SDG, Haseke’deki Sanayi Hapishanesi’nin kontrolünü ele geçirdi

Şarku’l Avsat, DEAŞ üyelerinin teslim olmasının ardından sahadaki durumu yerinde gözlemledi.

Guveyran Mahallesi'ndeki Sanayi Hapishanesi yakınlarında teslim olan DEAŞ üyeleri. (Şarku’l Avsat)
Guveyran Mahallesi'ndeki Sanayi Hapishanesi yakınlarında teslim olan DEAŞ üyeleri. (Şarku’l Avsat)
TT

SDG, Haseke’deki Sanayi Hapishanesi’nin kontrolünü ele geçirdi

Guveyran Mahallesi'ndeki Sanayi Hapishanesi yakınlarında teslim olan DEAŞ üyeleri. (Şarku’l Avsat)
Guveyran Mahallesi'ndeki Sanayi Hapishanesi yakınlarında teslim olan DEAŞ üyeleri. (Şarku’l Avsat)

ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri (SDG), geçtiğimiz hafta silahlı isyana tanık olan Haseke’nin Guveyran Mahallesi'ndeki Sanayi Hapishanesi'nde kontrolün tamamen ele geçirildiğini duyurdu.
SDG lideri Mazlum Abdi, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kulandı:
“Güçlerimiz tarihi tekerrür ettirdi, DEAŞ’ı yeni bir yenilgiye uğrattı ve Haseke’deki Sanayi Hapishanesi savaşında DEAŞ örgütünün ve destekçilerinin planlarını alt üst etti.”
Kürt bir askeri yetkili de DEAŞ’lıların SDG’li tüm rehineleri serbest bıraktıklarını ve silahlı isyana katılan bin 500'den fazla DEAŞ üyesinin de teslim olduğunu açıkladı.
Geçtiğimiz hafta 5 bin aşırılık yanlısının kaldığı Sanayi Hapishanesi’nin önünde başlatılan silahlı isyana ve hapishane içindeki şiddet olaylarına katılan bin 500'den fazla terör örgütü üyesi ve milis teslim oldu. ABD ve İngiltere, hapishanedeki ayaklanmanın başlamasından sonra bölgede ortak devriyeler düzenledi. Sıkı güvenlik önlemleri alınan hapishanenin önüne Bradley Piyade muharebe araçları konuşlandırılırken F16 savaş uçakları hapishanenin üzerinde uçuş gerçekleştirdi. İç Güvenlik Güçleri ve Terörle Mücadele Güçleri’nin sıkı güvenlik kontrolleri ve SDG’nin önemli askeri takviyeleri arasında hapishane koğuşları ile kuzey ve batı cephesinde yer alan hücrelerden ve bölümlerden çıkan mahkumların bir kısmının koltuk değnekleriyle yürüdükleri, bir kısmının çeşitli yerlerinden yaralanmış oldukları görülürken birçoğu yüzlerini saklamaya çalıştı.
SDG Sözcüsü Ferhat Şami, Sanayi Hapishanesi’nde sekiz gün süren şiddetli çatışmaların ardından askeri müdahalenin sona erdiğini duyurdu. Şami, hapishanenin kapısının önünde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
“Halkların Çekici Operasyonu sona erdi. Askeri ve emniyet güçlerimiz, Haseke'deki Sanayi Hapishanesi’nin kontrolünü tamamen ele geçirdi. İsyana katılan tüm DEAŞ üyelerini teslim aldı.”
SDG’nin operasyonlarının, sonuna kadar silahlarını bırakmayan DEAŞ üyelerini teslim olmak zorunda bıraktığını belirten Şami, “Güçlerimizin hapishane koğuşlarına gerçekleştirdiği baskınlar, ayaklanmaya katılan DEAŞ çetelerini teslim olmaya zorladı” dedi.
SDG’den yapılan açıklamada, ayaklanma sırasında yaklaşık 200 DEAŞ üyesinin, SDG’den ise 27 unsurun öldüğü belirtildi. Açıklamaya göre silahlı isyana katılan bin 500'den fazla DEAŞ üyesi teslim oldu.
SDG’nin önde gelen isimlerinden Siyamend Ali, Şarku’l Avsat’a şu açıklamada bulundu:
“Güçlerimiz, Sanayi Hapishanesi’nde kontrolü tamamen ele geçirdi ve terör örgütü üyeleri tarafından hapishane binası içinde kaçırılan tüm rehineler serbest bırakıldı. Sağlıkları iyi ve güvenli bir yere nakledildiler. Operasyonlarda öncelik terör örgütü üyeleri tarafından rehin alınan hapishane çalışanlarını ve mahkûmları kurtarmaktı. 23 rehine özel bir askeri operasyonla kurtarıldı.”
