Omikron dünya genelinde yayılmaya devam ediyor

Avrupa ülkeleri rekor vaka sayılarına tanık oluyor.

Omikron dünya genelinde yayılmaya devam ediyor
TT

Omikron dünya genelinde yayılmaya devam ediyor

Omikron dünya genelinde yayılmaya devam ediyor

Omikron varyantı dünyanın çoğu bölgesinde, başta vaka sayısının dün 200 bin eşiğini aştığı Almanya olmak üzere birçok ülkenin rekor günlük vaka sayıları kaydettiği Avrupa Kıtası’nda hızla yayılmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) Avrupa Bölge Ofisi, Almanya, Belçika, İtalya ve Danimarka’daki bir dizi araştırma merkezinin ve üniversitenin iş birliği ile WHO uzmanları tarafından hazırlanan, Omikron hakkında elde edilen bilgiler hakkında ayrıntılı bir rapor sundu.
WHO Direktörü tarafından WHO Yürütme Konseyi’nin 150’inci. oturumunda sunulan ve Omikron’un ortaya çıkışından iki ay sonra yayınlanan raporun amacının, Omikron’u önceki varyantlardan ayıran özellikleri, bunların mevcut epidemiyolojik sahne üzerindeki etkileri ve tüm bunlara istinaden varyantın ile nasıl mücadele edileceği hakkındaki bilgilerin netleştirilmesi olduğu vurgulandı.
Rapor, Omikron’un Delta varyantından çok daha hızlı yayıldığını, bunun spike proteini ile sağlıklı hücrelere girme yeteneğinin daha yüksek olmasından ve antikorlar tarafından oluşturulan bağışıklık tepkisinden kısmen kaçabilmesinden kaynaklandığını ortaya koydu. Raporda ayrıca yeni varyantın öncekinden daha az zararlı olduğu, Kaliforniya’da 70 bin hasta üzerinde yapılan bir klinik olarak veya laboratuvar hayvanlarında yapılan çalışmalarda Delta’ya kıyasla Omikron’un yol açtığı ölüm oranının yüzde 91 oranında düşüş gösterdiği kaydedildi.
Raporu hazırlayan uzmanlar, Omikron’un neden olduğu enfeksiyonların ciddiyetinin düşük olmasının, akciğer hücrelerini enfekte etme yeteneğinin zayıf olmasıyla ilişkili olduğunu, zira akciğere ulaşmasının ciddi vakalara neden olan ve bazen ölüme yol açan ciddi semptomlara yol açtığını belirtiyorlar. Ancak uzmanlar, bu varyantın bulaşma hızı ile düşük riski arasında nedensel bir ilişki olup olmadığının veya bu iki özelliğin kendi kendilerine ayrı bir şekilde evrimleşmiş mi olduğunun bilinmediğini söylüyorlar.
Şu ana kadar yayınlanan veriler ve çalışmalar, Omikron’un aşı olanları enfekte etme kabiliyetinin yüksek olduğunu, ancak enfeksiyonun genellikle çok hafif ve belirgin semptomlar olmadan atlatıldığını gösteriyor. Uzmanların yaptığı çıkarım, bu varyant ile enfeksiyonu önlemek için aşıların etkinliğinin zayıf ancak aşıların ciddi enfeksiyonlar önlemek için yeterli olduğu yönünde oldu.
WHO Avrupa Bölge Ofisi’nin raporu, küresel epidemiyolojik sahnede Delta varyantının baskınlığından Omikron’a geçişin tüm bölgelerinde benzer şekilde olduğunu, yani görülmemiş enfeksiyon oranlarına ulaşılmasını Güney Afrika, New York, İngiltere ve diğer bölgelerde olduğu gibi vaka sayısında hızlı bir düşüşün takip ettiğini ortaya koydu. Kovid-19 ile bağlantılı veya başka hastalıklardan hastaneye yatma oranları artsa da yoğun bakım ünitelerinde Kovid-19 tedavisi gören vaka ve can kaybı sayılarında, önceki salgın dalgalarına göre önemli bir azalma görüldüğü belirtildi. Raporda, son zamanlardaki düşük olan can kaybı sayısının, Delta varyantı ile enfekte olan vakalardan, hastaların aşının tamamını olmamış olmasından veya ek dozu almamalarından kaynaklanıyor olabileceği ifade edildi.
