Fas, Kovid-19’a karşı ihtiyati tedbirleri uygulamaya devam ediyor

29 Kasım’da Rabat-Sale Havaalanı'na iniş yapan bir yolcu (EPA)
29 Kasım’da Rabat-Sale Havaalanı'na iniş yapan bir yolcu (EPA)
TT

Fas, Kovid-19’a karşı ihtiyati tedbirleri uygulamaya devam ediyor

29 Kasım’da Rabat-Sale Havaalanı'na iniş yapan bir yolcu (EPA)
29 Kasım’da Rabat-Sale Havaalanı'na iniş yapan bir yolcu (EPA)

Fas Başbakanı Aziz Ahnuş Çarşamba günü yaptığı açıklamada, kamu kurumlarının imkânları dahilinde çalışanların ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin güvenliğini sağlamak için Kovid-19'a karşı ihtiyati ve önleyici tedbir uygulamaya devam etmelerini istedi.
Ahnuş ayrıca, aşılama sürecinin bir an önce tamamlanması için çalışanların duyarlı hale getirilmesinin ve güçlendirici doz aşıların (rapel) alınması konusunda ikna edilmesinin gerekliliğini vurguladı.
Bu açıklama, dün sabah Ahnuş’un başkanlığında, ülkenin yaşadığı epidemiyolojik durumu tartışmak ve kamu daireleri ve kurumları içinde karara bağlanan en belirgin prosedürleri görüşmek için İçişleri Bakanı Abdulvefa Laftit, Sağlık ve Sosyal Koruma Bakanı Halid Ait Taleb ve Dijital Aktarım ve Yönetim Reformu'ndan Sorumlusu Bakan Ghita Mezzour’un da katılımıyla çeşitli bakanlık ve kamu kurumlarının yöneticileri ve memurlar (bakanlık temsilcileri) ile yapılan bir toplantı sırasında gerçekleşti.
Hükümetten yapılan açıklamada, toplantının ‘salgın karşısında ülkenin elde ettiği kazanımları korumak için’ seferberlik kapsamında yapıldığı belirtildi.
Başbakan, parlamentoda temsil edilen partilerin başkanlarıyla beraber benzer bir toplantı yaptıktan bir gün sonra, onları Fas'ın hava sahasını açacağı bir sonraki aşamayla yüzleşmek üzere harekete geçmeye çağırıyor.
Açıklamada, toplantının çeşitli kamu idareleri ve kurumları bünyesinde, kamu yetkilileri tarafından yayınlanan tüm direktiflere bağlı olarak, tüm ihtiyati tedbirlere uymak için seferberlik hızını artırmanın öneminin konuşulması için bir fırsat olduğu da belirtildi.
Toplantıda, özellikle aşı pasaportu konusunda, çalışanların kamu yetkililerinin direktiflerine uygunluğunu izlemeye yönelik tedbirlerin güçlendirilmesi gerektiği konusunda mutabık kalındı.
Açıklamada, vatandaşların güvenliğini korumak için aşının rapel dozu başta olmak üzere aşı sürecinin başarısı hakkında kamu idareleri ve kurumlarının çalışanlarını bilinçlendirmek amacıyla çeşitli bakanlıkların ve kamu kurumlarının çalışanlarının, tüm talimatlara uyulmasını sağlamak, tüm çerçeve, araç ve mekanizmaları harekete geçirmek istendiği ifade edildi.
Diğer yandan açıklamanın devamında, salgınla mücadelede bu hassas aşamanın getirdiği yeni zorluklar doğrultusunda, çeşitli kamu kurumları içinde çabaların yoğunlaştırılması ve tedbirlere uyulması konusunda mutabık kalındığı belirtildi.
Söz konusu toplantı, hükümetin Omikron varyantı ile mücadele etmek için geçtiğimiz Kasım ayında kapattığı hava sahasını 7 Şubat itibariyle tüm uluslararası uçuşlara yeniden açacağını duyurmasının ardından gerçekleşti.
Bu kapsamda karar, ülkeye giriş yapmak isteyen tüm yolcuların uçağa binmeden önce, Krallığın havaalanlarına vardıklarında kendilerine zorunlu hızlı PCR testlerinin yapılmasına ek olarak, en az 48 saat önce yapılmış negatif PCR testi sonucu veya aşı pasaportu ibraz etme zorunluluğunu içeriyor.
Tüm bunlara ek olarak, ülkeye giriş yapan yolcu gruplarına PCR testi yapılarak, sonuçlar ilgili kişilere daha sonra bildirilecek.
Hükümet, Krallığa gelen turistler için otelde veya konaklama merkezinde ek testler yapma olasılığı da dahil olmak üzere, bu uygulamaların başarılı olması için gerekli tüm insan, sağlık, güvenlik ve idari ekipman ve araçların etkin bir biçimde uygulanacağını duyurdu.
Ülkeye giriş yaptıktan 48 saat sonra, test sonucu pozitif çıkan vakaların bulundukları konumda karantinaya alınması, düzenli takibin sağlanması, durumu ciddi ve kritik olan vakaların hastanelere sevk edilmesi gibi özel önlemler uygulanacak.
Hükümet, vatandaşları, yabancı sakinleri ve turistler de dahil olmak üzere ülkeye giriş yapan herkesi bu tedbirlerin uygulanmasının başarısına olumlu katkıda bulunmaya çağırdı.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24