Sudan muhalefeti, orduyu siyasetten ve ülke yönetiminden uzak tutacak bir anayasa ilan edilmesini istiyor

Sudan muhalefeti, askeri liderleri daha önce memnuniyetle karşıladıkları BM girişiminin aleyhine çalışmakla suçladı.

Muhalefet koalisyonu liderleri dün UNITAMS Başkanı Volker Peretz ile bir araya geldi (Peretz’in sosyal medya hesabı)
Muhalefet koalisyonu liderleri dün UNITAMS Başkanı Volker Peretz ile bir araya geldi (Peretz’in sosyal medya hesabı)
TT

Sudan muhalefeti, orduyu siyasetten ve ülke yönetiminden uzak tutacak bir anayasa ilan edilmesini istiyor

Muhalefet koalisyonu liderleri dün UNITAMS Başkanı Volker Peretz ile bir araya geldi (Peretz’in sosyal medya hesabı)
Muhalefet koalisyonu liderleri dün UNITAMS Başkanı Volker Peretz ile bir araya geldi (Peretz’in sosyal medya hesabı)

Sudan muhalefetinin ana gövdesini oluşturan Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG), Sudan ordu komutanlarının “Birleşmiş Milletlerin ülkedeki krizi çözmek için başlattığı girişimini önemsiz göstermek amacıyla devrik rejimin artıklarından oluşan protesto kalabalığını yönlendirdiğini” söyledi. ÖDBG, ordunun gelecek dönemde her türlü siyasi düzenlemeden uzak tutulması yönündeki talebine bağlılığını vurguladı.
ÖDBG çatısı altındaki liderler dün (salı) Birleşmiş Milletlerin (BM) Sudan'daki Entegre Geçiş Yardım Misyonu (UNITAMS) Başkanı ve BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz ile bir araya geldi. ÖDBG liderleri görüşmede ülkedeki krizle ilgili çözüm önerisini sundu. Bu öneriler arasında askeri darbeye son verilmesi, demokratik geçiş döneminin yeniden başlatılması ve geçiş dönemindeki rejim organlarının görev tanımlarının daha açık bir şekilde yapılması talepleri yer aldı.
ÖDBG liderlerinden Halid Ömer Yusuf yaptığı açıklamada, “BM Sudan Misyonu Özel Temsilcisi’nden ülkedeki siyasi süreçle ilgili müzakere için aldığımız davet üzerine temsilciyle bir araya geldik. ÖDBG, askeri darbe durumuna son verilmesi ve ülkede demokratik sivil geçiş sürecinin yeniden başlatılması şartıyla BM bu girişimi ilan ettiği anda girişimle olumlu bir ilişki kuracağını duyurmuştu. Darbeciler girişimi olumlu karşıladı fakat sivil göstericilere karşı cinayet ve şiddeti artırdı, devrik Cumhurbaşkanı’nın kalıntılarıyla ittifak kurdular ve BM’nin girişimini değersizleştirmek için BM Misyonu binası önünde protesto için kalabalık oluşturdular. BM Misyonu’na, geçiş döneminde geçişi yönetecek tamamen sivil bir devlet üzerine kurulu bir anayasa oluşturulmasıyla ilgili bazı konular sunduk” ifadelerini kullandı.
Yusuf, “ÖDBG’nin vizyonu, tümüyle sivil bir geçiş yönetimi kurumlarına yer verilen yeni bir anayasa ilan edilerek, Anayasa Belgesi’nin iptal edilmesi ve 25 Ekim askeri darbesinden önceki eski ortaklık formülüne geri dönülmemesine dayanıyor” dedi.
Yeni anayasanın sivil yönetim ile ordu arasındaki ilişkinin biçimini net bir şekilde tanımlaması gerektiğini söyleyen Yusuf, ordunun darbesiyle birlikte mezara gömülen sivil ve asker arasındaki eski ortaklığın bir daha tekrarlanmamasını istediklerini söyledi. Siviller ile askerler arasında doğru bir ilişki kurulması gerektiğini vurgulayan Yusuf, askerlerin siyasetten uzak durduğu ve demokratik bir toplumda sınırlı görevlerinin olduğu bir ilişki şekli talep ettiklerini kaydetti.
