Sudan’da ordu komutanları ‘Beşir rejimini yeniden kurmaya çalışmakla’ suçlandı

Sudan Meslek Odaları Birliği, BM’nin krizi çözme girişimine karşı.

Sudanlılar sivil yönetim talebiyle protesto düzenliyor. (Reuters)
Sudanlılar sivil yönetim talebiyle protesto düzenliyor. (Reuters)
TT

Sudan’da ordu komutanları ‘Beşir rejimini yeniden kurmaya çalışmakla’ suçlandı

Sudanlılar sivil yönetim talebiyle protesto düzenliyor. (Reuters)
Sudanlılar sivil yönetim talebiyle protesto düzenliyor. (Reuters)

Sudan’daki ana muhalefet koalisyonu Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG), ordu liderlerini devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir rejimini yeniden iktidara getirmeye çalışmakla suçladı. ÖDBG, halk protestolarına hız vermek ve mevcut rejimi devirmek için bölgesel ve uluslararası toplumla birlikte çalışma çağrısı yaptı. Sudan Ordu Komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan ve yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu (Hemideti) liderliğindeki ordu, muhalefetin ve uluslararası toplumun askeri darbe olarak nitelendirdiği hamleyle, 25 Ekim’den bu yana ülkede iktidarı üstleniyor. 
Sudan Meslek Odaları Birliği ise Birleşmiş Milletler’in (BM) ülkedeki krizi çözme girişimini kabul etmedi. ÖDBG’ye bağlı partiler, ordu liderlerinin iktidar üzerindeki kontrolünü sona erdirmeyi ve demokratik bir sivil yönetim kurmayı amaçlayan muhalefet için birleşik bir merkez oluşturarak, devrimci güçlerin en geniş koalisyon cephesini inşa etme gerekliliği hususunda uzlaşı sağladı. Söz konusu partiler yapılan açıklamada, darbeci yetkililer tarafından ÖDBG’yi dağıtmak ve devrimci güçler arasında parçalanma oluşturmak üzere başlatılan kampanyaya karşı çıkacaklarını bildirdiler. En yüksek siyasi organ olan ÖDBG ittifakının merkez konseyi, geçen perşembe gecesi Ulusal Ümmet Partisi’nin Omdurman’daki binasında bir toplantı düzenleyerek geçen 25 Ekim darbesinin ardından ülkede meydana gelen güncel siyasi gelişmeleri ele aldı.
Açıklamada, darbenin Müslüman Kardeşler’in tecrit edilmiş üyelerini rejime geri döndürmek, devlete katılımlarını sağlamak ve son dönemde 30 Haziran Rejimini Dağıtma Komitesi’nin eylemlerini engellemek için hızlandırılan uygulamalara dikkat çekildi.  Ayrıca ÖDBG’nin, Nisan 2019’da kitlesel bir halk devrimi ile devrilen Ömer el-Beşir liderliğindeki rejimini yeniden canlandırma girişimlerine karşı çıkacağı vurgulandı.
ÖDBG, halkın devrimine destek sağlamak için uluslararası ve bölgesel aktörlerle iletişim kurmaya devam etme kararı aldı. İlerleyen günlerde de halk hareketinin destekleyici diplomatik çalışmaların etkinliğini artırmak amacıyla sıkı bir plan doğrultunda çalışacağı kaydedildi.
İttifak, güvenlik yetkilileri tarafından aktivistlere ve siyasi aktörlere karşı başlatılan tutuklama kampanyasını ve direniş komitelerinin, ÖDBG’nin ve çeşitli bileşenlerin önemli sayıdaki liderini etkileyen hak ihlalini de kınadı. Sokak hareketine öncülük eden ÖDBG ile Halk Direniş Komiteleri arasındaki stratejik ortaklık kırmaya yönelik girişimlerin yalnızca devrimcilere hizmet edeceği vurgulandı. ÖDBG ittifakı ayrıca darbeci yönetimin barışçıl kitle hareketi karşısında kullandığı aşırı şiddetin, hareketi geri çekilmeye veya içinde kırılma oluşmasına sevk etmeyeceğini bildirdi.
Sudan Meslek Odaları Birliği, 4 Şubat’ta düzenlediği basın açıklamasında, girişimi görüşmek üzere BM Entegre Geçiş Yardım Misyonu UNITAMS Başkanı ve BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz ile görüşme daveti aldığını duyurdu. Açıklamada, izole edilmiş rejimi yeniden üretmeyi amaçlayan askeri darbe karşısında, uluslararası girişimin devrim taleplerine ve devrimci güçlerin öne sürdüğü sloganlara mesafeli duruşunu reddederek birliğin daha önceki ilkeli duruşunun belirginleştiği ifade edildi.
Birlik, ‘askeri darbeyi sonlandırmak, darbeye karışanları özel mahkemelerde adalete teslim etmek, değişim ve gerçek demokratik dönüşüm projesini hayata geçirmek için yeni bir anayasal ve devrimci meşruiyet üzerinde tam bir sivil otorite tesis etmek’ koşullarına bağlılığını yineledi. Meslek Odaları Birliği, BM misyonunu da darbeci otoriteyi desteklemek ve tanımakla suçladı. Birlik tarafından yapılan açıklamaya göre BM’nin Burhan ve istifa eden Başbakan Abdullah Hamduk arasında 21 Kasım’da yapılan ve misyonun demokratik geçişi destekleme göreviyle çelişen anlaşmayı dayatmaya, sağlamlaştırmaya ve meşrulaştırmaya çalıştığı vurgulandı.
Açıklamada, BM girişiminin Sudan partileri arasındaki diyalog ve iletişim çağrısında askeri darbeye karşı tarafsız bir tutum takındığı belirtildi. Halka yönelik suçlar işleyen, vahşet ve katliamlar yapan devrimci cunta ile barış, adalet ve demokrasinin kuşattığı savunmasız sivilleri eşitlemeye çalışan yasa dışı ve aldatıcı bir duruş sergilediği ifade edildi.
Birlik, darbe karşısında ‘müzakere yok, ortaklık yok, meşruiyet yok’ sloganları atan halk hareketinin, ‘ordunun darbe yaptığı 2019 anayasal belgesine göre’ askerler ve siviller arasındaki yeniden tesis edilmesini amaçlayan BM girişimini baltaladığını vurguladı. Aynı şekilde 25 Ekim’den önceki duruma geri dönme girişimlerine de karşı olunduğu vurgulandı.
Sudan Dışişleri Bakanlığı, Afrika Birliği (AfB) Barış ve Güvenlik Konseyi’nin ‘Sudanlı taraflar arasında kimseyi dışlamayan bir diyalog ve geçiş dönemi sonunda seçimlerin yapılması çağrısı yaptığı’ açıklamasını memnuniyetle karşıladı. Konsey geçen perşembe günü yaptığı açıklamada, ‘Sudan’da barışı, istikrarı ve ekonomik iyileşmeyi yeniden tesis etme çabalarını artırmak amacıyla’ birliğin kurucu üyelerinden biri olan Sudan ile ilişki kurmaya ve istişare etmeye devam etme kararlılığını dile getirdi.