Söz konusu özellikler, ABD’li Anthony Fauci de dahil olmak üzere bazı uzmanları Kovid-19’un normal bir gribe dönüşmesi hakkında açıklamalarda bulunmaya yöneltti. Batı ülkelerinin çoğu bu yaklaşımı benimsedi. ABD, İskandinavya, İspanya ve Portekiz gibi bazıları bu yaklaşıma son derece açıkken Hollanda, İtalya, Fransa ve Almanya gibi bazıları ise çekincelere sahipler. Söz konusu ülkeler, kısıtlamaları mümkün olduğunca azaltmak ve aşı olmamış kişilerle sınırlamak amacıyla aşı kampanyalarını hızla ilerletmeye, ek dozun uygulanmasına ve küçük çocukların aşılanmasını sağlamaya çalışıyorlar.
Atlanta Üniversitesi’nden ünlü immünolog ve virolog olan Guido Silvestri de dahil olmak üzere bazı bilim insanları, Omikron varyantının neden olduğu salgın dalgasının yanı sıra etkili aşıların ve tedavi edici ilaçların bulunması da göz önüne alındığında insanları zorunlu olarak izole ederek salgınla mücadeleye devam etmenin artık mümkün veya sürdürülebilir olmadığını belirttiler. Söz konusu çevreler, Kovid-19’un soğuk algınlığı ve mevsimsel grip benzeri endemik bir salgına dönüşmesine hazırlıklı olmak için sağlık sistemlerinde birincil hizmetlerin güçlendirilmesi çağrısında bulunuyorlar. Aynı zamanda Omikron’un yayılma hızını ve Delta’nın tehlikesini taşıyan yeni bir varyantın ortaya çıkması gibi daha kötü sürprizlerin önlenmesinin en iyi yolu olarak aşı kampanyalarının büyük ölçekte artırılması gerektiğini vurguluyorlar.
Son zamanlarda, Omikron varyantının aşılananları da etkileyip etkilemediği ve aşıların yararı hakkında birçok soru gündeme geldi. WHO Avrupa Bölge Ofisi’nin raporunda, bağışıklık korumasının aritmetik bir denklem olmadığı, aşıların Omikron karşısında virüsün ağız veya burundaki mukoza dokuları yoluyla vücuda girişini önlemede zayıf bir şekilde etkili olduğu belirtildi. Ancak akciğerler gibi organlara ulaşmasını önlemede çok etkili olduğu kaydedildi. Güncel araştırmalar, aşıların yaşlıları veya bağışıklık sistemi zayıf kişilerde sağladığı korumanın zayıf olduğunu ancak zamanla azalan korumanın ‘bağışıklık hafızası’ sayesinde aktif hale geldiği için yeterli koruma düzeyini korumaya devam etmek açısından ek doz alınması gerektiğini gösterdi.
WHO dün, enfeksiyon oranında düşüşe yönelik işaretlere rağmen küresel günlük vaka sayılarında yeni bir rekor kırıldığını ve son 24 saat içinde 3,84 milyon vaka kaydedildiğini bildirdi. Daha önceki salgın dalgaları günlük bir milyon vaka eşiğini geçmemişti. Bu, Omikron’un neden olduğu enfeksiyonların dikey yükselişini de kanıtlıyor.
Son vaka sayıları, önceki haftadaki yüzde 20 ve ilk haftadaki yüzde 55’e kıyasla geçen haftadaki artışı yüzde 5’e düşen Omikron mutantının neden olduğu enfeksiyonlarda dikey bir artış olduğunu gösteriyor. Omikron vaka sayılarında geçen haftaki yüzde 20’lik artış ve bu ayın ilk haftasında yüzde 55’lik artışa neden olmuştu. Geçen hafta bu oran yüzde 5’e düştü.
WHO’nun güncel verilerine göre pandeminin başlangıcından bu yana kaydedilen toplam vaka sayısı 356 milyona (dünya nüfusunun yüzde 5’ine) ulaştı. Toplam can kaybı ise 5,6 milyonu aştı.
Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) yeni varyantın hızla yayılmasına rağmen Kovid-19’a karşı aşı olunmasının hastaneye yatışları 500 bin ila 800 bin vaka arasında azalmasını sağlayacağı tahmininde bulundu. ECDC tarafından dün açıklanan bu tahminler, Norveç ve İzlanda’nın yanı sıra Avrupa Birliği'ne üye tüm ülkeleri kapsıyor.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) dün aldığı acil bir kararla üye devletlere, bazı gruplara veya tüm vatandaşlara aşı zorunluluğu getirilmesi önerisine yönelik görüşme başlatma çağrısında bulundu. Avrupa Sol bloğu 47 üyeli AFPM, kararı değiştirmeye ve aşı zorunluluğu yaklaşımını yok etmeye çalıştı. Ancak karar taslağını destekleyenler karşısında başarısız oldu.



