Koronavirüsün tekrar etmesi antikor miktarı ile ilişkili

Dün Londra koronavirüs tedbirlerine karşı protestolara sahne oldu. (EPA)
Dün Londra koronavirüs tedbirlerine karşı protestolara sahne oldu. (EPA)
TT

Koronavirüsün tekrar etmesi antikor miktarı ile ilişkili

Dün Londra koronavirüs tedbirlerine karşı protestolara sahne oldu. (EPA)
Dün Londra koronavirüs tedbirlerine karşı protestolara sahne oldu. (EPA)

Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) Omikon varyantının geçtiğimiz yılın sonundan bu yana yoğun bir şekilde yayılması ve iyileşenlerin yeniden enfekte olması, yeni mutasyona yakalanan ve önceki mutasyonlara yakalanıp iyileşenlerin kafasında soru işaretlerine neden oldu. Virüsün tekrar bulaşma olasılığı ve enfeksiyonun tekrarlamasına neden olan sebeplerin ne olduğu merak ediliyor.
Uzmanlar, koronavirüs ile enfekte olma sıklığının hastanın taşıdığı antikor miktarına bağlı olduğu görüşündeler. Vücuttaki antikor seviyesi ne kadar az olursa olsun ikinci, üçüncü ve hatta dördüncü kez yeniden koronavirüs olma ihtimali de artıyor.
Anack bu geriş halen çok sınırlı olan kanıtlara dayanıyor. Yine de Delta varyantından Omikron’a geçişin, enfeksiyonun tekrarlamasına yol açan bazı nedenlerin anlaşılmasına yardımcı olduğu kaydediliyor .
Bilim camiasındaki son teori, yeni mutantın aşılardan veya önceki viral mutasyonlarla enfeksiyondan kaynaklanan bağışıklıktan kaçabilmesi nedeniyle çok hızlı yayıldığı yönünde. Bu sebeple Omikron ile enfekte olanlar, daha sonra yeniden koronavirüs geçirebiliyor. Bu durumun antikor miktarı ile bağlantılı olduğu ifade ediliyor.
Tekrar hastalanma olasılığını belirlemenin tek tolu antikor miktarını bilmek. Ancak bu tip testler oldukça karmaşık. İstenen sonuçlara ulaşılması için periyodik olarak kontrol gerekiyor.
Bazı insanlar çok az sayıda antikorla doğmasına rağmen vücuttaki antikor miktarının koronavirüs sonra zirve yaptığı biliniyor. Zamanın geçmesi ve immun yanıtın düşük olması ile birlikte kullanılan antikor miktarının azalması, enfeksiyon riskini yeniden artırıyor. Bu nedenle uzmanlar, hastalıktan iyileşme süresi geçtikten sonra aşı yaptırılması gerektiğini vurguluyor.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri tarafından yürütülen son çalışmalar, aşının koronavirüsten kurtulanların virüse karşı ek, yüksek bağışıklık kazandığını gösterdi.
Uzmanlar bu durumu, aşılanmış ve virüs olmamış kişilere ek doz vermek için bir güvence olarak görüyor. Zamanla sahip olunan antikor miktarı azaldıkça koronavirüs enfeksiyon riskini düşürmek için güçlendirme gerekiyor. Ayrıca Omikron veya aşılardan kaynaklanan bağışıklıktan kaçabilen yeni mutasyonların ortaya çıkmasıyla hastalanma şansı da yeniden artıyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre koronavirüsün iki farklı mutasyonu ile çok sayıda tekrarlanan vakalarla karşılaşmak mümkün. Uzmanların son zamanlarda Omikron’un ortaya çıkmasıyla fark ettiği durum ise vücutta gizlenen ve bir süre sonra yeniden ortaya çıktığı konusu. Birleşik Krallık'taki Küresel Hastalık Analizi Merkezi tarafından yayınlanan raporda, yeni mutantın ortaya çıkmasının, enfeksiyonun tekrarlama riskinde Delta mutantına kıyasla altı kattan fazla bir artışa yol açtığı bildirildi. Raporda, Omikron’un hücrelere girmesini önlemenin daha fazla miktarda antikor gerektirdiği kaydediliyor. Bu durum Omikron ile savaşmak için özel olarak tasarlanmış aşılar geliştirmek için klinik denemeler yürütmenin de başlıca sebebi olarak gösteriliyor. Omikron’dan daha hızlı yayılabilen ve bağışıklıktan kaçabilen yeni mutasyonların ortaya çıkması muhtemel görülüyor. Bu sebeple gelecekte ortaya çıkabilecek mutasyonların önlenmesi için sıkı bir takip gerekiyor.
Diğer yandan uzmanlar, tekrarlama riski olmasına rağmen hastalıktan kurtulunması veya tam doz aşı uygulanmasıyla hastaneye yatış veya ciddi bir enfeksiyona maruz kalma olasılığının çok büyük bir yüzdeyle azaldığına dikkat çekiyorlar. WHO uzmanları, şimdiye kadarki tüm çalışmaların, bağışıklığın hastaneye yatış ve hastalığa yakalanmama konusunda önemli rol oynadığını bildirdiler. Dünya çapından mümkün olabildiğince çok insanın aşılanmasının önemli olduğunu vurguladılar.



