Libya’da cumhurbaşkanlığı seçimimin tek kadın adayı Leyla bin Halife: Ülkedeki koşulları değiştirmeyi hayal ediyorum

Leyla bin Halife, Independent Arabia’ya ‘şansı ve siyasi kriz ile ilgili’ turumuna dair açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı adayı Leyla bin Halife. (Independent Arabia)
Cumhurbaşkanı adayı Leyla bin Halife. (Independent Arabia)
TT

Libya’da cumhurbaşkanlığı seçimimin tek kadın adayı Leyla bin Halife: Ülkedeki koşulları değiştirmeyi hayal ediyorum

Cumhurbaşkanı adayı Leyla bin Halife. (Independent Arabia)
Cumhurbaşkanı adayı Leyla bin Halife. (Independent Arabia)

Huda et-Trablisi
Leyla bin Halife, Lİbya’da düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday ilk kadın olarak adını ülke tarihine yazdırdı. Bir kadının cumhurbaşkanlığına aday olması, Aralık 1951’de birleşik Libya devletinin kurulmasından bu yana bir ilk olarak nitelendiriliyor.
Halife, 11 Ekim 1975 tarihinde Libya’nın kuzeybatısında, Zuvare şehrinde doğdu. Berberi kökenli olan Leyla bin Halife, 2000 yılından bu yana iş hayatında yer alıyor. İşletme alanında yüksek lisans derecesine, diplomatik ve konsolosluk danışmanlığı diplomasına sahip. Uzman sivil toplum kuruluşlarında ve kadın hakları ile aile ve toplum sorunlarının savunulmasında aktif bir faaliyet yürüten Leyla bin Halife aynı zamanda İnsan Hakları Beyannamesi Örgütü’nde idari görevli ve Ulusal Hareket Partisi’nin de başkanı.
Tunus ziyareti sırasında Independent Arabia’ya konuşan Bin Halife, muhafazakâr bir ülkede önemli bir siyasi pozisyona talip bir kadın olarak siyasi istekleri ve yarıştaki şansına dair açıklamada bulundu. Leyla bin Halife ayrıca ülkesindeki siyasi krize dair tavrına ve kendisi ile diğer siyasi aktörler arasındaki farklılıklara da değindi.

‘Hayal kırıklığı tuzağı
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı röportajda Lİbyalı kadınlara ilişkin de açıklamalarda bulunan Bin Halife, ‘onlara destek sağlamak’ umuduyla Libyalı kadınların seslerini kendi safına çekmeyi istediğini vurguladı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanırsa bunun Libyalı kadınlar için de bir başarı olacağını vurguladı. Cumhurbaşkanlığına seçimlerine aday olan tek kadın, Libya’nın dış ilişkilerini yönetme konusunda kendi vizyonu aracılığıyla ülkesindeki koşulları değiştirmeyi hayal ediyor.
Bununla birlikte Libya gibi kabile nüfuzu ve erkek egemenliği ile karakterize edilen bir ülkede, bir kadının önemli bir pozisyon için mücadele etmesi oldukça cesur ve cüretkâr bir eylem. Olarak görülüyor. Ülkede özellikle de kamuda kadınların rolü neredeyse hiç yok. Buna rağmen Bin Halife, şansı olduğundan emin görünüyor. Şansının erkek adaylardan daha az olmadığına inanıyor. Leyla bin Halife, “Tek bir çizgide ilerliyoruz. Seçeneklerinin çok iyi farkında olan Libyalı seçmene büyük bir güvenim var” dedi.
Ancak Leyla bin Halife’nin adaylığı ve süreçte elde ettiği ilerleme, ülkede birçok tepkiye neden oldu. karşılaştı. Kendisi, verilen tepkinin büyük bir bölümünün şaka yapmak, küçümsemek ve alay etmekten öteye geçmediğini vurguladı. Halife’ye göre söz konusu çıkışlar kendisini ‘hayal kırıklığı tuzağına’ düşürme amacı taşıyor. Hatta bazı tarafların gerçek yerinin ‘evinin mutfağı’ olduğunu söylediğine dikkat çekiyor.  
Öyle görünüyor ki bir kabile topluluğu içinde yerini alma arzusu, hayal kırıklığı yaratan tepkilerden daha güçlü. Öyle ki yaptığı Halife açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Libya’da kadınlar, seçmenlerin yarısından fazlasını temsil ediyor. Yalnızca kadın olduğum için değil, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası sırasında ilan edilecek tedbirlerle başta kadınlar olmak üzere herkesi programıma inandırmak için de onların desteğine güveniyorum.”

