Tunus’ta muhalifler ‘Lübnan senaryosuna’ karşı uyardı!

Hükümet iflas iddialarını yalanladı.

Tunuslu vatandaşlar, 6 Şubat 2013’te suikasta uğrayan solcu lider Şükrü Belayid’in öldürülmesinin dokuzuncu yıl dönümünü çarşamba günü başkentte düzenledikleri gösteri ile andılar. (EPA)
Tunuslu vatandaşlar, 6 Şubat 2013’te suikasta uğrayan solcu lider Şükrü Belayid’in öldürülmesinin dokuzuncu yıl dönümünü çarşamba günü başkentte düzenledikleri gösteri ile andılar. (EPA)
TT

Tunus’ta muhalifler ‘Lübnan senaryosuna’ karşı uyardı!

Tunuslu vatandaşlar, 6 Şubat 2013’te suikasta uğrayan solcu lider Şükrü Belayid’in öldürülmesinin dokuzuncu yıl dönümünü çarşamba günü başkentte düzenledikleri gösteri ile andılar. (EPA)
Tunuslu vatandaşlar, 6 Şubat 2013’te suikasta uğrayan solcu lider Şükrü Belayid’in öldürülmesinin dokuzuncu yıl dönümünü çarşamba günü başkentte düzenledikleri gösteri ile andılar. (EPA)

Fransa Hazinesi Genel Müdürü ve Paris Kulübü Başkanı Emmanuel Moulin’in Tunus’a sürpriz ziyareti, ülkenin önemi ve bunun ekonomik ve sosyal durum üzerindeki yansımalarına ilişkin soru işaretlerine neden oldu. Muhalif siyasi taraflar, cari yıl için tahsis edilen devlet bütçesi için gerekli fonların sağlanamaması ve maaşların ödenmesinin gecikmesi ortasında Tunus’un yakın zamanda iflas edeceğine dair bilgiler sızdırdılar. Tunus’ta Lübnan senaryosunun yaşanacağına karşı uyarıda bulundular. Öyle ki Lübnan’da para birimi çökmüş durumda ve ülke borçlarını ödeyemiyor. Ancak Tunus makamları iflas iddialarını yalanlayarak devletin masraflarının tamamını karşılayabildiğini savundular.
Tunus’taki Fransız Büyükelçiliği, ‘gizli’ olarak nitelenen ziyaretin sebeplerine ilişkin yaptığı açıklamada ziyaretin Tunus makamlarının talebi üzerine ve Fransa ile Tunus arasında devam eden ilişkiler çerçevesinde geliştiğini vurguladı. Taraflar, Fransa’nın Uluslararası Para Fonu (IMF) ile müzakereleri kapsamında gerçekleştirmeyi planladığı reformlarda başta Tunus’a verdiği destek başta olmak üzere bir dizi mali ve ekonomik konuyu ele aldılar. Moulin, ziyareti sırasında Maliye Bakanı Siham Nemsiyye ve Tunus Merkez Bankası Başkanı Mervan el-Abbasi ile bir araya geldi.
Sol eğilimli muhalif Sosyalist Parti Başkanı Hamas el-Kilani, Emmanuel Moulin’in ziyaretinin ‘Tunus hükümetinin ya yardım talep etmek için ‘Paris Kulübü’ne gitmeye hazırlandığını ya da Fransa’nın, uluslararası finans kuruluşlarıyla müzakereleri karakterize eden çıkmazı aşmak için arabulucu rolü oynadığını’ yansıttığını söyledi. Fransa’nın Tunus Devleti ile IMF arasında kamu maliyesi sorununa çözüm bulmaya yönelik yeni bir anlaşmanın ‘garantörü’ olarak devreye girmiş olmasının muhtemel olduğunu belirten Kilani sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu durum, esas olarak devletin nasıl yönetildiğine dair derin ve acil reformların uygulanmasından ve iflastan mustarip kamu kurumlarının satılmasından ibarettir.”
Yetkili, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ve Necla Buden hükümetinin bir sonraki aşamada kemer sıkma seçeneklerine geçeceğine ve Tunus halkının bu durumdan zarar göreceğine dikkat çekti. Hamas el-Kilani ayrıca ulusal egemenliğin Paris Kulübü’ne gitmekle sona ereceğini belirterek Tunus’ta mevcut siyasi- ekonomik koşullar nedeniyle ‘Lübnan senaryosunun’ yaşayabileceğine dikkat çekti. Başbakanı, partileri ve hükümetleri de Tunus’taki mevcut durumdan sorumlu tuttu.
Tunus Maliye Bakanı Siham Nemsiyye ise bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada devletin iflas riski altında olduğu iddiasını yalanladı. Tunus’un tüm taahhütlerini yerine getirdiğini ve ücretler, transferler, destek, dış ve iç kredilerinin geri ödenmesi gibi tüm masrafları güvence altına aldığını vurgulayan Bakan “Devlet şu ana kadar taahhüt ettiği borçları ödedi” dedi.
Nemsiyye, piyasada dönen iddiaların safsatadan başka bir şey olmadığını vurguladığı açıklamasında ayrıca artan harcama ihtiyaçlarını karşılamak için yeni menkul kıymetlerin basılacağına dair dolaşan haberleri de yalanladı. Bakan, devletin Tunusluların birikimlerinden para almadığını, iddia edilenin aksine her alanda masraflarını karşıladığını ve iflas etmediğini kaydetti.

