Tunus: Kays Said yanlıları suikastların aydınlığa kavuşturulmasını istiyor

Protestolar, Beleyid ve Brahmi’nin ölümünün 9. yıldönümü anma töreniyle eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek.

Başkent Tunus’un merkezinde Cumhurbaşkanı Said’e destek gösterilerinden bir fotoğraf (AFP)
Başkent Tunus’un merkezinde Cumhurbaşkanı Said’e destek gösterilerinden bir fotoğraf (AFP)
TT

Tunus: Kays Said yanlıları suikastların aydınlığa kavuşturulmasını istiyor

Başkent Tunus’un merkezinde Cumhurbaşkanı Said’e destek gösterilerinden bir fotoğraf (AFP)
Başkent Tunus’un merkezinde Cumhurbaşkanı Said’e destek gösterilerinden bir fotoğraf (AFP)

Bir grup Tunuslu siyasi parti ve sendika, 2013 yılında suikasta kurban giden iki parlamenter olan Şükrü Beleyid ve Muhammed Brahmi’nin ölümü başta olmak üzere ülkedeki siyasi suikastlarla ilgili gerçeklerin ortaya çıkarılması çağrısıyla, gelecek pazar günü protesto gösteri düzenlemek için seferber oldu. Tunus’taki siyaset sahnesinde önemli bir yankı bulan bu iki suikastı kimin düzenlediği henüz açığa çıkarılamadı. Bazı politikacıların açıklamalarına göre protestocular, o dönemde siyaset sahnesine yön veren Nahda Hareketi’ne yönelik suçlamalara atıfla, gerçeklerin ortaya çıkarılmasını ve Tunus halkına sunulmasını talep ediyor.
Siyasal İslamcı partilerin iktidara katılımını reddeden siyasi taraflar, faili meçhul cinayetleri aydınlığa kavuşturmak istiyorlar.
Bu protestolara katılan taraflar hakkında sızdırılmış verilere göre Cumhurbaşkanı Kays Said’in yaklaşık 6 ay önce açıkladığı siyasi yönelimin destekçileri listesinin başındaki Halk Hareketi, bu protesto hareketine liderlik edecek. Protestolar, Halk Akımı, Baas Hareketi, Şükrü Beleyid’in suikastından önce kurduğu ve yönettiği Birleşik Ulusal Demokrat Parti, Tunus İleri Hareketi ve Sammud Koalisyonun tarafından da destekleniyor. Tunus Genel İşçi Sendikası, Tunus Gazeteciler Sendikası, Genç Avukatlar Derneği, Tunus Barolar Birliği, Tunus Öğrenciler Birliği, Şükrü Beleyid’i Savunma Heyeti ve Tunus’ta demokratik geçiş sürecini desteklemek için 10- 23 Örgütü de protesto hareketine destek veren partiler arasında yer alıyor.
Cumhurbaşkanı Said’i destekleyen ‘25 Temmuz Hareketi’nin de pazar günü ‘yargının arındırılması’ ve Yüksek Yargı Konseyi’nin feshedilmesi çağrısı yapan bir harekete katılması bekleniyor. Konseyin feshedilmesi, cumhurbaşkanının bazı hakimleri yolsuzlukla suçlayarak sert eleştirilerde bulunduğu yargı üzerindeki baskı düzeyini artıracak.
Bu toplantılar, ‘tüm toplantı ve gösterilerin yasaklanması ve sağlık pasaportunun zorunlu olarak kullanılması’ da dahil olmak üzere, koronavirüsün yayılma tehdidine karşı hükümetin aldığı önlemlere rağmen gerçekleşiyor.
Cumhurbaşkanının talimatlarına karşı çıkan ve çoğunluğu Nahda Hareketi tarafından desteklenen partilerden oluşan bu büyük grup, birkaç defa protesto eylemi düzenlemek üzere sokaklara çıktı. Ancak güvenlik güçleri, tazyikli su ve göz yaşartıcı gaz bombalarıyla karşılık verdi, eylemcilerin başkentin ana sokaklarına ulaşmasını engelledi. Bu protestoların en öne çıkanı, eski Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin bin Ali rejiminin devrildiği 14 Ocak’ta gerçekleşti. Yetkililerin pazar günü yapılacak eylemlere izin vermesi halinde bu durum, cumhurbaşkanına yönelik sert eleştirilere kapı aralayacak. Ülkede İçişleri Bakanlığı da çifte standart politikasıyla suçlanıyor. Aynı şekilde Tunuslu bir siyasi analist olan Cemal el-Arfavi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Bu protestoların solcu lider Şükrü Beleyid suikastının 9. yıldönümü ile çakışması, protestolara ek bir ivme kazandırabilir. Zira eylemciler, Yüksek Yargı Kurulu’nun feshedilmesini talep ederek, cumhurbaşkanının destekçilerine yönelik siyasi suikastların koşullarını ortaya çıkarmak için toplanıyor” şeklinde konuştu.
Arfavi, İşçi Sendikası’nın siyasi krizin üstesinden gelmek için ortak bir çözüm bulma çağrısının, ‘bu çeşitli hareketlerin sorunu çözmeyeceği, aksine siyaset sahnesinin bileşenleri arasındaki uçurumu daha da derinleştireceği göz önüne alındığında’, siyasi ve ekonomik maliyetler açısından en iyi koşul olabileceğini söyledi.
Öte yandan eski Eğitim Bakanı Naci Calul, Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan yasama seçimlerinin gelecek 17 Aralık’ta yapılma olasılığına dair şüphelerini dile getirdi. Calul, “İmkansıza yakın bir tarih. Çünkü bu seçimler, uygun koşullarda yapılabilmesi için gerekli çeşitli şartlara ihtiyaç duyuyor. Bunların başında ise anayasa reformları, yeni bir seçim sisteminin kurulması, yeni seçim yasası, partiler ve dernekler yasası geliyor. Bunlar emek, tecrübe ve zaman gerektiren eylemlerdir” dedi.
Calul, bu tarihe bağlı kalmanın zorluğuna değinirken, bu prosedürlerin bir yıl içinde uygulanamayacağını vurguladı. Naci Calul, düzenlediği bir basın açıklamasında, cumhurbaşkanını desteklemediğini, bunun yerine siyasi sahneyi çeşitli kirlerinden arındıran siyasi reformlar oluşturmayı amaçlayan ‘25 Temmuz sürecini’ desteklediğini vurguladı.