Krizi uzatma
Önemli pozisyonlara yönelik yapılan seçimlerdeki çoğu aday gibi Leyla Bin Halife de vatandaşlarına ‘eğer kazanırsa herkesin başkanı olacağı’ vaadine bulundu. Leyla bin Halife, ‘Libya ulusunun onurunu geri kazanmak, kadınları, gençleri ve dezavantajlı grupları güçlendirmek, onları kamu işlerine yeniden entegre etmek, yetenek ve istekleri doğrultusunda karar almalarını sağlamak’ üzere çalışacağını vurguladı.
Ancak Halife’nin hayalleri, Libya’da geçen 24 Aralık’ta yapılması planlanan seçimlerin ertelenmesine yol açan siyasi bir krizle karşı karşıya. Devlet Yüksek Konseyi ve parlamentodaki siyasi yelpaze ile mevcut Başbakan Abdulhamid Dibeybe ve beraberindekiler arasındaki rekabet, herkesin kabul ettiği bir seçim kanunu üzerinde anlaşma sağlanamaması da eklendiğinde hala seçimleri ertelenme olasılığıyla tehdit ediyor.

Leyla bin Halife konuya dair şunları söyledi:
“Mevcut aktörler, hayatta kalmalarını sağlamak için krizi uzatmaya çalışıyorlar. Seçimlere kaydolmaya gelen ve iki buçuk milyondan fazla seçim kartı teslim alan Libya halkı, barışçıl iktidar devrini gerçekleştirmek üzere birleşik, demokratik, sivil bir Libya için sözlerini söyleyecek ve temsilcilerini seçecek.”
Seçimlere tam bir meşruiyet kazandırmak için oylama öncesinde bir anayasa hazırlanması gerektiğini düşünenler ile bir sonraki Yasama Meclisi’nin kurulmasını ertelemeye çalışanlar arasındaki çekişme ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Leyla Bin Halife sözleirni şöyle sürdürdü:
“Anayasa oldukça önemli ancak öncelikli bir konu değil. Birçok ülke anayasa hazırladı. Bu durum onları sorunlardan, huzursuzluklardan ve darbelerden kurtarmadı. Birçok ülke istikrarlı ve yazılı bir anayasaya sahip değiller.”
Leyla Bin Halife, en önemli durumun ise Libya halkının özgür ve doğrudan temsilcilerinin seçilmesi konusundaki arzularını dinlemek ve süresi dolan meşru hükümeti yenilemek olduğunu vurguladı.

İhtiyatlı tutum
Muammer Kaddafi rejiminin 2011 yılında devrilmesinden bu yana ülkenin batısında konuşlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile ülkenin doğusunu kontrol eden General Halife Hafter yönetimi arasında gerilime sahne olan Libya, bir güç mücadelesine sahne oluyor.
Leyla Bin Halife, ülke içinden ve dışından herhangi bir tarafa güvenilmemesi gerektiğini savundu ve bu gerilimin, çoğu adayın daha fazla oy almak için başvurduğu siyasi bir tavır olduğunu söyledi. Leyla Bin Halife konuya diar şu değerlendirmede bulundu:
“Siyasi süreci kabul eden ve sonuçlarından memnun olan tüm Libyalıların katılımından yanayım. Aramızdaki belirleyici faktör, devletin sivilliğine ve toprak bütünlüğüne saygı ve barışçıl güç aktarımıdır. Sahnenin zenginliğini temsil eden farklı entelektüel geçmişlere sahip tüm Libyalıların kabul ediyorum.”
Leyla bin Halife, siyasi İslamcıların özellikle iki komşu ülke, Tunus ve Mısır’da devrilmelerinin ardından Libya’daki şanslarının ne olduğuna dair değerlendirmesinde konuya temkinli yaklaştı:
“Seçimler, bir kez daha belirleyici bir faktördür. Bu yüzden kendilerini kimin yöneteceğine Libya halkının karar vermesine izin verelim. Libya halkı sandık başına gitmeye razı. Onlar, temsilcilerini seçecektir ve Libya halkının nezaketle nitelenen özgür iradesinin koruyucusu yoktur. Ancak aynı zamanda çeşitli siyasi öneriler arasında ayrım yapan keskin bir zekası vardır.”
Dibeybe hükümetinin bir başka hükümetle değiştirilmesi veya bir sonraki yasama seçimlerine kadar görevde kalması hususundaki siyasi anlaşmazlık konusunda da açıklamalarda bulunan Leyla bin Halife, parlamentonun bu durumu uygun mekanizmalar aracılığıyla ele alma sürecinde olduğunu vurguladı. Bin Halife sözleirnin şöyle sonlandırdı:
“Seçimlere uzanan süreyi kısaltacak kararın yanındayım. Yol haritasının uygulanmasın istiyorum. Libyalıların iradesinin somutlaşmasının önündeki engellerden biri haline gelen bu hükümetin ortaya koyduğu harcamaların ve devletin sömürülmesinin durdurulmasını destekliyorum.”



Dibeybe, Libya sağlık sektöründeki ‘yolsuzlukla’ mücadele sözü verdi

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)
TT

Dibeybe, Libya sağlık sektöründeki ‘yolsuzlukla’ mücadele sözü verdi

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)

Resmi raporlara göre Libya Ulusal Birlik Hükümeti’ni (UBH) çevreleyen yolsuzluk suçlamalarının ortasında, Başbakan Abdulhamid Dibeybe ‘vatandaşların çıkarlarına zarar veren hiçbir uygulamaya’ müsamaha göstermeyeceğine ve tüm sektörlerdeki suiistimallerin üzerine gideceğine söz verdi.