Nahda’dan kınama
Nahda Hareketi Başkan Yardımcısı Nureddin el-Buheyri’yi savunma heyeti, müvekkilinin en son 31 Aralık’ta gözaltına alınarak başlayan mağduriyetine son verilmesi çağrısı yaptı. Heyet, müvekkilinin iki ay boyunca aralıksız olarak yaptığı açlık grevini görmezden gelinmesi de kınadı. Heyet ayrıca 4 Şubat’ta yaptığı açıklamada “Bu haklı davayı savunmayı reddetmesi, özellikle 2013 yılında militanlar tarafından suikasta uğrayan sol eğilimli muhalif Şükrü Belayid davası olmak üzere, diğer haklı davalarda da çekişmeye neden olacaktır” ifadesini kulandı.
Savunma heyeti yarın gösteri düzenleme çağrısı yapanları da Buheyri ve Belayid davaları arasında bağlantı kurmaktan kaçınmaya çağırdı.
Cumhurbaşkanı Kays Said’in talimatlarını destekleyen partilerin ve kuruluşların, siyasi suikastların arkasındaki isimlerden hesap sorulması talebiyle pazar günü protesto gösterileri düzenlenmesi çağrısında bulunduğu biliniyor.
Çok sayıda parti ve kuruluş da hakimleri siyasi suikastların failleriyle suç ortaklığı yapmakla suçlarken Yüksek Yargı Konseyi’nin feshedilmesini talep etti.
Nahda Hareketi, yandaşlarını ‘yargılanmadan gözaltına tutulan’ Nureddin el-Buheyri’nin derhal serbest bırakılması çağrısı yapılan protesto gösterisine katılmaya çağırdı. Buheyri, geçen aralık ayından bu yana Suriyeli bir kızın ölümü de dahil olmak üzere çeşitli kişilere, yasa dışı yollardan ‘Tunus vatandaşlık belgeleri, kimlik kartları ve pasaportları’ sağladığı şüphesiyle gözaltında tutuluyor.



İsrail, Sana Havaalanı'na saldırı düzenledi

Sana'da maket roketler ve İHA’lardan oluşan bir anıtın önünden geçen Yemenli bir adam (AP)
Sana'da maket roketler ve İHA’lardan oluşan bir anıtın önünden geçen Yemenli bir adam (AP)
TT

İsrail, Sana Havaalanı'na saldırı düzenledi

Sana'da maket roketler ve İHA’lardan oluşan bir anıtın önünden geçen Yemenli bir adam (AP)
Sana'da maket roketler ve İHA’lardan oluşan bir anıtın önünden geçen Yemenli bir adam (AP)

Yemen'de Husilere bağlı medya organları bugün Sana Uluslararası Havaalanı'nın İsrail hava saldırısına uğradığını bildirdi. Bu haber, havaalanı bölgesinde bulunanlara yapılan uyarıdan yaklaşık bir saat sonra geldi.

İsrail bombardımanı, Husilerin pazar günü Ben Gurion Havaalanı'na balistik bir füzeyle düzenlediği saldırıya karşılık olarak gerçekleşti. İsrail ordusu daha önce savaş uçaklarının Sana Havaalanı’nı hedef almak üzere yola çıktığını doğrularken, İbrani medyası Netanyahu'nun mahkeme oturumunu terk ederek ordu karargâhına gittiğini bildirdi.

Husi Sağlık Bakanlığı bugün erken saatlerde, İsrail'in dün akşam Hudeyde'ye düzenlediği hava saldırılarında dört kişinin hayatını kaybettiğini ve 39 kişinin de yaralandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Husilere bağlı medya organları, Hudeyde vilayetinin Bacil ilçesindeki bir çimento fabrikasına düzenlenen saldırıda, ‘üç vatandaşın hayatını kaybettiğini ve 35 kişinin yaralandığını’, vilayetin ana limanına düzenlenen saldırıda ise dördüncü bir kişinin yaşamını yitirdiğini ve dört kişinin yaralandığını duyurdu.

Husiler, dünkü saldırıların İsrail ve ABD'nin ortak saldırısı olduğunu iddia etti.

İsrail saldırıları doğrularken, ABD'li bir yetkili ABD'nin herhangi bir dahli olduğunu reddetti. İsrail ordusu saldırıların Yemen'in batısındaki Hudeyde'de Husilerin altyapısını hedef aldığını söyledi.

İsrail, Temmuz 2024'ten bu yana Yemen'i beşinci kez bombaladığını duyurdu.

Dünkü saldırılar, Husilerin ‘hedefini başarıyla vuran hipersonik balistik bir füzeyle işgal altındaki Yafa'da bulunan Ben Gurion Havaalanı'nı’ hedef almasından bir gün sonra gerçekleşti.

İsrail ordusu, ‘füzenin Yemen'den fırlatıldığını ve birkaç önleme girişimine rağmen uluslararası havaalanı bölgesine düştüğünü’ doğruladı.

Hamas’ın 7 Ekim 2023'te İsrail’in güneyine başlattığı benzeri görülmemiş bir saldırının ardından Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasında savaşın patlak vermesinden bu yana Yemen'deki Husiler, İsrail'e düzenli olarak roket ve insansız hava aracı (İHA) fırlatıyor.

Husiler ayrıca, Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere ‘destek’ olarak gördükleri bir adımla, Yemen'de kontrolleri altındaki bölgelerden Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ndeki ticari gemilere saldırılar düzenliyor.

Bu saldırılara karşılık olarak ABD, bazen Birleşik Krallık ile birlikte, Yemen'deki Husi askeri mevzilerine saldırılar gerçekleştiriyor.