11 yılda 12 defa ilan edilen afların amacı: 2017 dışında her yıl ilan edilen afların birinci nedeni asker toplamak ve muhalifleri zayıflatmak

Beşar Esad,  asker kaçaklarına yönelik yeni bir af ilan etti / Fotoğraf: Sana Haber Ajansı
Beşar Esad, asker kaçaklarına yönelik yeni bir af ilan etti / Fotoğraf: Sana Haber Ajansı
TT

11 yılda 12 defa ilan edilen afların amacı: 2017 dışında her yıl ilan edilen afların birinci nedeni asker toplamak ve muhalifleri zayıflatmak

Beşar Esad,  asker kaçaklarına yönelik yeni bir af ilan etti / Fotoğraf: Sana Haber Ajansı
Beşar Esad, asker kaçaklarına yönelik yeni bir af ilan etti / Fotoğraf: Sana Haber Ajansı

Türkiye gündemi kar yağışıyla uğraşırken komşusu Suriye'den gelen bir açıklama dikkatleri bu yöne çevirdi.
Suriye Devlet Başkanlığı Ofisi'nden yapılan açıklamada, "Devlet Başkanı Beşşar Esad, 25 Ocak 2022 tarihine kadar askerlikten kaçan, ülke içinde ve dışında bulunanlar için tam af ile ilgili karar çıkardı" denildi.
Affın Suriye'de bulunanlar için 3 ay içinde, ülke dışında olanlar için de 4 ay içinde gönüllü olarak askeri şubelere gelmeleri şartıyla uygulanacağı da kaydedildi.
Af kararı Türkiye'de de ilgiyle karşılandı. Twitter'da Esad adıyla açılan taga yorum yapan çok sayıda kişi Suriyeli sığınmacıların bu af ile ülkelerine dönmelerinin önünde engel kalmadığını öne sürdü.
Durum gerçekten öyle mi? Af gibi olaylar sıradan ülkeler için genellikle istisnai uygulamalar olsa da aynı şeyi Suriye için söylemek mümkün değil.
Suriye iç savaşın ilan edildiği 2011'den bugüne kadar ilan edilen af sayısı son afla birlikte 12 oldu.
Bu süre zarfında affın ilan edilmediği tek yıl ise 2017 oldu.
Örneğin geçen yıl da 2 Mayıs 2021'den önce işlenen suçlar için genel af ilan edilmişti.
Ancak "silah kaçakçılığı", "vatana ihanet", "casusluk", "düşmanla işbirliği" ve "ölümle sonuçlanan terör suçları" af kapsamı dışında bırakılmıştı.

Çıkarılan bir af kapsamında cezaevinden serbest kalanlar / Fotoğraf: AFP
2017 hariç 2011'de iki kez, diğer yıllar bir kez af ilan edildi
İşte basına yansıyan haberlere göre son 10 yıl içinde Suriye'de Esad tarafından ilan edilen aflar: 
31 Mayıs 2011: Suriye'deki Müslüman Kardeşler üyelerini de kapsayan, siyasi suçlulara yönelik bir af çıkarıldı.
21 Haziran 2011: 31 Mayıs'taki siyasi suçluları kapsayan aftan günler sonra bu sefer 21 Haziran'da genel af ilan etti. 20 Haziran'a kadar işlenmiş her türlü suçu af kapsamına alındı.
15 Ocak 2012: Esad tarafından 15 Mart 2011 tarihinden, kararın onaylandığı tarih olan 15 Ocak 2012'ye kadar, ülkedeki olaylarla ilgili, işlenmiş suçları kapsayan af ilan edildi.
29 Kasım 2013: Esad, 29 Ekim'den önce askeri hizmet kanunu çerçevesinde işlenen suçları kapsayan af ilan etti.
Düzenleme kapsamında yurtdışındaki firarilerin 90, yurt içindekilerin ise 30 gün içinde birliklerine teslim olmaları durumunda af kararnamesinden yararlanabilecekleri belirtildi.
9 Haziran 2014: Suriye'de 9 Haziran 2014 öncesi için işlenen suçlara yönelik ‘genel af' ilan edildi.
25 Temmuz 2015: Esad, asker kaçakları için genel af ilan etti.
17 Şubat 2016: Suriye'de yine asker kaçaklarını da kapsayan bir genel af ilan edildi. Suriye içinden 30, Suriye dışından 60 gün içinde teslim olanların aftan yararlanacağı kaydedildi.
9 Ekim 2018: Esad'dan asker kaçakları ve firarileri kapsayan bir af daha geldi. Aftan yararlanabilmek için yurt içindeki erkeklerin dört ay, yurt dışındakilerin ise altı ay içinde başvuru yapmaları gerektiği açıklandı.
15 Eylül 2019: Esad, Ankara'da yapılacak olan Rusya-Türkiye-İran zirvesi öncesinde genel af ilan etti.
23 Mart 2020: Bu tarihten önce işlenen suçlar için 2020 yılı 6 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yi yayımlayarak genel af ilan edildi. Af, her zamanki gibi Esad'ın imzasıyla yayınlandı.
2 Mayıs 2021: 26 Mayıs 2021'de yapılacak devlet başkanlığı seçimi öncesinde Esad bu af ile desteğini artırmaya çalıştı.
25 Ocak 2022: Af seçeneğine yine başvurarak asker kaçaklarına çağrı yapan Esad'ın önümüzdeki yıllarda da yeni aflar çıkarması muhtemel.