ÖDBG, adil ve özgür seçimlerin düzenlenmesi de dahil olmak üzere sınırlı öncelikleri bulunan ve en fazla iki yıl sürecek bir geçiş dönemi olmasını öneriyor. ÖDBG yeni anayasada, açık ve belirli mekanizmalarla güvenlik ve askeri birimlerin modernizasyonu sağlanarak bu sürecin sonunda ülkede birleşik bir ulusal ordu oluşturulması hedefine yer verilmesi gerektiğine vurgu yaptı. ÖDBG’ye göre yeni anayasada, Egemenlik Konseyi’nin tümüyle sivillerin idaresinde ve basit bir üyeliğe sahip olması ve geçiş dönemini yönetecek başbakan ve bakanlar kurulunun devrimci güçler tarafından belirlenmesi maddesinin eklenmesi talebini dile getirdi. ÖDBG “askeri darbenin düşmesinin hemen ardından geçiş dönemi kurumlarının oluşturulmasıyla ilgili istişarelere başlanmasını” istedi.
ÖDBG liderleri “sivil bir ismin başkanlığında Güvenlik ve Savunma Konseyi’nin yeniden kurulması” talebine bağlı olduklarını belirterek, konseyin düzenli güçlerin liderleri, silahlı mücadele liderleri ve bakanların yer alması önerisini sundu.
ÖDBG ayrıca “Genelkurmay Karargahı’nın önündeki göstericilerin dağıtılması olayı, askeri darbe sonrası gösterilerde ölenler ve bu ihlallerde parmağı bulunan tüm sorumluların yargılanması da dahil olmak üzere ülkede işlenen tüm suçlarda adalet ilkesinin gözetilmesi” gerektiğini vurguladı.
ÖDBG Merkez Konseyi Sözcüsü Cafer Hasan, “Askeri darbeyi hezimete uğratmak amacıyla direniş merkezini Geniş Cephe adı altında birleştirmek için pratik adımlar atmaya başladık. Bu cephe, tüm muhalif devrimci güçleri kapsıyor. ÖDBG mevcut askeri darbe durumuna son verilmesi ve bir sonraki geçiş döneminin kurulmasını öngören açık bir vizyon üzerinde anlaştı” dedi.
Muhalefet ittifakı, yeni siyasi sürecin aktörlerini “ÖDBG ve Cuba Anlaşması’nı imzalamayan ve imzalamayan direniş komiteleri ve silahlı mücadele güçleri” olarak tanımladı.
ÖDBG, BM girişimine katılmayı kabul ettikten sonra bu girişimin Troyka ülkeleri Avrupa Birliği ile Afrika ve Arap ülkelerinden etkili isimlerle uluslararası ve bölgesel aktörlerin katılımıyla yüksek düzeyli bir mekanizma inşa edilmesini önerdi.



Sudan İçişleri Bakanı Şarku'l Avsat'a konuştu: Hartum güvende ve polis konuşlu

Sudan'ın yeni İçişleri Bakanı Babiker Samra (Sudan Egemenlik Konseyi medyası)
Sudan'ın yeni İçişleri Bakanı Babiker Samra (Sudan Egemenlik Konseyi medyası)
TT

Sudan İçişleri Bakanı Şarku'l Avsat'a konuştu: Hartum güvende ve polis konuşlu

Sudan'ın yeni İçişleri Bakanı Babiker Samra (Sudan Egemenlik Konseyi medyası)
Sudan'ın yeni İçişleri Bakanı Babiker Samra (Sudan Egemenlik Konseyi medyası)

Sudan İçişleri Bakanı Babiker Samra, Hartum'daki evlerini terk eden vatandaşları geri dönmeye çağırdı. Sudan'ın başkenti Hartum'un geçtiğimiz mayıs ayında Hızlı Destek Kuvvetleri’nden (HDK) geri alınmasının ardından ortaya çıkan güvenlik sorunlarının kontrol altına alınması ve polislerin eyaletin tüm bölgelerine yayılmasıyla güvenli hale geldiğini vurguladı.