Lübnanlı George Abdullah, 40 yıl sonra Fransa'daki hapishaneden çıktı

George İbrahim Abdullah, Fransa'nın Lannemezan hapishanesindeki hücresinde, 17 Temmuz 2025 (AFP)
George İbrahim Abdullah, Fransa'nın Lannemezan hapishanesindeki hücresinde, 17 Temmuz 2025 (AFP)
TT

Lübnanlı George Abdullah, 40 yıl sonra Fransa'daki hapishaneden çıktı

George İbrahim Abdullah, Fransa'nın Lannemezan hapishanesindeki hücresinde, 17 Temmuz 2025 (AFP)
George İbrahim Abdullah, Fransa'nın Lannemezan hapishanesindeki hücresinde, 17 Temmuz 2025 (AFP)

Filistinlileri destekleyen Lübnanlı aktivist George İbrahim Abdullah, 1980'lerde bir ABD’li ve bir İsrailli diplomatın suikastında suç ortaklığıyla suçlanarak 41 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Bugün Fransa'daki hapishaneden serbest bırakılan Abdullah, ülkesine geri dönecek.

sadfgrthy
Fransız polisi George Abdullah'a eşlik ediyor. (AFP)

AFP ekibinin bildirdiğine göre, güneybatı Fransa'nın Hautes-Pyrenees bölgesindeki Lannemezan hapishanesinden iki minibüsün de aralarında bulunduğu altı araçlık bir konvoy yola çıktı, ancak sakallı aktivisti görmek mümkün olmadı.

74 yaşındaki George İbrahim Abdullah, Tarbes Havaalanı’na götürülecek. Güvenlik güçlerinden bir kaynak, Abdullah'ın buradan uçakla Paris'teki Roissy Havaalanı’na götürüleceğini ve buradan Beyrut'a giden bir uçağa bineceğini bildirdi.

Avukatı Jean-Louis Chalanset, konvoyun hareketinden sonra AFP’ye yaptığı açıklamada, “Bu hem sevinç hem de duygusal bir şok ve siyasi bir zafer kaynağı” dedi, ancak müvekkilinin konvoyda olup olmadığını doğrulamadı. Chalanset, “Çok uzun zaman önce serbest bırakılması gerekirdi” ifadesini kullandı.

