Cedid köyünün sanatı yücelten sokakları

Cedid köyü, El-Ula’yı ziyaret edenlerin başlıca durakları arasında.

El Cedide’deki Sanat Meydanı’na kurulan el sanatları atölyeleri.
El Cedide’deki Sanat Meydanı’na kurulan el sanatları atölyeleri.
TT

Cedid köyünün sanatı yücelten sokakları

El Cedide’deki Sanat Meydanı’na kurulan el sanatları atölyeleri.
El Cedide’deki Sanat Meydanı’na kurulan el sanatları atölyeleri.

Sanatın kalbi, El-Ula'nın Cedid köyünde atıyor. Köyün geniş sokakları, adeta tüm sanat türlerini kucaklayarak kuzeybatı Suudi Arabistan'da şehri ziyaret edenleri kendine hayran bırakıyor. Köy sinemanın, tiyatronun, graffitinin, el sanatlarının, sanat atölyelerinin, kafelerin ve ilham verici ferah bir yaşamın olduğu, sanatı ve sanatçıları kucaklayan yenilenmiş bir lokasyonda, tarihin, yaratıcılığın ve neşenin derinliğine açılan bir pencere konumunda.
Cedid köyü, yürüyerek keşfetmeyi seveceğiniz bir yer. Farklı yanıysa dekore edilmiş ve farklı renklere boyanmış güzel kaldırımların sanatsal görünüme sahip olması.
Sokakların üstünde ve mekanlarda gecenin karanlığını aydınlatan fenerler yer alıyor.
Daha önce geceleri donuk ve cansız görünen alan bugün rengarenk gece hayatına, insanların seslerine, kafelerin hareketliliğine ve müzikal performanslara ev sahipliği yapıyor.
Cedid, eski şehri ve kültürel canlılığıyla, El-Ula Şehri Kraliyet Komisyonu tarafından bölge halkı, ziyaretçiler ve sanatçılar için tercih edilen bir destinasyon haline getirildi. Köy, hızlı bir gelişim sürecine tanık oldu.
Cedid’de açık havada sinama gösterimi yapan El-Housh Sineması’nda Arap ve uluslararası filmlerin başyapıtlarından oluşan eserler gösteriliyor. Sinema alanında ayrıca fikri ve sanatsal tartışmalara ev sahipliği yapan bir de kafe yer alıyor.
Cedid Köyü’nde bulunan sinemada bu hafta, Suudi Arabistan’da ilk kez gösterime giren, 1960 yapımı bir film olan La Dolce Vita (Tatlı Hayat) filmi gösteriliyor. Mısırlı Hayri Beşşare’nin yazıp yönettiği 1988 yapımı “Geçen bir gün… Tatlı gün” filmi de ilgi çeken eserler arasında yer alıyor.
Cedid kçyünün sundurğu güzellikler bu kadarla da sınırlı değil. Zira Cedid, El-Ula'nın mirasından ve ruhundan ilham alan, yaratıcılık ürünü ahşap parçalar üretmek için oyma, boyama ve şekillendirme gibi el sanatlarının öğretildiği geniş bir atölye alanına da sahip. Katılımcı sayısını belirlemek ve deneyimin eğlencesini artırmak için kursa katılmak isteyenler bir internet sitesi aracılığıyla önceden kayıt oluyor. Kursiyerlere açık havada eğitim fırsatları sunuluyor.
Alanın sınırlı olmasına rağmen Cedid köyünün meydanlarının her bir karesi zenginliğini yansıtacak biçimde  çok iyi bir şekilde değerlendirilmiş. Her köşesinde farklı bir güzellik var. Kafelerin ve restoranların yer aldığı geniş meydanı adeta göz alıyor.
El-Ula'daki çiftliklere bakan, palmiyelerin yeşil renkleriyle etrafın süslendiği ve arkalarında dağların olduğu pazar meydanında muhteşem tasarımlara sahip sanat eserleri yer alıyor.
Cedid’de Suudi kadınlar tarafından işletilen Moon Shell restoranında El-Ula’ya özgü yemekler sunuluyor. Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış tabaklarda servis edilen yemeğkler ve tatlılar adeta bir renk cümbüşü yaratıyor.
Restoran çalışanları Şarku'l Avsat'a yaptıkları açıklamada yemeklerin hazırlanmasında sadece hayvan sütünün kullanılmadığını, müşterinin tercihine göre yemeklerin badem sütü, soya sütü veya hindistan cevizi sütü ile yapıldığını aktardı. Aynı şey, yeşil Japon matcha çayının yerini alan kayıp kırmızı çay için de geçerli.
Cedid'deki dükkanlar bölgeye canlılık katıyor. El-Ula sakinlerinin çoğu el sanatları ürünlerini ve hasırdan yapılan paspaslar, yemek sofrası, el yelpazeleri, sepetler, zembiller, hurma ve tahıl kaseleri ile  bazı çiftçi ve inşaat aletlerini sergiliyorlar.  
Issız bir yerden dinamik bir köye dönüşen ve El-Ula kasabasına oldukça yakın olan Cedid köyü el sanatlarına ilgi duyan turistler için oldukça çekici bir destinasyon haline gelmiş durumda. de çekici hale geldi. Zira şehir turuna eski şehirdeki popüler pazardan başlayan ziyaretçiler turlarını, sanatın ve görselliğin şölen haline geldiği Cedid Köyü’nde sona erdiriyorlar.



