Sudan-İsrail arasında barış anlaşması mümkün mü?

İki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine ve ekonomik ve güvenlik işbirliği konusunun tartışılmasına odaklanan bir dizi toplantı yapıldı

Şu anda Tel Aviv'de bulunan Sudan delegesi, Sudan Egemenlik Konseyi'ni temsil ediyor (AFP)
Şu anda Tel Aviv'de bulunan Sudan delegesi, Sudan Egemenlik Konseyi'ni temsil ediyor (AFP)
TT

Sudan-İsrail arasında barış anlaşması mümkün mü?

Şu anda Tel Aviv'de bulunan Sudan delegesi, Sudan Egemenlik Konseyi'ni temsil ediyor (AFP)
Şu anda Tel Aviv'de bulunan Sudan delegesi, Sudan Egemenlik Konseyi'ni temsil ediyor (AFP)

İsmail Muhammed Ali
İsrail medyası, Sudanlı bir yetkilinin bu hafta güvenlik ve diplomatik bir heyete başkanlık ederek İsrail'i ziyaret ettiğini öne sürdü. Söz konusu iddiaya göre iki taraf arasında yapılan bir dizi görüşmede iki ülke arasındaki ekonomik ve güvenlik işbirliği konusunun yanı sıra, bir barış anlaşmasının imzalanmasına yol açacak şekilde ilişkileri güçlendirerek, daha ileri bir seviyeye taşıma imkanına odaklanıldı.
İsrail Kamu Yayın Kuruluşu'na (Makan) göre şu anda Tel Aviv'de bulunan Sudanlı delege, Sudan Egemenlik Konseyi'ni temsil ediyor. Delege ziyareti sırasında İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndaki yetkililerle görüştü. İsrail ve Sudan hükümet sözcülerinden henüz bu ziyareti ve içeriğini doğrulayan resmi bir açıklama gelmedi.
Söz konusu ziyaret, İsrail’den bir heyetin Hartum'a yaptığı ve birkaç saat süren bir ziyaretten üç hafta sonra geldi. Üç hafta önceki ziyaret sırasında heyet Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, yardımcısı Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti) ve Genel İstihbarat Teşkilatı Başkanı Ahmed İbrahim Mufaddal ile bir araya gelmişti. Görüşme sırasında güvenlik meseleleri ve ülkede yaşanan siyasi olaylara ilişkin gelişmeler ele alınmıştı.
Peki Sudanlı ve İsrailli gözlemciler bu ziyarete ve gerekçelerine nasıl bakıyorlar ve iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine yönelik beklentileri neler?

Katolik bağ
Sudan Dışişleri Bakanlığı Eski Büyükelçisi Sadık el-Makli konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Şaşırtıcı ve tuhaf olan şey İsrail tarafıyla yapılan karşılıklı ziyaretlerde Sudanlı yetkililerin sessiz kalması. Zira böyle bir olay, Dışişleri Bakanlığı ve Egemenlik Konseyi'ndeki yetkili makamların yalanlama veya doğrulama şeklinde yorum yapmalarını gerektiriyor. Özellikle de bu ve diğer ziyaretler yerel ve uluslararası çapta geniş bir yankı bulduğu için bu gerekli. Böyle yapılması Sudan devleti için iyi bir şey değil. Hartum ve Tel Aviv arasındaki ilişkilerin emareleri, geçiş aşamasının başlayıp Burhan’ın dönemin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Şubat 2020'nin başlarında Uganda'nın Entebbe şehrinde görüşmesiyle başladı. Eski Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk hükümeti tarafından temsil edilen sivil yürütme organının Ocak 2021'de İbrahim Anlaşması'nın imzalanmasına katılmasına rağmen, iki taraf arasında yapılan tüm ziyaretler güvenlik ve askeri nitelikteydi.”
Makli “Elbette İsrail, Sudan ile ilişkileri dahilinde çıkarlarının peşinde. İsrail, kendi uçaklarının geçişi için Sudan hava sahasının açılmasından yararlanmayı başardı. Hartum, tarım alanında dünya çapında öncü olan İsrail teknolojilerinden yararlanabilir. Genel olarak bu ikili ilişkilerin kurulması, Sudan'ın Aralık 2020'de teröre destek veren devletler listesinden çıkarılmasına bağlanıyor. Yani bu ilişkiler birdenbire ortaya çıkmadı” şeklinde sözlerini sürdürdü.
Makli, Tel Aviv ve Washington'un Katolik bir bağ ile birbirlerine bağlı olduklarını, bu yüzden de Burhan'ın 25 Ekim'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip sivillerle ortaklığı bozarak aldığı kararların oluşturduğu mevcut darbe durumu ışığında Sudan ile İsrail arasında bir barış anlaşması imzalanmasının çok zor olduğunu söyleyerek bunu ABD’nin mevcut Sudan hükümetini gayri meşru olduğu için tanımamasına bağladı.

