Tunus Cumhurbaşkanlığı İletişim Direktörü Akkaşe istifa etti

Tunus Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi Direktörü Nadya Akkaşe'nin istifası gündeme oturdu

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
TT

Tunus Cumhurbaşkanlığı İletişim Direktörü Akkaşe istifa etti

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)

Tunus Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi Direktörü Nadya Akkaşe'nin görevinden istifası, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in ve çalışma ekibinin çevresindeki çatışmanın gerçekliği ve derinliği hakkında birçok soruyu gündeme getirdi. Cumhurbaşkanı çevresinde istifalar ilk kez meydana gelmese de bu istifa pek çok soruyu beraberinde getirdi.
Akkaşe'nin istifasından önce Tunus Cumhurbaşkanlığı Ofisi Direktörü  Tarık Bittayb da görevinden istifa etmişti. Ancak gözlemcilere göre Cumhurbaşkanlığı'nın pek çok eleştiriyle anıldığı bu dönemde Akkaşe'nin istifa etmesi saray çevresinde bir krizi gizliyor. Özellikle cumhurbaşkanlığı sarayında "demir kadın" olarak tanımlanan ve Said'in sağ kolu, ekibinin en önemli üyelerinden ve en önde gelen danışmanlarından biri olarak kabul edilen Akkaşe’nin istifası saray çevresinde bir krizin olduğuna işaret ediyor.
Akkaşe'nin önceki günkü istifasının açıklanmasından bu yana, Tunus caddesi ve siyasi çevreler cumhurbaşkanlığı sarayı çevrelerinde olup bitenlerle ilgili tartışmalara girdi ve spekülasyonlar ortaya attı. Karmaşık iç siyasi mesele veya geri kalan sorunlarla başa çıkma yöntemiyle ilgili siyaset sahnesinin bileşenleri arttı.
Necla Budin hükümetinin üyeleri ve başkanlık kararları Akkaşe ile Cumhurbaşkanının kendisi de dahil Tunus'taki siyasi güçler arasındaki anlaşmazlığın nedeni oldu. Said, Tunus'un cumhurbaşkanı olduğundan beri, cumhurbaşkanlığı ekibinde istifa fırtınası esmeye başladı. Cumhurbaşkanı Siyasi Danışmanı Abdurrauf Bittayb görevinden ayrılırken, Cumhurbaşkanlığı'nda medyadan sorumlu Rim Kasım ve Reşide en-Nefir de istifa edenler kervanına katıldı. Ardından, Tarık el-Hanaşi saraydaki protokol ve diplomatik danışmanlık görevinden istifa etti.
Ekonomi Danışmanı Hasan Biddayf ve Cumhurbaşkanlığı Ataşesi İsmail el-Bedevi'nin yanı sıra, Avrupa işlerinden sorumlu Cumhurbaşkanı Danışmanı Mustafa Avn en-Nabli ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Muhammed el-Hamidi görevlerinden istifa ettiler. Hamidi kendisinin "danışılmayan danışman" olduğunu söyleyerek, Cumhurbaşkanı Said'in saraydaki çok sayıda danışmanıyla etkileşiminin boyutu hakkında şiddetli bir tartışmaya yol açtı.
Cumhurbaşkanlığı tarafından düne kadar Akkaşe’nin istifası ve gerekçelerine ilişkin herhangi bir resmi açıklama veya yorum yapılmadı. Akkaşe, iki yıllık bir çalışmanın ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi Direktörlüğü görevinden istifasını Cumhurbaşkanı'na sunmaya karar verdiğini, aralarında yüksek menfaatle ilgili bakış açılarında temel farklılıklar olduğunu bu nedenle makamından çekilmeyi görevi olarak gördüğünü ifade etti.
