Yoksulluktan kaçan Lübnanlı gençler Irak’ta DEAŞ saflarına katılıyor

Lübnanlı gençlerin ailesi Irak’tan çocuklarının ölümünü öğrendi (AFP)
Lübnanlı gençlerin ailesi Irak’tan çocuklarının ölümünü öğrendi (AFP)
TT

Yoksulluktan kaçan Lübnanlı gençler Irak’ta DEAŞ saflarına katılıyor

Lübnanlı gençlerin ailesi Irak’tan çocuklarının ölümünü öğrendi (AFP)
Lübnanlı gençlerin ailesi Irak’tan çocuklarının ölümünü öğrendi (AFP)

Lübnanlı Zekeriya el-Adl isimli genç geçtiğimiz yaz boyunca ortadan kaybolduğunda ailesi onun yoksulluk nedeniyle deniz üzerinden Avrupa’ya kaçtığını düşündü. Ancak daha sonra gencin Irak’ta öldüğü haberi geldi.
Lübnan’ın kuzeyindeki Trablusşam şehrinden olan 22 yaşındaki Zekeriya, Aralık 2021’den bu yana Irak’ta DEAŞ saflarında savaşırken öldürüldükleri konusunda ailelere bilgi verilen en az sekiz gençten biri.
Bir güvenlik yetkilisine göre, hepsi Trabluşşam’ın yoksul bölgelerinden olan bu gençler, makul bir maaş vaadiyle DEAŞ’a katılmaya ikna edildi.

Zekeriya’nın 56 yaşındaki annesi Gufran el-Adl, bir oda ve küçük bir mutfaktan oluşan evinde ağırladığı AFP muhabirine ağlayarak, “Ölüm haberini alana kadar Irak’ta olduğunu bilmiyorduk” dedi.
Zekeriya geçen yazdan beri kayıptı. Irak ordusu, Aralık ayında ülkenin batısındaki Anbar çölünde öldürülen DEAŞ unsurlarının görüntülerini yayınlayana kadar ailesi onun ölümünden haberdar değildi.
Irak ordusu o tarihte yaptığı açıklamada, saldırı ve çatışmalarda 10 DEAŞ militanının öldürüldüğünü bildirdi.

Trablusşam, 2011’de çatışmanın patlak vermesinden sonra Suriye muhalefetini destekleyen veya onunla savaşan radikal gruplar için her zaman yeni militanları bulma merkezi oldu.
Şehir ve çevresinden binlerce kişi, yıllarca yargılanmadan terör suçlamasıyla hapsedildi.
Gencin ailesi, onun örgütle ideolojik olarak hiçbir bağlantısı olmadığı ve tek amacının ailesinin geçimini sağlamak olduğu konusunda ısrar etti.

Zekeriya’nın kardeşi Ali el-Adl, “Kaybolduğunda, yasadışı yollardan İsveç’e gitmeyi planladığını düşündük. Geçimini sağlamak için arabada sebze satardı. Yoksulluk yüzünden ülkeden ayrıldı” diye konuştu.
Cenazeyi getirmenin zorluğunun farkında olan ailenin tek istediği, Irak’tan ölüm belgesi almak. Ancak Lübnan’ın resmi bir müdahalesi olmadan bunun gerçekleşmesi çok zor.
Ağustos ayından bu yana, özellikle ülkenin mali çöküşünden ağır şekilde etkilenen Trablusşam’da çok sayıda genç ortadan kayboldu.
Bir güvenlik kaynağı, şu ana kadar terör örgütüne 48 Lübnanlı gencin katıldığını bildirdi.

Kaynak, gençlerin ayda beş bin dolara kadar maaş ödeme sözü veren örgüte katılmalarının temelinde maddi nedenler olduğuna vurgu yaptı.
Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci, Pazar günü yaptığı açıklamada, Bağdat’ın DEAŞ tehdidi konusunda Lübnan makamlarıyla görüşmelere başladığını söyledi.
Araci’ye göre Lübnan İçişleri Bakanı’nın endişeleri görüşmek üzere yakında Bağdat’ı ziyaret etmesi bekleniyor.

Oğlunun ölümünü WhatsApp’tan öğrendi
Trablusşam yakınlarındaki Vadi el-Nahle köyünde yaşayan bir başka aile de, geçtiğimiz ay çocukları Ömer Seyf’in ölüm haberini aldı.
Ailesine göre Ömer, 30 Aralık’ta Trablus’tan ayrıldı ve yaklaşık bir ay sonra öldü.

