Libya denkleminin kritik şehri: Mısrata

Libya eski İçişleri Bakanı Fethi Başağa. (Facebook)
Libya eski İçişleri Bakanı Fethi Başağa. (Facebook)
TT

Libya denkleminin kritik şehri: Mısrata

Libya eski İçişleri Bakanı Fethi Başağa. (Facebook)
Libya eski İçişleri Bakanı Fethi Başağa. (Facebook)

Mısrata, en azından son 10 yıl içerisinde Libya tarihinde dikkate değer bir rol oynayan başlıca şehir konumunda.  Önceki rejimin devrilmesi sırasındaki eylemlerle ön plana çıkan şehirden brçok önemli isim yeni hükümet liderliği için de mücadele veriyor.
Kuzeybatı Libya’da, başkent Trablus'un 200 kilometre doğusunda bulunan Mısrata, 2011’de eski rejimin devrilmesine sağladığı büyük katkıdan bu yana siyasi arenada ve ülkenin son yıllarda tanık olduğu askeri operasyonlar sırasında ön sıralarda yer alıyor.
Libya'nın üçüncü büyük şehri konumundaki Mısrata’nın siyasi kriz sürecinde, gelecek hükümet başkanlığı için Libya eski İçişleri Bakanı Fethi Başağa, Başkanlık Konseyi eski Başkan Yardımcısı Ahmed Muaytik ve Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başkanı Abdulhamid Dibeybe arasında bir gerilime sahne olması bekleniyor. Gözlemciler, durumun silahlı oluşumların içine itilebileceği yeni bir çatışmaya nende olabileceği görüşündeler.
Mervan Amiş’in yanısıra Muaytik ve Başağa, Temsilciler Meclisi'nin önümüzdeki salı günü Dibeybe’nin yerini alacağını ilan edeceği yeni hükümet başkanlığı için yarışıyor.
Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, ocak ayı sonlarında yaptığı açıklamada, UBH’nin süresinin dolduğunu söylemiş, “Devam etmesi için atılacak herhangi bir adımı kabul etmeyeceğiz” ifadelerini kullanmıştı. Aynı zamanda Libya halkının da seçimini bu yönde yapması çağrısında bulunmuştu.
Diğer yandan Dibeybe ise seçimler tamamlanana dek hükümetin devam görevine devam ettiğini vurguladığı açıklamasında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Salih'in bu açıklamaları, bölünmeyi yeniden aktif hale getirme yönünde umutsuz bir girişimdir. Hükümetim seçim dosyasına yönelik tüm yetkilerini ihmal olmadan yerine getirmiştir.”
Mısrata’daki bağımsız siyasi siyasetçiler ise endişe içerisinde, Başağa ve Dibeybe’nin Mısrata ve Trablus'taki birçok milis gücünü kullanabileceği uyarısında bulunuyor. Bu durum, ülkenin batısında yeniden kanlı çatışmalar döngüsüne girileceği korkusunu artırıyor.
Mısrata, 4 Nisan 2019'da patlak veren savaşta Ulusal Ordu güçlerinin başkent Trablus'a girmesini engellemekte büyük rol oynayan silahlı oluşumlara ev sahipliği yapıyor.
Diğer yandan Başağa, önceki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nde (UMH) İçişleri Bakanı görevinde bulunmuş bir isim olarak başkentteki bir dizi silahlı milis grubunu dağıtmaya çalışmıştı. Ancak etrafındakilere dokunmamıştı. Hatta bağlılıklarını sağlamak için onları kendi safına çekmeye çalışmıştı.
Fethi Başağa’nın çevresindekiler, 17 Şubat Devrimi kuşağından birçok kimse gibi kendini ön plana çıkardığını, Kaddafi rejiminin 2011’de devrilmesinin ardından Mısrata’da kurulan Askeri Konsey’e entegre olarak siyasi arenaya taşındığını düşünüyor. Başağa, o zamandan beri hayalini gerçekleştirme yolunda ilerlemeye devam ediyor.
Başaüa, Hava Kuvvetleri Koleji'nden 1984'te pilot teğmen rütbesiyle mezun oldu. 1993'teki istifasını sundu ve meslek değiştirdi.

