Irak nüfus artışının getirdiği zorluklarla karşı karşıya

Irak, Ocak 2022'de 3,619 milyon varil petrol ihraç etti. Son 10 yılın en yüksek aylık gelirleri elde edildi.

Irak’ın nüfusu 41 milyonu geçti. (Reuters)
Irak’ın nüfusu 41 milyonu geçti. (Reuters)
TT

Irak nüfus artışının getirdiği zorluklarla karşı karşıya

Irak’ın nüfusu 41 milyonu geçti. (Reuters)
Irak’ın nüfusu 41 milyonu geçti. (Reuters)

Şeza el-Amili
Irak, eski savaşların ve 2003 sonrası dönemde yaşananların yanı sıra özellikle ülke nüfusunun 41 milyonu geçmesiyle oldukça zor durumda. Ülkede nüfus artışına uygun bir ekonomi inşa edilememesi ve ekonomik planlamanın olmamasının getirdiği zorluklar her geçen gün artıyor. Planlama Bakanlığı'nın verilerine göre ülke nüfusu her yıl 900 bin ila bir milyon arasında bir artış gösteriyor.
Irak'taki nüfus artışının etkileri ve hayatın çeşitli alanlarında karşılaşılan eksikliklerin, ülkenin zengin kaynaklarıyla giderilemeyeceğini düşünenler olabilir. Ancak hükümet, Bağdat, Basra ve Musul gibi büyük şehirlerde dahi aşiret kökenli Irak toplumunun doğası gereği nüfus artışını kontrol edemiyor.
Sürdürülebilir kalkınma alanında uzman isimlerden Raad Sami, Irak’ta kaynak geliştirme ile ilgili gerçekçi ekonomi politikalarının bulunmadığını, buna tarım arazilerinin çölleşmesi ve erozyonunun yanı sıra hükümetin genel olarak tarımsal ve ekonomik kaynakların yokluğuna neden olan bu krize karşı sessizliğinin de eşlik ettiğini söyledi. Irak’ta devlet inşasında önemli bir ortak olan özel sektörün olmayışının nedenlerine değinen Sami, “Ülkede var olan idari ve mali yolsuzluklar sonucunda ne yazık ki özel sektör halen rayına oturabilmiş değil” ifadelerini kullandı.

Gerçek bir duruş
Tüm bunları, hükümetin ve liderlerin yoksulluğu ortadan kaldırmak ve iyi bir çevre sağlamak da dahil Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul edilen 16 kalkınma hedefi çerçevesinde, ekonomiyi sağlam temeller üzerinde yeniden inşa etmek için gerçek bir duruş sergilemesini gerektiren sürdürülebilir kalkınmaya dayalı bir ekonomi inşa etme planının olmamasına bağlayan Sami, “Ülkede bu hedefleri hayata geçirecek bir vizyon ve stratejik planlar olmasını temenni ediyoruz”  dedi.
Irak’ın ekonomik ilişkileri konusunda uzman olan Ziya el-Muhsin meselenin boyutlarını birkaç maddede detaylandırdığı değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Öncelikle mesele, devletin 1990-2003 yılları arasında, yani ekonomik abluka altında olduğu dönemde Irak pazarının ihtiyaçlarını karşılamaya katkıda bulunan tarım sektörünü teşvik edememesiyle ilgili. Saddam Hüseyin rejimi o dönem çiftçileri, en yüksek fiyattan mahsul satın alarak ve tarım için gerekli araçları dağıtmanın yanı sıra devlet tarafından sübvanse edilen fiyatlarla tohum, böcek ilacı ve gübre dağıtarak  çeşitli mali ve lojistik katkılarla destekledi. Ancak 2003 yılından sonra devletin çiftçilere bu yönde herhangi bir desteği olmadı.”

Çiftçilere yapılması gereken ödemelerin gecikmesi
Hem çiftçilerin ödemelerini uzun süre ertelemenin hem de büyük zararlar görmelerine neden olan komşu ülkelerden tarım ürünlerinin Irak'taki emsallerinden çok daha düşük fiyatlarla iç pazara sürülmesinin tarım ile uğraşanları isteksizleştirdiğini vurgulayan Muhsin, aynı durumun eskiden iç pazar ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan ve fazlası yurt dışına ihraç edilerek gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) ve bütçeye önemli katkı sağlayan petrokimya endüstrileriyle bağlantılı olan tarımsal üretim ve imalat endüstrileri için de geçerli olduğunu vurguladı.
Ekonomik alanda, fosfat, magnezyum, kükürt, silikat ve diğer maddeler gibi Irak'ın kuzeyinde ve batısında bulunan alanlarda sanayi sektöründe sonsuz kaynak olduğunu söyleyen Muhsin, ardı ardına göreve gelen hükümetlerin, bu kaynakları değerlendirmeye ve ulusal ekonomiyi ve Irak vatandaşının geçimini iyileştirmeye yönelik mali getirilerini kullanmaya önem vermediklerini de sözlerine ekledi.
Muhsin, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
“Peş peşe göreve gelen hükümetler, yalnızca petrol gelirlerine bel bağladılar. Buradaki en büyük felaket, petrolle ilgili önemli bir kaynağın ihmal edilimesidir. Ülkenin günde 12 saatten fazla süren elektrik kesintilerinden şikayet ettiği bir dönemde elektrik enerjisi üretiminde kullanılmayan ve değeri üç milyar doları aşan doğalgaz yakılarak boşa harcandı.”
Nüfus artışının nedenlerinin komşu ülkelere kıyasla kıt olduğu düşünülen kaynakları olumsuz yönde etkilediğini belirten Muhsin, l-şunları söyledi:
“Örneğin Irak'taki buğday ve arpa mahsulleri için bir dönüm (bin metrekare) başına 500 kilograma kadar verim alıyoruz. Oysa birçok ülkede, hatta İmam Hüseyin Türbesi projelerinde dahi bu mahsullerin dönüm başına bin kilogramı aştığını görüyoruz.”
Muhsin, bu farkın nedeninin diğer ülkelerde çiftçilerin sahip olduğu tarım kültürünün yanı sıra sulama ve toprağa uygun miktarda gübre atılması noktasında modern teknolojilere dayanan bir tarım politikası olduğunu kaydetti.

Yüksek tuzluluk oranı
Toprağın yanlış işlem görmesinin tuzluluk oranını artırdığına işaret eden Muhsin, buna çiftçilerin kültür eksikliğinin yanı sıra Tarım Bakanlığı'nın çiftçileri verimi artırmak için izlenmesi gereken doğru yöntemler konusunda eğitmeye çalışmamasının neden olduğunu söyledi. Hükümetin güvenliği sağlama ve özel sektör projelerini organize suç çetelerinden koruma yeteneğiyle doğrudan bağlantılı olan özel sektörün canlandırılmasının yanı sıra Yerli Ürün Koruma Yasası, Tüketicinin Korunması Yasası ve İhracatı Destekleme Yasası'nın uygulanması gerektiğinin altını çizen Muhsin sözlerini şöyle sürdürdü:
“Iraklı üreticiler arasında terörü yaymaya çalışan bu organize suç çetelerinin dış bağlantıları nedeniyle bunu sağlamak mümkün değil. Sonuç olarak Iraklı üreticilerin çoğu, ya komşu ülkelere ya da Güneydoğu Asya ülkelerine gittiler.”
Sorunun kaynak eksikliğinden daha büyük olduğuna işaret eden Muhsin, gerçek sorunun insanların hayatlarını her alanda iyileştirmek için bu kaynakları ve serveti uygun şekilde kullanan iyi bir yönetimin olmadığına işaret etti.  

Kamu maliyesinin yanlış yönetimi sorunu
Iraklı siyasi aktivist Hamza el-Cevahiri, Planlama Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı'nın çeşitli imkanlarıyla ülkenin ihtiyacına göre kaynak dağıtmasından ötürü hatanın kamu maliyesinin yönetiminde yattığını belirterek bundan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ve Bağdat’taki bakanlıklardan alttaki memura kadar tüm yetkilileri sorumlu tuttu. Cevahiri şu değerlendirmede bulundu:
“Irak'ın devlet kurumlarındaki yolsuzluk belasından büyük zarar gördüğünü çok iyi biliyoruz. Iraklıların yaşadığı yoksulluğun başlıca nedeni budur. Bu nedenle kamu maliyesi, sürdürülebilir kalkınmaya veya vatandaşa hizmet eden altyapıya asla yönlendirilmeyecek.”

