İsrail BM İnsan Hakları Konseyi’ni sabote etmeye çalışıyor

"Apartheid Devleti" ile tanımlanma endişesi İsrail Dışişleri Bakanlığı'nı harekete geçirdi

İsrail güvenlik güçleri bu ay Necef'deki Sav el-Atraş köyünün ağaçlandırılmasına karşı düzenlenen bir gösteri sırasında bir Arap vatandaşını tutukladı (Reuters)
İsrail güvenlik güçleri bu ay Necef'deki Sav el-Atraş köyünün ağaçlandırılmasına karşı düzenlenen bir gösteri sırasında bir Arap vatandaşını tutukladı (Reuters)
TT

İsrail BM İnsan Hakları Konseyi’ni sabote etmeye çalışıyor

İsrail güvenlik güçleri bu ay Necef'deki Sav el-Atraş köyünün ağaçlandırılmasına karşı düzenlenen bir gösteri sırasında bir Arap vatandaşını tutukladı (Reuters)
İsrail güvenlik güçleri bu ay Necef'deki Sav el-Atraş köyünün ağaçlandırılmasına karşı düzenlenen bir gösteri sırasında bir Arap vatandaşını tutukladı (Reuters)

İsrail Dışişleri Bakanlığı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik son savaşını araştırmak için kurduğu araştırma komitesinin meşruiyetini baltalamak için bir plan hazırladı.
Tel Aviv'deki siyasi kaynaklar, "bu planın son derece gizli tutulduğunu" söyledi. İsrail’den yayın yapan "Walla" web sitesinin haberine göre, Dışişleri Bakanlığı yakında bu kampanyayı uluslararası ölçekte uygulamaya başlayacak ve komitenin İsrail politikasına ilişkin kararlarını sorgulayacak. Soruşturma komitesinin çalışmalarını ertelemeyi hedefleyen Bakanlık ayrıca komisyondaki kararların ertelenmesi veya engellenmesi için çalışacak ve önümüzdeki Mart ayında toplanacak olan komiteye karşı çalışmalarını yoğunlaştıracak.
Üst düzey İsrailli yetkililer, komitenin işgal altındaki Filistin topraklarındaki durumu sert bir şekilde ele alabileceği konusunda endişe taşıyor. İsrail tarafı, Filistinlilerin yaptığı gibi komitenin de İsrail’i "apartheid devleti" olarak nitelemesinden endişe ediyor.
Kampanya, Batı ülkelerinde İsrail askerlerine yönelik herhangi bir yargılamanın ittifaklara katılan ve son zamanlarda Irak, Afganistan, Suriye, Libya, Yemen ve diğer ülkelerde birçok operasyon gerçekleştiren Amerikan askerlerinin ve Batı ülkelerindeki diğer askerlerin yargılanmasına kapı aralayacak.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Gazze'deki savaştan sonra geçen Mayıs ayında komitenin kurulmasını onayladı. Komitenin kurulmasından önce ve sonra Mescid-i Aksa ve Doğu Kudüs'teki Bab el-Amud'da işgal askerleri ile protestocu vatandaşlar arasında gerginlik ve kanlı çatışmalar yaşandı. Arap kasaba ve şehirlerinde ve Yahudiler ile Arapların ortak yaşadığı bölgelerde de gerginlik ve çatışmalar yaşandı.
Komitenin başkanlığını Birleşmiş Milletler Eski İnsan Hakları Yüksek Komiseri Nay Philae yapıyor. Güney Afrikalı bir yargıç olan Philae, 2008'den 2014'e kadar İnsan Hakları Yüksek Komiserliği görevini yürütmüştür.  Komitede Hindistan'dan Mellon Kothari ve Avustralya'dan Chris Sidoti isimli iki uluslararası hukuk ve insan hakları uzmanı yer alıyor. İlk kez bir komite İsrail içinde Batı Şeria, Gazze ve Kudüs'te yaşanan insan hakları ihlallerini araştırmak için çalışacak.
İsrail Dışişleri Bakanlığı, İsrail büyükelçiliklerine gönderdiği raporda, tek taraflı bir komite olması ve üyelerinin İsrail'e karşı olması nedeniyle komiteyle işbirliği yapmayacağını, komiteden ve üyelerinden meşruiyetin kaldırılması gerektiğini söyledi. Önceki İsrail hükümetleri geçmişte savaş suçlarını ve İsrail'in savaş suçu işlediğinden şüphelenilen olayları araştırmak için kurulan komitelerin üyelerine karşı harekete geçmişti.
Söz konusu komitelerin üyelerinin bazıları siyasi şantaja maruz kaldıklarını söylerken işbirliği yapmayı reddedenlerin “Yahudi düşmanlığı ve antisemitizm” suçlamasıyla itham edildiğini ifade ettiler.
Komitenin kararının önümüzdeki Haziran ayında yayınlanması ve önümüzdeki Eylül ayında yapılacak yıllık genel oturumda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na sunulması bekleniyor. Siteye göre İsrail, Birleşmiş Milletler'e bağlı bir organ tarafından "apartheid" şeklinde nitelenmenin "ABD ve Batı'daki diğer ülkelerdeki liberal toplumlar arasındaki konum ve imaj açısından çok olumsuz bir etkisi olacağından" endişe ediyor.
Bakanlık, dünyanın dört bir yanındaki büyükelçiliklerine gönderdiği gizli bir diplomatik raporda, İsrail'in "tek taraflı görev süresi ve üyelerinin İsrail'e karşı ilan ettiği pozisyonlar nedeniyle" soruşturma komitesi ile iş birliği yapılmadığını açıkladı.
Söz konusu rapor, İsrail Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Örgütler Dairesi Başkanı Amir Weisbrod tarafından gönderildi.
Weisbrod soruşturma komitesiyle ilgilenmenin “2022 yılı için Birleşmiş Milletler ile ilgili her şeyde dışişleri bakanlığının önceliklerinin başında” olacağını yazdı. Weisbrod, "Temel amaç, komiteyi, üyelerini ve sonuçlarını gayri meşru kılmak ve daha sonra kararlarını engellemektir" diye ekledi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'in, komite önünde, "İsrail'in Gazze'ye yönelik ölümcül saldırılarının savaş suçu teşkil edebileceğini" ve "Hamas" hareketinin "İsrail'e füze ateşleyerek uluslararası insancıl hukuku" ihlal ettiğini belirtti. İsrail, komitenin bu konuda yaptığı olağanüstü özel oturumda kabul ettiği kararı reddetti ve komiteyle işbirliği yapmayacağını açıkladı.



Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
TT

Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD’nin Cenevre’de Ukrayna ile üzerinde anlaşılan planın kriterlerini Rusya’ya teslim ettiğini açıkladı. Peskov, bu kriterlerin gelecek hafta Rus yetkililer tarafından değerlendirileceğini belirterek, Moskova’nın Ukrayna çözüm sürecine ilişkin görüşmeleri kamuoyu önünde yürütme niyetinde olmadığını söyledi.

Rusya’nın resmî kanalı RT’ye konuşan Peskov, ABD’nin özel elçisi Steve Whitkoff’un Rusya’yı ne zaman ziyaret edeceğine dair bilginin “uygun zamanda” açıklanacağını ifade etti ancak ayrıntıya girmedi.

ABD’li ve Ukraynalı müzakereciler geçtiğimiz pazar günü Cenevre’de, Washington’ın desteklediği yeni barış planı üzerine görüşmeler gerçekleştirmişti. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de salı günü, plan metninin Cenevre’de ABD ile birlikte hazırlandığını ve müzakere ekibiyle üzerinde çalıştığını belirtmişti.

Rusya’nın TASS haber ajansı çarşamba günü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önümüzdeki hafta Whitkoff ile görüşeceğini bildirdi. ABD Başkanı Donald Trump ise salı günü yaptığı açıklamada, özel elçisini Moskova’ya göndererek barış planı üzerinde son düzenlemeleri yapma umudu taşıdığını söylemişti.