Orduya asker toplamak için af seçeneğine sıklıkla başvuruldu
Bu kadar sık af ilan edilmesinin ise iki temel nedeni bulunuyor.
Birincisi muhalif saflarda teslim olmaları artırarak, güç kaybını sağlamak ve çatışmalar nedeniyle artan asayiş olaylarının önüne geçmek.
İkinci neden ise asker toplamak.
Savaş süresince birçok kişinin kaçak durumuna düşmesi nedeniyle Esad, orduya asker toplamak için af kartına sıklıkla başvurdu. Kaçak olmaları sebebiyle cezalı duruma düşen gençler de af kapsamına aldı.

Somer Sultan / Fotoğraf: YouTube
"Savaştan önce aflar bu kadar yoğun değildi"
Suriye siyasetinde afların etkisini ve nedenlerini 2 Mayıs 2021'deki affın ardından yaptığımız haberde görüşlerine başvurduğumuz ve halen Suriye'de Esad yönetiminin kontrolü altındaki alanlarda yaşayan gazeteciler Sarkis Kassarjian ile Somer Sultan'a sormuş, her iki isimden cevaplar almıştık.
Şam'da yaşayan gazeteci Sarkis Kassarjian'a ilk sorumuz "Savaştan önce de bu kadar sık af ilan ediliyor muydu?" oldu.
Kassarjian, Suriye'de normalde savaştan önce de afların ilan edildiğini ancak bu kadar yoğun olmadığını ancak birkaç yılda bir ilan edildiğini hatırlatarak, savaş süresince çok yoğun bir şekilde af ilan edildiğini belirtmiş ve bunun nedenleriyle ilgili şu görüşleri dile getirmişti:
"Birinci sebebi savaşın yarattığı etki sebebiyle toplumda ahlaki gerileme ve kriminal olayların artması. Onun için disiplinin zayıfladığı, devletin kontrolünden çıkmış yerlerde insan kaçırma, soygun gibi çok ciddi sorunlar var. Bu da insanlar arası çatışmalara neden oluyor. Devlet af çıkarıp diyor ki ‘Ben hakkımdan vazgeçtim, siz aranızda anlaşın.' Suriye'de her bir kanunsuz işin cezalandırılmasının iki yönü var. Biri toplumsal hak, bir de şahsi hak. Aflar şahsi hakları kapsamıyor. Yani birisi kardeşimi öldürdüyse burada eğer ben hakkımı düşürmezsem o insan yargılanıyor, hapse giriyor. Ama afla devletin vereceği ceza düşüyor. Diyelim ki cinayet durumunda benim kişisel hakkım için yedi, devletin hakkı için üç yıl hapis verilecekse af durumunda üç yıl düşüyor katil benim hakkım olan yedi yılı alıyor."

