Eski İsrail Genelkurmay Başkanı: Trump'ın Nükleer Anlaşma’dan çekilmesi stratejik hataydı

Tahran’a nükleer programını ilerletmesi için “meşruiyet” verdi

İran'ın Natanz Nükleer Tesisi (EPA)
İran'ın Natanz Nükleer Tesisi (EPA)
TT

Eski İsrail Genelkurmay Başkanı: Trump'ın Nükleer Anlaşma’dan çekilmesi stratejik hataydı

İran'ın Natanz Nükleer Tesisi (EPA)
İran'ın Natanz Nükleer Tesisi (EPA)

Eski İsrail Genelkurmay Başkanı Gadi Eizenkot, ABD'nin 2018 yılında, İran ile imzalanan Nükleer Anlaşma’dan çekilme kararını eleştirerek bunu “stratejik bir hata” olarak nitelendirdi. Eizenkot, “Bizim için tam anlamıyla şaşırtıcıydı. Bence bu stratejik bir hataydı” dedi. The Times of Israel gazetesine göre Eizenkot, ABD'nin anlaşmadan çekilmesinin İran'ın omuzlarındaki “bazı kısıtlamaları” kaldırdığını ve anlaşmayı ihlal ederek nükleer programını ilerletmesi için “meşruiyet” verdiğini sözlerine ekledi.
Eski İsrail Genelkurmay Başkanı konuşmasında “Üst düzey İsrailli güvenlik yetkililerinin, o zamanlar ABD Başkanı Donald Trump'ın 2015 yılında imzalanan anlaşmadan çekilme kararından önce meseleden haberleri olmadığını” belirtti. 2015 yılında imzalanan anlaşma, yaptırımların hafifletilmesi karşılığında İran'ın nükleer programını kısıtlamıştı. Eizenkot, İran ile uluslararası toplum arasında anlaşmanın imzalandığı sırada İsrail Genelkurmay Başkanı idi.
Eizenkot, İsrail merkezli Maariv gazetesine verdiği röportajda nükleer anlaşmadan çekilme meselesiyle sadece Yossi Cohen, Ron Dermer ve Binyamin Netanyahu'nun ilgilendiğini söyledi. Eski İsrail Başbakanı ve ona en yakın iki isme işaret ederek “Güvenlik teşkilatı ile kimse konuşmadı” dedi. Netanyahu, eski ABD Başkanı Barack Obama'nın yönetimi sırasında imzalandığı sırada Nükleer Anlaşma’ya açıkça karşıydı ve dünya güçlerini Trump çekilmeden önce anlaşmayı fesh etmeye teşvik etmişti.
2015-2019 yılları arasında İsrail Savunma Kuvvetleri'ni yöneten Eizenkot şu ifadeleri kullandı:
“Yaptırımlar kısmi ve herhangi bir denetleme yok. Çin ve Ruslar ABD'lilerle iş birliği yapmıyor. Bugünkü ABD, 2015'teki ABD'den farklı. Zira İranlılar ABD'lileri ne oranda çok önemli bir faktör olarak görüyorlar? Ne yazık ki şu anda ABD'lileri düşünmüyorlar ve ABD tarafından gelebilecek bir saldırı konusunu dikkate almıyorlar. Durumdan faydalanıyorlar, sorun da bu.”
Eizenkot, İsrail'in İran'ı tek başına vurabilecek güçte olup olmadığı sorusuna, “Mesele karışık” şeklinde cevap verdi. Eski Genelkurmay Başkanı, İsrail’in şu anki Başbakanı Naftali Bennett'i, ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley ile geçtiğimiz kasım ayında İsrail'e yapacağı ziyaret öncesinde görüşmeyi reddettiği için eleştirerek sözlerine devam etti. Ayrıca İsrail'in mayıs ayında Hamas tarafından yönetilen Gazze ile yaşanan çatışmadan sonra yeni silah talebinde bulunduğuna işaret etti.
Eizenkot “Yerel amaçlara hizmet etmek için ortada bir nevi büyüklük taslama söz konusu. Bibi'nin (Netanyahu) endişesini anlıyorum ama bir kişi böyle bir şeyi sadece anketlerde bir buçuk puan kazanmak için yapmaz” dedi.
Suriye'deki İran güçlerinin Golan Tepeleri'ne füze fırlatmasının ardından İsrail'in Mayıs 2018'de İranlı General Kasım Süleymani'ye neredeyse suikast düzenlemek üzere olduğunu iddia eden Eizenkot sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu olayda bize karşı eylemlerde bulunan herkesi vurmak için onaylanmış bir karar vardı. Süleymani bir komuta merkezinde, operasyon odasında ya da bölgede ise onu öldüreceğimize karar verdik. Bunu yapmak için izin aldık, ancak uygulamayı başaramadık.”
Eizenkot 2019'da İsrail ordusundan ayrıldığı sırada Süleymani'ye üstü kapalı bir tehditte bulunmuştu. 2018'de yayınlanan haberlerde, İsrail'in İranlı generale suikast düzenleme konusunu müttefiki ABD ile görüştüğü ileri sürmüştü. Nitekim, İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) dış operasyonlar ayağını yürüten Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani, Ocak 2020'de Bağdat'a gittiği sırada bir ABD insansız hava aracı (İHA) tarafından öldürülmüştü.
Eizenkot, İsrail ordusunun DEAŞ’a karşı yürütülen operasyona katıldığını belirterek, “DEAŞ’a karşı savaşa katılmaya karar verdik. İsrail, DEAŞ’a karşı sayısız özel operasyonun bir parçası olarak çalıştı. Operasyonlarımız sırasında yüzlerce DEAŞ mensubunun öldürüldüğünü, binden fazlasının yaralandığını ve tesisleri ile altyapısının tahrip edildiğini tahmin edebiliyorum” dedi.