Putin, dün yaptığı açıklamada, Ukrayna konusunda ortada resmî bir barış anlaşması taslağının bulunmadığını, sadece tartışılmak üzere sunulmuş bir dizi başlık olduğunu ifade etti. Ancak Rusya’nın ABD’nin ilk taslak niteliğindeki planını incelediğini belirten Putin, bu planın “ileride yapılacak anlaşmalar için bir temel oluşturabileceğini” söyledi.


Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu, Zelenskiy’nin özel kalem müdürünün konutunu bastı

Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)
Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)
TT

Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu, Zelenskiy’nin özel kalem müdürünün konutunu bastı

Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)
Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)

Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU), Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin özel kalem müdürü Andriy Yermak’ın konutunda arama gerçekleştirdiğini açıkladı.

Kuruma göre, cuma günü yapılan bu baskın devam eden bir soruşturmayla bağlantılı. Zelenskiy yönetimi son aylarda ciddi yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya kalmıştı.

Andriy Yermak, soruşturmayı yürüten müfettişlerle tam iş birliği içinde olduğunu söyleyerek, aramanın kendi dairesinde gerçekleştirildiğini ifade etti.

Yermak, Telegram hesabından yaptığı paylaşımda, “Müfettişlerin önünde herhangi bir engel bulunmuyor. Ben de kendileriyle tam iş birliği içindeyim” dedi


Muhammedi, İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etme konusunda "kalıcı yasak" getirdiğini söyledi

Nergis Muhammedi (Reuters)
Nergis Muhammedi (Reuters)
TT

Muhammedi, İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etme konusunda "kalıcı yasak" getirdiğini söyledi

Nergis Muhammedi (Reuters)
Nergis Muhammedi (Reuters)

İnsan hakları aktivisti ve Nobel Barış Ödülü sahibi Nergis Muhammedi, ikiz oğullarına gönderdiği doğum günü mesajında, dün İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etmesini kalıcı olarak yasakladığını duyurdu.

53 yaşındaki Muhammedi, geçen aralık ayında sınırlı sağlık izniyle serbest bırakılmadan önce üç yıldan fazla hapis yattı. Hukuk ekibi, Muhammedi'nin her an tekrar tutuklanıp cezaevine geri dönebileceği ve ülkeden ayrılamayacağı konusunda uyardı.

İkiz oğulları Kiana ve Ali Rahmani'ye 19. doğum günlerinde yazdığı mektupta, "Size gelebilmek için pasaport başvurusunda bulundum" diye yazmıştı. Ancak, on yıldan uzun süredir görmediği oğullarına yazdığı mektupta, "İslam Cumhuriyeti iki tür seyahat yasağı çıkardı ve uyguladı; bunlardan biri kalıcı seyahat yasağı" diye ilave etti.

Kiana ve Ali, hapiste uzun süre kalmış, tanınmış bir İranlı aktivist olan babaları Taghi Rahmani ile birlikte Paris'te yaşıyor.

Muhammedi, İslam Cumhuriyeti'nde insan hakları mücadelesi nedeniyle 2023 Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Ayrıca, genç kadın Mahsa Amini'nin ahlak polisi gözetiminde iken hayatını kaybetmesinin ardından patlak veren protestoları da güçlü bir şekilde destekledi.

Mektubunda, "İran yetkilileri belgelerimize 'kalıcı' damgasını vururken, kendileri her gün İran halkının eliyle gelecek kaçınılmaz çöküş korkusuyla yaşıyorlar" ifadelerini kullandı. Muhammedi'ye yönelik yasağın ne zaman ve hangi koşullar altında uygulandığı henüz netlik kazanmadı.

İki oğlu 2023'te Oslo'da onun adına Nobel Barış Ödülü'nü kabul etti ve çocuklarını 11 yıldır görmedi. En son Kasım 2021'de tutuklanan Muhammedi, son on yılın çoğunu parmaklıklar ardında geçirdi. Ancak serbest bırakıldıktan sonra da yetkililere meydan okumaya devam etti ve uluslararası etkinliklerde zorunlu başörtüsü takmayı reddetti.