Bu gelişme, temel farklılıkların doğası ve Akkaşe'nin Cumhurbaşkanı ile aynı fikirde olmadığı taraflar hakkında birçok soru işaretini beraberinde getirdi. Bu taraflar cumhurbaşkanlığı sarayının içinden mi yoksa dışından mı, bu da ayrı bir merak konusu.
Bu karara ilk tepki olarak ABD'nin eski Tunus büyükelçisi Gordon Gray, twitter hesabından yaptığı bir paylaşımda Akkaşe’nin istifasının "Tunus'ta önemli bir gelişme" olduğunu vurguladı. Gözlemcilere göre bu, Tunus'ta olup bitenlerle ilgili ABD Dışişleri Bakanlığı'nın görüşünü yansıtıyor.
Gözlemcilere göre Akkaşe'nin şu anda istifa etmesinin ve istifasının nedenleri yalnızca bakış açılarındaki farklılıklardan kaynaklanmıyor; sorun daha derinde. Bu durum göz önüne alındığında, bu istifa siyasi bir aşamanın sonu olabilir.
İstifanın ani duyurusuna gelince, bu, saray içindeki belirli bir fraksiyonun Cumhurbaşkanı Said'e en yakın kişilerden biri olarak kabul edilen Akkaşe’ye karşı zafer kazandığı anlamına geliyor. Bu bağlamda, yerel basında dün Akkaşe’nin Kays Said çevresindeki siyasi çatışmayı yönetemediği için istifasını açıkladığı ileri sürüldü.
İddiaya göre Akkaşe siyasi krizlerin zirvesinde, pozisyonundan daha büyük bir siyasi rol oynamaya çalıştı ve hatta son aylarda devlet için büyük politikalar ve yönler belirleme yoluna gitti. Bu ani istifaya ve nedenlerine daha fazla ışık tutmak için yerel siyasi kaynaklar, Akkaşe ile Cumhurbaşkanı Said'e yakın İçişleri Bakanı Tevfik Şerafeddin arasında bir süredir devam eden şiddetli bir çatışmadan söz etti. Bu tartışma, cumhurbaşkanına yakın siyaset sahnesinde iki farklı çatışan tarafın ortaya çıkmasına neden oldu. Bunlardan biri Kartaca Sarayı’nda Said'i doğrudan etkilerken, diğeri saray dışında büyük bir saha etkisine sahip. Bu nedenle, gözlemciler, cumhurbaşkanının etrafındaki kavganın devam etmesi ışığında taraflardan birinin istifasının bir süredir beklendiğine inanıyorlar.
Bazı gözlemciler, Akkaşe’nin cumhurbaşkanlığı ofisinin yönetimi boyunca Kartaca Sarayı’ndaki tartışmalı isimlerden biri olarak kabul edildiğini söylüyor. Akkaşe hem ülke içinde hem de dışında tüm toplantılarında sürekli olarak hazır bulundu. Sarayın sırlarına aşina olan bazı kişiler, onu sadece cumhurbaşkanlığı ofisinin direktörü olarak değil, cumhurbaşkanına yakın bir kişi olarak tanımlıyor.
Ancak, Akkaşe cumhurbaşkanlığı ofisinin başında iki yıldan daha kısa bir sürelik görevi boyunca siyasi çevrelerden sert eleştiriler aldı. Siyasi çevreler Cumhurbaşkanı Said'in aldığı pozisyonlar ve kararlarda sorumluluğun önemli bir bölümünü Akkaşe’ye yüklüyor.



