İsrail Meclis Başkanı, Almanya Başbakanı Scholz'dan Hamas ile esir değişimi için yardım istedihttps://turkish.aawsat.com/home/article/3440231/i%CC%87srail-meclis-ba%C5%9Fkan%C4%B1-almanya-ba%C5%9Fbakan%C4%B1-scholzdan-hamas-ile-esir-de%C4%9Fi%C5%9Fimi-i%C3%A7in
İsrail Meclis Başkanı, Almanya Başbakanı Scholz'dan Hamas ile esir değişimi için yardım istedi
Almanya'nın yeni başbakanı Olaf Scholz (AA)
Ramallah / Şarku’l Avsat
TT
TT
İsrail Meclis Başkanı, Almanya Başbakanı Scholz'dan Hamas ile esir değişimi için yardım istedi
Almanya'nın yeni başbakanı Olaf Scholz (AA)
İsrail Meclis (Knesset) Başkanı Mickey Levy, dün Almanya'nın yeni başbakanı Olaf Scholz ile Berlin’de yaptığı görüşmede, Gazze Şeridi'ndeki İsrailli esirlerin ve kayıp kişilerin iade edilmesi için müdahale etmesini istedi. Öte yandan Hamas Siyasi Bürosu’nun bir üyesi, yaptığı açıklamada, Hamas Hareketi’nin İsrail'i müzakerelerdeki ciddiyetsizliğini de göz önüne alarak esir değişimi anlaşmasını tamamlamaya zorlayacağını söyledi.
Knesset'in internet sitesinde yer alan açıklamaya göre Levy, Scholtz'a, “İsrail, Almanya’nın bu konuda geçmişteki başarılarının ardından şimdi Gazze'deki vatandaşlarını geri almak için yardım etmesini sabırsızlıkla bekliyor” ifadelerini kullandı. Almanya, 2011 yılında Mısır üzerinden gerçekleştirilen son esir değişimi anlaşmasında önemli bir rol oynamıştı.
Diğer taraftan Hamas Siyasi Büro Üyesi ve esirler dosyası sorumlusu Zahir Cebbarin, Hamas'ın resmi internet sitesinde bir açıklama yaptı. Aralarında İsviçre, Katar, Türkiye, Mısır, Norveç ve Almanya'nın da bulunduğu çok sayıda arabulucu esir değişimi anlaşmasının tamamlanması için müdahalede bulundu. Hepsi bu süreçte, işgalci İsrail’in anlaşma konusunda ciddi olmadığı kanaatine vardılar. Gazze Şeridi’nde Hamas’ın elinde dört İsrailli var. İsrail, bunlardan asker olan ikisinin öldüğünü düşünüyor, ancak Hamas durumları hakkında bilgi vermeyi reddediyor. Söz konusu askerler, 2014 yazında çıkan savaşta Hamas tarafından esir alınan Oron Şaul ve Hadar Goldin. Askerlerin dışında Hamas, iki de İsrailli sivili alıkoyuyor. O siviller ise, Etiyopya asıllı İsrail vatandaşı Abraham Mengistu ve Arap olan Hişam es-Sayed. Mengitsu ve Sayed, 2014 yılındaki Gazze savaşından sonra farklı zamanlarda kendi iradeleriyle Gazze'ye girdiler.
Esir değişimi için daha önce yapılan girişimlerde, İsrail'in yeni bir anlaşmayı tamamlamak için yerine getirmesi gereken taleplere yanıt vermediğinden herhangi bir ilerleme kaydedilemedi. Hamas, 2011 yılındaki ilk takas anlaşmasında serbest bırakıldıktan sonra yeniden tutuklanan tüm esirlerin yanı sıra Hamas’ın ve diğer Filistinli grupların üst düzey liderlerinin ve kaçan Gilboa Hapishanesinden kaçan, ancak daha sonra tekrar yakalanan Filistinlilerin serbest bırakılmasını istiyor.
İsrail bu talebi reddetti ve ellerini kana bulamamış makul sayıda mahkumu serbest bırakmayı teklif etti. İsrail’in serbest bırakmayı reddettiği bu mahkumlar, Hamas için en öncelikli olan mahkumlar. VIP’ler olarak bilinen bu mahkumlar, Gazze Şeridi'nde siyasi bedeller ödediler.
İsrail ile Hamas arasında yeni bir esir değişimi anlaşmasının önündeki tek engelin, İsrail'in VIP mahkumları serbest bırakmayı reddetmesi olduğuna inanılıyor. İsrail Başbakanı Naftali Bennett’in, söz konusu mahkumların serbest bırakılmasına yönelik bir adım atması halinde bunun hükümetini oluşturan koalisyon partileri arasında tartışmaya yol açmasından endişe ediyor. Buna karşın İsrail tarafında esir değişimi için bir anlaşmaya varma girişimleri halen devam ediyor.