Squid Game'in ikinci sezonunun ilkinden farkı ne?

Squid Game'in ikinci sezonunun ilkinden farkı ne?
TT

Squid Game'in ikinci sezonunun ilkinden farkı ne?

Squid Game'in ikinci sezonunun ilkinden farkı ne?

Squid Game daha fazla kan ve intikam arzusuyla dönüyor.

Netflix'in Eylül 2021'de başlayan gelmiş geçmiş en büyük dizisi, bu ayın sonunda ikinci sezonuyla geri dönüyor ve öldürülecek 450'den fazla yeni karakterle en az ilki kadar distopik, vahşi ve acımasız olduğunu kanıtlamaya hazırlanıyor.

Mali çöküşten esinlenmişti

Başrol oyuncusu Lee Jung-jae ve dizinin yaratıcısı Hwang Dong-Hyuk'un kazandığı ödüller de dahil olmak üzere 14 Emmy adaylığı elde eden ilk sezon, Güney Kore'deki mali çöküşten esinlenmişti.

Dong-Hyuk'a göre dünya, daha önce de olduğu gibi berbat durumda. Ve bu da ona Squid Game'in bir başka turu için adaya geri dönme ilhamı veriyor.  

İkinci sezon, Lee'nin canlandırdığı ve Oyuncu 456 olarak da bilinen Seong Gi-hun'un, ölümcül yarışmayı kazandıktan üç yıl sonra oyunlardan sorumlu kişileri aramasıyla başlıyor. Bu arayışını finanse etmek için de ilk sezonda kazandığı 45,6 milyar wonluk (38 milyon dolar) ödülü kullanıyor.

İntikam arzusuyla oyunlara geri dönmeyi başaran Gi-hun, kendisi ve takipçileri için büyük kayıplara neden olduktan sonra kaçak durumuna düşen eski bir kripto para influencer'ı ve öz annesinin de oyuna katıldığını fark eden borç batağındaki bir kumarbaz da olmak üzere yeni karakterlerle tanışıyor.

"Duyguları çok farklı"

Başrol oyuncusu Lee Jung-jae, Deadline'a verdiği röportajda, canlandırdığı Gi-Hun'un oyunlara yaptığı ilk ziyaretten bu yana geçen üç yılda büyüdüğünü söyledi:

İlk sezondaki duygusal değişim nedeniyle, diğer oyuncularla tanıştığında hissettiği duygular, ikincide diğer katılımcılarla tanıştığında hissettiklerinden çok farklı. İkinci sezonda, sette önce başkalarının duygularını kabullendiğimi ve buna daha fazla dikkat ettiğimi fark ettim. Bu yüzden en büyük farkın bu olduğunu düşündüm.

Yönetmen Hwang, ikinci sezonun ilkinden "daha büyük ölçekli" olduğunu ve açıkça yeni oyunlar olduğunu söyledi.

Oyunların "gerçekten basit" olmasını istemiş

Yeni ve ölümcül mücadelelerin ayrıntılarını vermeden, yarışmacılara hangi oyunları oynatacağı konusunda uzun uzun düşündüğünü belirtti. Hwang, internette yerel Kore oyunları hakkında pek çok öneri olduğunu ancak bunların "gerçekten basit" olmasını istediğini açıkladı.

"Oyunlar kadar karakterler de en büyük değişikliklerden biri çünkü Gi-Hun hariç tüm karakterler yeni. Bu yüzden sonunda desteklediğiniz daha sevimli karakterler görebileceksiniz" diye ekledi.

Hwang, hikayenin kalbinde Gi-Hun'un faillerden intikam alma arayışı olsa da ikinci sezonda çok daha büyük bir mesaj olduğunu söyledi:

Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışacak irademiz ve gücümüz var mı? İnsanlık dünyanın gidişatını değiştirmek için gerekenlere sahip mi ve birlikte daha iyi bir dünya yaratmak için açgözlülüğümüzden, arzularımızdan gerçekten vazgeçebilir miyiz? Bunlar sormak istediğim sorulardan bazılarıydı.

Hwang'a göre, sezonlar arasındaki en büyük farklardan biri de oylama bölümü olacak. Yarışmacılar, ölümcül çocuk oyunlarının son turunda devam edip daha fazla para kazanmak isteyip istemediklerine karar vermek için oy verecek. 

"Bizim için gerçekten umut var mı?"

Hwang, "Oyunların kendisinden kaynaklanan gerilimden çok, bu oylamalarda daha yoğun bir gerilim hissettim. Çünkü oyunlar devam ederse ne olacağını, kimin oy vereceğini merak etmekten kendinizi alamıyorsunuz" diyerek ekledi: 

Tüm ikinci sezon boyunca şu konuya odaklandım: Bizim için gerçekten umut var mı?

Bölünmüş bir toplumda yaşamak istemediği için ikinci sezonu yarattığını söyleyen Hwang, insan hayatına paha biçilemeyeceğini de sözlerine ekledi.

26 Aralık'ta yayına giriyor

Squid Game'in ikinci sezonu 26 Aralık'ta Netflix'te yayına giriyor. Bunu, gelecek yıl izleyiciyle buluşacak üçüncü ve son sezon takip edecek.

Independent Türkçe, Deadline, Variety