kontrolünden çıktı

Cezire eyaletinin başkentinde kapsamlı sivil itaatsizlik ilan edildi ve giriş çıkışlar kapatıldı. Yerel yönetimde istifalar yaşandı.

Hartum’daki güvenlik güçlerinin önceki gün göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullanmasının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
Hartum’daki güvenlik güçlerinin önceki gün göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullanmasının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
TT

El Cezire eyaletinin başkenti Sudan yönetiminin kontrolünden çıktı

Hartum’daki güvenlik güçlerinin önceki gün göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullanmasının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
Hartum’daki güvenlik güçlerinin önceki gün göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullanmasının ardından yükselen dumanlar (Reuters)

Sudan’ın orta kesimindeki Cezire eyaletinin başkenti Vad Medeni kentinde, ordunun 25 Ekim askeri darbe ile yönetime el koymasına karşı ülkedeki eyaletlere yayılan gösteriler sırasında bir göstericinin öldürülmesi ve bazı göstericilerin gerçek mermilerle yaralanması sonucu kapsamlı sivil itaatsizlik ve siyasi grev ilan edildi.
Şarku’l Avsat’a konuşan yerel kaynaklar, göstericilerin Vad Medeni kentinin giriş çıkışlarını kapattığını, diğer kentlerle irtibatının kesildiğini, devletin kontrolünden çıktığını ve kent yerel yönetiminde istifa eden üyelerin olduğunu bildirdi. Kaynaklar şehir merkezindeki ana çarşının tümüyle kapandığını, sokaklarda otomobil ve insanlardan eser olmadığını kaydetti. Aynı şekilde barışçıl göstericilere karşı cinayetlerin ve şiddet eylemlerinin devam etmesini protesto için direniş komiteleri ve siyasi partilerin yaptığı çağrılara yanıt olarak kentteki iş merkezleri kapatıldı.
Kaynaklar, 24 Ocak’ta yapılan ikinci milyonluk gösteriler sırasında bir göstericinin daha ölmesi üzerine kentin yasa benzer bir durum yaşadığını ve kent sakinleri arasında öfke ve tıkanma halinin arttığını sözlerine ekledi. Sudan Merkezi Doktorlar Komitesi’nden yapılan açıklamaya göre, Kasım Muhammed başına ve omzuna isabet eden iki kurşunla yaralanarak hayatını kaybetti.
Dün Muhammed’in cenazesi için oluşan ürkütücü konvoyda, askeri darbe liderlerinin barışçıl gösterilere karşı orantısız güç kullanmasını protesto eden sloganlar atıldı.
Kaynaklar, Vad Medeni kentindeki tüm mahallelerde yolların parke taşlarıyla kapatıldığını ve bu durumun devlet kurumlarının tamamen durmasına yol açtığını belirtti.
Dirniş komiteleri ve aktivistler sosyal medyada, sivil ortaklarını devirdikten sonra yönetime el koyan Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan’a atıfla “Medeni Yenilmeyecek Ey Burhan” etiketiyle gündem oluşturdu.
Vad Medeni 17 Ocak’ta boynuna mermi isabet eden bir göstericinin yaralanarak hayatını kaybetmesinin ardından günlerdir öfkeli protestolara sahne oluyor.
Göstericilere yönelik aşırı şiddeti protesto etmek için iki gün önce özür dileyerek istifasını sunan eski valinin yerine Cezire eyaletinin valisi olarak Mutasım Abdullah’ın atandığı resmen açıklandı.
Eyalet hükümetinde Sosyal Hizmetlerden Sorumlu Bakan Safiye Abdurrahman görevinden istifa etti ve istifa gerekçesini genel durumların hayatın her alanına gölge düşürmesi şeklinde açıkladı.
Eyalet hükümeti, Vad Medeni kentinin tanık olduğu öfke ve gerilim hali sebebiyle bu haftanın başında tüm eğitim kademelerinde eğitime süresiz olarak ara verildiğini duyurdu.
Aktivistlerin ve direniş komitelerinin, sosyal medya siteleri Facebook ve Twitter hesaplarından paylaştıkları fotoğraflarda, büyük çarşıdaki iş merkezlerinin kapalı olduğu görülüyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan görgü tanıkları Vad Medeni kentinde vatandaşların evlerine sürekli ve yoğun bir şekilde göz yaşartıcı gaz atan ve halk hareketi liderliğinde yer alan aktivistleri tutuklayan güvenlik güçlerinin ilerleyişini durdurmak amacıyla tüm mahalle ve banliyölerin parke taşları ve lastik yakılarak kapatıldığını aktardı. Kaynaklar, barışçıl direnişçilerin güvenlik güçlerinin kurşunlarıyla hayatını kaybetmesi sebebiyle vatandaşlar arasındaki hayal kırıklığı ve öfkenin arttığını da kaydetti.
Medeni Direniş Komiteleri, güvenlik güçlerini, devlet dairelerine saldırması ve halk hareketinin barışçıl olmadığı izlenimi oluşturması amacıyla barışçıl göstericilerin arasına çetelerden oluşan bir grup yerleştirmekle suçladı.
Vad Medeni kentinde gösterilerin tırmanması, daha önceki Cezire Valisi Abdulhadi Abdullah’ı görevinden istifa etmeye sevk etmişti. Abdullah istifasına “durumun, görevini yerine getirmesine izin vermeyecek bir yöne doğru hızla ilerlemesini” gerekçe göstermişti. Bu da eyalet yönetiminde anayasal boşluk yarattı.
Vad Medeni kenti söz konusu tıkanıklık sebebiyle direniş komiteleri ve siyasi partilerin çağrısı üzerine önceki gün düzenlenen milyonluk gösterilere büyük kalabalıklar halinde katıldı. Gösterilerde ordunun kışlalarına dönmesi ve yönetimi sivillere devretmesi çağrısı yapıldı.
Sudan Merkezi Doktorlar Komitesi, yaralanmaların çoğunun yanıcı ve göz yaşartıcı gaz kapsüllerinden kaynaklandığını ve önceki gün Vad Medeni kentindeki gösterilerde 3’ten fazla kişinin bu kapsüllerle yaralandığını belirtti.
Sudan, ordunun sivil hükümeti düşürmesi ve ülke yönetiminde tek söz sahibi olmasının ardından 3 aydır aralıksız gösterilere tanık oluyor.
Sudan Merkezi Doktorlar Komitesi’nin verilerine göre Ekim ayından bu yana gerçek mermi ve göz yaşartıcı gaz sebebiyle 74 gösterici hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı ve onlarca kişi askeri makamlar tarafından tutuklandı.



