Sudan muhalefetinden ‘devrim güçleri için birleşik merkez kurulması’ çağrısı

Beşir rejimi yanlısı protestocular Birleşmiş Milletler Entegre Geçiş Yardım Misyonu’nun (UNITAMS) kapatılmasını talep ediyor.

BM Misyonu önünde toplanan göstericiler, misyonun kapatılması çağrısı yaptı.
BM Misyonu önünde toplanan göstericiler, misyonun kapatılması çağrısı yaptı.
TT

Sudan muhalefetinden ‘devrim güçleri için birleşik merkez kurulması’ çağrısı

BM Misyonu önünde toplanan göstericiler, misyonun kapatılması çağrısı yaptı.
BM Misyonu önünde toplanan göstericiler, misyonun kapatılması çağrısı yaptı.

Sudan muhalefet ittifakı Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) devrimin zafere ulaşması ve askeri darbenin düşürülmesinin muhalefetin birleşmesine ve üzerinde anlaşma sağlanan bir liderliğe sahip birleşik bir muhalefet merkezinin kurulmasına bağlı olduğunu belirtti. ÖDBG, ordunun kışlalarına dönmesi ve gelecekte hiçbir siyasi rol üstlenmemesi gerektiği yönündeki kararlılığını yineleyerek, Komünist Parti ve halk direniş komiteleri ile muhalefet saflarını birleştirmek için çalıştığını duyurdu.  Birleşmiş Milletler Entegre Geçiş Yardım Misyonu (UNITAMS) ise devrik lider Ömer el-Beşir yanlısı göstericilerin misyonun ülkeden gitmesi talebiyle düzenlediği gösterilere verdiği yanıtta ülkedeki varlığının Hartum’un talebi ve Birleşmiş Milletler Genel Konseyi (BMGK) kararına dayandığını kaydetti.
ÖDBG Yürütme Ofisi Üyesi ve Kongre Partisi lideri Ömer ed-Dakir, dün düzenlediği basın toplantısında, direniş güçlerinin birleşmesi sayesinde Nisan 2019’da Beşir rejiminin düşürüldüğünü hatırlatarak, “Sudanlıların canlarını alan korkak cinayet şebekesinin serbest bırakılması ve Sudan’daki vahşet günleriyle” barışçıl kitlesel hareketle mücadele etmeye devam etmek için önlerindeki tek yolun barışçıl direnişi sürdürmek olduğunu belirtti.
Dakir, “Bu darbeyle mücadelemiz barışçıl. Darbeciler ne kadar şiddet uygularsa uygulasın sadece barışçıl olmalıdır. Tarihten çıkarılan dersler, despotluk ve despotların şiddetinin ne kadar büyük olursa olsun sona ereceğini ve tarihi kazanacak olanın halkların iradesi olduğunu söyler. Darbeyi yenilgiye uğratmak için gereken şart, devrimin hedeflerini gerçekleştirmek için devrimin bugününe ve geleceğine hitap eden birleşik bir liderlik ve ortak bir vizyonla muhalif güçlerin üzerinde buluşacağı geniş tabanlı siyasi bir cephe oluşturmaktır” dedi.
Dakir, kendi tanımıyla “Dünyanın özgür halkları ve bireyleri” ne Sudanlılar ile dayanışma, taleplerini destekleme ve “şiddet ile baskı aygıtını” durdurma çağrısı yaptı. Dakir, “Halkımızın çıkarlarını sağlayacağını düşündüğümüz vizyon doğrultusunda uluslararası toplumun aktörleriyle irtibat halindeyiz. Ancak kazanılması gereken asıl savaştan halk sorumludur. ÖDBG, UNITAMS’a sunduğu bakış açısında, darbe haline ve bunun üzerine inşa edilen kararlara son verilmesi gerektiğini ifade etti. Onunla (Ordu Komutanı Abdulfettah Burhan) uzlaşma imkanı yok. Masumlara yöneltilen baskı durdurulmalı. Askerler yönetimden uzaklaştırılmalı. Dondurulan geçiş dönemi görevlerini tamamlayacak ve geçiş döneminin sonunda özgür ve adil seçimleri hazırlayacak tamamen sivil bir yönetim kurulmalı” ifadelerini kullandı.
Dakir, ÖDBG adına, direniş komitelerindeki “tüm devrimci güçlere” birleşme görevini mümkün olan en kısa sürede yerine getirme çağrısı yaptı. Dakir, “Bu bağlamda birkaç adım attık. Direniş komitelerine seslendik. Bizimle oturacağı yanıtını veren birkaç komite ve oluşum var. Bazılarından cevap almadık. Birlikte oturarak ortak bir vizyon çevresinde birleşik bir cephe oluşturma konusunu düşünmek için yanıtlarının olumlu olmasını bekliyor ve umuyoruz” dedi.
ÖDBG’nin bazı meslek kuruluşlarıyla yaptığı görüşmelerde ortak bir vizyon üzerinde buluşmak için koordine halinde olma hususunda uzlaşıya vardığını aktaran Dakir, “Komünist Parti’ye iki mektup ulaştırdık. Gönderdiği cevapta ÖDBG ile bir blok olarak oturmayacağını ifade etti. Oysaki biz Özgürlük ve İnsan Hakları Cephesi’nde bir uzlaşıya varmıştık. Komünist Parti’deki meslektaşlarımızı darbeyi yenilgiye uğratmak için geniş tabanlı bir cephe oluşturmaya çağırıyoruz. Her tülü taktik hesabı bir kenara bırakıp acilen listeyi çıkarmayı umuyoruz. Çünkü düşman tek. Aynı bıçakla yaralanan yaralıların düşmanlarıyla mücadeleyi bırakıp taktiksel anlaşmazlıklarla uğraşması makul değil” şeklinde konuştu.

