Irak’ta Şii ve Kürt cephesindeki partilerin birleşmesinin önündeki iki engel: Maliki ve Salih

Maliki, 2006-2014 yılları arasında iki dönem başbakanlık görevinde bulundu (Reuters)
Maliki, 2006-2014 yılları arasında iki dönem başbakanlık görevinde bulundu (Reuters)
TT

Irak’ta Şii ve Kürt cephesindeki partilerin birleşmesinin önündeki iki engel: Maliki ve Salih

Maliki, 2006-2014 yılları arasında iki dönem başbakanlık görevinde bulundu (Reuters)
Maliki, 2006-2014 yılları arasında iki dönem başbakanlık görevinde bulundu (Reuters)

Irak’ta Sünni Arap partiler birlikteliği sağlarken, Şii ve Kürt cephesindeki partiler arasındaki parçalanma ve siyasi meselelerdeki ihtilaflar devam ediyor. Irak’ın batısındaki en büyük iki siyasi oluşum olarak kabul edilen Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi liderliğindeki Takaddum (İlerleyiş) Partisi ile Hamis el-Hancer liderliğindeki Azim Koalisyonu’nun birleşmesiyle Sünni Egemenlik İttifakı kuruldu. 5. Dönem 1. Yasama Yılı’nda Sünni Egemenlik İttifakı’nın Meclis’te 65 sandalyesi bulunuyor. Azim Koalisyonu Egemenlik İttifakı’na girdiğini ilan etmeden önce 14 Sünni milletvekilini saflarına katmaya hazırlanıyordu ancak Takaddum Partisi ile ittifak kurması nedeniyle Halbusi’nin Meclis Başkanlığı adaylığına itiraz eden 14 vekil Egemenlik İttifakı’nın dışında kaldı. Fakat Halbusi’nin ikinci kez meclis başkanı seçilmesi ve özellikle Enbar ilinin Garama ilçesinde Halbusi’nin evine düzenlenen füze saldırısının ardından Sünni muhalefetin tavrı nispeten değişmeye başladı.
Sünni Arap partilerin aralarındaki anlaşmazlıkları çözerek birleşmelerinde Arap ve bölge ülkelerinin müdahalesi etkili olduğu yönündeki değerlendirmeleri bir kenara bırakılırsa, İran’ın daha önceki yıllarda sorunlarını çözdüğü Şii parti ve siyasi gruplar, özellikle de Sadr Hareketi ve Koordinasyon Grubu arasındaki anlaşmazlıklar sürüyor. 41 yaşındaki genç Sünni politikacı Muhammed el-Halbusi, sınırlı ölçüdeki Sünni muhalefete rağmen tekrar meclis başkanı seçildi. Söz konusu sınırlı muhalefet Halbusi’nin Sünnilerin lideri olarak meclis başkanı koltuğuna oturmasında bir sorun yaratmadı. Fakat Kürt ve Şii partiler arasında sorun çok farklı bir boyut kazandı. Nitekim Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-maliki Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr açısından; Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) önde gelen yöneticilerinden ve mevcut Cumhurbaşkanı Berhem Salih ise Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani açısında bir sorun oluşturmaya başladı.
Ekim ayında yapılan erken genel seçimleri kazanan Sadr, ulusal çoğunluk hükümeti kurmaya çalıştığını ilan etti. Bu hükümeti kurmakta ısrar etmeye devam eden Sadr, Sünni Araplar ve Kürtlerin yarısını temsil eden KDP ile ittifak kurdu. Ancak Şii cephenin birleşmesinin önünde engel oluşturan Maliki faktörü ile ilgili henüz bir ilerleme kaydedilmedi. Maliki Irak’ta 2006 ve 2014’te iki dönem başbakanlık yaptı. İran Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani’nin Irak ziyaretiyle eşzamanlı olarak iki gündür başkent Bağdat’ta bulunan Sadr, Koordinasyon Grubu liderlerini Maliki olmadan kendisine katılmaya ve hükümeti birlikte kurmaya ikna etmek için çalışıyor.
Koordinasyon Grubu ise Fetih Koalisyonu lideri Hadi el-Amiri’nin arabuluculuğunda Sadr ile yaptığı görüşmelerde Maliki’nin de dahil olduğu bir hükümet kurma fikrine ikna etmeye çabalıyor. Şii çevreler ve özellikle Koordinasyon Grubu, Sünnileri ve KDP’yi, Sadr ile ittifak kurarak Şii cepheyi parçalamakla suçluyor. İran’a yakınlığıyla bilinen silahlı grupların bu konuda Sünnilere ve KDP’ye yönelttiği tehditler sahada karşılık buluyor. Nitekim Sünni Takaddum ve Azim ile KDP’nin Bağdat’taki parti binaları saldırıya uğradı. Ayrıca Meclis Başkanı Halbusi’nin Garma ilçesindeki konutu füze saldırısıyla hedef alındı.
Şii cephe içinde yaşanan parçalanma durumu Kürt cephesi için de geçerli. Nitekim Kürt cephesindeki KDP ve KYB cumhurbaşkanı adayı üzerinde ihtilaf ediyor. KDP Eski Dışişleri ve Maliye Bakanı Hoşyar Zebari’yi aday gösterirken, KYB mevcut Cumhurbaşkanı Berhem Salih’i ikinci kez aday gösterdi. İki parti arasında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ve Bağdat’ta makam paylaşımları yapılmasına rağmen Salih iki taraf arasında bir soruna dönüştü. KDP cumhurbaşkanlığı kotasının KYB’ye ait olduğunu kabul etmekle Salih’in aday olmasını istemiyor. KYB’nin de Salih seçeneğinde ısrar etmesi üzerine KDP de Zebari’yi aday gösterdi. İki parti de adaylarının Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na girmesi için şu anda Bağdat’ta destek arayışında. Şii cephe içindeki ‘en büyük meclis bloğu’ meselesinin netleşmesiyle birlikte cumhurbaşkanlığı sorunun çözülmesi bekleniyor. En büyük meclis bloğunu ya Sadr Hareketi ya da Koordinasyon Grubu kuracak. Cumartesi günkü oturumu düzenlemesi beklenen Irak Meclisi cumhurbaşkanı seçimi için tarih belirleyecek. Seçilecek tarihin 8 Şubat’ı geçmemesi gerekiyor. Ancak şu ana kadar meydana gelen gelişmeler Kürtlerin 2018’deki senaryoyu tekrarlayacağını ifade ediyor. Nitekim o dönem KDP ve KYB cumhurbaşkanlığı koltuğu için rekabet etmiş ve Salih’in seçilmesiyle rekabeti kazanan KYB olmuştu. Fakat oylama öncesindeki Kürtler arasında bir anlaşma sağlanabilir. Zira aksi takdirde bu rekabet IKBY içinde iki parti arasında sorunlara ve hatta idari açıdan bölünmeye yol açabilir.



İsrail'de yükselen sesleri susturmaya çalışan milisler

İsrail parlamentosu Knesset’in Arap üyesi Eymen Udeh, Tel Aviv'de Gazze'deki savaşı protesto eden bir gösteride, Kasım 2023 (AFP)
İsrail parlamentosu Knesset’in Arap üyesi Eymen Udeh, Tel Aviv'de Gazze'deki savaşı protesto eden bir gösteride, Kasım 2023 (AFP)
TT

İsrail'de yükselen sesleri susturmaya çalışan milisler

İsrail parlamentosu Knesset’in Arap üyesi Eymen Udeh, Tel Aviv'de Gazze'deki savaşı protesto eden bir gösteride, Kasım 2023 (AFP)
İsrail parlamentosu Knesset’in Arap üyesi Eymen Udeh, Tel Aviv'de Gazze'deki savaşı protesto eden bir gösteride, Kasım 2023 (AFP)

Arap siyasi liderlere, muhalefetteki Yahudi siyasi aktivistlere ve eleştirilerde bulunan gazetecilere yönelik devam eden saldırıların ardından, milislerin İsrail’de muhalefeti susturmak için aktif ve ısrarlı bir şekilde çalıştığı, bu aktivistlerin hayatları için gerçek bir tehdit oluşturduğu ve birçoğunu sıkı güvenlik önlemleri altında yaşamaya zorladığı ortaya çıktı.

Bu milis gücü, İsrail parlamentosu Knesset'in Arap üyelerine karşı harekete geçti ve son iki hafta içinde Arap Değişim Hareketi Ortak Listesi Başkanı Milletvekili Eymen Udeh’e kanlı bir saldırı düzenlemeye çalıştı.