Uluslararası Ceza Mahkemesi: Savaş suçlarından şüphelenilen Libyalı, Almanya'dan Lahey'e transfer edildi

Uluslararası Ceza Mahkemesi Genel Merkezi, (AFP)
Uluslararası Ceza Mahkemesi Genel Merkezi, (AFP)
TT

Uluslararası Ceza Mahkemesi: Savaş suçlarından şüphelenilen Libyalı, Almanya'dan Lahey'e transfer edildi

Uluslararası Ceza Mahkemesi Genel Merkezi, (AFP)
Uluslararası Ceza Mahkemesi Genel Merkezi, (AFP)

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), dün yaptığı açıklamada, Libya'da savaş suçlusu olduğundan şüphelenilen bir kişinin Almanya'dan Lahey'e nakledildiğini ve mahkemenin gözetimine alındığını bildirdi.

Halid Muhammed Ali el-Hicri'nin, Libya iç savaşı sırasında Özel Caydırıcılık Gücü üyesi olduğundan şüpheleniliyor ve mahkumların rutin olarak işkence gördüğü, bazen cinsel saldırıya uğradığı kötü şöhretli bir hapishanede üst düzey yetkili olmakla suçlanıyor.

UCM, temmuz ayında Almanya'da tutuklanan Halid Muhammed Ali Hicri'nin, daha sonraki bir tarihte hakim karşısına çıkmasını beklemek üzere Lahey'deki UCM gözaltında tutulduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Alman dergisi Der Spiegel’den aktardığına göre, Hicri temmuz ayında Tunus'a seyahat etmeye çalışırken Berlin Havalimanı'nda yakalandı ve yasal işlem tamamlanana kadar gözaltında tutuldu.

Libya, Muammer Kaddafi rejimini deviren 2011 NATO destekli ayaklanmanın ardından yaşanan silahlı çatışma ve siyasi kaosun sonuçlarını yaşamaya devam ediyor.

Duruşmanın 2026 sonlarından önce başlaması beklenmiyor.


Papa, Lübnan ziyaretini liman patlamasının yaşandığı yerde sessiz bir dua ile sonlandırıyor

Papa 14. Leo, Deyr es-Salib Hastanesi'nde sağlık personeli ve hastalarla bir araya geldi. (AFP)
Papa 14. Leo, Deyr es-Salib Hastanesi'nde sağlık personeli ve hastalarla bir araya geldi. (AFP)
TT

Papa, Lübnan ziyaretini liman patlamasının yaşandığı yerde sessiz bir dua ile sonlandırıyor

Papa 14. Leo, Deyr es-Salib Hastanesi'nde sağlık personeli ve hastalarla bir araya geldi. (AFP)
Papa 14. Leo, Deyr es-Salib Hastanesi'nde sağlık personeli ve hastalarla bir araya geldi. (AFP)

Papa 14. Leo, Lübnan ziyaretinin son gününde, vatandaşların yoğun ilgisi arasında Deyr es-Salib Hastanesi’ni ziyaret etti. Ziyaretin ardından Beyrut Limanı patlamasının yaşandığı yerde sessiz bir dua gerçekleştirecek.

Papa yaptığı konuşmada, “Deyr es-Salib’de tanık olduklarımız herkes için bir ders niteliğinde. Zayıfları unutmamız mümkün değil; toplum refahın peşinde koşarken yoksulları ve kırılganları görmezden gelemez” ifadelerini kullandı.

fgbhy
Papa 14. Leo, Deyr es-Salib Hastanesi'nde (AFP)

Papa daha sonra Deyr es-Salib Hastanesi'nden ayrıldı ve kamuoyunun gözünden uzak bir şekilde, Aziz Dominik binasında çocuklarla bir araya geldi.

fgt
Papa 14. Leo'nun resmine bakan bir rahibe (Reuters)

Beyrut Limanı

Daha sonra Papa Leo, 2020 yılında meydana gelen ölümcül Beyrut liman patlamasının olduğu yere giderek sessiz bir dua edecek.

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, kurbanların aileleri ve Papa ile birlikte sessiz duaya katılmak için limana geldi.

Organizatörlere göre, 120 binden fazla kişi Beyrut sahilinde düzenlenen ayine katılmak için kayıt yaptırdı ve bu kişiler Lübnan'ın farklı bölgelerinden özel otobüslerle buraya getirildi.

dfrtghy
Papa 14. Leo'nun deniz kıyısında yapılacak ayini yöneteceği alan (Reuters)

Ayrıca Papa Leo’nun, 218 kişinin hayatını kaybetmesine, Beyrut’un harabeye dönmesine ve milyarlarca dolarlık hasara yol açan patlamada yakınlarını yitiren bazı ailelerle de bir araya gelmesi bekleniyor. Patlama, bir depoda tutulan yüzlerce ton amonyum nitratın infilak etmesiyle meydana gelmişti.

scdfv
Kurbanların yakınları, Papa 14. Leo'nun liman patlamasının yaşandığı yerde yapılacak ayini yöneteceği alanda onun gelmesini bekliyor. (Reuters)

Patlamanın üzerinden beş yıl geçmesine rağmen, hayatını kaybedenlerin aileleri hâlâ adalet talep ediyor. Yargı sürecinin defalarca engellenmesi ve hiçbir yetkilinin mahkûm edilmemiş olması, patlamayı onlarca yıllık yolsuzluk ve mali suçların ardından yeni bir kriz olarak gören Lübnanlıların tepkisini artırdı.