Hapishane çevresindeki mahallelerde arama operasyonlarının devam ettiğine ve DEAŞ çetelerinin sivilleri canlı kalkan olarak kullandıkları bölgelerden sivillerin çıkışları için güvenli koridorlar açtıklarına işaret eden Ali, operasyonların ve kontrolün ele geçirilmesinin neden olan ikinci engelin, DEAŞ üyelerinin, bazıları 12 yaşın altında olduğu tahmin edilen 850 genci ve çocuğu kalkan olarak kullanması ve iki ateş arasında kalmaları olduğuna dikkat çekti:
 “İsyancılar, çatışmalar sırasında çocuklarını canlı kalkan olarak kullandılar. Biz de onlara ateş açmadık. Bu, SDG özel kuvvetlerinin ve komandolarının müdahalesini gerektiren bir durumdu.”
Sanayi Hapishanesi’nin çevreleyen Guveyran ve Zuhur mahallelerinde üzerlerinde çok sayıda kurşun ve roket güdümlü el bombası (RPG) deliği açılan binalar ve mermi kovanlarıyla dolu sokaklar, çatışmaların şiddetini gözler önüne serdi. SDG güçleri ile DEAŞ üyeleri arasında şiddetli çatışmaların yaşandığı bölgede herhangi bir yaşam belirtisine rastlanılmazken caddelerde yazlınızca buldozerlerin olduğu ve onları çevredeki arama faaliyetlerini sürdüren SDG üyelerinin koruduğu görüldü. Çevrede duyulan tek ses, ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon güçlerine ait jetlerin gürültüs, mayın temizleme ekipleri tarafından infilak ettirilen ve imha edilen tuzaklanmış patlayıcıların patlamalarıydı.
Haseke’nin Guveyran Mahallesi’ndeki Sanayi Hapishanesi, SDG’nin kontrolündeki en büyük gözaltı merkezlerinden biri. Aralarında ‘Hilafetin Yavruları’ olarak anılan yaklaşık 850 genç ve çocuğun yer aldığı, daha önce DEAŞ saflarında savaşmış yaklaşık 5 bin mahkum burada kalıyor. İsyana katılan mahkumların çoğu SDG'nin 2019 yılının baharında DEAŞ’ın askeri ve coğrafi kontrolüne karşı başlattığı ve yenilgiye uğrattığı Deyrizor'un doğusundaki El-Bağuz beldesinde DEAŞ’a karşı yapılan son savaşta yakalandı veya teslim oldu.
İsyan, 20 Ocak Perşembe günü, hapishanenin kuzey kapısının girişine yakın bir yerde büyük bir tankerin, ardından birkaç metre ötede ikinci bir bomba yüklü aracın patlamasıyla başladı. Patlamalarla eş zamanlı olarak hapishanenin karşı tarafında bulunan (Sadcob Şirketi’ne ait) benzin istasyonunda üçüncü bir bomba yüklü araç daha infilak etti. Aynı zamanda istasyonda park halindeki çok sayıda yakıt tankı ve araç da hava uçtu. Duman ve alev bulutları yükselerek gökyüzünü kapladı. Uluslararası Koalisyon’a ait jetler, yüksel duman ve alev bulutları nedeniyle koordinatları takip edemezken olaya havadan müdahale de edemedi.
Meydana gelen bu üç patlama, Sanayi Hapishanesi’nde tutuklu DEAŞ üyelerinin isyan ve silahlı itaatsizliğinin başlangıcının işaretiydi. Bunlar, DEAŞ üyelerinin tutuklanarak buraya getirildikleri 2019 baharında bu yana yaşanan en büyük ve en şiddetli patlamaydı.
Hapishanenin nöbetçi kulesindeki güvenlik kameraları, yüzlerce mahkumun koğuşlardan nasıl firar ettiklerinin görüntülerini kaydetti. Görüntülerde mahkumların, hapishanenin ana kapısının yakınlarında yangın çıkardıkları, gardiyanlara ve güvenlik güçlerine saldırdıkları ve olayları kızıştırmak için plastik kapakları ve tenekeleri yaktıkları görüldü. Mahkumlar, yeni hapishanenin bazı bölümlerinin ve eski binanın kontrolünü ele geçirdiler. Gardiyanların bulunduğu bölümüne girmeyi başaran mahkumlar, buradaki tüm silahları ve mühimmatı ele geçirdiler. DEAŞ’ın saldırıları sırasında aralarında SDG’nin Hapishane Müdürü Cemal Kobani’nin de olduğu bazı SDG’liler yaşamlarını yitirirken 23 rehine operasyonlar bittikten sonra serbest kaldı.



Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Lazkiye'deki iç güvenlik güçleri, Suriye’deki devrimin başlangıcında savunmasız Suriye halkına karşı varil bombalarının kullanılmasını öneren eski rejimin askeri komitesinin üyesi olan Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’yi tutukladı.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), Lazkiye İç Güvenlik Komutanı Albay Abdulaziz el-Ahmed, Haffah bölgesindeki İç Güvenlik Müdürlüğü birimlerinin Terörle Mücadele Şubesi ile iş birliği içinde özel bir güvenlik operasyonu gerçekleştirdiğini söylediğini ve birkaç gün süren dikkatli izleme ve takip sonucunda, Lazkiye kırsalındaki Lukmani köyünden pilot Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’nin tutuklandığını aktardı.

Albay Ahmed, Miyase'nin askeri rütbelerde yükseldiğini, teğmen pilot rütbesiyle mezun olduğunu ve 1982 yılında Hama Askeri Havaalanı’nda çalıştığını belirtti. Suriye devriminin başlangıcında Taftanaz Askeri Havaalanı'ndaki 63. Tugay'ın komutanlığına atanan Miyase, İdlib kırsalındaki Mestuma’daki hava ve kara harekât odalarıyla birlikte hedefleri belirlemekle görevlendirildi, böylece tüm bu noktalar daha sonra helikopterler tarafından hedef alınabilecekti.

Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)

Miyase, ön soruşturmalar sırasında, devrimin başlangıcında varil bombalarının kullanılmasını öneren askeri komitenin üyesi olduğunu itiraf etti. Ayrıca, çeşitli illerde varil bombaları ve deniz mayınlarıyla hedef alınacak yerlerin belirlenmesinden de sorumluydu.

Lazkiye iç güvenlik komutanı, masumların kanıyla lekelenmiş her suçluyu adalete teslim etmek ve yasalar uyarınca hesap vermelerini sağlamak için her türlü çabayı göstereceğine dair taahhüdünü teyit etti.

Bu operasyon, İçişleri Bakanlığı ve ilgili makamların, geçiş dönemi adaletinin uygulanması, mağdurların ve ailelerinin haklarının güvence altına alınması ve hiçbir suçlunun hesap vermekten kaçmaması ilkeleri temelinde, Suriye halkına karşı işlenen suçlara ve ihlallere karışan eski rejimin simalarının peşine düşme ve hesap sorma çabaları çerçevesinde gerçekleşti.


İsrail, Gazze'de yeni bir tampon bölge oluşturmak için harekete geçti

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta enkazın arasında duran bir İsrail askeri, 8 Aralık 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta enkazın arasında duran bir İsrail askeri, 8 Aralık 2025 (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'de yeni bir tampon bölge oluşturmak için harekete geçti

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta enkazın arasında duran bir İsrail askeri, 8 Aralık 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta enkazın arasında duran bir İsrail askeri, 8 Aralık 2025 (Reuters)

İsrail’in Gazze Şeridi’nde sürdürdüğü saha hareketliliği, işgal hattının doğusundaki bölgeler ile Hamas’ın faaliyet gösterdiği alanları ayıran ‘sarı hattın’ batısında, yaklaşık 3 kilometre derinliğinde yeni bir güvenli bölge oluşturma çabası olarak değerlendiriliyor.