Macron: Özgürlük 1945'ten bu yana en büyük tehditle karşı karşıyahttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5164520-macron-%C3%B6zg%C3%BCrl%C3%BCk-1945ten-bu-yana-en-b%C3%BCy%C3%BCk-tehditle-kar%C5%9F%C4%B1-kar%C5%9F%C4%B1ya
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransa'nın savunma kabiliyetlerini günümüz dünyasının zorluklarıyla başa çıkacak şekilde güçlendirmeye yönelik kararlarını bugün açıklayacak. (EPA)
Macron: Özgürlük 1945'ten bu yana en büyük tehditle karşı karşıya
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransa'nın savunma kabiliyetlerini günümüz dünyasının zorluklarıyla başa çıkacak şekilde güçlendirmeye yönelik kararlarını bugün açıklayacak. (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dün yaptığı açıklamada, 1945'te İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ‘özgürlüğün hiç bu kadar tehdit altında olmadığını’ ve ‘kıtadaki barışın hiç bu kadar mevcut kararlara bağlı olmadığını’ söyledi.
Bastille Günü arifesinde silahlı kuvvetlere hitaben yaptığı geleneksel konuşmasında, “Uzun zamandır yaklaşmakta olduğunu gördüğümüz bir çalkantı döneminde yaşıyoruz. Bu çalkantılar artık bir gerçek” diyen Macron, özellikle ‘emperyalizm’, Rusya gibi ‘ilhak güçleri’ ve ‘en güçlünün yasası’ gibi kavramlara atıfta bulundu.
Macron, yeni tehditler nedeniyle önümüzdeki iki yıl içinde 6,5 milyar euroluk ek askeri harcama yapılacağını duyurdu.
Fransa Cumhurbaşkanı harcama planlarını, Avrupa'yı korumak için yoğun çaba gösterilmesi çağrısında bulunduğu kapsamlı bir konuşmada özetledi. Macron, Fransa'nın ikinci cumhurbaşkanlığı döneminin son yılı olan 2027'ye kadar savunmaya yılda 64 milyar euro harcamayı hedeflediğini ve 2017'de göreve geldiğinde 32 milyar euro olan yıllık harcamayı ikiye katlamayı amaçladığını belirtti.
Macron, devasa borcunu azaltma çabalarına rağmen Fransa'nın askeri harcamalarını arttırmak için fon bulabildiğini vurguladı. Muhafazakâr ve aşırı sağ partiler savunma harcamalarındaki artışı desteklerken, sol partiler hükümeti askeri harcamalar uğruna zor kazanılan sosyal refah kazanımlarını feda etmekle suçladı.
Macron, Avrupa'nın Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı, Ortadoğu'daki savaşlar ve ayrıca ‘ABD'nin bir tür belirsizlik yaratması’ nedeniyle risk altında olduğunu söyledi. Macron ayrıca, adı açıklanmayan yabancı hükümetler tarafından yürütülen yanıltıcı online propaganda kampanyalarına ve ‘ekran çağında’ çocukları hedef alan propaganda operasyonlarına da değindi. Macron, Fransa'nın üst düzey askeri ve savunma yetkililerine, Fransa'nın nükleer cephaneliğinin Avrupa'nın korunmasında oynayabileceği rol konusunda Avrupalı ortaklarıyla ‘stratejik bir diyalog’ başlatmaları talimatını verdi.
Ortaya çıkan riskler
Elysee Sarayı son günlerde hem Cumhurbaşkanı’nın danışmanları aracılığıyla hem de Fransa Genelkurmay Başkanı Thierry Burkhard'tan belirtilen riskleri sunmak üzere cuma günü bir basın toplantısı düzenlemesini isteyerek konuşmanın ‘benzersizliğini’ vurgulamaya çalıştı.
Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu, 11 Temmuz'da Elysee Sarayı'nda yapılan kabine toplantısının ardından (AFP)
Savunma Bakanı Sebastien Lecornu da dün sabah haftalık La Tribune Dimanche gazetesine verdiği demeçte bu konuya değindi. Lecornu'ya göre alarm zillerinin çalmasını haklı kılan şey, Ukrayna'daki savaştan Ortadoğu'daki savaşlara (Gazze, Lübnan, İran ve Kızıldeniz) kadar dünyanın bugünkü durumu ve savaşların sıklığı ile ABD yönetiminin siyasi yönünün belirsizliği ve Avrupa kıtası ve NATO ile ilişkilerinin doğası.
En önemlisi de Paris, Rusya'nın yarattığı tehlikeyi hissediyor. Burkhard, Rusya'nın 2030'dan önce Doğu Avrupa'yı hedef alan bir maceraya atılacağı öngörüsünde bulundu.
