Tunus’ta seçmen ön listeleri düzenlenmeye başlandı

Tunus’ta 25 Temmuz'da yapılması planlanan referanduma yönelik hazırlıklar Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu tarafından yürütülüyor.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)
TT

Tunus’ta seçmen ön listeleri düzenlenmeye başlandı

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)

Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu dün, kayıt yaptıran seçmenlerin ön listelerini belirlemeye başladığını duyurdu. Duyuruyla birlikte Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’na itiraz kapısı da aralandı. Atılan bu adım, Cumhurbaşkanı Kays Said’in tarafsızlığını ve bağımsızlığını sorgulayan Komisyon ile Cumhurbaşkanı Said arasındaki ilişkide ortaya çıkan belirsizliğe durumuna rağmen Komisyon’un seçim tarihlerini 2014 anayasasına göre düzenleyeceği anlamına geliyor.
Bağımsız Seçim Yüksek Komisyonu duyuruyu, Tunus’taki sivil toplum kuruluşlarının, seçimleri ve referandumu düzenlemekten sorumlu anayasal bir organ olarak kendisini, ilki 25 Temmuz'da yapılacak olan referandum olmak üzere yaklaşan seçim tarihleri öncesinde seçim merkezlerini denetlemeye hazır olup olmadığına ilişkin planlarını netleştirmeye ve duyurmaya çağırdığı günlerde yaptı.
Aralarında Murakibun (Gözlemciler) Ağı’nın da bulunduğu Tunus’taki sivil toplum kuruluşları, daha önce Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’nu yaklaşan referandumun, özellikle de düzenlenmesine sadece altı ay kalması nedeniyle takvimini belirlemeye ve çeşitli aşamalarını tanımlamaya çağırdılar. Şeffaflık ve sürecin netleştirilmesi, araya giren tüm yapılar ve kurumlar için en önemli taleplerden biri olarak kabul ediliyor.
Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu Başkan Yardımcısı Adil el-Bureynisi, Komisyon’un tüm siyasi partilerin ve STK’ların taleplerini ve uluslararası standartları dikkate alan net bir takvime göre seçimler düzenlemesini beklediğini ve bunun lojistik ve yasal hazırlıkların yanı sıra bir dizi kararın verilmesini gerektirdiğini belirtti. Bureynisi, seçimlerin başarılı, şeffaf ve meşru bir şekilde gerçekleşmesi için bu yöndeki adımların ve takvimlerin duyurulmadan önce iyi bir şekilde incelenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Tunus’ta daha önceki seçimlerde, hazırlık sürecinin normal durumlarda 6 ila 8 ay, merhum Cumhurbaşkanı Baci Kaid es-Sibsi’nin ölümü gibi istisnai durumlarda ise 3 ay sürdüğü, seçimlerin düzenlenmesi ve seçimler için uygun koşulların oluşturulması için yaklaşık 60 bin kişinin görevlendirildiği biliniyor.
Komisyon’un seçim ve referandum düzenlemeye yasal ve anayasal olarak yetkili tek organ olduğunu belirten Bureynisi, Komisyon’un Cumhurbaşkanı Said’in öne sürdüğü gibi e-Ulusal İstişare Kapısı sistemine müdahale etmediğini’ vurguladı. E-Ulusal İstişare Kapısı sisteminin yasal bir dayanağı olmadığını belirten Bureynisi ancak Komisyon’un Cumhurbaşkanı’nın bu seçeneği yürürlükte tutmasını engelleyemeyeceğinin de altını çizdi.
Aynı şekilde seçim takvimini belirlemeye yetkili tek organın da Bağımsız Yüksek Seçim Komisyon olduğunu ifade eden Bureynisi, “Bu tarihlerin duyurulması, seçim sonuçlarının kabul edilebilir olması için güvenli bir seçim ortamı yaratmaya yönelik önceden hazırlık yapılmasını gerektiriyor” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Said’in Tunus'un siyasi sistemi ve geleceği konusunda yapılacak olan seçimlerin veya referandumun tarihlerini açıklarken Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’na danışmaması dikkatleri çekmişti. Bu durum, Cumhurbaşkanı Said’in 25 Temmuz'da Meclisin çalışmalarını dondurması, milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırması ve Başbakan'ı azletmesinin ardından Said’in üyelerini ‘bağımsız ve tarafsız olmamakla’ suçladığı eleştiri oklarının hedefi olan Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’nun kaderiyle ilgili belirsizliğe yol açtı.
Siyasi partilerden bazıları ve STK’lar, seçimlerin yine İçişleri Bakanlığı tarafından denetlenmesi ihtimalinden ve böyle bir adımın, Zeynel Abidin Bin Ali döneminde seçim sonuçlarıyla oynanması gibi olayların yeniden meydana gelebileceğinden duydukları endişeyi dile getirdiler.
Cumhurbaşkanı Said tarafından onaylanan e-Ulusal İstişare Kapısı sisteminin kullanıma sunulmasından iki hafta sonra resmi kaynaklar, sisteme giriş yapanların sayısının 113 bin 457’ye ulaştığını açıkladılar. Ayrıca toplam 1,3 milyon Tunuslu gurbetçiden şu ana kadar sadece yaklaşık 7 bin Tunuslunun sisteme giriş yaptığını belirttiler.
E-Ulusal İstişare Kapısı sistemine üyelik işlemleri 20 Mart'a kadar devam edecek. Cumhurbaşkanı Said’in sonuçlarını kabul etmeyi planladığı reformlarla ilgili referandum ise 25 Temmuz'da düzenlenecek.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.