Trablus’ta yeni askeri hareketlilik

Libya Temsilciler Meclisi, Devlet Yüksek Konseyi ile istişarelerin devam ettiğini açıkladı

26 Ocak’ta Sorman’da Muhammed el-Menfi’nin de katıldığı Batı Kıyısı Belediyeler Forumu’na ilişkin Başkanlık Konseyi tarafından dağıtılan bir fotoğraf
26 Ocak’ta Sorman’da Muhammed el-Menfi’nin de katıldığı Batı Kıyısı Belediyeler Forumu’na ilişkin Başkanlık Konseyi tarafından dağıtılan bir fotoğraf
TT

Trablus’ta yeni askeri hareketlilik

26 Ocak’ta Sorman’da Muhammed el-Menfi’nin de katıldığı Batı Kıyısı Belediyeler Forumu’na ilişkin Başkanlık Konseyi tarafından dağıtılan bir fotoğraf
26 Ocak’ta Sorman’da Muhammed el-Menfi’nin de katıldığı Batı Kıyısı Belediyeler Forumu’na ilişkin Başkanlık Konseyi tarafından dağıtılan bir fotoğraf

Libya’nın başkenti Trablus’ta yeni bir askeri milis hareketlilik baş gösterirken, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ise “Libya’nın egemenliği, hiçbir tarafın dokunamayacağı kırmızı çizgidir” dedi.
Aktivistlerin ve yerel medya organlarının yayınladığı video görüntüleri, silahlı grupların başkentteki yaygı askeri konuşlanması ortasında geçen salı günü Muhammed el-Hussan liderliğindeki 166. Piyade Tugayı’na bağlı güçler de dahil olmak üzere silahlı araçların şehre girdiğini gösterdi.
Ancak Menfi, 26 Ocak’ta Sorman belediyesindeki Batı Kıyısı Belediyeler Forumu’nun çalışmalarına katılımı sırasında bu gelişmeleri görmezden geldi. Menfi, uzlaşı projesi oluşturmak ve egemen kurumları birleştirmek için ulusal bir komisyonun kurulmasına dair konseyin başarılarını savundu. Menfi, ‘tüm siyasi anlaşmazlıkların reddedilmesi ve özgür ve adil seçimlerin düzenlenmesi ve sonuçların kabul edilmesi yoluyla bir devletin kurularak’, kapsamlı bir siyasi ve güvenlik uzlaşması olması şartıyla ulusal uzlaşının ülke genelinde geçerli olması çağrısında bulundu.
Menfi, yürütme ve yasama güçlerinin ayrılmasını da talep ederken, birleşik olmalarının siyasi hayatta karışıklığa neden olduğunu ve vatandaşların hayatlarını olumsuz etkilediğini ifade etti. Başkanlık Konseyi Başkanı, seçimlere gidilmesi gerektiğini vurgularken, böylece ‘devletin prestijinin, egemenliğinin korunmasının, sınırlarının kontrol ve güvenliğinin somutlaştırılacağını’ söyledi.
Forumun kapanış bildirisinde, batı kıyı bölgesine verilen desteğe dikkat çekilirken, bölgenin ‘devlet ve kurumlarını inşa etmek ve istikrarını korumak amacıyla’ herhangi bir çatışma veya savaşa dahil edilmesinin reddedildiği belirtildi. Aynı şekilde güvenlik kurumlarına destek çağrısı yapılırken, bölgedeki belediyelerin güvensizlik kaynağı olmayacağı ve tüm Libya kabilelerinin ‘adalete dayalı kapsamlı uzlaşı yoluyla yeniden birleşmeyi ve uçurumu kapatmayı’ kabul ettiği vurgulandı.
Aynı şekilde Trablus’taki Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti yerine yeni bir hükümet kurmak için Temsilciler Meclisi istişarelerinden uzak tutulmayı reddedildiğini belirtti.
Mişri, 2015 yılında Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde Suheyrat kasabasında imzalanan siyasi anlaşmaya bağlılığını dile getirerek, yürütme yetkisinde herhangi bir değişiklik yaparken buna bağlı kalınması çağrısında bulundu.
Temsilciler Meclisi Sözcüsü Abdullah Bileyhik, siyasi anlaşmaya uygun olarak Devlet Yüksek Konseyi ile istişarelerin devam ettiğini açıkladı. Bileyhik, istişarelerin ‘bu aşamayı aşmak ve bir an önce cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine ulaşmak için farklı süreçlerle (anayasal, siyasi, güvenlik ve yürütme) bir yol haritası ve egemen pozisyonlar hususunda olmak üzere’ siyasi uzlaşıya varmak amacıyla sürdüğünü söyledi.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu Danışman Büyükelçi Jeffrey DeLaurentis, geçtiğimiz günlerde Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) müdahalede bulunurken, “Oy vermeye ve kendi geleceğine karar vermeye hazır milyonlarca Libyalının iradesine saygı göstermenin zamanı geldi” dedi.
ABD Büyükelçiliği, ABD’nin BM misyonuna bağlı ateşkes takip unsurlarının çalışmalarını memnuniyetle karşılarken, tüm ülkelere tüm yabancı güçlerin ve paralı askerlerin geri çekilmesine destek vermeleri ve BMGK kararlarına uymaları çağrısı yaptı.
Öte yandan BM Genel Sekreteri’nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams, geçen salı akşamı başkent Trablus’ta silahlı oluşumların ve devlet kurumlarındaki destek kuvvetlerinin terhis ve yeniden entegrasyonu için ‘Komite 41’in başkan ve üyeleriyle bir araya geldiğini açıkladı.
Williams, yaptığı açıklamada komite başkanı Tümgeneral Mahmud bin Yazeh’in, kendisine komitenin ‘silahlı oluşumları devlet kurumlarına ve özel sektöre yeniden entegre etme’ planları hakkında bilgi verdiğini söyledi. Komiteden yapılan açıklamada ise silahsızlanma, terhis ve yeniden entegrasyon programı çerçevesinde, tüm bireyleri kapsama, istikrar ve dış müdahalenin azaltılmasını sağlama kabiliyetine dikkat çekildi.
26 Ocak’ta Sebha şehrine ilk kez bir ziyarete başlayan Williams, güney halkının topraklarının nimetlerinden faydalanmasının önemine değindi.
Herkesin bir arada yaşama, vatandaşlık, ortaklık ve sosyal adalet ilkelerine tam bağlılıkla, dışlama olmaksızın haklarına tam olarak saygı duyduğunu belirten Williams, geçen salı akşamı yaptıkları toplantılarda ise Malta’nın Trablus Büyükelçisi Charles Saliba ile parlamentonun kapsamlı bir süreç ve net bir zaman çizelgesi aracılığıyla seçimleri doğru seyrine geri döndürme gerekliliği hususunda hem fikir olduklarını söyledi.
Williams ayrıca, BMGK tarafından kabul edilen ve gelecek Haziran’a kadar sürecek olan Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun yol haritasına ilişkin takvime uyulması gerektiğini vurguladı.



İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian