Filistin Otoritesi: İşgalci İsrail, Filistin'den çekilmediği sürece barış ve güvenlik sağlanmayacaktır

Filistin Devlet Başkanı Abbas ile görüşmeyi ve iki devletli çözüm müzakereleri yürütmeyi kabul etmeyen İsrail Başbakanı Bennett, Filistinlilerde öfkeye neden oldu. (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Abbas ile görüşmeyi ve iki devletli çözüm müzakereleri yürütmeyi kabul etmeyen İsrail Başbakanı Bennett, Filistinlilerde öfkeye neden oldu. (AFP)
TT

Filistin Otoritesi: İşgalci İsrail, Filistin'den çekilmediği sürece barış ve güvenlik sağlanmayacaktır

Filistin Devlet Başkanı Abbas ile görüşmeyi ve iki devletli çözüm müzakereleri yürütmeyi kabul etmeyen İsrail Başbakanı Bennett, Filistinlilerde öfkeye neden oldu. (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Abbas ile görüşmeyi ve iki devletli çözüm müzakereleri yürütmeyi kabul etmeyen İsrail Başbakanı Bennett, Filistinlilerde öfkeye neden oldu. (AFP)

Filistin Otoritesi dün, İsrail Başbakanı Naftali Bennett'ın bir Filistin devleti kurulmasını, Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmeyi ve iki devletli bir çözüm yönünde müzakereler yürütmeyi kabul etmemesine yönelik açıklamalarına tepki gösterdi.
İsrail ile ilişkilerden sorumlu Filistin Sivil İşler Bakanı Hüseyin eş-Şeyh konuya dair şu açıklamada bulundu:
“İşgalin son bulması ve Filistin devletinin kurulması için İsrail Başbakanı’nın onayı gerekmeyecek. Zira bunlar tarihi birer zorunluluktur. Bennett şunu iyi bilmelidir ki Filistin devletini tanıyan ülke sayısı, İsrail'i tanıyan ülke sayısından daha fazla. İşgalci İsrail Filistin'den çekilmediği ve bir Filistin Devleti kurulmadığı sürece barış ve güvenlik sağlanmayacak.”
Fetih Hareketi Devrim Konseyi Üyesi ve sözcüsü Usame el-Kavasimi’nin açıklaması ise şöyle oldu:
“Filistin devleti mevcuttur, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 29 Kasım 2012'de yayınlanan karar ile 139 ülke tarafından tanınmaktadır. Bizim mücadelemiz İsrail işgalini sona erdirme yönündedir. Tüm uluslararası kurumlarda güçlü bir şekilde yer alan Filistin devleti bölgede istikrar faktörüdür. Bölgede güvenlik ve istikrarı tehdit eden asıl tehlike ise Filistin’i işgal eden, terörist yerleşimcilerin saldırganlığına çanak tutan, topraklara el koyup evleri yıkan, ilhak duvarı inşa etmeye ve ırkçı yayılmacılığına devam eden, halkımıza karşı Apartheid politikasını uygulayan İsrail işgalidir. Bennett, Filistin halkını, ulusal kimliğini, başkenti Kudüs olan Filistin devletinde özgür ve bağımsız yaşama yönündeki siyasi haklarını öyle ya da böyle silebileceğini düşünüyorsa bu olmayacak şeylerin hayalini kuruyor demektir.”
Bennett dün muhalif lideri Binyamin Netanyahu'ya yakınlığı ile bilinen “Israel Hayom” gazetesi de dahil olmak üzere birçok medya kuruluşlara röportaj verdi. Kendisini halen parti haritasının sağ kanadında görüp görmediği sorusunu yanıtlayan Bennett “Evet, sağ kesimdenim ve duruşum değişmedi. Filistin devletinin kurulmasına muhalefetimi sürdürüyorum” ifadesini kullandı.
Bir gazeteci ise Bennet’e şunları söyledi:
“Sağ kesimin hükümetteki başarılarını düşünürken Batı Şeria bölgelerinde yerleşimciler için sokakların geliştirilmesi çalışmalarının durduğunu görüyorum. Hükümetiniz, imar yasasını ihlal eden Necef bedevilerine elektrik sağlayan bir yasa çıkarıyor ancak yerleşimcilere yapı ruhsatı vermiyor. Vatandaşlık yasasını durdurduğunuzu, 20 yıldır hiçbir hükümetin dokunmadığı yerleşim birimlerini nasıl yıktığınızı görüyorum.”
Bennett ie kendisini şu sözlerle savundu:
“Aksine, hükümete geldiğimde önceki hükümetin Hamas'a torbalarla dolar taşıdığını öğrendim ve bunu durdurdum. İsrail bayrağının yükseldiği Kudüs protestolarını yeniledim. Selefim, Biden döneminde yerleşim yerlerinde inşaat yapmaktan kaçınmıştı. Necef’e ağaç dikilmesine karar verildiğinde yanıma gelip Bedevilerin zor durumda olduğunu söylediklerinde ‘Yarın oraya ağaç dikeceğiz. Polisin neye ihtiyacı olacaksa getirin ve ağaçlandırın’ dedim. Benim hükümetim, önceki hükümetlerin yıllarca sürdürdüğü ihmalin ardından, Arap toplumundaki suçların peşinde koşuyor.”
Bennett’ı sıkıştırmaya çalışan gazeteci ise İsrail Başbakanı’na şu soruyu yöneltti:
“Savunma Bakanı Benny Gantz, Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile, Dışişleri Bakanı Yair Lapid ise Hüseyin el-Şeyh ile bir araya geldi. Gadi Eizenkot da iki devletli çözüm bayrağını taşıyarak siyasete girmeye hazırlanıyor. Ufukta Lapid ile aranızdaki değişim tarihinin ardından uygulanmaya başlanacak olan yeni bir Oslo Anlaşması mı şekilleniyor?”
Bennett’ın cevabı ise şöyle oldu:
“Ben başbakan olduğum sürece Oslo olmayacak. Oslo olsaydı hükümet olmazdı. Filistin devletinin kurulmasına karşıyım. Kimsenin Filistin devletinin kurulması konusunda siyasi müzakereler yürütmesine izin vermiyorum.”
Gazeteci ie Bennet’ın  cevabının ardından “Ebu Mazen ve varisi ile yapılan bu görüşmeler müzakerelere yol açmayacak mı?” sorusunu yöneltti.
Bennett da kendisine şu cevabı verdi:
“Ebu Mazen ile görüşmeyeceğim. Zira Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail ordusu askerlerinin peşine düşen ve teröristlere maaş ödeyenlerle görüşmüyorum. Ancak ortaklarım Lapid ve Gantz'ın fikirleri benden farklı. Onlar solun tutumunu temsil ediyorlar. Hükümetteki temel kurallara uyulduğu sürece bu meşrudur. Diğer yandan selefim Netanyahu da daha önce birkaç kez Ebu Mazen ile görüşmüş, masada Filistin bayrağı görülmüştü. Bunun dünyanın sonu olduğunu söylemiyorum. Siyasi müzakere yetkisi olmadan bu toplantılara izin veriyorum.”



Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
TT

Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)

Gazze'deki sağlık çalışanları, ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) erzak dağıtım noktalarında her gün Filistinlilerin öldürüldüğünü anlatıyor.

Han Yunus’taki Nasser Hastanesi’nden Dr. Muhammed Sakr, haftalardır yüzlerce kişinin acile getirildiğini belirterek şunları söylüyor: 

Görüntüler gerçekten şok edici, kıyamet gününün dehşetini andırıyor. Bazen yarım saat içinde 100 ila 150 arasında, ağır yaralanmalardan ölümlere kadar çeşitli vakalar geliyor. Bu yaralanma ve ölümlerin yaklaşık yüzde 95'i ‘Amerikan gıda dağıtım merkezleri’ olarak adlandırılan erzak noktalarından geliyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Guardian’a konuşan doktor, GHF’nin yarattığı kaosun halihazırda çökmenin eşiğindeki sağlık sistemine daha fazla yük bindirdiğini belirtiyor: 

Zaten her yatakta bir hasta var ve bu ek vakalar bize inanılmaz bir yük getiriyor. Hastaları acil servisin zemininde tedavi etmek zorunda kalıyoruz. Yaralanmaların çoğu göğüs ve kafaya ateşli silahla yapılan saldırılarla oluşmuş. Bazı hastalar bacakları ve kolları ampute edilmiş halde geliyor.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nden yapılan açıklamada da doktorların büyük bir yük altında ve çok zor koşullarda çalıştığı ifade ediliyor. Özellikle yaralı sayısında ciddi artış olduğuna dikkat çekiliyor: 

Bir aydan biraz fazla bir sürede tedavi edilen hasta sayısı, önceki yıl boyunca meydana gelen tüm kazalarda tedavi edilen toplam hasta sayısını aştı. Yaralılar arasında bebekler, gençler, yaşlılar ve anneler var. Yaralıların çoğunu genç erkekler ve çocuklar oluşturuyor. Birçok kişi sadece aileleri için yiyecek veya yardım almaya çalıştıklarını söylüyor.

Komitenin Refah’taki hastanesinde çalışan sağlık görevlilerinden Haytam Hasan, günde 30 ya da 40 kişinin ameliyathaneye alındığını belirtiyor.

İsrail ordusu, 7 Ekim 2023’ten beri sürdürdüğü saldırılarda Gazze’deki 36 hastanenin neredeyse yarısını kullanılmaz hale getirdi. Kalan hastanelerse çok düşük kapasitede çalışıyor. Bunlara ek olarak Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre İsrail, savaşın başından bu yana en az 1580 doktoru ve sağlık görevlisini öldürdü.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Diğer yandan İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, pazartesi günü yaptığı açıklamada, orduya Gazze'nin güneyindeki Refah şehrinde "insani yardım kenti" kurulması talimatını verdiğini duyurmuştu. Gazze'deki tüm sivillerin kademeli olarak bu bölgeye toplanması, daha sonra da başka ülkelere sürülmesi hedefleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi "Ortadoğu'nun Rivierasına" çevirme planı da tepki çekmişti. Trump, Filistinlilerin çevre ülkelere yerleştirilmesiyle bölgenin kontrolünün ABD'ye geçmesini ve Gazze'nin turizm merkezine dönüştürülmesini önermişti. 

Reuters’ın görüştüğü Gazzeliler, ABD ve İsrail’in sürgün planını kabul etmeyeceklerini söylüyor. Filistinli Mansur Ebu Hayer, şu ifadeleri kullanıyor: 

Burası bizim toprağımız. Kime bırakacağız, nereye gideceğiz?

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Reuters