Gazze Şeridi’ndeki Filistinli direniş gruplarından saha kaynaklarına göre İsrail, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce sahada yeni fiili durumlar yaratmak için zamanla yarışıyor. Bu kapsamda hedeflenen bölgenin tamamen görünür hâle gelmesini sağlamak amacıyla evlerin yıkıldığı, arazilerin düzleştirildiği bildiriliyor.

Bu gelişmeler, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in geçtiğimiz pazar günü Gazze Şeridi’ndeki birliklerini denetlediği sırada yaptığı açıklamalarla da örtüşüyor. Zamir, söz konusu alana atıfla “Sarı hat yeni bir sınır çizgisi, yerleşimler için ileri savunma hattı ve aynı zamanda bir saldırı hattıdır” ifadesini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın planına göre Gazze Şeridi'nden çekilme aşamalarının haritası (Beyaz Saray)ABD Başkanı Donald Trump'ın planına göre Gazze Şeridi'nden çekilme aşamalarının haritası (Beyaz Saray)

Hamas yöneticilerinden Hüsam Bedran, İsrail Genelkurmay Başkanı’nın açıklamalarının ‘işgalin ateşkes anlaşması hükümlerine uymadığını açık biçimde ortaya koyduğunu’ söyledi. Bedran, ‘Sarı hattın içindeki Filistinlilere ait evlerin yıkılmaya devam etmesinin, anlaşmanın ilk gününden itibaren durması gereken askeri faaliyetlerin sürdürüldüğü anlamına geldiğini’ belirtti.

Bedran dün AFP’ye yaptığı açıklamada, hareketin Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmeden önce İsrail’in ihlalleri durdurmasını şart koştuğunu vurguladı ve arabuluculara İsrail üzerinde baskı kurma çağrısında bulundu.

Selahaddin Caddesi'nin kontrolü

Filistinli gruplardan bir kaynağın Şarku’l Avsat’a aktardığı bilgilere göre, son dönemde farklı bölgelerde gözlenen İsrail faaliyetleri, ‘esas planın 7 Ekim 2023 öncesinde Gazze çevresindeki yerleşimlerin sınırlarından başlayarak ana arter Selahaddin Caddesi’ne kadar uzanan yaklaşık 3 kilometrelik bir şeridi kontrol altına almak olduğunu’ ortaya koyuyor. Kaynak, bu hattın özellikle Han Yunus, Gazze kenti, ayrıca Cibaliye ve Beyt Lahiya’nın karşısındaki bölgeleri kapsadığını belirtti.

Selahaddin Caddesi, kuzeyden güneye tüm Gazze Şeridi boyunca uzanan hayati bir ulaşım yolu. İsrail’in savaş boyunca bu güzergâhı kontrol etme çabası, hattın askerî açıdan taşıdığı kritik önem nedeniyle yoğunlaştı. Operasyonlar sırasında İsrail birlikleri, caddenin çeşitli noktalardan kesilmesini hedefleyen adımlar attı.

Gazze Şeridi'ndeki Selahaddin CaddesiGazze Şeridi'ndeki Selahaddin Caddesi

Kaynak, Gazze Şeridi’nin en güneyindeki Refah ile en kuzeyindeki Beyt Hanun’un tamamen İsrail kontrolünde olduğunu, İsrail güçlerinin buralardan çekilmesi halinde iki kenti de ‘tamamen yıkılmış bir halde’ bırakacağını ve şu anda da geride kalan yapıların sistematik biçimde tahrip edildiğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’a konuşan saha kaynakları ise İsrail’in her gün aralıksız süren kara ilerleyişi, hava ve topçu bombardımanı ile patlatma operasyonları gibi yöntemlerle, sarı hattın yakınlarına dönmeye çalışan sivillere sürekli bir baskı uyguladığını aktardı. Bu saldırıların amacının, bölge halkına buralarda kalamayacaklarını, yaşamlarının sürekli tehlikede olacağını hissettirmek olduğu belirtiliyor. Kaynaklara göre İsrail, sivillerin sarı hattın doğusuna yaklaşmasını engelleyip onları Gazze’nin daha batısındaki bölgelerde tutmayı hedefliyor.