Milisler, Udeh’in Pardes Hanna-Karkur beldesinde solcu siyasi aktivistlerle katıldığı bir toplantıya ve Nes Tziona şehrinde düzenlenen başka bir toplantıya saldırdı, arabasının camlarını kırdı ve ona taş attı. Polisin her iki olayda da kendisine saldırı düzenleneceğini bildiği ve bunu kendisine bildirerek toplantılara katılmaması konusunda uyardığı ortaya çıktı. Ancak Udeh, “Faşist teröristlere boyun eğmeyeceğiz. Hiçbir koşulda halkla toplantılarımızı iptal etmeyeceğiz ve onların amacının Yahudilerle Araplar arasında herhangi bir toplantının yapılmasını engellemek olduğunu biliyoruz” diyerek toplantılara katılmaktan geri durmadı.

g
Knesset'in Arap üyesi Eymen Udeh, 9 Mayıs'ta Kudüs'te düzenlenen Halk Barışı Zirvesi etkinliğinde konuşma yaparken (AFP)

Udeh ile aynı bloktan bir başka milletvekili olan Ofer Cassif de Kudüs'te bazı polis memurlarının katılımıyla benzer bir saldırıya maruz kaldı.

Ultra-Ortodoks Yahudileri temsil eden Şas Partisi’nden iki Yahudi milletvekili de saldırıya uğradı ve bunun sonucunda yaralandı. Saldırı, dindar gençleri askerlik hizmetinden kısmen muaf tutacak bir yasa konusunda hükümetle müzakere etmeyi kabul ettikleri için onlardan intikam almak isteyen ultra-Ortodoks Yahudi unsurlar tarafından gerçekleştirildi.

Güvenlik önlemleri artırıldı

Eleştirilerini dile getiren gazetecilerden Guy Belz, Dana Weiss, Yonit Levi ve Rina Matsliah'a yönelik ölüm tehditleri nedeniyle bu gazetecilerin çevresinde ve çalıştıkları Kanal 12 televizyonu stüdyolarının kapılarında sıkı güvenlik önlemleri alındı.

Gazeteci Belz’in Hayfa'da vereceği konferans iptal edildi. Her cumartesi hükümetin politikalarını protesto etmek için düzenlenen protesto gösterilerinin organizatörlerinden biri olan üniversite öğretim üyesi Shikma Bressler’in Tivon'da vereceği konferans da iptal edildi.

Temiz Yönetim Derneği, bu olayları hükümetin ve bakanlarının, politikalarını reddeden ve kararlarını ve uygulamalarını eleştiren herkese karşı yürüttüğü kampanyanın doğal bir sonucu olarak değerlendirdi.

srt
İsrail işgali altındaki Batı Şeria'nın el-Halil şehrinde oyuncak silah taşıyan İsrailli bir çocuk, Mart 2024 (AFP)

Adalah Hukuk Merkezi ise İsrail kolluk kuvvetlerine, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında açıkça terör eylemi niteliğinde olan bu şiddet olaylarına ilişkin kapsamlı ve etkili bir soruşturma başlatılması çağrısında bulundu. Merkez, saldırganların ve kışkırtıcıların kimliklerini ortaya çıkardığını iddia ettiği düzinelerce video ve tanık ifadesini polise sundu.

Paris'teki Sosyal Bilimler İleri Araştırmalar Okulu'nda araştırma direktörü olan Fransız-İsrailli sosyolog Eva Illouz, yaşananların İsrail'de Yahudi faşizminin muazzam bir büyüme gösterdiğinin işareti olduğunu söyledi ve bu faşistlerin Başbakan Binyamin Netanyahu, partisi ve müttefiklerinin ‘doğal ortakları’ olduğunu vurguladı.

Illouz, Haaretz gazetesine verdiği röportajda şunları söyledi:

“Netanyahu, yirmi yıldır Yahudiler ve Araplar arasında nefret tohumları ekmeye ve yargının meşruiyetini sorgulamaya devam ediyor ve milli kimliği dine dayandırıyor.”

Illouz, 1980'den önce Yahudi terörizminin İsrail'de marjinal bir fenomen olduğunu, ancak o yıldan itibaren HaMakhteret HaYehudit, Kah, Teror Negid Teror, Bet Ayin ve LeHava gibi Yahudi grupların terörist saldırılar düzenlediğini ve bunların çoğunun polis tarafından engellendiğini belirtti. Bu grupların bazıları aşırı milliyetçiydi. Diğerleri ise Siyonizme karşı olduklarını ilan ettiler ve İsrail Devleti'ni yıkıp yerine Yahuda Krallığı'nı kurmak istediler.


