Sudan Egemenlik Konseyi yabancı diplomatik misyonların faaliyetlerinden endişeli

Sudan Egemenlik Konseyi toplantısı
Sudan Egemenlik Konseyi toplantısı
TT

Sudan Egemenlik Konseyi yabancı diplomatik misyonların faaliyetlerinden endişeli

Sudan Egemenlik Konseyi toplantısı
Sudan Egemenlik Konseyi toplantısı

Sudan’da ordu tarafından yönetilen Egemenlik Konseyi, ülkedeki bazı diplomatik misyonların faaliyetlerinin, diplomatik teamüllere aykırı olduğunu ve ülkenin egemenliğini ihlal ettiğini ileri sürdü.
Dışişleri Bakanlığı’nı vekaleten yürüten Ali es-Sadık, Hartum’daki bazı diplomatik misyonların diplomatik normları ve ülkenin egemenliğini ihlal eden faaliyetleri hakkında konseye brifing verdi.
Egemenlik Konseyi Sözcüsü Selma Abdulcabbar, Konsey Başkanı Abdulfettah el-Burhan başkanlığındaki toplantının ardından yaptığı yazılı açıklamada, başkent Hartum’da ikamet eden bazı diplomatik misyonların faaliyetlerinin diplomatik teamüllere aykırı olduğunu ve Sudan’ın egemenliğinin ihlali anlamına geldiğini ifade etti.
Abdulcabbar, ihlalde bulunan diplomatik misyonlar hakkında bilgi vermedi.

Hartum’daki gösteriler
Sudan’da dış müdahaleyi reddeden yüzlerce kişi, önceki gün başkent Hartum’da, İngiltere ve Norveç büyükelçilikleri ile Birleşmiş Milletler Entegre Geçiş Yardım Misyonu (UNITAMS) merkezi önünde gösteri düzenlemişti.
Protestocular ‘Egemenliğe saygı, iç işlerimize müdahaleyi reddediyoruz’ yazılı pankartlar taşımış, UNITAMS Başkanı ve Birleşmiş Milletler (BM) Temsilcisi Volker Peretz’i kastederek, “Seni istemiyoruz, işimize karışma Volker” şeklinde slogan atmıştı.
BM Sudan Temsilcisi Peretz, 8 Ocak’ta krizi çözmek için Sudanlı taraflar arasında kapsamlı siyasi süreç için ön istişarelerin başlatıldığını duyurmuş ve ilk olarak sivil toplum örgütleriyle görüşmüştü.

Özel komiteler yemin etti
Ülkenin doğusundaki anlaşmazlığı çözmek amacıyla kurulan komiteler, Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) huzurunda yemin etti.
Daklu, doğudaki tüm taraf ve kuruluşlara karşı tarafsız kalacağına söz vererek, bölgede anlaşmazlıkları kışkırtmaya çalışan kişileri uyardı.
Egemenlik Konseyi tarafından oluşturulan üç komite, bölgede yaşayan bir dizi kabile ve diğer toplumları içeren Sivil Yönetimler Yüksek Kurulu temsilcilerinin yanı sıra destekçileri bölgeyi iki aydan fazla kapatan Hadandawa kabilesinin başkanı Muhammed el-Amin Turk liderliğindeki Bağımsız Kabile Reisleri ve Beja Yüksek Konseyi’nden oluşuyor.
Ülkenin doğusunda yaşanan kriz, istifa eden Başbakan Abdullah Hamduk hükümeti üzerinde büyük baskı yarattı.
Muhammed Hamdan Daklu, doğu sorununun diyalog yoluyla çözülebileceğini vurgulayarak, tarafları bölge halkının genel çıkarlarına öncelik vermeye, uyum ve hoşgörü değerlerine sahip çıkmaya çağırdı.
Doğudaki kriz, bölgedeki bir dizi kabileyi bir araya getiren yerel bir liderin, doğudaki yönetim ve zenginlik konularının ele alınmasını da içeren Cuba Barış Anlaşması’na itiraz etmesiyle patlak verdi.
17 Eylül’de, Bağımsız Kabile Reisleri ve Beja Yüksek Konseyi lideri Muhammed el-Emin Turk ülkenin ana limanlarını, yakıt boru hatları ve bölgeyi başkent Hartum’a bağlayan ulusal karayolunu kapattığında kriz daha da tırmandı ve ülkede felce yol açtı.
Doğuda gerilimin artması, bölgedeki toplumsal bileşenler arasında bir iç bölünmeye neden oldu. Bu nedenle sivil idareler ve toplumsal güçlerin bazı liderleri anlaşmanın iptaline yönelik herhangi bir adıma itiraz etti.



Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
TT

Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)

İsrail, bugün Beyrut ve Tel Aviv saatiyle (TSİ 02:00) 04:00'te yürürlüğe giren Hizbullah ile arasındaki ateşkes anlaşmasının ilanını bir “ateş seli” ile karşıladı ve başta başkent Beyrut olmak üzere Lübnan'ın birçok bölgesine ve Suriye içlerine yönelik en ağır saldırılarını yaptı. Hizbullah ise İsrail'in kuzey ve orta kesimlerine doğru düzinelerce roketle karşılık verdi.

ABD Başkanı Joe Biden dün İsrail ve Lübnan'ın anlaşma şartlarını kabul ettiğini ve ülkesinin “Fransa ile iş birliği içinde Lübnan'da ateşkesin uygulanmasını sağlamak için destek vereceğini” açıkladı. Şarku'l Avsat Lübnan, İsrail ve UNIFIL'in yanı sıra Fransa'nın da dahil olduğu ABD liderliğindeki beş üyeli komitenin, Hizbullah'ın güney bölgelerinden tahliyesinin “ilki batı sektöründen başlamak üzere her biri 20 günden oluşan 3 aşamada” uygulanmasını denetleyeceğini ve anlaşmanın seçilmiş Başkan Donald Trump'ın onayını aldığını öğrendi. Biden anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Beyrut ve Tel Aviv saatiyle sabah 4:00'ü belirledi.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Biden'dan bir telefon aldı, mevcut durum ve ateşkes kararı hakkında istişarede bulundu.

Ateşkes anlaşmasının dün akşam kabinesine sunulmasından saatler önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğini” duyurdu. Netanyahu televizyonda yayınlanan konuşmasında, “Anlaşmayı uygulayacağız ve herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. Zafere kadar birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerine şöyle sürdürdü: “Ateşkes arayışının üç nedeni var: İran'a odaklanmak, tükenen silah stoklarını yenilemek, orduya bir mola vermek ve son olarak Hamas'ı izole etmek.” Lübnanlılar dün, gerilimin başladığı 23 Eylül'den bu yana en şiddetli günü terör ve korku içinde yaşadı.

İsrail'in ateş topu Suriye'ye de sıçradı ve Hizbullah'ın yoğun olarak faaliyet gösterdiğine inanılan Humus vilayetinin el Kuseyr bölgesindeki köprü ve yolların bombalandığı bildirildi.