Hızlı Destek Kuvvetleri ile Güney Sudan güçleri arasında gerilim yaşanıyor

Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri ile Güney Sudan güçleri arasında gerilim yaşanıyor

Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)

Juba'daki haberler, Güney Kordofan eyaletinin Heglig petrol bölgesinde Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile Güney Sudan Savunma Kuvvetleri arasında gerginlik olduğunu doğrularken, HDK iki taraf arasında herhangi bir silahlı çatışma yaşandığını reddetti.

Juba Post gazetesi, cumartesi gecesi ile pazar sabahı arasında, Juba, Port Sudan ve Nyala arasında yapılan üçlü bir anlaşma uyarınca Heglig petrol sahalarını korumakla görevli Güney Sudan güçleri ile Sudan ordusunun komşu ülkeye çekilmesinin ardından bölgenin kontrolünü ele geçiren HDK arasında keskin bir gerginliğin arttığını bildirdi.

Ancak HDK komutanının danışmanı Paşa Tabik, Facebook'ta yaptığı bir paylaşımda, Sudan yanlısı gazete ve medya kuruluşlarında Heglig'deki çatışmalarla ilgili çıkan haberlerin asılsız olduğunu belirtti. Bu arada, Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre HDK’nin müttefiki Abdulaziz el-Hilu liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) fraksiyonuyla birlikte kuşattığı Güney Kordofan eyaletinin başkenti Kadugli'den insani yardım ve BM çalışanlarının tahliyesi devam etti.


ABD, Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı

Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
TT

ABD, Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı

Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA

Lübnan hükümetinin ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeyi tamamen silahsızlandırma planını uygulamaya yakın olduğunu açıklamasından bir gün sonra, Cumhuriyetçi ABD Senatörü Lindsey Graham dün Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı.

İsrail ziyaretinde, "Hizbullah'ın daha fazla silah üretmeye çalıştığını görüyorum... ve bu kabul edilemez" dedi. Bu arada, savaş ve İsrail'in ateşkes anlaşmasını sürekli ihlal etmesi nedeniyle yerlerinden edilen yaklaşık 90 bin kişi, Lübnan'ın güneyindeki sınır köylerinden iki yıl sonra yeni evlerine yerleşti ve iş yerlerini oraya taşıdı.