Daha derin tampon bölge

Son savaş öncesinde, Gazze Şeridi ile çevredeki İsrail yerleşimleri arasındaki güvenlik bölgesi, sınır çitinin yaklaşık 300 metre kadar doğusunda yer alıyordu. Bazı noktalarda bu mesafe daha da daralırken, İsrail güçleri olası tehditleri tespit etmek için büyük ölçüde teknolojik sistemlere güveniyordu. Bazı değerlendirmelere göre bu durum, Hamas’ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği ani saldırının başarıya ulaşmasına zemin hazırladı.

Kaynaklara göre İsrail güçleri, Gazze Şeridi içinde güvenlik kontrolünü sağlamlaştırmak amacıyla, teknolojik imkânlardan yararlanarak güvenli bölgeyi genişletebildiğini göstermeye çalışıyor. Bu genişlemenin, ileride yeni ateş açma kuralları belirlemeye ve bölgede hareket eden herhangi bir hedefle anında karşılık verebilmeye olanak sağlayacağı, böylece İsrail çekilse bile sivillerin bu alanlara geri dönüşünün fiilen engelleneceği ifade ediliyor.

Bir başka kaynak ise “İsrail’in bu yeni güvenli bölgeyi uzaktan ateş kontrolüyle yöneteceğini, bölgede pusular kuracak özel birliklerle ani baskınlar düzenleyebileceğini ya da zaman zaman gerçekleştirilen kara sızmalarıyla ilerleyip geri çekilerek sivillere bu bölgelerde hiçbir güvenliklerinin olmadığı mesajını vermeye çalışacağını” söyledi.

Yeni stratejik pozisyonlar

Kaynaklar, İsrail güçlerinin şu anda sarı hattın üzerinde sabit şekilde konuşlanmadığını, sürekli hareket halinde olduklarını aktarıyor. Buna göre birlikler zaman zaman hattın dışına doğru ilerleyerek kontrol alanını genişletiyor, kimi zaman ise daha geriye çekiliyor. Bu hareketlilik kapsamında bazı noktalara patlayıcı yüklü araçlar yerleştirilip uzaktan infilak ettirildiği de belirtiliyor.

Orta Gazze’ye yakın bir bölgede bulunan bir başka kaynak, İsrail güçlerinin bölgenin merkezinde belirli mesafeleri koruduğunu, ‘şu ana kadar bu hat üzerinden büyük bir ilerleme kaydetmediğini’ ifade etti. Kaynak, birliklerin sarı hattaki varlığını değişen yoğunluklarda sürdürdüğünü ve ‘gerektiğinde güçlü ateş desteğini muhafaza edeceğini’ öngördüğünü söyledi.

8 Aralık 2025 tarihinde Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta görüntülenen iki İsrail askeri (Reuters)8 Aralık 2025 tarihinde Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta görüntülenen iki İsrail askeri (Reuters)

Kaynak, İsrail güçlerinin geniş alanları gözetleyebilmek için stratejik ve coğrafi olarak yüksek bölgelerde yeni askeri noktalar kurduğunu belirtti. Buna örnek olarak, Gazze’nin doğusundaki et-Tuffah mahallesine hakim konumda bulunan es-Surani Tepesi’nin, hem bu mahalleyi hem de kuzeydeki Cibaliye çevresini izlemek amacıyla kullanıldığı aktarıldı. Ayrıca Muntar Tepesi’nin de Şucaiyye ve ez-Zeytun mahallelerini kontrol eden bir gözlem noktası olarak değerlendirildiği ifade edildi.

Kaynaklar, İsrail güçlerinin geçtiğimiz pazar günü Han Yunus’un doğusundaki Mean bölgesinde yer alan ez-Zehra Tepesi üzerinde yeni bir stratejik nokta kurduğunu bildirdi. Bu tepenin, kentin büyük bölümünü -batı kesimleri dâhil- görme imkânı sağlaması, İsrail’in şehir üzerindeki güvenlik kontrolünü pekiştirdiğinin bir göstergesi olarak yorumlandı.

Bu yüksek bölgeler, İsrail birliklerine olası hareketlilikleri izleme ve özellikle Selahaddin Caddesi’ne yakın noktalara günlük ateş açma imkânı veriyor. Saha kaynakları, İsrail’in söz konusu caddenin yeni güvenli bölgenin başlangıç noktası haline gelmesini planladığını belirtiyor.

