Koronavirüs ve varyantlarına karşı yüksek bağışıklık sağlayan 3 durum

EPA
EPA
TT

Koronavirüs ve varyantlarına karşı yüksek bağışıklık sağlayan 3 durum

EPA
EPA

Bağışıklık sistemi, Kovid-19 hastalığına neden olan SARS-CoV-2 virüsünün spike proteini ile üç kez karşılaşmasının ardından yüksek kaliteli bir antikor tepkisi geliştiriyor. Bu antikorlar aynı zamanda, Omikron da dahil olmak üzere virüsün tüm varyantlarını da verimli bir şekilde etkisiz hale getirebiliyor. Nature Medicine dergisinde perşembe günü yayınlanan bir çalışmada, Münih Teknik Üniversitesi Viroloji Enstitüsü’nden bir araştırma ekibi iki yıl boyunca aşı olan ve enfeksiyonu atlatan bireylerin antikorlarını takip etti. Araştırmacılar vücudun üç kere virüs ile karşılaşma durumunu, üç doz aşı olma, enfeksiyonu atlatıp iki doz aşı olma veya iki kez aşı olmasına rağmen enfekte olma olarak tanımladılar.
SARS-CoV-2 salgının başlangıcından itibaren evrim geçirmeye devam etti. Endişe verici varyantlar hızla yayılırken, “Omikron ve diğer varyantların bağışıklıktan kaçmalarını engellemek için bağışıklık sistemlerini nasıl yönlendirebilirz?” en çok yöneltilen soru oldu.
Münih Teknik Üniversitesi Viroloji Enstitüsü Direktörü Ulrike Protzer tarafından yönetilen çalışma, bu soruya yönelik üç cevap ortaya koydu. Çalışmada, virüsün spike proteinine üç kez maruz kalınmasının karşı sadece yüksek miktarda değil, yüksek kalitede de antikorların üretilmesine yol açtığı tespit edildi.
Bu yüksek kaliteli antikorlar, virüsün spike proteinine daha güçlü bir şekilde bağlanıyorlar ve Omikron varyantına karşı etkin bir şekilde mücadele edebiliyorlar. Söz konusu durum, üç doz aşı almış kişiler, enfeksiyonu atlatıp iki doz aşı olan kişiler ve iki doz olduktan sonra enfeksiyon geçiren kişiler için de geçerli.
Çalışmada salgının başlangıcından bu yana İngiltere’de bir üniversite hastanesi personellerinden, enfeksiyon riski taşıyan ve düzenli olarak test edilen gönüllü katılımcılar yer aldı. Araştırmacılar, 2020 baharında, salgının ilk dalgası sırasında enfekte olan kişileri belirledi. Verileri  enfekte olmayan ikinci bir grupla karşılaştırdı. Ardından, söz konusu iki gruba mesajcı RNA (mRNA) teknolojisine dayalı Pfizer-BioNTech aşısı yapıldı ve yaklaşık iki yıl boyunca takip edildi. Söz konusu gruplarda enfeksiyon atlatan 98 kişi ve daha önce enfekte olmayan 73 kişi vardı.
Münih Üniversitesi’nin internet sitesinde çalışma ile eş zamanlı yayınlanan raporun baş yazarlarından Percy Knolle şu açıklamada bulundu:
 “Bu uzun süreli çalışma özellikle heyecan verici. Çünkü zaman içinde bağışıklık tepkisinin virüse nasıl tepki verdiğini ve aşılamadan sonra bağışıklığın nasıl geliştiğini takip edebiliyoruz. Çalışmaya katılanların kanlarındaki biyobelirteçleri belirledik. Spike proteine karşı antikorlarının konsantrasyonu, bu antikorların bağlanma gücü ve hücre kültüründe SARS-CoV-2 varyantlarının enfeksiyonunu etkisiz hale getirme konusunda oldukça başarılıydılar. Koruyucu bağışıklığın ne kadar kapsamlı olduğunu belirlemek için iki farklı belirtecin daha önemli olduğunu tespit ettik.”
Taşıdığı birçok mutasyon sebebiyle tahmin edildiği üzere, Omikron, test edilen diğer tüm viral varyantlara kıyasla antikorlardan en belirgin kaçma yeteneğine sahip türdü. Knolle “Omikron’ karşıok daha fazla ve daha kaliteli antikorlara ihtiyaç var” açıklamasında bulundu.
Araştırmacılar ayrıca birçok kan serumu örneği ile antikorları ve virüsün farklı varyantlarını, yüksek verimlilik oranlarında analiz etmelerini sağlayan yeni bir virüs nötralizasyon testi geliştirdi.
Protzer konuya dair şunları söyledi:
“Çalışmamızdaki yeni bulgu, insanların Omikron da dahil olmak üzere virüsün tüm varyantlara karşı yüksek düzeyde nötralize edici antikor aktivitesi oluşturmak için spike proteinine üç kez maruz kalması gerektiğini gösteriyor.”
Dikkat çekici olan ise daha önce enfekte olmaksızın üç doz olan kişilerin, aşılanmış veya Delta ya da Omikron’u atlatmış olanlar ile aynı miktarda ve kalitede antikora sahip olmasıydı. Her durumda virüsü etkisiz hale getirme aktivitesi, benzer şekillerde yüksek seviyelere ulaşıyordu. Bu, antikorların artan bağlanma gücünün artışı ile paralel olarak gelişiyordu. Protzer ve Knolle, aşılama yoluyla geliştirilen veya güçlendirilen bağışıklığın, virüsün gelecekteki varyantlarına karşı etkili koruma sağlamanın anahtarı olduğu konusunda hemfikirler.