İlk kez "eceline susamış bir gezegen" keşfedildi

HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)
HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)
TT

İlk kez "eceline susamış bir gezegen" keşfedildi

HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)
HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)

Bilim insanları ilk kez "eceline susamış bir gezegen" keşfetti. İlk kez bir gezegenin, yıldızını bu şekilde etkilediği gözlemlendi. 

Dünya'dan yaklaşık 400 ışık yılı uzaktaki HIP 67522 adlı yıldız ve yörüngesindeki iki gezegen uzun zamandır takip ediliyor. Sadece 17 milyon yaşındaki yıldız, 4,5 milyar yaşındaki Güneş'e kıyasla daha büyük ancak daha soğuk. 

Yıldızın HIP 67522 b adlı gezegeni, şaşırtıcı derecede yakın bir yörüngede dönüyor. Ötegezegen yıldızın etrafındaki bir turunu sadece 7 günde tamamlıyor; yani gezegende bir yıl, Dünya zamanıyla sadece bir hafta sürüyor.

Hollanda Radyo Astronomi Enstitüsü'nden Ekaterina Ilin, "Daha önce HIP 67522 gibi bir sistem görmemiştik; gezegen bulunduğunda, yıldızının yörüngesinde 10 günden daha kısa bir sürede döndüğü bilinen en genç gezegendi" diyor.

Ilin ve ekip arkadaşları bu nedenle NASA'nın Geçiş Halindeki Ötegezegen Araştırma Uydusu (Transiting Exoplanet Survey Satellite / TESS) ve Avrupa Uzay Ajansı'nın ötegezegen uydusu CHEOPS'u kullanarak sistemi daha yakından incelemeye karar verdi. 

Araştırmacılar HIP 67522 b'nin yıldızıyla  kurduğu sıkı etkileşim nedeniyle kendi sonunu hazırladığını tespit etti. 

Devasa plazma topları olan yıldızların yüklü parçacıkları, yüzeydeki hareketleriyle güçlü manyetik alanlar yaratıyor. Manyetik alan çizgileri birbirini kesemediğinden, bazen bunlar düğümlenip aniden koparak güneş patlamaları adı verilen radyasyon patlamalarına yol açıyor.

Bilim insanları, Dünya gibi pek çok gezegenin de manyetik alanı olduğu için yıldızına yakın gezegenlerin, yıldızlardaki manyetik alan patlamalarını tetikleyip tetiklemediğini merak ediyordu. 

HIP 67522 sistemini inceleyen ekip, yıldızdaki patlamaların gezegen onun önünden geçerken sıklaştığını saptadı. Araştırmacılar bu nedenle patlamaları gezegenin tetiklediği sonucuna vardı. 

Normalde yıldızların, yörüngelerindeki gezegenlerden etkilenmediği düşünülüyordu. Ancak araştırmacılar HIP 67522'nin yaşı nedeniyle ve güçlü bir manyetik alanı olması durumunda bunun mümkün olduğunu söylüyor.

Bulguları hakemli dergi Nature'da dün (2 Temmuz) yayımlanan çalışmaya göre gezegen yakın yörünge dönüşü sırasında enerji biriktiriyor ve bunun bir kısmını, yıldızın manyetik alan çizgileri boyunca bir kırbaç misali, dalgalar halinde geri gönderiyor. Bu şok dalgası, manyetik alandan yıldızın yüzeyine geçtiğinde muazzam bir patlama yaşanıyor.

Ancak bu güçlü kozmik ışınların büyük bir kısmı uzaya savrulmak yerine gezegene geri dönüyor. Bilim insanları HIP 67522 b'nin bugüne kadar bulunan ilk "eceline susamış gezegen" olduğunu söylüyor. 

Ilin "Gezegen özellikle enerji yüklü patlamaları tetikliyor gibi görünüyor" diyerek ekliyor: 

Gezegenin, yıldızın manyetik alan çizgileri boyunca gönderdiği dalgalar belirli anlarda patlamaları başlatıyor. Ancak patlamaların enerjisi dalgaların enerjisinden çok daha yüksek. Dalgaların oluşmaya hazır patlamaları tetiklediğini düşünüyoruz.

Araştırmacılar halihazırda yaklaşık Jüpiter büyüklüğündeki HIP 67522 b'nin, 100 milyon yıl içinde Neptün'e yakın bir boyuta geleceğini tahmin ediyor.

Bilim insanları sistemi incelemeye devam ederek patlamalarda ne tür enerji salındığını anlamayı umuyor. Ayrıca bu türden benzer sistemlerin var olup olmadığını araştırmak için çalışmalarını genişletmeyi planlıyorlar.

Ilin, "Aklımda milyonlarca soru var çünkü bu tamamen yeni bir fenomen, dolayısıyla ayrıntılar hâlâ net değil" diyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Live Science, NASA, Nature