Filistin Devlet Başkanlığı, Ben-Gvir'in Abbas'a yönelik açıklamalarını cinayete tahrik olarak değerlendirerek kınadı

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (DPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (DPA)
TT

Filistin Devlet Başkanlığı, Ben-Gvir'in Abbas'a yönelik açıklamalarını cinayete tahrik olarak değerlendirerek kınadı

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (DPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (DPA)

Filistin Devlet Başkanlığı, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a yönelik açıklamalarını kınayarak, bunların kendisine ve diğer liderlere zarar verme yönünde açık bir çağrı olduğunu belirtti.

Filistin Haber Ajansı (WAFA) tarafından dün yayınlanan açıklamada, Filistin Devlet Başkanlığı, Ben-Gvir'in sözlerinin, yerleşimcileri Filistin halkına, topraklarına ve kutsal mekanlarına karşı daha fazla terör eylemi gerçekleştirmeye teşvik ettiğini belirtti.

zdft
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, "ABD yönetimini ve uluslararası toplumu, İsrail hükümetine baskı yaparak Filistin halkına ve liderlerine karşı kışkırtma kampanyasını durdurmaya çağırıyoruz" denildi. Açıklamada, bu kampanyanın "sadece daha fazla şiddete ve gerginliğe yol açacağı ve mevcut barış sürecinin başarı şansını baltalayacağı" kaydedildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı dün, Netanyahu'dan Filistin Devlet Başkanı'nın dokunulmazlığını dikkate almayarak onu tutuklamasını ve Filistin Yönetimi'nin üst düzey yöneticilerine suikast düzenlemesini talep etti.


İsrail, Batı Şeria'daki şiddet olayları nedeniyle yerleşim birimini boşalttı

Amerikalı ve İsrailli askerler dün, İsrail'in güneyinde ABD öncülüğündeki sivil-askeri koordinasyon merkezinde bir araya geldi (Reuters)
Amerikalı ve İsrailli askerler dün, İsrail'in güneyinde ABD öncülüğündeki sivil-askeri koordinasyon merkezinde bir araya geldi (Reuters)
TT

İsrail, Batı Şeria'daki şiddet olayları nedeniyle yerleşim birimini boşalttı

Amerikalı ve İsrailli askerler dün, İsrail'in güneyinde ABD öncülüğündeki sivil-askeri koordinasyon merkezinde bir araya geldi (Reuters)
Amerikalı ve İsrailli askerler dün, İsrail'in güneyinde ABD öncülüğündeki sivil-askeri koordinasyon merkezinde bir araya geldi (Reuters)

İsrail güvenlik güçleri dün, Batı Şeria'nın güneyindeki Beytüllahim ve el Halil arasında bulunan devasa Guşh Etzion yerleşim bloğu içindeki yasadışı bir yerleşim birimini, yerleşimciler ile güvenlik güçleri arasında yaşanan şiddet ve çatışmalar nedeniyle boşalttı.

İsrail güvenlik güçleri, ordunun emri üzerine, yaklaşık 25 Yahudi ailenin bir yıldan uzun süredir yaşadığı izinsiz Givat Tzur Misgavi karakolunu boşalttı. Bu durum, yerleşimciler ve güvenlik güçleri arasında şiddetli çatışmalara yol açtı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth’tan aktardığına göre çatışmalar sırasında iki sınır polisi yaralandı, birinin gözüne taş isabet ettiği, diğerinin ise dişlerinde kırıklar oluştuğu bildirildi. Tahliye sırasında dört kişi gözaltına alındı.

"Tepe Gençliği" grubundan onlarca aşırılıkçı yerleşimci, sağcı aktivistlerin ve önde gelen şahsiyetlerin karakolun sökülmesini engelleme çağrıları üzerine bölgeye geldi. Tahliyenin ardından, güney el Halil Tepeleri'nde ve el Halil'in kuzeyindeki Vadi Sa'ir bölgesinde yerleşimciler tarafından kundaklama ve isyan gibi saldırılar bildirildi.

Son haftalarda İsrailli yerleşimcilerin Filistinlileri, İsrailli ve yabancı aktivistleri ve bazen de İsrail askerlerini hedef alan saldırılarında artış görüldü ve bu durum yerelde ve Amerikalıların eleştirilerine yol açtı.