Paris Temyiz Mahkemesi geçen hafta, Lübnanlı aktivistin 25 Temmuz'da serbest bırakılmasına karar verdi.

Şu anda 74 yaşında olan Abdullah, 1987 yılında 1982'de bir ABD’li ve bir İsrailli diplomatın öldürülmesine karıştığı suçlamasıyla ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. 25 yıldır şartlı tahliyeye hak kazanmış olmasına rağmen, serbest bırakılması için yapılan 12 başvuru reddedildi.

sdfrt
George İbrahim Abdullah, 41 yıl hapis yatarak Avrupa'nın en uzun süre hapis yatan siyasi tutuklusu oldu. (X)

Son günlerde Abdullah, Che Guevara'nın resminin bulunduğu kırmızı bayrakla süslenmiş hücresini boşaltmaya başladı ve içindeki birçok gazete ve kitabı, dün öğleden sonra hapishane önünde protesto gösterisi düzenleyen yaklaşık 200 kişilik destek komitesine teslim etti.

Avukatı, Abdullah'ın giysilerinin çoğunu birlikte tutuklu bulunan mahkumlara verdiğini ve yanında ‘küçük bir çanta’ taşıdığını söyledi.

AFP, serbest bırakılma kararının alındığı gün hücresinde onunla görüştü.

Görüşme sırasında, sakalı beyazlamış Abdullah, “Kırk yıl uzun bir süre, ama mücadele dinamik olduğunda bunu hissetmiyorsunuz” dedi.

Temyiz Mahkemesi hakimleri, tutukluluk süresinin işlenen suçlarla ve Lübnan Devrimci Silahlı Gruplar’ın eski liderinin yaşıyla ‘orantısız’ olduğunu değerlendirdi.

dfgthyu
Fransa'nın başkenti Paris’te tutuklu George İbrahim Abdullah'ı desteklemek için düzenlenen gösteriden, 16 Temmuz 2025 (EPA)

Kararda, Abdullah'ın ‘Filistin mücadelesinin geçmişteki bir sembolü’ olduğu belirtildi. Abdullah'ın liderliğini yaptığı, Lübnanlı seküler Hıristiyanlar, Marksistler ve Filistin yanlısı aktivistlerden oluşan küçük grubun dağıldığı ve ‘1984'ten beri herhangi bir şiddet eylemi gerçekleştirmediği’ ifade edildi.

Abdullah, 1978'de İsrail'in Güney Lübnan'ı işgali sırasında yaralandı ve George Habaş'ın liderliğindeki solcu hareket olan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'ne katıldı.

Daha sonra, ailesinin üyeleriyle birlikte, 1981 ve 1982 yılları arasında Filistin davasını desteklemek amacıyla Avrupa'da 5 saldırı düzenleyen, emperyalizme karşı Marksist bir örgüt olan Lübnan Devrimci Silahlı Grupları'nı kurdu. Bu saldırılardan 4'ü Fransa'da ölümlere neden oldu.

Abdullah, 1985 ile 1986 yılları arasında Paris'te 13 kişinin ölümüne yol açan ve Fransız başkentinde korku salan saldırı dalgasından uzun süre sorumlu tutuldu.

sxdfrgtyu
Lübnanlı George İbrahim Abdullah, 13 Temmuz 1986'da Özel Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada (AFP)

1986 yılında Lyon'da suç örgütü kurmak ve silah ve patlayıcı bulundurmak suçlarından dört yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ertesi yıl Paris Özel Ceza Mahkemesi'nde 1982'de ABD'li diplomat Charles Ray ve İsrailli diplomat Yakov Barsimentov'un öldürülmesinde suç ortaklığı ve 1984'te üçüncü bir suikast girişiminde bulunmak suçlamasıyla yargılandı.

Abdullah'ın ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasından iki ay sonra, bu saldırıların gerçek sorumluları tespit edildi ve bunların İran ile bağlantılı olduğu ortaya çıktı.

Abdullah, Lübnan iç savaşı (1975-1990) ve 1978'de İsrail'in Güney Lübnan'ı işgali bağlamında ‘İsrail ve Amerikan baskısına karşı direniş’ olarak nitelendirdiği iki suikastta parmağı olduğunu kabul etmedi.

Abdullah'ın kaldığı hapishane önünde her yıl protesto gösterileri düzenleyen az sayıdaki destekçisi ve birkaç solcu milletvekili dışında, tutuklu yıllar içinde büyük ölçüde unutuldu; 1980'lerde Fransa'nın bir numaralı düşmanı ve en kötü şöhretli tutuklularından biriydi.