Samra, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Vatandaşların geri dönüşü güvenliğin sağlanmasına yardımcı oluyor, çünkü bazı silahlı gruplar yoğun hareketin olmadığı mahallelerde suç işliyorlar. Suçun olmadığı bir toplum yoktur... Şu anda savaş sonrası bir dönemdeyiz, ancak polisimiz başkent ve çevresindeki diğer bölgeleri tamamen kontrolü altına aldı” ifadelerini kullandı. Samra, vatandaşları, herhangi bir saldırıya uğradıkları takdirde günün her saati hizmet veren karakollara başvurmaları konusunda uyardı. Özellikle Hartum'da vatandaşlara saldırdığı ve bazen düzenli kuvvetlerin üniformasını giydiği iddia edilen silahlı gruplar hakkında bakan, “Düzenli kuvvetler disiplinlidir ve vatandaşları çetelerden korur... Askeri üniforma veya diğer kuvvetlerin üniformasını giyen gruplar var, ancak bunlar kontrol altına alındı ve iddia edildiği kadar büyük değiller” dedi.

Tarihi eser kaçakçılığı

Öte yandan Samra, Atbara şehrinde tarihi eserleri ülke dışına kaçırmak isteyen yabancılar yakalandığını ve şu anda yargılanmakta olduklarını bildirdi. Onları tarihi eser kaçakçılığı konusunda uzmanlaşmış bir çete olarak nitelendiren Samra, uyruklarını ve eserleri kaçırmak istedikleri ülkeyi belirtmedi.

xcdfvgthy
Sudan Ulusal Müzesi'nin yağma ve hırsızlık sonucu tahrip olan içinin görüntüsü (Sudan Ulusal Arkeoloji Kurumu)

Yetkililer, HDK’yi Sudan müzelerinden binlerce yıllık eserleri çalmak ve kaçırmakla suçladı.

Interpol aracılığıyla Sudan dışına kaçırılan eserlerin geri getirileceğini taahhüt eden Samra, “Interpol ile büyük bir iş birliği içindeyiz ve önümüzdeki dönemde önemli bilgiler alacağımızı umuyoruz. Milisler Sudan'ın tarihi eserlerini çaldı ve tahrip etti, Sudan'daki müzelere ve üniversitelere saldırarak demografik bir değişim yaratmak için savaş başlattılar. Bunun arkasında gizli eller var, ancak silahlı kuvvetler ve onlara destek veren diğer güçler bu durumu durdurdu” şeklinde konuştu. Samra, müzelerden ve arkeolojik sit alanlarından çalınan eserleri tespit etmek için soruşturma birimi ve Kültür ve Enformasyon Bakanlığı'ndan oluşan bir komite kurulduğunu, şikayetler açıldığını, çalınan eserlerin belirlendiğini ve şu anda soruşturma biriminin bu eserleri araştırmaya başladığını ve Interpol'e bildirildiğini belirtti.

Polis merkezleri

Port Sudan merkezli hükümetin İçişleri Bakanı, ‘terörist milisler’ tarafından hedef alınan polis merkezlerinin rehabilitasyonu ve bakımının karşılaştıkları en önemli zorluklardan biri olduğunu açıkladı. İçişleri Bakanlığı'nın Hartum'a geri döndüğünü, görevlerini normal şekilde sürdürdüğünü ve polisin tüm bölgelere yayıldığını ifade eden Samra şu ifadeleri kullandı: “Vatandaşların ihbar ve şikayetlerini alan polis karakollarının sayısı, faaliyette olan 101 karakolun 98'ine ulaştı. Başkent Hartum'da güvenliği sağlamak için sabit ve hareketli devriyeler, gece ve gündüz devriyeleri görevlendirildi. Başkentte savaş çıktığında polis mevcuttu, ancak karargahları tahrip edildikten sonra kuvvetler Kerri gibi başka bölgelere çekildi.”

xcsdfvrgt
Hartum'da tahrip olmuş mülklerini inceleyen Sudanlılar (AFP)

Hartum eyaleti, 2023 yılının nisan ayı ortasında başlayan savaştan bu yana, ordu ile HDK arasındaki çatışmalardan kaçmak için başka eyaletlere göç eden vatandaşların sürekli geri dönüşüne tanık oluyor.