Libya Denetim Bürosu, UBH de dahil olmak üzere ülkedeki birçok tarafın kamu parasını ‘israf’ ettiğini ortaya çıkardı. Ancak Libya Avukatlar İttifakı’na atfedilen bir raporda UBH Sağlık Bakanlığı öne çıkarıldı ve ‘mali ve idari yolsuzluk vakaları’ bu bakanlığa atfedildi.

Libya Avukatlar İttifakı tarafından yalanlanan raporda, ‘zimmete büyük miktarda para geçirme’ ve ‘500 milyon dinardan fazla değeri olan kanser ilacı kaçakçılığı’ (1 dolar = 5,47 dinar) suçlamalarının yanı sıra böbrek hastaları için ilaç ve tıbbi malzeme alımında ve hastane bakımında yolsuzluk ve suiistimal suçlamaları da yer aldı.

Bu suçlamalar karşısında Dibeybe pazar akşamı sağlık sektörü yetkilileriyle genişletilmiş bir toplantı yaparak sağlık sektöründeki yolsuzlukla mücadelenin hükümetinin en önemli önceliği olduğunu vurguladı. Dibeybe, ‘bu hassas dosyaya herhangi bir şekilde karışılmaması ya da gevşeklik gösterilmemesi’ konusunda uyarıda bulunarak, ‘vatandaşlara sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesinden ödün verilmemesi’ gerektiğini belirtti.

UBH’nin bazı bakanları yolsuzluk davalarında hapis cezasına çarptırıldı. Son olarak Eğitim Bakanı Musa Mugaryif, mart ayı ortasında Trablus'taki bir mahkeme tarafından ders kitaplarının basım ihalelerinde ‘kayırma yaptığı’ gerekçesiyle üç yıl altı ay hapis cezasına çarptırıldı.

Dibeybe o dönemde, “Eğitim Bakanı, bakan olarak dokunulmazlığı olmasına rağmen kitapların tedarikini geciktirdiği için birkaç yıl hapis cezasına çarptırıldı” demişti.

 Libya Başsavcısı Sıddık es-Sur (Başsavcılık ofisi)Libya Başsavcısı Sıddık es-Sur (Başsavcılık ofisi)

Libya Başsavcısı Sıddık es-Sur, UBH Kültür Bakanı Mebruke Tuği Osman ile eski Sağlık Bakanı Ali ez-Zanati ve yardımcısı Semir Koko'nun ‘yolsuzluk’ davalarına karıştıkları, mali ve idari ihlallerde bulundukları suçlamasıyla tutuklu yargılanmalarına karar vermiş, ancak bu kişilerin tamamı serbest bırakılmıştı.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün 2021 raporuna göre Libya, yolsuzluktan en çok etkilenen ülkeler listesinde 180 ülke arasında 172. sırada yer alıyor.

Bakanlığın yanıtı

Sağlık Bakanlığı kendisine yöneltilen suçlamalara cevaben, ilaç ve tıbbi malzeme tedarikinde yolsuzluk yapıldığına dair tüm haberleri ‘ulusal sağlık kurumunun itibarını zedeleyecek bir iftira’ olarak nitelendirdi ve ‘personelinin çabalarının dürüstlüğünü sorgulamayı ve kişisel çıkarlar ya da dar siyasi kazanımlar elde etmek için hastaların acılarını istismar etmeyi’ amaçladığını söyledi.

Bakanlık, ‘özellikle onkoloji hastaları için yapılan tüm ilaç ve tıbbi ekipman ithalatının sıkı kontrol prosedürlerine uygun olarak ve ilgili düzenleyici makamlarla koordinasyon içinde gerçekleştirildiğini ve tüm yetkili makamların denetimine açık resmi kayıtlarla belgelendiğini’ kaydetti.

UBH dün yaptığı açıklamada, yeni kurumların kurulması da dahil olmak üzere tıp sektörünü geliştirmek için çalıştığını söyledi. UBH ayrıca, ‘temel sağlık hizmetlerinin etkinliğini arttırmak amacıyla’ çeşitli bölgelerdeki klinikleri ve sağlık merkezlerini denetleyecek bir temel tıbbi bakım otoritesinin kurulacağını duyurdu.

Libyalıların yurtdışında tedavi edilmesi konusuna da değinen UBH, Dibeybe'nin ‘yurtdışına gönderilen hasta sayısındaki artışı sınırlandırmak için ek kontroller oluşturulması’ gerektiğini vurguladığını belirterek, ‘ulusal sağlık kurumlarının kapasitelerini arttırmak ve yurtdışında tedaviye bağımlılığı azaltmak için bu dosyayı ülke içinde tedaviyi yerelleştirme planlarıyla ilişkilendirmenin’ önemini vurguladı.