Tunus Adalet Bakanı: Geçici bir yargı konseyi oluşturulacak

AA
AA
TT

Tunus Adalet Bakanı: Geçici bir yargı konseyi oluşturulacak

AA
AA

Tunus Adalet Bakanlığı, Yüksek Yargı Konseyi tekrar kuruluncaya kadar geçici bir konseyin oluşturulacağını duyurdu.
Tunus Adalet Bakanı Leyla Ceffal, Cumhurbaşkanı Kays Said ile görüşmesinin ardından yazılı bir açıklama yayımladı.
Açıklamada, Yüksek Yargı Konseyi kurulana kadar acil konuları organize edecek geçici bir yargı konseyinin oluşturulacağı belirtildi.
Cumhurbaşkanı Said’in yargının bağımsızlığının garantörü olan Yüksek Yargı Konseyini sürdürmeye kararlı olduğunu kaydeden Ceffal, “Cumhurbaşkanı Said'in, hakimlerin haklarını güvence altına almak, görevlerini en iyi şekilde yerine getirmelerine yardımcı olmak ve davacıların haklarına riayet etmelerini sağlamak için Yüksek Yargı Konseyini düzenleyen yasayı gözden geçirme konusundaki isteğini vurguladığını" belirtti.

Said Konseye ilişkin kararını savundu
Dışişleri Bakanı Osman Cerendi ile görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı Said'in görüntülü bir konuşmasını yayımladı. Said konuşmasında Konseye ilişkin kararlarını savundu.
Ülkedeki büyükelçilerin endişelerini şaşkınlıkla karşıladığını belirten Said "Onlar, Tunus'a milyonlarca milyarlarca yardımlar geldiğinde ve adalet tesis edilmediğinde neredeydiler?" diye sordu.

Yüksek Yargı Konseyi'nin feshi
Cumhurbaşkanı Said, pazartesi akşamı Başbakan Necla Buden Ramazan ile görüşmesinde, Yüksek Yargı Konseyi'nin feshedildiğini duyurmuştu.
Said, "Yüksek Yargı Konseyi feshedildi ama ben yargıya asla dokunmayacağım. Çözüm için bu kararı almak zorunluluk haline gelmişti" ifadelerini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanı'nın Konsey'e ilişkin açıklamasının ardından birçok siyasi parti, yargı mensubu ve sivil toplum kuruluşu, karara yasal olmadığı gerekçesiyle tepki gösterdi.

Yüksek Yargı Konseyinin görevleri
Yüksek Yargı Konseyi, yetkileri çerçevesinde yargının sağlıklı işleyişi ve yargının bağımsızlığını Tunus Anayasası ve uluslararası sözleşme hükümleri doğrultusunda güvence altına alan anayasal bir kurum olarak biliniyor.
Görevleri arasında, "bütçe taslağının görüşülmesi ve onaylanması, yıllık raporun görüşülmesi ve onaylanması, yargının sağlıklı ve bağımsız işleyişinin sağlanması için gerekli reformların önerilmesi, adaletin tesisi ve idaresine ilişkin kanun tasarıları ile teklifleri hakkında görüş bildirmek" yer alıyor.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24