Eski Doctor Who yıldızından dizinin yeni versiyonuna eleştiri

Fotoğraf: BBC Studios
Fotoğraf: BBC Studios
TT

Eski Doctor Who yıldızından dizinin yeni versiyonuna eleştiri

Fotoğraf: BBC Studios
Fotoğraf: BBC Studios

1982-1984'te Zaman Lordu'nu canlandıran Doctor Who yıldızı Peter Davison, uzun soluklu dizinin son sezonlarını "hikayedeki devasa boşluklar" nedeniyle eleştirdi.

Tom Baker'ın ardından karakterin 5. enkarnasyonunu canlandıran 74 yaşındaki Davison, BBC'nin 2005'te yeniden başlattığı bilimkurgu dizisinin kalitesini sorguluyor.

The Lewis Nicholls Show'a konuşan aktör, "Nedense bilimkurguda saatte 160 kilometre hızla gitmeleri gerektiğini düşünüyorlar" dedi.

Hikayede doğrudan bir sonraki bölüme geçiliyor ve beynin boşlukları doldurması bekleniyor... Belki genç ve sağlıklı biri bunu yapabilir. Bilemiyorum.

Davison, Doctor Who'nun son bölümlerini "ileride izlenmesi istenen" bir yapımın "fragmanına" benzetti.

Kanal patronlarının "insanların dikkat süreleri"yle ilgili endişelerinin, televizyon programlarının kötüleşmesine katkıda bulunabileceğini söyledi.

Davison "Eğer iki dakikada bir bir şeyler olmazsa insanların televizyonu kapatacağını düşünüyorlar, ki bunun doğru olduğuna inanmıyorum" diye devam etti.

Öte yandan Davison, geri dönen dizi sorumlusu Russell T. Davies'in, eski Doctor Who'nun sık sık eleştirilen bir yönünü, yani ana karakterin yol arkadaşını az kullanma alışkanlığını "düzelttiğine" değindi. Ancak dizinin artık hikayeden çok görsel efektlere öncelik verdiğini belirtti.

Oyuncu "Özel efektler daha da iyileştikçe, dizinin sadece onlardan ibaret hale gelmesi gibi bir tehlike var" dedi.

VDFGTH
Peter Davison 1982-1984 döneminde Doctor Who'da oynadı (BBC)

Doctor Who'nun yıllarca demirbaşı olan Davison, 2022'de Jodie Whittaker'ın son bölümünde kısa bir kameoyla rolünü yeniden canlandırmıştı. Whittaker'ın kendisi de geçen ay Ncuti Gatwa'nın veda bölümünde kısa süreliğine görünmüştü.

Davison ayrıca 2005-2010'da dizinin başrolünü üstlenen bir diğer eski Doctor Who yıldızı David Tennant'la birlikte özel bir sesli program yapmıştı. İki yıldızın dizi dışında da bir bağı var: Davison'ın kızı Georgia, 2011'den beri Tennant'la evli.

Tennant, Georgia'ya BBC'de 2008'de yayımlanan "The Doctor's Daughter" adlı bölümde birlikte rol alırken tanışmış ve 2020'de, bir başka Doctor Who yıldızının çocuğuyla evlenmenin "biraz aptalca geldiğini" itiraf etmişti.

Yayıncı Gaby Roslin'in podcast'ine katılan İskoç aktör, ilişkileri hakkında "Doctor Who hayatımın içine işlediği için sonunda doktorlardan birinin kızıyla evlenmek biraz aptalca geliyor; buna aykırı duran pek çok şey vardı" demişti.

Ancak Georgia ilişkilerinin "itici gücünün" kendisi olduğunu belirterek "Bu kadar çok uğraşmasaydım bu gerçekleşmeyebilirdi" ifadelerini kullanmıştı.

Independent Türkçe