Fransa Genelkurmay Başkanı Thierry Burkhard, 11 Temmuz'da Fransa'ya yönelik tehditleri özetledi. (AFP)
Fransa'nın en üst düzey askeri yetkilisine göre dünya keskin bir dönemece girdi. Burkhard bunu dikkate alınması gereken dört gösterge ile özetledi. Bunlardan ilki günümüz dünyasının ana karakteristiği haline gelen kontrolsüz güç kullanımıdır. İkincisi, 1945'te İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra kurulan dünya düzenini değiştirmek ve yerine alternatif bir düzen kurmak için Rusya'nın desteği ve liderliğinde bir grup ülkenin açık çabasıdır. Üçüncü gösterge, teknolojik devrim çerçevesinde iletişim ve bilgi dünyasının tüm biçimleriyle artan gücü ve kısmen algı ve vizyonları etkilemeyi ve muhaliflerin uyumunu içeriden vurmayı amaçlayan askeri, bilgi ve istihbarat uygulamalarıdır. Farklı bir nitelik taşıyan dördüncü ve son gösterge ise, önümüzde cereyan etmekte olan iklim değişikliklerinin, yani küresel sıcaklıklardaki artışın kaos ve şiddete, demografik değişikliklere, göç ve yoksulluğa kapı aralayan, çatışma ve savaşların patlak vermesine yol açabilecek yansımalarıdır.
Tehditlerle yüzleşmek
Artan tehditler ve giderek güvensizleşen bir dünya karşısında Elysee Sarayı'ndaki kaynaklar, Macron'un özellikle ‘ek savunma çabaları’ konusunda geleceğe hazır olmak için ‘Fransa'nın ne yapması gerektiği konusunda dersler çıkaracağını’ doğruladı.
Perşembe günü Londra'da Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ile birlikte düzenlediği basın toplantısında konuşan Macron, “Bugün programlarımızı ve stratejimizi gözden geçirmemiz ve risklerin değişen doğası ışığında bunları revize etmemiz gerektiği çok açık” dedi.
Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 10 Temmuz'da Birleşik Krallık'taki Northwood Üssü’nde bir araya geldi. (AFP)
Söz konusu riskler Macron'un Savunma Bakanlığı'ndan hazırlamasını istediği yeni bir ‘stratejik raporda’ ele alınıyor. Raporda, Fransa tarafından algılanan tehditlerin doğru bir tasvirinin yanı sıra, ülkenin ‘savunma doktrini’, yani bu tehditlere nasıl karşılık vereceği de özetleniyor. Bu yaklaşımda yeni olan, Macron ve Starmer arasında bu hassas alanda ikili ‘koordinasyon’ konusunda varılan anlaşmanın ve ABD-Atlantik şemsiyesinin gerilemesine ilişkin korkular ışığında Avrupa kıtasını korumak için ortak bir Fransız-İngiliz ‘nükleer şemsiyesinden’ giderek daha fazla söz edilmesinin de gösterdiği gibi, Fransız nükleer gücünün doğası ve rolüne ilişkin görüştür.
Le Monde gazetesinin cumhurbaşkanlığı kaynaklarından aktardığına göre, ocak ayında yaptırdığı ulusal stratejik incelemenin sonuçlarına dayanarak Macron, ‘özgürlüğün 1945'ten bu yana hiç bu kadar tehdit altında olmadığını, bu nedenle bir dönüm noktasında olduğumuzu söyleyecek’.
Kaynaklara göre Macron'un konuşmasının amacı, ‘tehditleri yeniden tartışmak, savunma çabaları ve ilgili finansmanla ilgili sonuçlar çıkarmak.’ Macron için bu, ‘silahlı kuvvetlerin geleceği adına yapısal bir konuşma’ olacak. Macron'un Silahlı Kuvvetler Başkomutanı ve anayasal olarak nükleer güç kullanma yetkisine sahip taraf olarak sorumlu olduğu savunma dosyasına ilişkin hangi kararları açıklayacağı merakla bekleniyor.
Savunmaya daha fazla harcama
Macron, 2017 baharında cumhurbaşkanlığı görevine geldiğinden bu yana Savunma Bakanlığı'nın geçen yıl 64 milyar euroyu aşan genel bütçesini arttırdı. 2024-2030 askeri planına göre silahlı kuvvetlerin bütçesi 413 milyar euroya ulaşacak. Ancak kesintilerin yaşandığı bir dönemde Savunma Bakanı 3 milyar euro daha talep ederken, Başbakan François Bayrou 40 milyar euro tasarruf etmeyi hedefliyor.
Hollanda'nın Lahey kentinde düzenlenen son NATO zirvesinde Paris, diğer NATO üyeleri gibi, ABD Başkanı Donald Trump'ın sürekli baskısı altında, 2030 yılına kadar gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 5'ine ulaşma hedefiyle askeri bütçesini arttırma sözü verdi.
Le Journal du Dimanche (JDD) gazetesinin cumhurbaşkanlığına yakın bir kaynaktan aktardığına göre, ‘toplumdaki tüm aktörlerin tehdidin büyüklüğünü ve genel silahlanma ihtiyacını kabul etmesi gerekiyor’. Macron, ‘toplumu harekete geçirmek ve gelecekteki tehlikelerle yüzleşmeye hazırlamak’ istiyor. Bunu yapmanın bir yolu da Paris'in on yıllar önce zorunlu askerliği kaldırdığı askerlik konusunu yeniden ele almak. Buradaki amaç, ordu ile ulus arasındaki ilişkiyi yeniden canlandırmak.