İsrail, Ben Gurion Havaalanı saldırısının ardından Husilere karşı ‘doğrudan saldırı’ planlıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Güvenlik Kabinesi toplantısında (Arşiv - DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Güvenlik Kabinesi toplantısında (Arşiv - DPA)
TT

İsrail, Ben Gurion Havaalanı saldırısının ardından Husilere karşı ‘doğrudan saldırı’ planlıyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Güvenlik Kabinesi toplantısında (Arşiv - DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Güvenlik Kabinesi toplantısında (Arşiv - DPA)

AFP'ye konuşan bir hükümet yetkilisi, İsrail Güvenlik Kabinesi’nin bugün yerel saatle 19:00'da toplanacağını söyledi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail medyası dün, Güvenlik Kabinesi’nin Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonun genişletilmesine yönelik bir planı onaylamak üzere toplanacağını duyurdu.

İsrailli bir yetkili, Yemen'deki Husilerin Ben Gurion Havaalanı’nı füzeyle hedef almasının ardından Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yerel saatle 15:00'te Savunma Bakanı Yisrael Katz ve diğer üst düzey savunma yetkilileriyle telefon aracılığıyla bir toplantı yapacağını bildirdi.

Times of Israel'e göre toplantıda, İsrail'in Yemen'deki Husi hedeflerini doğrudan vurması da dâhil olmak üzere olası tepkiler ele alınacak.

dfrgty
Yemen'den ateşlenen füzenin Ben Gurion Havaalanı yakınlarına düştüğü yerde bir ambulans (AFP)

Güvenlik Kabinesi toplantısı, Husiler tarafından Yemen'den ateşlenen ve Ben Gurion Havaalanı yakınlarına düşen füzenin ardından İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın ‘yedi kat’ karşılık verme sözü vermesiyle gerçekleşti.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz füzeyi fırlatanları tehdit ederek, “Kim bize saldırırsa, biz de ona yedi katıyla karşılık veririz” dedi.

İsrailli siyasetçi Benny Gantz, Husiler tarafından Yemen'den ateşlenen bir füzenin Ben Gurion Havaalanı bölgesine düşmesinin ardından İran'ın sorumlu tutulması çağrısında bulundu.

Gantz X platformundaki hesabında şunları yazdı: “Sorun Yemen değil, İran. İsrail devletine balistik füzeler fırlatan İran'dır ve bunun sorumluluğunu almalıdır.”

“İsrail hükümeti uyanmalı” diye ekleyen Gantz, İsrail'e roket atılmasının ‘Tahran'da sert bir tepkiye yol açması gerektiğini’ savundu.

dcfgrthy
Yemen'den ateşlenen füzenin Ben Gurion Havaalanı yakınlarına düştüğü yerdeki Kızıl Davut Yıldızı ambulansı (Sosyal medya)

İsrail polisi bugün yaptığı açıklamada, Yemen'den fırlatılan bir füzenin Tel Aviv’deki Ben Gurion Havaalanı yakınlarına ‘düştüğünü’ söyledi. Ordu, füzeyi birkaç kez engellemeye çalıştığını bildirdi. Saldırı gerçekleştikten yaklaşık iki saat sonra Yemen'deki Husiler tarafından üstlenildi.