İsminin açıklanmaması koşuluyla AFP’ye konuşan bir akrabasına göre, Ömer’in annesi bunu WhatsApp aracılığıyla öğrendi.
Ömer’e “Nasılsın canım?” diye mesaj atan annesi “Canın öldü” şeklinde bir yanıt aldı.
Irak ordusuna göre, doğudaki Diyala vilayetinde DEAŞ unsurlarını hedef alan hava saldırılarında Lübnan vatandaşı Ömer ve iki kuzeni hayatını kaybetti.
Annesi, oğlunun orduya yönelik saldırılara karışma şüphesiyle 5 yıl hapis yattığını ve hapisten çıktıktan sonra hiçbir iş umudu olmayan oğlunu yoksulluk yüzünden kaybettiğini söyledi.

Ömer’in önümüzdeki iki ay içinde nişanlısıyla evlenmeyi planladığını söyleyen anne, “O çaresizdi. Kimse onu işe almak istemedi. Bu yüzden günlük yevmiye ile çalıştı” diye konuştu.
Acılı anne, bir yandan ülkede art arda meydana gelen krizleri yönetememesi, bir yandan da Trablusşam’da zulüm gören oğullarının başına gelen adaletsizlik nedeniyle oğlunun akıbetinden Lübnan devletini sorumlu tuttu.

Acılı anne: “Lübnan’a dönmektense ölmesi daha iyi”
Oğlunun Irak’ta DEAŞ’a katılması hakkında görüşü sorulan anne, “Korkarım katılmış olabilir. Ama benim en büyük korkum Lübnan’a geri dönmesiydi. Bu onu bir daha asla göremeyeceğim anlamına gelse bile, buraya dönmektense olduğu yerde ölmesi daha iyi” dedi.



Suriye güvenlik güçleri Şam'da iki Filistinli lideri tutukladı

Filistin İslami Cihad Hareketi’nin Suriye'deki lideri Halid Halid (Arşiv)
Filistin İslami Cihad Hareketi’nin Suriye'deki lideri Halid Halid (Arşiv)
TT

Suriye güvenlik güçleri Şam'da iki Filistinli lideri tutukladı

Filistin İslami Cihad Hareketi’nin Suriye'deki lideri Halid Halid (Arşiv)
Filistin İslami Cihad Hareketi’nin Suriye'deki lideri Halid Halid (Arşiv)

Şam'daki Filistinli kaynaklar, Suriye güvenlik güçlerinin pazar gecesi Filistin İslami Cihad Hareketi yetkilisi Halid Halid'i tutukladığını açıkladı.

Alman haber ajansı DPA'ya konuşan kaynaklar, Suriye güvenlik güçlerinin Filistin İslami Cihad Hareketi’nin Suriye'deki lideri Halid Halid ile Suriye arenası Örgüt Komitesi Başkanı Ebu Ali Yasir'i başkent Şam'da tutukladığını söyledi. Halid'in tutuklanmasının Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Şam'ı ziyaret ederek Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile görüşmesinin üzerinden 48 saat geçmeden gerçekleştiğinin altını çizen kaynaklar, Suriye içindeki ve dışındaki Filistinli ve Arap liderlerin Halid’in serbest bırakılması için çabaladıklarını belirtti.

İslami Cihad Hareketi, eski Suriye rejiminin düşmesinden sonra Suriye'yi terk etmeyen Filistinli gruplardan biri. Çünkü ne ülkeyi terk eden bazı gruplar gibi rejimin yanında yer aldı ne de onun saflarında savaştı. İslami Cihad Hareketi’nin Şam'daki birçok merkezi İsrail tarafından defalarca bombalandı. Son olarak 13 Mart'ta İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ziyad en-Nahhale’nin Şam'ın kuzeyindeki Damar mahallesinde bulunan evi bir İsrail füzesiyle vuruldu.

Suriye'de Filistinli bir lider ilk kez tutuklanıyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Suriye'de 13'ten fazla Filistinli grup bulunuyor. Başta Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Genel Komutanlığı olmak üzere bunlardan bazıları Şam'ı terk etti. Filistin Kurtuluş Ordusu’nun (FKO) yanı sıra bazı Filistinli grupların askeri birlikleri var ve başkent Şam'ın hem kentsel hem de kırsal kesimlerinde askeri üsleri bulunuyor.