İran’ın Dini Lideri Hamaney, İsrail ile savaşın ardından ilk kez kamuoyu önüne çıktı

İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney (İran medyası)
İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney (İran medyası)
TT

İran’ın Dini Lideri Hamaney, İsrail ile savaşın ardından ilk kez kamuoyu önüne çıktı

İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney (İran medyası)
İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney (İran medyası)

İran devlet televizyonu dün, ülkenin Dini Lideri (Rehber) Ali Hamaney'in İsrail ile savaşın ardından ilk kez kamuoyu önüne çıktığını ve Tahran'da düzenlenen dini bir törene katıldığını bildirdi.

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı’nın haberine göre Hamaney, bir grup İranlının katılımıyla Aşure gecesinde düzenlenen dini bir törene katıldı.

Mehr haberinde Hamaney'in İran'ı ‘küresel direniş cephesinin merkezi’ olarak nitelendirdiği bir konuşma yaptığını aktardı. Habere göre Hamaney, küresel Siyonizmi ‘sahte cephenin ana merkezi’ olarak nitelendirdi.

cfrg
İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney, Aşure gecesi vesilesiyle bir grup İranlıyla dini bir törene katıldı (EPA)

Devlet televizyonu tarafından yayınlanan bir videoda Ali Hamaney, dini tören sırasında bir camide namaz kılanları selamlarken görülüyor. Ali Hamaney en son 26 Haziran'da İsrail-İran savaşı sırasında kaydedilen bir konuşmada görünmüştü.

Etkinliğe, İran Şura Meclisi Başkanı da dahil olmak üzere İranlı bazı yetkililer de katıldı. İran’da bu tür etkinlikler her zaman sıkı güvenlik önlemleri altında gerçekleştiriliyor.

İran’da devletin tüm işlerinde son sözü söyleyen Hamaney’in son dönemde ortalarda görünmemesi, İsrail'in olası saldırılarına karşı sıkı güvenlik önlemleri alındığının bir işareti olarak değerlendirildi.

st
İran'ın Dini Lideri Hamaney, İsrail-İran savaşının ardından ilk kez Tahran'da düzenlenen dini törende kamuoyu önüne çıktı, 5 Temmuz 2025 (EPA)

İran, İsrail ile savaşta 900'den fazla kişinin öldüğünü ve binlerce kişinin yaralandığını kabul etti. Ayrıca nükleer tesislerinde ciddi hasar meydana geldiğini doğrulayan İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) müfettişlerinin bu tesislere girmesine izin vermedi.