ÖDBG’den bir heyet, ülkenin diğer eyaletlerini ziyaret edecek
Dakir diğer eyaletlerdeki devrimci güçlerle koordinasyon kurmak amacıyla hazırladıkları bir program kapsamında ÖDBG’den bir heyetin ülkenin diğer eyaletlerini ziyaret edeceğini belirtti. Heyetin ilk ziyaretini Cuma günü El-Cezire eyaletinin başkenti Vad Medeni kentine gerçekleştireceğini, yaşadığı olaylar karşısında kent ile dayanışma halinde olacağını ve burada siyasi ve örgütsel bazı meseleler ile birleşik bir muhalefet merkezi kurma hususunu görüşeceğini aktardı.
Dakir, ÖDBG adına, ülkenin tarihi tecrübelerinden ve yeni oluşumlardan faydalanarak barışçıl direnişin yöntem, metot ve araçlarını geliştirme ve çeşitlendirme sözü verdi. Dakir, “Devrimin tüm güçlerini, muhalefet için birleşik bir merkez çağrısı yapmaya davet ediyorum. Çünkü bu her devrimin gerektirdiği temel bir şarttır” ifadesini kullandı.
Öte yandan UNITAMS, yaptığı basın açıklamasında, konutun önünde BM Misyonu’nun ülkeden gitmesini talep eden bir grup göstericinin olduğunu bildirdi.
UNITAMS, açıklamasında, toplanma ve düşünce özgürlüğünü savunduğunu ve bu nedenle gruptan bir heyeti misyon binasında karşılama teklifinde bulunduğunu ancak göstericilerin bu talebi reddettiğini kaydetti. UNITAMS, Sudan’daki varlığının Sudan hükümetinin talebine ve BMGK’nın 2524 sayılı açık kararına dayandığını kaydetti.
Askeri darbe yanlıları ve devrik lider Ömer el-Beşir liderliğindeki İslamcı rejim destekçilerinden oluşan gruplar, BM misyonunun ülkeden gitmesi talebiyle UNITAMS binası önünde gösteri düzenledi. UNITAMS’ın Sudan’daki varlığını ülkenin iç işlerine yönelik “yabancı müdahale” olarak niteleyen gösterici gruplar, “Yabancı müdahaleye hayır, ajanlara hayır” diye slogan attı. Göstericiler, bu müdahaleyi “yeni bir sömürge” olarak tanımladı.



Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.


İsrail ordusunun Gazze'ye açtığı ateş sonucu bir kişi öldü, üç kişi yaralandı

Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
TT

İsrail ordusunun Gazze'ye açtığı ateş sonucu bir kişi öldü, üç kişi yaralandı

Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)

Yerel medya bugün, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeybatısında açtığı ateş sonucu bir Filistinlinin öldüğünü, üç kişinin de yaralandığını bildirdi.

Filistin haber ajansı (WAFA), İsrail güçlerinin bölge yakınlarında bir grup sivili hedef aldığını, bunun sonucunda çok sayıda ölenler ve yaralananların olduğunu bildirdi.