"Askerden kaçmanın cezası beş yıl hapis ama çok uygulanmadı"
Aflarda genel olarak devlete karşı işlenen suçlar, casusluk, düşmanla işbirliğinin de olduğu 26 suç tipinin af kapsamlarının dışında bırakıldığını hatırlatan Kassarjian, özellikle asker kaçaklarına yönelik çok sayıda af düzenlemesi yapıldığını kaydetmişti.
Suriye'de normal şartlarda askerden kaçmanın cezasının beş yıl olduğunu söyleyen Kassarjian, "Ama savaş süresince hapis cezası çok uygulanmadı. Çünkü insanlar ‘Bizim bölgemiz devlet kontrolünde değildi, nereye başvuracaktık' diyor. Bu nedenle birisi gelip kendisi askere teslim olunca ceza uygulanmıyordu" dedi.

Afların bir nedeni de Suriye'ye dönüşleri artırmak / Fotoğraf: AA
"Göç edenlerin dönmesine de katkı sağlıyor"
Kassarjian, çıkarılan afların amacıyla ilgili olarak da son olarak şunu söyledi:
"Aflar göç edenlerin dönmesine de katkı sağlıyor. Bazen insanlar mecburi nedenlerden de göç edebiliyor. Sonrasında haklı veya haksız bazı suçlardan hüküm alabiliyor. Her zaman bu hükümler haklı da olmuyor. Bazen birinin senle kişisel sorunu varsa sen göç ettikten sonra sana dava açabiliyor. Mahkemede sana tebligat gönderdiğinde göç ettiğinde davalara gelemediğinden hüküm çıkabiliyor.  Aflar bu insanların dönüp hukuki süreci devam etmesini de teşkil eder."

Somer Sultan / Fotoğraf: Facebook
"Son aflar asker toplamak için değil, tansiyonu düşürmek amaçlı"
Lazkiye'de yaşayan Somer Sultan ise savaşın özellikle ilk yıllarında çıkarılan aflar daha çok asker toplamak amaçlı olsa bile özellikle son iki üç yıldır çıkarılanların daha çok ülkedeki tansiyonu düşürmek ve toplumsal uzlaşıyı artırmaya yönelik olduğunu öne sürerek, "Geçmişe oranlar çatışmalar çok azalmış durumda. 2020 yılı içerisinde terhisler bile oldu. Mevcut duruma bakıldığında devletin daha fazla asker toplama eğiliminde olmadığını görüyoruz" diye konuşmuştu.
Independent Türkçe



Yemen'de meşru hükümete destek veren Arap Koalisyonu askeri operasyona hazırlık amacıyla Mukalla Limanı’nın tahliyesini istedi

Yemen'deki Mukalla Limanı’nın genel görünümü (Arşiv)
Yemen'deki Mukalla Limanı’nın genel görünümü (Arşiv)
TT

Yemen'de meşru hükümete destek veren Arap Koalisyonu askeri operasyona hazırlık amacıyla Mukalla Limanı’nın tahliyesini istedi

Yemen'deki Mukalla Limanı’nın genel görünümü (Arşiv)
Yemen'deki Mukalla Limanı’nın genel görünümü (Arşiv)

Yemen'de meşru hükümete destek veren Arap Koalisyonu bugün, tüm sivillere Hadramut ilindeki Mukalla Limanı’nı bir sonraki duyuruya kadar derhal tahliye etmeleri çağrısında bulundu. Koalisyon, bu önlemin onların güvenliğini sağlamak amacıyla alındığını vurguladı.

Tahliye talebinin liman çevresinde yapılacak askeri operasyon hazırlıkları ile birlikte can ve mal güvenliğini korumayı amaçladığını açıklayan Arap Koalisyonu, herkesin verilen talimatlara uymasını ve güvenliklerinin sağlanması için iş birliği yapmasını istedi.