Siyasi arenada tartışmalar sürüyor
Temsilciler Meclisi'nin yeni hükümete başkanlık edecek adayların vizyonunu dinlemek üzere Tobruk'ta düzenleyeceği oturumun iki gün öncesinde, Dibeybe ve hükümetini azletmeye yönelik niyetler olduğu anlaşıldı. Nitekim milletvekili İbrahim ed-Dersi “Dibeybe hükümetinin günleri sayılı. Utanç verici, yağma, solgun ve aldatma ile dolu bu hikayede geri sayım başladı” açıklamasında bulundu. Başağa’nın yeni hükümete başkanlık etme konusunda şanslı olduğunu savunan Dersi, onu ‘Libyalılara yeniden uyum sağlamanın toplumsal adalet ve adil servet dağılımdan geçtiğini doğrulayan ulusal bir vizyona sahip bir isim’ olarak niteledi.
Dersi basın açıklamasında “Kurulacak hükümet çatışma içerisinde olmayacak. Başağa, yaklaşan başkanlık ve parlamento seçimlerinin seyrini belirleyerek tarihe geçecek” dedi. Bingazi milletvekili Dersi, Trablus'taki silah sahiplerine gönderdiği sözlü mesajda da şunları söyledi:
“Halkınızın arzusuna karşı sağır duvar olmayın. Libyalılar Dibeybe’nin başarısız olduğunu ve durumun böyle devam etmeyeceğini biliyorlar. Libyalıları öldürmeye teşvik eden medyaya aldanmayın.”
UBH Sözcüsü Muhammed Hammude de şu açıklamada bulundu:
 “Binlerce kişinin yetim kaldığı ve yerinden edildiği, ülkemizin en iyi gençlerini kaybettiğimiz savaşların acısını yıllarca çektik.
Artık gençlerimizin kalkınmaya ve yeniden yapılanmaya ortak olmasın ihtiyacımız var. Libya, halkının azmi ile savaş ve bölünme sayfasını çevirerek refaha ve kalkınmaya doğru yol alacaktır.”
İktidardaki duruma ilişkin uyarıda bulunan Yüksek Danıştay da anayasa için referanduma gidilmesi veya tüm tarafların vizyonlarını ifade eden rızaya dayalı bir anayasal temele ulaşılması gerektiğini bildirdi.
Libya Medya Kurumu eski Başkanı Muhammed Bayu ise Temsilciler Meclisi'nin yeni bir hükümet başkanı atayarak aldığı önlemleri savundu. Bayu, medyada yer alan açıklamasında Dibeybe hükümetinin Libya'nın birliği ve ekonomisi için tehdit olduğunu, vatandaşların milyar dolarlar harcayan bu hükümetin yönetimi altında neredeyse açlıktan ölecek hale geldiğini vurguladı.



Burhan'ı destekleyen hareketler, onun emrine girme kararını reddediyor

Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te orduyu destekleyen Sudan Halk Direnişi unsurları (AFP)
Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te orduyu destekleyen Sudan Halk Direnişi unsurları (AFP)
TT

Burhan'ı destekleyen hareketler, onun emrine girme kararını reddediyor

Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te orduyu destekleyen Sudan Halk Direnişi unsurları (AFP)
Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te orduyu destekleyen Sudan Halk Direnişi unsurları (AFP)

Cuba Barış Anlaşması'nı imzalayan silahlı hareketler, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın, savaşta kendisine destek veren güçleri silahlı kuvvetlerin emrine tabi kılma kararını uygulamakla ‘ilgilenmediklerini’ açıkladılar.

Bu hareketler, silahlı kuvvetlerin (ordunun) müttefikidir ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) karşı Kordofan ve Darfur bölgesinde ‘Ortak Kuvvetler’ adı altında savaşmaktadır. Bu güçler, Cibril İbrahim liderliğindeki Adalet ve Eşitlik Hareketi ve Darfur Bölgesi Valisi Mini Arko Minawi liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi’nden oluşmaktadır.

uı8o9
Darfur Bölgesi Valisi Mini Arko Minawi (Facebook)

Adalet ve Eşitlik Hareketi Sözcüsü Muhammed Zekeriya, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Silahlı mücadele hareketleri şu anda silahlı kuvvetlerin komutası altında isyancı milislere karşı savaşıyor. Ordu Komutanı Orgeneral Burhan'ın bu hareketleri 2007 tarihli Ordu Kanunu'na tabi tutma kararı, Cuba Barış Anlaşması'nı imzalayan hareketlere uygulanmaz. Anlaşma, bu hareketlerin belirli ve üzerinde anlaşmaya varılmış güvenlik düzenlemeleri kapsamında silahlı kuvvetlere entegre edilmesini açıkça belirtiyor” ifadelerini kullandı.