Trump baskı yapıyor

İsrail’in mevcut sarı hattı Gazze’nin yeni sınırı haline getirme çabalarına rağmen, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye ilişkin planının ikinci aşamasına geçme konusunda kararlı olduğu belirtildi. İsrail gazetesi Haaretz’e göre bu aşama, İsrail’in olası ikinci bir geri çekilmesini de içerebilir.

Haaretz’in askeri analisti Amos Harel, Trump’ın tarafları bir sonraki aşamaya geçmeye zorlamayı planladığını ve bunun ‘İsrail’in Gazze’den bir adım daha çekilmesini’ kapsayabileceğini ifade etti.

Harel, Trump’ın, İsrail ordusunun sınır hattına daha yakın, daha dar bir bölgede konuşlanmasını öngören bir anlaşmaya doğru baskı yapacağını öngördü. Ancak bunun, Trump’ın ay sonunda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmenin sonuçlarına bağlı olacağını da vurguladı.

 ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ekim 2025'te Kudüs'teki Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi. (AFP)ABD Başkanı Donald Trump, 13 Ekim 2025'te Kudüs'teki Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi. (AFP)

İsrail Kamu Yayın Kurumu KAN kaynaklarına göre, ordu ikinci aşama sırasında da sarı hattın boyunca konuşlanmayı sürdürecek ve tüm Gazze Şeridi üzerinde gözlem ve ateş kontrolü sağlayacak, ancak bölge halkının yönetimiyle ilgilenmeyecek.

Kaynaklar, bu yeni konuşlanmanın İsrail’e sahada üstünlük sağladığını, ancak gıda, su, ilaç ve sağlık hizmetleri gibi sivil yükleri üstlenmek zorunda bırakmadığını belirtiyor. Bir askeri kaynak, bu durumu ‘büyük bir operasyonel başarı’ olarak nitelendirdi.

Ancak ABD ile yapılan görüşmeler ve Tel Aviv’e iletilen yazışmalara göre, Trump’ın bu durumu kabul etmeyeceği, ordudan planı doğrultusunda ikinci bir çekilme gerçekleştirmesini isteyeceği öngörülüyor.

İsrail Kanal 12 televizyonu ise Trump’ın Gazze’deki savaşın sona erdirilmesi planının ikinci aşamasına geçilmesi için baskıyı artırmaya başladığını bildirdi. Kanal, Trump ile görüşecek olan Netanyahu’nun bir sınavla karşı karşıya olduğunu, zira Zamir’in görevini tamamladığını ve güvenlik ihtiyaçlarını sunarak Başbakan’ı Trump karşısında zor durumda bıraktığını aktardı.


İsrail, Gazze'deki tampon bölgeyi genişletmek için acele ediyor

 İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)
TT

İsrail, Gazze'deki tampon bölgeyi genişletmek için acele ediyor

 İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)

İsrail, Gazze Şeridi’nde işgal altındaki bölgeler (Sarı Hattın doğusu) ile Hamas'ın faaliyet gösterdiği bölgeleri (Sarı Hattın batısı) birbirinden ayıran Sarı Hattın yaklaşık 3 kilometre batısında yeni bir tampon bölge oluşturmaya çalışıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan silahlı gruplardan saha kaynaklarına göre İsrail'in bu çabaları, ateşkesin ikinci aşamasına geçmeden önce sahadaki yeni durumu istikrara kavuşturmayı amaçlıyor. Bu çabalar, işgalci İsrail güçlerinin tampon bölge için istedikleri yerleri belirlemelerine olanak tanıyan evlerin yıkılması ve arazinin düzleştirilmesini içeriyor.

Sahadaki bu gelişmeler, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in geçtiğimiz pazar günü Gazze Şeridi'ndeki İsrail güçlerini teftiş ederken yaptığı açıklamalarla tutarlıydı. Zamir, Sarı Hattın yeni bir sınır, yerleşim yerleri için ileri bir savunma hattı ve bir saldırı hattı oluşturduğunu söyledi.

Buna karşın Hamas liderlerinden Husam Bedran, Zamir'in açıklamalarının işgalin ateşkes anlaşmasının şartlarına uymadığını açıkça ortaya koyduğunu vurguladı. Bedran dün Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, Hamas’ın anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmeden önce İsrail'in ateşkese yönelik ihlallerine son verilmesini istediğini belirtti.