Arap Koalisyonu Ortak Kuvvetler Komutanlığı Sözcüsü Tümgeneral el-Maliki, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Dr. Reşad el-Alimi’nin Güney Geçiş Konseyi'ne (GGK) bağlı silahlı unsurların Hadramut’taki sivillere karşı işlediği ciddi ve korkunç insani ihlalleri nedeniyle talebi üzerine sivilleri korumak için acil önlemler alınacağını açıkladı. Bu önlemler, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) gerilimi yatıştırmak, GGK güçlerini geri çekmek, mevzilerini Vatan Kalkanı Güçleri'ne devretmek ve yerel makamların sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlamak için yorulmak bilmeden sürdürdükleri ortak çabaların devamı niteliğinde. Arap Koalisyonu güçleri, bu çabaları bozacak her türlü askeri eyleme, sivil hayatları korumak ve Suud Arabistan-BAE’nin çabalarının başarısını sağlamak için doğrudan ve derhal müdahale edileceğini teyit ediyor.

Arap Koalisyonu Ortak Kuvvetler Komutanlığı'nın meşru Yemen hükümetine yönelik sürekli desteğini ve kararlı tutumunu teyit eden Tümgeneral Maliki, herkesi ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, itidal göstermeye ve güvenlik ve istikrarı korumak için barışçıl çabalara yanıt vermeye çağırdı.


Yemen'de meşru hükümete destek veren Arap Koalisyonu’ndan Mukalla Limanı’na gelen askeri teçhizata “sınırlı” saldırı

Arap Koalisyonu tarafından yayınlanan ve sınırlı saldırının hedef alınan askeri teçhizatı belgeleyen videodan bir kare
Arap Koalisyonu tarafından yayınlanan ve sınırlı saldırının hedef alınan askeri teçhizatı belgeleyen videodan bir kare
TT

Yemen'de meşru hükümete destek veren Arap Koalisyonu’ndan Mukalla Limanı’na gelen askeri teçhizata “sınırlı” saldırı

Arap Koalisyonu tarafından yayınlanan ve sınırlı saldırının hedef alınan askeri teçhizatı belgeleyen videodan bir kare
Arap Koalisyonu tarafından yayınlanan ve sınırlı saldırının hedef alınan askeri teçhizatı belgeleyen videodan bir kare

Yemen'de meşru hükümete destek veren Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap Koalisyonu Ortak Kuvvetler Komutanlığı, Mukalla Limanı’nda dışarıdan verilen askeri desteği hedef alan ‘sınırlı’ bir hava saldırısı düzenlediğini duyurdu.

Arap Koalisyonu Ortak Kuvvetler Komutanlığı Sözcüsü Tümgeneral el-Maliki, yaptığı açıklamada, “Geçtiğimiz cumartesi ve pazar günü, iki geminin Koalisyon Ortak Kuvvetler Komutanlığı'ndan resmi izin almadan Fuceyra Limanı’ndan Mukalla Limanı’na girerken görüldü. İki geminin mürettebatı, izleme sistemlerini devre dışı bıraktı ve çatışmayı körüklemek amacıyla Yemen'in doğu illerindeki (Hadramut ve el-Mahra) Güney Geçiş Konseyi (GGK) güçlerini desteklemek için büyük miktarda silah ve savaş aracı indirdi. Bu eylem, ateşkese ve barışçıl bir çözüm arayışına karşı yapılmış açık bir ihlaldir. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2216 sayılı kararı da ihlal edilmiştir.” İfadelerini kullandı.

Tümgeneral Maliki, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi’nin Arap Koalisyonu güçlerine yönelik Hadramut ve el-Mahra’daki sivilleri korumak için gerekli tüm askeri önlemleri alması yönündeki talebine dayanarak güvenliği ve istikrarı tehdit eden bu silahların oluşturduğu tehlike ve gerginlik çerçevesinde bu kararı aldıklarını açıkladı.

Arap Koalisyonu Hava Kuvvetleri, bu sabah, Mukalla Limanı’nda iki gemiden indirilen silah ve savaş araçlarını hedef alan sınırlı bir askeri operasyon gerçekleştirdi. Bu operasyon, uluslararası insani hukuk ve geleneksel kurallar çerçevesinde ve hiçbir yan hasar meydana gelmeyecek şekilde belgelendikten sonra gerçekleştirildi.