Zekeriya, 15 Nisan 2023'te ordu ile HDK arasında çıkan savaşın, güvenlik düzenlemeleriyle ilgili protokollerin uygulanmasını engellediğini açıkladı.

dfgth
Orduya bağlı Sudan Kalkanı Güçleri'nin komutanı Ebu Akile Kikel (Arşiv)

Zekeriya sözlerini şöyle sürdürdü: “Güvenlik düzenlemeleri, birleştirme ve terhis işlemlerinin ötesinde, güvenlik kurumlarının reformu, ordunun, polisin ve güvenlik güçlerinin komutanlığında tüm Sudanlıların adil temsilinin sağlanması ve uygulamanın takibi için ortak bir üst komite kurulmasını içeren kapsamlı bir süreçtir. Öncelik savaşta zafer kazanmak. Ardından birleşik ve profesyonel bir ulusal ordu kurma yolunda ilerleyeceğiz.”

Burhan, silahlı kuvvetlerin yanında çalışan tüm destek güçlerinin ordu kanunlarına tabi olmasını ve çeşitli bölgelerdeki silahlı kuvvetler komutanlarının emri altında olmasını öngören bir karar çıkarmıştı.

Burhan'ın kararı, ABD Başkanı'nın Ortadoğu ve Afrika Danışmanı Massad Boulos ile İsviçre'nin Zürih kentinde görüşmesinden birkaç gün sonra, Ordu Genelkurmay Başkanlığı'nda yaptığı geniş çaplı değişikliklerin ardından geldi.

Sudan Barış Anlaşması, silahlı hareketlerin orduda birleştirilmesini öngörüyordu, ancak anlaşmanın üzerinden yaklaşık 5 yıl geçmesine rağmen, bu hareketlerin liderlerinin egemenlik ve bakanlar kurullarında önemli pozisyonlar elde etmelerini sağlayan iktidar paylaşımı protokolü dışında hiçbir madde uygulanmadı ve güvenlik düzenlemeleri maddesi askıda kaldı.

sdfgth
Yaser Arman (sosyal medya)

Savaşın başlamasından bir yıl sonra, Darfur bölgesindeki Silahlı Mücadele Hareketleri Ortak Gücü tarafsızlık pozisyonundan ayrıldığını ve HDK’ye karşı orduyla birlikte savaşacağını açıkladı... Bu güçler, başkent Hartum ile el-Cezire ve Sennar eyaletlerini geri almak için savaşlara katıldı ve HDK’nin kontrolündeki Darfur bölgesini geri almak için Kordofan eyaletinde savaşmaya devam ediyor.

Ordunun saflarında savaşan diğer önemli gruplar arasında İslamcı harekete bağlı Bera bin Malik Tugayları ve General Ebu Akile Kikel komutasındaki Sudan Kalkanı Güçleri bulunuyor.

yu78ı
Sudan ordusu birlikleri el-Gadarif'te (AFP)

Sudan Halk Kurtuluş Hareketi - Devrimci Akım lideri Yaser Arman, “Diğer güçlerin ve milislerin silahlı kuvvetlere tabi olması kararı, güvenlik sektörü ile siyasi hayat arasında kesin bir ayrım sağlayan yeni düzenlemelerle savaşın sona erdirilmesini ve güvenlik sektörünün devlete tabi olmasını gerektirir” dedi.

Ordu komutanının bazı etkili İslamcı subayları etkileyen ve silahlı kuvvetlerin komuta yapısının yeniden düzenlenmesini öngören kararlarını ‘önemli’ olarak nitelendiren Arman şunları söyledi: “Ordudaki İslamcıların tasfiyesi, istikrar, demokrasi, kalkınma ve komşu ülkelerle ve uluslararası toplumla ilişkilerin düzeltilmesi için temel bir koşuldur. Silahlı kuvvetler hiçbir siyasi oluşumu bünyesinde barındırmamalıdır.”