Sudan'da savaş, 15 Nisan 2023'te başkent Hartum'da HDK ile ordu arasında başkenti kontrol altına almak için patlak verdi. Çatışmalar Hartum'dan banliyölerine, özellikle de Omdurman'a sıçradı ve büyük yıkıma yol açtı. Bu da milyonlarca insanın başkenti terk ederek diğer eyaletlere ve hatta Sudan dışına göç etmesine neden oldu. Ordu, 20 Mayıs 2025'te başkentin kontrolünü geri aldı ve yetkililer, şehrin korkunç yıkımının ardından daha da zorlu görünen bir görev olan şehrin yeniden inşasına başladı. Ancak yeniden inşa çalışmasının çok zorlu bir görev olması bekleniyor. Hükümet, Sudan genelinde yeniden inşa maliyetinin yaklaşık 700 milyar dolar olacağını tahmin ediyor ve bunun yaklaşık yarısı sadece Hartum'a ait.

Hükümetin taahhütleri

Sudan Başbakanı Kâmil İdris, cumartesi günü, mayıs ayında göreve geldikten sonra ilk kez ziyaret ettiği, iki yılı aşkın bir süredir savaşın yol açtığı büyük yıkıma tanık olan başkent Hartum'u yeniden inşa etme sözü verdi.

frgth
Hartum'da topçu bombardımanı sonucu tahrip olmuş bir hastane (Reuters)

Yeni Başbakan, tahrip olmuş şehir havaalanını, köprüleri ve su istasyonlarını kapsayan bir inceleme turunda, şiddetten kaçan milyonlarca insanın en azından bir kısmının geri dönmesi ihtimaline karşı kapsamlı onarım projeleri sundu. İdris, “Hartum yeniden gururlu bir ulusal başkent olacak” dedi.

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan da cumartesi günü, yaklaşık iki yıl boyunca HDK’nin kontrolünde olan ve geçtiğimiz mart ayında ordunun geri aldığı Hartum Havaalanı’na geldi. Hartum Eyaleti Basın Bürosu'na göre Kâmil İdris, ordu karargahını ve şehir havaalanını ziyaret etti. Bu iki ulusal simge, bu yılın başlarında Cumhurbaşkanlığı Sarayı’yla birlikte geri alınmalarıyla ordunun başkentteki zaferini pekiştirdi.

grthyu
Hartum Havaalanı’nın, başkentte iki yıldan fazla süren savaşın ardından maruz kaldığı yıkımın görüntüsü (Reuters)

Savaşın başlarında Kızıldeniz kıyısındaki Port Sudan'a taşınan ve halen buradan faaliyetlerini sürdüren ordu yanlısı hükümet, ülkenin diğer bölgelerinde çatışmalar devam etmesine rağmen bakanlıkların Hartum'a geri dönmesi için planlamalara başladı. Yetkililer, cesetleri uygun şekilde gömmek, binlerce patlamamış mühimmatı temizlemek ve idari hizmetleri yeniden başlatmak için başkentte operasyonlara başladı. Hartum'un kuzeyinde Sudan'ın en büyük petrol rafinerisi olan el-Cili Rafinerisi’ni ziyaret eden İdris, ‘ulusal tesislerin eskisinden daha iyi hale geleceğini’ vaat etti. Ocak ayında tahrip edilen rafineri daha sonra HDK’den geri alındı, ancak daha önce günde 100 bin varil işleyen tesisin yeniden rehabilitasyonu yıllar alacak ve en az 1,3 milyar dolar tutacak.