Değerlere ve ahlaka dayalı bir sistemin olmayışı
Kaynak eksikliği sorununun Irak'ın Baas Partisi'nin yönetimi altında olduğu dönemde kaybedilen değerlere ve ahlaka dayalı sistemin geri gelmesine ihtiyaç duyduğunu belirten Cevahiri sözlerini şöyle sürdürdü:
“Vatana ya da aileye değil, Baas Partisi’ne sadakat duyuluyordu. Sadece Baas partisine… Baasçı olmayan bir Iraklının çalışması, okuması, istihdam edilmesi ya da rejime bağlı güvenlik ve istihbarat teşkilatlarında hizmet etmeye ve partinin onayını almak için büyük fedakarlıklar yapmaya hazır olduğunu ifade etmesi oldukça zordu. Irak'taki değerlere ve ahlaka dayalı sistem bu noktadan yara almaya başladı. Gördüklerimiz ve yaşadıklarımız değerlere ve ahlaka dayalı sistemin yıkılmasının bir sonucudur. Geriye, onun gerçek değerleri yerine sadece söylemleri kalmış ve her şey mübah hale gelmiştir.”

Ülke nüfusundaki doğal artış
Planlama Bakanlığı'nın Bilgi Ofisi Direktörü Abd ez-Zehra tarafından açıklanan 2021 yılı bakanlık verilerine göre Irak'ta yıllık artışın yaklaşık yüzde 3,5 olduğu 10 yıl öncesine göre düşük olan nüfusun doğal artışı, son yıllarda yıllık yüzde 2,5 oldu.

Planlama Bakanlığı verileri
Bakanlığın 2021 yılı verilerine göre Irak’ın nüfusu, yüzde 51’ini oluşturan 20 milyon 810 bin 479’u erkek olmak üzere 41 milyon 190 bin 658 kişiye ulaştı. Toplam nüfusun yüzde 49'unu ise 20 milyon 380 bin 179 ile kadınlar oluşturuyor.
Planlama Bakanlığı Bilgi Ofisi Direktörü Zehra, kaynak kıtlığıyla ilgili olarak da Irak'ın kaynak kıtlığı ile karşı karşıya olmadığını, ancak sorunun bu kaynakların yönetiminde kaynaklandığını söyledi. Irak’ın gerek petrol zenginliği, gerekse tarım, sanayi, turizm ve diğerler alanlar gibi önemli kalkınma sektörleriyle iyi bir ekonomik potansiyele sahip zengin bir ülke olduğunu belirten Zehra, bakanlığın, bu yüzden nüfus artışlarını karşılamak ve kalkınmanın üzerinde bir yük olmaktan çıkarıp faydalı motor güçlere dönüştürmek çerçevesinde 2020 yılında patlak veren yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının yansımaları ve Irak'ın tanık olduğu değişikliklerle uyumlu birçok politikanın gözden geçirilmesini gerektiren mali kriz nedeniyle daha önce başlattığı ancak durdurmak zorunda kaldığı nüfus artışlarına ilişkin ulusal planı yeniden gözden geçirdiğini kaydetti.

Kalkınma politikaları
Bu geniş kapsamlı politikalar, özel sektörü ortaklık yaparak, başta gençlere iş fırsatları yaratma konusunda teşvik ederek, onu güçlendirerek ve devlet kurumlarındakine benzer şekilde özel sektördeki işçilere gerekli garantileri sağlamak olan bir takım temellere dayanıyor. Sağlık sektörünün iyileştirilmesi ise bu alandaki tesislerin, binaların veya tıbbi personelin şartlarının iyileştirilmesinden geçiyor.
Eğitim alanın geliştirilmesi için de bir takım politikalar oluşturuldu.  Gerek başkent Bağdat gerekse ülkedeki diğer iller, bu alanda hem devlet hem de özel çok sayıda projenin hayata geçirilmesine tanık oldu. Ülkedeki konut krizini ve bu sektördeki boşluğu kapatmak için çalışılması gerektiği de unutulmamalı. En sonuncusu ‘Dari’ (Evim) adlı proje olan konut projelerinin tamamlanmasının ardından bu sektörün önümüzdeki dönemde konut fiyatlarında düşüşe tanık olacağı düşünülüyor. Dari projesinde 15 bin konut yer alırken, dileyen vatandaşlar, Merkez Bankası’ndan ve diğer bankalardan bu konutları satın almakta kullanabilecekleri krediler alabilecekler.