Tümgeneral Maliki, Arap Koalisyonu’nun Hadramaut ve el-Mahra'da gerilimi azaltmaya ve sükuneti sağlamaya devam edeceğini, meşru Yemen hükümeti ve koalisyonla koordinasyon sağlanmadan herhangi ülkenin Yemen’deki herhangi bir gruba askeri destek sağlamasını engelleyeceğini, böylece Suudi Arabistan ve Arap Koalisyonu’nun güvenlik ve istikrarı sağlama ve çatışmanın yayılmasını önleme çabalarının başarıya ulaşmasının amaçlandığını vurguladı.


Trump-Netanyahu görüşmesi: Gazze anlaşmasında hangi kazanç ve kayıplar bekleniyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’ndaki geçici barınakların arasında, yerinden edilmiş Filistinliler bir yağmur suyu birikintisinin yanında duruyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’ndaki geçici barınakların arasında, yerinden edilmiş Filistinliler bir yağmur suyu birikintisinin yanında duruyorlar (AFP)
TT

Trump-Netanyahu görüşmesi: Gazze anlaşmasında hangi kazanç ve kayıplar bekleniyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’ndaki geçici barınakların arasında, yerinden edilmiş Filistinliler bir yağmur suyu birikintisinin yanında duruyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’ndaki geçici barınakların arasında, yerinden edilmiş Filistinliler bir yağmur suyu birikintisinin yanında duruyorlar (AFP)

Yaklaşık iki ay önce yürürlüğe giren Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşması, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasındaki görüşmeden sonra, kazançlar ve kayıplar açısından eskisi gibi olmayacak.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, sonuçlar konusunda anlaşmazlıklar sürerken görüşmenin sonucu hakkında böyle konuştu. Bazı tahminlere göre kazanımlar arasında Washington'ın baskısı altında ikinci aşamanın başlaması da yer alıyor. Ancak, Hamas'ın silahsızlandırılması ve son İsrailli asker cesedinin iadesi için İsrail'in birtakım şartları var. Bunların yanı sıra İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmemesi ve sadece Gazze Şeridi'nde kontrol ettiği bölgelerde kısmi yeniden inşa sürecinin başlaması da diğer kayıplar arasında yer alıyor.

ABD merkezli CNN haber ağı dün, Trump'ın Netanyahu ile görüşmesi sırasında Gazze’de ateşkes planında ilerleme sağlanması, Hamas'ın silahsızlandırılması, Gazze'nin yeniden inşası, savaşın sona ermesinden sonra Gazze Şeridi’nde bir hükümetin kurulması ve ABD Başkanı’nın başkanlık edeceği ‘Barış Konseyi’nin oluşturulması için baskı yapmasının beklendiğini bildirdi.

İsrail'in iNews haber kanalına göre Netanyahu-Trump görüşmesi, ABD Başkanı’nın yaklaşık bir yıl önce Beyaz Saray'a geri dönmesinden bu yana altıncı görüşme ve Gazze’de ateşkes anlaşması ile ikinci aşama masaya yatırılacak. Haberde Netanyahu’nun Trump'ı savaşı bitirmesine izin vermesi için ikna etmesi gerekeceği ve Gazze'deki Hamas'ı ortadan kaldırabilecek tek ülkenin İsrail olduğu belirtildi.

Öte yandan dün yayınlanan aynı habere göre Trump veya en azından danışmanlarının büyük bir kısmı, İsrail'in savaşı yeniden başlatmadan Gazze Şeridi'nde Hamas'ın bir şekilde silahsızlandırılmasının mümkün olduğuna inanıyor. Ancak Netanyahu, Trump'ın danışmanlarının çoğunluğunun tutumu ve ABD Başkanı’nın ateşkesin sürmesi arzusu ile yüzleşmek ve kendi adını taşıyan planı gizli tutmanın yanında “evet” demek zorunda kalacak.

Anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail güçlerinin Gazze'deki mevcut konumlarından çekilmesini, geçici otoritenin Gazze Şeridi'nin yönetimini Hamas'tan devralmasını ve uluslararası bir istikrar gücü konuşlandırılmasını öngörüyor. Trump yönetiminin ilerleme kaydetme isteğine rağmen, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçiş yavaş ilerliyor. BBC'nin dünkü haberine göre ABD Başkanı, anlaşmanın imzalanmasını, ikinci döneminin ilk yılında elde ettiği en önemli başarılarından biri olarak görüyor.

ABD Başkanı Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner, aralık ayı başlarında Miami'de arabulucu ülkeler olan Katar, Mısır ve Türkiye'nin temsilcileriyle bir araya geldi.

İsrail ve Hamas, birbirlerini anlaşmayı ihlal etmekle suçlarken anlaşmanın ikinci aşamasına ilişkin müzakereler başlamadan önce İsrail, Gazze'de tutulan son rehinenin cesedinin iadesini talep ediyor, ancak Hamas, henüz cesedi bulamadığını belirtiyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda yağmur sularıyla dolan bir çadırda yerinden edilmiş Filistinli çocuklar (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda yağmur sularıyla dolan bir çadırda yerinden edilmiş Filistinli çocuklar (AFP)

Mısır'ın eski dışişleri bakan yardımcısı Büyükelçi Hüseyin Haridi, toplantıdan hiçbir kazanç elde edilmeyeceğini, sadece Gazze’deki ateşkes anlaşması ve Netanyahu’nun Gazze Şeridi'nden çekilmeyi önlemek için yaptığı manevralar için kayıplar olacağını tahmin ediyor.

Haridi’ye göre Netanyahu, Suriye, Lübnan ve İran'dan çok fazla talepte bulunmak karşılığında, son kalıntıların iadesi ve Hamas'ın silahsızlandırılması gibi şartlarla ikinci aşamayı başlatarak Gazze'de birkaç taktiksel sözlü taviz vermeye çalışıyor.

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rakab, Gazze meselesinin Trump-Netanyahu görüşmesinde öncelikli bir konu olacağını düşünüyor. Beklenen kazanımların ‘Gazze Yönetim Komitesi’nin kurulması, adil ve uzlaşmacı bir şekilde ‘İstikrarı Destekleme Güçleri’nin konuşlandırılması, yardımların artırılması, sınır kapılarının açılması ve İsrail'in geri çekilmesinin başlaması olduğunu belirten Dr. Rakab’a göre kayıplar ise Hamas'ın silahsızlanmaması ve son kalıntılarını teslim etmemesi bahanesiyle ikinci aşamanın başlamasının ertelenmesi ve İsrail'in, Gazze Şeridi'nin toplam alanının yüzde 52'sinden fazlasını oluşturan kontrolü altındaki bölgelerde yeniden inşa çalışmalarına başlamasına izin verilmesi olacak.

Görüşme, Mısır'ın ABD’nin tutumunun önemine güvenmesi üzerine gerçekleştirildi. Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, geçtiğimiz pazar günü televizyonda yayınlanan bir röportajda, ‘ABD’nin ateşkesin ikinci aşamasına hızla geçilmesi gerektiğine inandığını’ açıkladı. Mısır'ın hakları koruyan ve istikrarı sağlayan bir çözüm için baskı yapmaya devam edeceğini vurgulayan Abdulati, ülkesinin ‘Gazze Şeridi'nin bölünmesini kategorik olarak reddettiğini’ belirterek sarı ve yeşil hat diye isimlendirilen sınırları ‘saçmalık’ olarak nitelendirdi.

Eski Bakan Yardımcısı Haridi, Washington'ın Trump'ın barış planını uygulamak istediğini, Mısır'ın bunu anladığını ve bu arzuyu sahada gerçeğe dönüştürmek için harekete geçtiğini belirtirken Gazze ateşkes anlaşmasının taahhütlerinin, özellikle de anlaşmanın geleceğini açıkça belirleyecek olan İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesinin uygulanması için bir takvim olduğunun altını çizdi.