Avatar 3 gişeyi sallıyor: Yarım milyar dolara yaklaştı

71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
TT

Avatar 3 gişeyi sallıyor: Yarım milyar dolara yaklaştı

71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)

Avatar: Ateş ve Kül (Avatar: Fire and Ash), vizyona girdikten sonraki ilk haftasında dünya genelinde 450 milyon dolar hasılat elde etti. Filmin bu gelirinin 119 milyon doları Kuzey Amerika, 331 milyon doları ise uluslararası pazarlardan geldi.

İvmesini koruyor

Ateş ve Kül, Jake ve Neytiri'nin oğulları Neteyam'ın ölümünün ardından yaşananları konu alıyor. Film, aynı zamanda Kül Halkı diye bilinen ve Mangkwan adlı ateş klanına liderlik eden Varang karakteriyle yeni ve ürkütücü bir tehdidi tanıtıyor. 

Başrolleri paylaşan Sam Worthington ve Zoe Saldaña'nın yanı sıra Stephen Lang, Jack Champion, Sigourney Weaver ve Britain Dalton kadroya geri dönerken; Oona Chaplin ve David Thewlis seriye yeni katılan isimler arasında yer alıyor.

James Cameron'ın Pandora'ya üçüncü kez döndüğü yapım, salı günü Kuzey Amerika'da 16,5 milyon dolar, uluslararası gişede ise 34,3 milyon dolar kazandı. Hafta içi elde edilen bu bilet satışları güçlü ivmenin korunduğunu gösterirken, sinema salonları için yılın en yoğun dönemlerinden biri olan Noel haftası öncesinde de umut verici bir tablo çiziyor.

Ateş ve Kül, 4 günlük Noel tatili döneminde 75 ila 80 milyon dolarlık bir hasılat hedefliyor. Bu rakam, filmin Kuzey Amerika gişesinde zirvedeki yerini koruması için yeterli görülüyor. 

Rakipleri de güçlü

Bu süreçte, Timothée Chalamet'nin başrolünde yer aldığı spor temalı Muhteşem Marty (Marty Supreme), müzikal drama Kalpten Söylenen Bir Şarkı (Song Sung Blue) ve felaket komedisi Anakonda (Anaconda) vizyona giriyor. Ancak bu filmler Noel arifesinde gösterime gireceğinden, stüdyolar hasılat rakamlarını Noel Günü'nde açıklayacak.

Öte yandan Disney'in animasyon türündeki devam filmi Zootropolis 2'nin (Zootopia 2) de Noel tatili boyunca gişede güçlü kalması bekleniyor. Ailece izlenebilen komedi ve macera filmi, dünya genelinde halihazırda 1,3 milyar dolar hasılata ulaştı; bunun 993 milyon doları uluslararası gişeden geldi. 

Devam filminden tarihi başarı

Zootropolis 2, gişede 2016 yapımı selefini çoktan geride bırakırken, uluslararası gişede 1 milyar doları aşan ikinci animasyon film olmaya hazırlanıyor. Bunu başaran ilk animasyon Ters Yüz 2 (Inside Out 2) olmuştu.

Independent Türkçe, Variety, Deadline


Peaky Blinders geri dönüyor: Yeni fragman heyecan yarattı

Peaky Blinders geri dönüyor: Yeni fragman heyecan yarattı
TT

Peaky Blinders geri dönüyor: Yeni fragman heyecan yarattı

Peaky Blinders geri dönüyor: Yeni fragman heyecan yarattı

Peaky Blinders hayranları, Netflix'in paylaştığı yeni ve gerilim yüklü fragmanın ardından yaklaşan filme övgüler yağdırıyor.

Dizinin yaratıcısı Steven Knight tarafından kaleme alınan ve Tommy Shelby rolüyle Cillian Murphy'nin geri döndüğü Ölümsüz Adam (Peaky Blinders: The Immortal Man), Peaky Blinders evreninde bu hikayeyi noktalarken, planlanan devam dizisi için de zemin hazırlıyor.

"Tommy Shelby'ye ne oldu?"

Gelecek yıl martta izleyiciyle buluşacağı daha önce doğrulanan filmden, ilk fragman yayımlandı. II. Dünya Savaşı sırasında, 1940'ların Birmingham'ında geçen yapımın bir dakikalık tanıtımı, kır saçlı ve nefes nefese Tommy Shelby'nin tamamen yalnız olduğu sahnelerle açılıyor. 

Telefon çalıyor ve dış ses, "Tommy Shelby'ye ne oldu? Şu ünlü Çingene gangster?" diye soruyor.