Yetkililer, patlamayı limanda büyük miktarlarda amonyum nitratın herhangi bir güvenlik önlemi olmaksızın depolanmasına ve çıkış nedeni bilinmeyen bir yangının ardından infilaka yol açmasına bağladı. Daha sonra farklı kademelerdeki çok sayıda yetkilinin tehlikenin farkında olduğu ancak harekete geçmediği ortaya çıktı.

Soruşturma, 2023’ten bu yana siyasi çekişmeler arasında sıkışıp kaldı. O dönemde Hizbullah’ın, soruşturmadan el çektirilmesini talep ettiği adli müfettiş Tarık el-Bitar, çok sayıda dava ile karşı karşıya bırakılarak çalışamaz hale getirildi. Ancak ülke içindeki güç dengelerinin değişmesiyle birlikte yargıç, bu yılın başından itibaren görevine yeniden başladı.

Papa 14. Leo, pazar günü Lübnan’a varışında, ülkenin siyasi liderlerine ‘barış ve uzlaşmaya giden yolun gerçeği aramaktan geçtiğini’ hatırlattı.

Lübnan, Papa Leo’nun ilk yurt dışı turundaki ikinci durağı. Papa, turunun ilk aşaması olan Türkiye ziyaretinde Hristiyanlar arasındaki diyalog ve birlik mesajını vurgulamıştı.

Papa 14. Leo, Lübnan’da olağanüstü bir ilgiyle karşılandı. Pazar günü ülkeye varışının hemen ardından geniş siyasi katılımla resmi karşılama töreni düzenlendi. Ziyaretinin ikinci gününde ise binlerce kişi, Papa’nın geçtiği güzergâhlarda toplanarak kendisini selamladı.

Bugün sona erecek Lübnan ziyareti, Hizbullah ile İsrail arasında yaşanan kanlı çatışmaların ardından yeniden şiddet ihtimaliyle yaşayan ülke için bir umut ışığı olarak değerlendirildi.

Yetkililer, dün akşam saatlerinden itibaren sıkı güvenlik tedbirleri uyguladı ve Papa’nın ayini yöneteceği Beyrut şehir merkezine girişleri yasakladı.


Mısır İçişleri Bakanlığı: Suç mahallerine düzenlenen baskınlarda aranan bir suçlu çıkan çatışmada öldürüldü

Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)
Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)
TT

Mısır İçişleri Bakanlığı: Suç mahallerine düzenlenen baskınlarda aranan bir suçlu çıkan çatışmada öldürüldü

Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)
Mısırlı bir polis memuru (Arşiv- AFP)

Mısır İçişleri Bakanlığı, suç odaklarına yönelik düzenlenen baskınlarda “çok tehlikeli” bir suçlunun etkisiz hâle getirildiğini açıkladı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, gerekli hukuki işlemlerin tamamlanmasının ardından Merkez Güvenlik Güçleri’nin de katılımıyla operasyon düzenlendiği belirtilerek, “Sohac vilayetinde gerçekleştirilen operasyonda, daha önce uyuşturucu, cinayet, silahlı gasp ve ruhsatsız silah bulundurma gibi suçlardan müebbet hapis cezasına çarptırılan çok tehlikeli bir suçlu, güvenlik güçleriyle yaşanan çatışmada öldürüldü” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada ayrıca, söz konusu bölgelerdeki diğer şüphelilerin de yakalandığı, onların yanında 651 kilogramdan fazla çeşitli uyuşturucu madde ile 41 adet silahın ele geçirildiği aktarıldı.

İçişleri Bakanlığı, ele geçirilen uyuşturucu maddelerin toplam değerinin 77 milyon Mısır lirası olarak tahmin edildiğini bildirdi.