Yerlerinden edilenlerden bazıları güneydeki şehir ve köylerde, diğer bir grup ise Beyrut'un güney banliyölerine ve bölgelerine taşınmış, bir kısmı da başkente yakın Lübnan Dağı banliyölerinde yaşamayı tercih etmiştir.


Onuncu kez... Netanyahu hükümeti, yabancı basının Gazze'ye giriş yasağının uzatılmasını talep etti

Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
TT

Onuncu kez... Netanyahu hükümeti, yabancı basının Gazze'ye giriş yasağının uzatılmasını talep etti

Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)

İsrail hükümeti, uluslararası medyanın Gazze Şeridi'ne özgür ve bağımsız erişimine izin verilmesi için Yabancı Basın Birliği tarafından verilen dilekçeye yanıt verme süresinin uzatılması talebini dün Batı Kudüs'teki Yüksek Mahkemeye üst üste onuncu kez resmi olarak iletti.

Gazze savaşının başlangıcından bu yana, İsrail'deki Yabancı Muhabirler Birliği'ni ve yüzlerce uluslararası medya kuruluşunu temsil eden Tel Aviv'deki Yabancı Basın Birliği, saha gazetecilerini Gazze Şeridi'ne ve savaştan etkilenen diğer Filistin ve hatta İsrail bölgelerine getirmeye çalıştı; ancak İsrail yetkilileri, yabancı gazetecilerin yanı sıra İsrailli gazetecilerin de girişinin ordu tarafından düzenlenen ve sıkı askeri refakat ve yayınlanmadan önce gazetecilik materyallerinin askeri sansüre tabi tutulması zorunluluğunu içeren koşullar altında gerçekleştirilen sınırlı turlarla sınırlandırıldığı istisnai durumlar dışında, sürekli olarak reddetti.

Savaşın başlamasından birkaç ay sonra, dernek İsrail mahkemelerine başvurmak zorunda kaldı ve hükümetten gazetecilerin askeri refakat olmadan Gazze'ye bağımsız olarak girmelerine izin vermesini talep etti. Ancak mahkeme, askeri operasyonları gerekçe göstererek bu talebi reddetti.

Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail baskınında öldürülen beş gazeteciden birinin naaşını taşıyanlar... (AFP)Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail baskınında öldürülen beş gazeteciden birinin naaşını taşıyanlar... (AFP)

Eylül 2024'te yeni bir dilekçe sunuldu ve bunun üzerine mahkeme hükümete gazetecilerin erişimine izin verecek bir plan sunması kararını verdi. Ancak hükümet, konuyu atlatmanın başka bir yolunu buldu ve mahkemeden kararın ertelenmesini ve daha fazla süre verilmesini defalarca talep etti.Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre bunu şimdiye kadar 10 kez yaptı.

Mahkeme, ertelemeyi kabul ederek İsrail'i yatıştırmaya çalışıyor gibi görünüyordu. Bu yaklaşım, İsrail politikasını bağımsız haberciliği engellemeye yönelik sistematik bir girişim olarak gören uluslararası medya çevrelerinde geniş çaplı öfkeye yol açtı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın arabuluculuğuyla sağlanan ateşkesin 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinin ardından eleştiriler yoğunlaştı ve yabancı basının erişim talebi daha da acil hale geldi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, konuyu yakın zamanda iki kez ele aldı. Fox News'e verdiği bir röportajda, orduya bu konuya "hazırlıklı olması" talimatı vereceğini söyledi.

İsrail Yabancı Basın Birliği, özellikle mahkemenin görünüşte "hoşgörülü" tavrından dolayı bu politikadan "derin hayal kırıklığı" duyduğunu ifade etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası bu yasağı "İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'daki suçları hakkındaki gerçeği gizleme politikasının ayrılmaz bir parçası" olarak görüyor.

Sendika başkanı Nasır Ebu Bekir'e göre, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de İsrail'in eliyle yaşananlar "tarihteki en büyük gazeteci katliamı"dır.

Açıklamasında, yaklaşık bin 500 Filistinli gazetecinin şu anda bombalamalar altında çalışmaya devam ettiğini, yüzlercesinin yaralandığını ve yaklaşık 200'ünün İsrail tarafından tutuklandığını, ayrıca birçok medya kuruluşunun da İsrail tarafından tahrip edildiğini belirtti.