Kovid-19 salgının yansımalarından kurtulma planı
Şarku’L Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı haberde açıklamalarda bulunan Planlama Bakanlığı Bilgi Ofisi Direktör Zehra, bakanlığın Kovid-19 salgının 2021-2023 yılları arasındaki yansımalarından kurtulmak için bir plan uygulamaya koyduğuna dikkati çekti. Iraklı yetkili planın, özel sektörü destekleyen ekonomiyi, sağlık ve eğitim alanında iyileştirmeleri, sosyal dokunun korunmasını, yerinden edilenleri geri dönüşünü ve kadınların güçlendirilmesini amaçlayan sosyal hayat ve bakanlık tarafından yapılan anketlere ve çalışmalara dayanan kalkınma haritasına göre illerdeki kalkınma ile ilgili boşlukları gidermeyi amaçlayan bir takım politikaları içeren konut ekseni olmak üzere üç önemli sac ayağını kapsadığını belirtti.

Irak'ın petrol ihracatı
Irak, Ocak 2022'de 3,619 milyon varil petrol ihraç etti. Petrol fiyatlarındaki artışla birlikte son 10 yılın en yüksek aylık gelirleri elde edildi.

Sürdürülebilirlik
Irak, Başbakan Mustafa el-Kazımi'nin küresel pazara açılmaya yönelik direktiflerinin yanı sıra diğer ülkelerle çeşitli düzeylerde ortaklık ilişkileri geliştirmenin ve dünya ülkeleri ile yeni iletişim kanalları açmanın önemi çerçevesinde, çeşitli ülkelerle ticari ve ekonomik ilişkilerini güçlendirme konusunda oldukça istekli bir ülke olarak ön plana çıkıyor.



Gazze’de açlık dehşeti: Çocuklar iskelete döndü

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 59 bin Filistinli öldürüldü (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 59 bin Filistinli öldürüldü (Reuters)
TT

Gazze’de açlık dehşeti: Çocuklar iskelete döndü

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 59 bin Filistinli öldürüldü (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 59 bin Filistinli öldürüldü (Reuters)

Gazze Şeridi’ndeki Filistinliler, İsrail ablukasının yol açtığı kıtlıkta yaşadıklarını anlattı.

Guardian’ın irtibata geçtiği Feyza Abdul Rahman, torunlarının açlıktan hastanelik olduğunu söylüyor.

7 aylık torunu Muhammed’in yetersiz beslenmeden ötürü 4 kiloya düştüğünü ve ikinci kez hastaneye yatırıldığını belirten Rahman, Muhammed’in annesinin de açlıktan ötürü bebeğine süt veremediğini ve doğumdan bu yana sadece iki kutu bebek maması alabildiklerini ifade ediyor.

Bölgenin en büyük şehri olan Gazze’de sadece iki faal pediatri ekibi kaldı. Her gün 200’e yakın çocuk tedavi için hastaneye götürülüyor.

Filistinli sivil toplum kuruluşu Hasta Dostları Yardımlaşma Derneği’nin hastanesinde görev yapan Dr. Musab Fervena, çocukların iskelete dönüştüğünü ve çoğunu kurtaramadıklarını söylüyor.

Çocuk doktoru Fervena, kendi kızı ve oğlunun da açlıkla mücadele ettiğini belirterek şu ifadeleri kullanıyor:

Yaklaşık iki yıldır buradaki çocuklar açlık çekiyor. Bazı günler tok hissetseler bile, mesele sadece tokluk değil, vücudun ihtiyaç duyduğu besinleri almakla ilgili. Ve bunların hiçbiri yok.

Doktor, basit ilaçlarla kurtarılabilecek birçok çocuğun, İsrail ablukası nedeniyle bu ilaçlara erişim kesildiği için öldüğünü söylüyor.

Umum Yusuf Halidi de ailesinin geçen hafta 4 gün boyunca hiçbir şey yiyemediğini belirtiyor.

Çocuklarının yaptığı birkaç bileklik ve kolyeyi satarak geçinmeye çalıştıklarını ifade eden Halidi, şöyle devam ediyor:

Çocuklarım iskelete dönüştü, bir deri bir kemik kaldılar. En ufak bir hareket bile başlarını döndürüyor. Tekrar oturup yemek istiyorlar ama verecek hiçbir şeyim yok.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, dünkü açıklamasında İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de halkın "kitlesel açlıkla" karşı karşıya kaldığını, yetersiz beslenmeye bağlı ölümlerde ciddi artış görüldüğünü belirtti.

Gazze'de akut yetersiz beslenme oranının yüzde 10'u aştığına işaret eden Ghebreyesus, bu yıl 5 yaş altı çocuklarda yetersiz beslenmeyle ilişkili 21 ölümün kaydedildiğini aktardı.

Gazze’deki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre açlık nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 78'i çocuk en az 88'e çıktı.

Independent Türkçe, Guardian, Reuters