Fragman kısa sürede tempoyu yükseltiyor: Yaralı bir adam, hızla ilerleyen bir tren ve Nazi selamı veren askerler ekrana geliyor. Dışarıdaki patlamalar, savaş sirenleri ve şiddet görüntülerine karşılık, kendi isteğiyle sürgünde yaşayan Tommy'nin sakin ama net yanıtını duyuyoruz: 

Ben artık o adam değilim.

Dış ses bu kez daha doğrudan sesleniyor:

Tommy, geri dönmen gerekiyor.

Fragman, Tommy'nin masaya sert bir yumruk indirdiği, silah seslerinin yankılandığı ve savaşın izleri arasında son bir hesaplaşmaya doğru ilerlediği sahnelerle sona eriyor.

Steven Knight, daha önce yaptığı açıklamada bu filmi şöyle tanımlamıştı:

Ülke savaşta ve elbette Peaky Blinders da öyle. Bu, hikayenin patlamaya hazır bir sayfası olacak. Hiçbir şeyden kaçınmadan, Peaky Blinders tam anlamıyla savaşta.

Fragman, Akademi Ödüllü Murphy'nin canlandırdığı Birminghamlı gangsterin kaderi konusunda hayranları endişelendirirken, aynı zamanda heyecanı da zirveye taşıdı. 

Hayranlar şimdiden "başyapıt" diyor

Üç yıllık bekleyişin ardından gelen ilk görüntüler, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. 


Stranger Things yıldızı: Terapi zorunlu olmalı

Noah Schnapp, ödüllü dizi Stranger Things'de, Winona Ryder'ın oynadığı Joyce'un oğlu Will Byers'ı canlandırıyor (Netflix)
Noah Schnapp, ödüllü dizi Stranger Things'de, Winona Ryder'ın oynadığı Joyce'un oğlu Will Byers'ı canlandırıyor (Netflix)
TT

Stranger Things yıldızı: Terapi zorunlu olmalı

Noah Schnapp, ödüllü dizi Stranger Things'de, Winona Ryder'ın oynadığı Joyce'un oğlu Will Byers'ı canlandırıyor (Netflix)
Noah Schnapp, ödüllü dizi Stranger Things'de, Winona Ryder'ın oynadığı Joyce'un oğlu Will Byers'ı canlandırıyor (Netflix)

Çocuk oyuncu olarak kariyeri yaklaşık 10 yıl önce Stranger Things sayesinde ivme kazanan Noah Schnapp, sektördeki yaşıtları için daha fazla ruh sağlığı desteği sunulmasını istiyor.

Oyuncu, kendisini uzun süre "hayat dolu ve sorunsuz bir çocuk" olarak gördüğü için terapiye ihtiyacı olmadığını düşündüğünü ancak zamanla profesyonel yardım aldığını açıkladı. 

Schnapp, daha önce benzer açıklamalar yapan Ariana Grande'yle aynı görüşü paylaştığını belirterek, bu sektörde çalışan çocuklar için terapinin zorunlu olması gerektiğini savundu.

USA Today'e konuşan 21 yaşındaki Schnapp, "Kamuoyunun gözleri önünde büyümek çok zor" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: 

Kendini henüz tanımıyorsun, hiçbir şeyi çözmüş değilsin ama bir anda her şeyi bilen, her soruya cevap verebilen biri olman bekleniyor.

Amerikalı oyuncu sözlerine şöyle devam etti: 

Sürekli yanlış şeyler söylüyordum ya da ciddiye almam gereken konularda yeterince dikkatli davranmadığım için utanıyordum. Üstelik bunlar sonsuza dek internette kalıyor. İnsan zamanla büyür ve öğrenir ama bunu herkesin gözü önünde yapmak hiç kolay değil.

Schnapp, Netflix yapımı Stranger Things'in 2016'da başlayan ve 5 sezon süren yolculuğunun ilk sezonu çekildiğinde yalnızca 11 yaşındaydı. Dizi, 1 Ocak'ta yayımlanacak final bölümüyle ekranlara veda etmeye hazırlanıyor.

"Los Angeles'ta yaşasam kendimi kaybederdim"

"Yıllar geçtikçe şunu fark ediyorsun: Bu aslında normal bir hayat değil ve ailenin dışında bir destek sistemine ihtiyacın var" diyen Schnapp, sektördeki baskılara da dikkat çekti.

"Büyürken insanların neden depresyona girdiğini, neden madde kullanımına yöneldiğini ya da yeme bozuklukları yaşadığını hiç anlayamazdım" diye ekledi: 

Yaş aldıkça Hollywood'daki baskıların nasıl tüm bunlara yol açabildiğini görüyorsun. Aileme hep şunu söylüyorum: Los Angeles'ta asla yaşayamazdım. Sanırım orada kendimi kaybederdim.

Stranger Things'in 5. sezonunun ilk 4 bölümü halihazırda Netflix'te izlenebiliyor. Kalan üç bölüm yarın (26 Aralık) yayımlanacak; iki saatlik final bölümü ise 1 Ocak'ta izleyiciyle buluşacak.

Independent Türkçe, USA Today, Deadline