Bölgesel müttefik
Şarku’l Avsat’un Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, İsrailli gazeteci Roi Kais “Bence İsrail, Sudan'ı İbrahim Anlaşmaları’na katılan bir Arap ülkesi olmasının yanı sıra, stratejik konumu itibariyle önemli bir bölgesel müttefik olarak görüyor. İbrahim Anlaşmaları Tel Aviv’in Sudan ile çıkarlarını ve kazanımlarını koruma çerçevesinde sadece askeri ve güvenlik alanlarıyla sınırlı kalmayıp kapsamlı ilişkiler kurmasını gerektiriyor. Ancak Sudan'ın karşı karşıya olduğu karmaşık iç durum ikili ilişkiler açısından ilerleme kaydedilmesine izin vermeyecektir” şeklinde konuştu.
Kais “Bence Sudan başta ekonomi olmak üzere çeşitli alanlarda İsrail'den fayda sağlayabilir. İki ülkenin istifade edebileceği büyük fırsatlar söz konusu. Özellikle de Hartum’un, çünkü tarım ve diğer alanlarda İsrail teknolojilerinden faydalanma fırsatı var” dedi.
İkili bir anlaşmanın imzalanması ve iki ülke arasında karşılıklı büyükelçilik açılmasına ilişkin tahminlerine de değinen İsrailli gazeteci “Şu anda bunların yapılmasının mümkün olduğunu sanmıyorum. Çünkü halk ayaklanmasına tanık olan Sudan’da bunların yapılmasını oldukça zorlaştıran istikrarsız durumlar söz konusu. Ancak uzun vadede ortak çıkarlar için iki ülke arasındaki ilişki, güvenlik ve askeri yönden diplomatik boyuta taşınmalı” ifadelerini kullandı.

Karşılıklı ziyaretler
Sudan 2020'de İsrail ile ilişkiler tesis etmek için adımlar atmıştı. İki taraf o zamandan beri resmi bir anlaşma imzalanmamış olmasına rağmen belli aralıklarla karşılıklı ziyaretler gerçekleştiriyor.
Ancak bu adımlar o dönem geçiş yönetiminin ülkeyi bu tür kararlara yasal olarak bağlayamayacağını savunan bazı sivil grupların eleştirilerine yol açmıştı. Bu da 23 Ekim 2020'de Sudan Dışişleri Bakanlığı'nı, hükümetin İsrail ile ilişkiler kurmayı kabul etmeye yönelik bir adım attığını ancak bunu kabul etme veya reddetme kararını henüz kurulmamış olan geçiş parlamentosuna bıraktığını açıklamaya itmişti.
İsrail heyetinin 19 Ocak'ta Sudan'a gerçekleştirdiği son ziyarette, Sudan’ın içinde bulunduğu siyasi krizi çözmeye yönelik öneriler tartışılmıştı. Sudan'daki sivil ve askeri geçiş yönetimi ortakları arasında yeniden güven inşa edilmesi ve herkesin katılacağı yeni bir siyasi sürece girilmesi için çaba gösteriliyor.
Bu ziyaret, ABD'nin Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Molly Phee ve ABD'nin Afrika Boynuzu Özel Temsilcisi David Satterfield'ın da aralarında bulunduğu başka bir ABD heyetinin ziyaretiyle aynı zamana denk gelmişti. Söz konusu ziyaret Washington'un, ordunun siyaset sahnesinden çekilmesini ve iktidarı sivillere devretmesini talep eden Sudanlı göstericilere yönelik şiddetin durdurulmasına ilişkin çabalarının bir parçası olarak gelmişti.



Şam: Suveyda'daki ateşkes anlaşması, herhangi bir ihlal olmaksızın çoğu bölgede uygulanıyor

Suriye güvenlik güçleri, Suriye hükümeti ile Dürzi güçler arasında varılan anlaşmanın ardından aşiret güçlerinin Suveyda vilayetindeki Dürzi köylerine doğru ilerlemesini engellemek için Dera kırsalında kurdukları toprak setlerin yanında duruyor. (DPA)
Suriye güvenlik güçleri, Suriye hükümeti ile Dürzi güçler arasında varılan anlaşmanın ardından aşiret güçlerinin Suveyda vilayetindeki Dürzi köylerine doğru ilerlemesini engellemek için Dera kırsalında kurdukları toprak setlerin yanında duruyor. (DPA)
TT

Şam: Suveyda'daki ateşkes anlaşması, herhangi bir ihlal olmaksızın çoğu bölgede uygulanıyor

Suriye güvenlik güçleri, Suriye hükümeti ile Dürzi güçler arasında varılan anlaşmanın ardından aşiret güçlerinin Suveyda vilayetindeki Dürzi köylerine doğru ilerlemesini engellemek için Dera kırsalında kurdukları toprak setlerin yanında duruyor. (DPA)
Suriye güvenlik güçleri, Suriye hükümeti ile Dürzi güçler arasında varılan anlaşmanın ardından aşiret güçlerinin Suveyda vilayetindeki Dürzi köylerine doğru ilerlemesini engellemek için Dera kırsalında kurdukları toprak setlerin yanında duruyor. (DPA)

Suriye devlet televizyonunun bugün ismini açıklamadığı bir güvenlik kaynağına dayandırdığı haberine göre, Suveyda'daki ateşkes anlaşması çoğu bölgede ihlal olmaksızın uygulanıyor.

Kaynak, Suveyda'da bir sonraki adımın tüm vilayette istikrarı yeniden sağlamak için kapsamlı bir ateşkes uygulamak ve her iki taraftan esirlerin değişimi için çalışmak olacağını açıkladı.

Kaynak, ateşkesin hükümetin vilayette yaşam ve hizmetlerin yeniden tesis edilmesi ve vilayeti terk eden ailelerin geri dönmesi için çalışmasına olanak sağlayacağını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın yerel kaynaklardan edindiği bilgiye göre, kuşatma altındaki Bedevi aşiretlerinin tahliyesinin ardından Suveyda vilayetinde gerginlikle karışık temkinli bir sakinlik hüküm sürüyor.

Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM) tarafından AFP'ye yapılan açıklamada, Suveyda'da bir haftadır süren çatışmalarda 128 binden fazla kişinin yerinden edildiği ve son bir günde 43 binden fazla kişinin yerinden edildiği kaydedildi.

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) 13-21 Temmuz tarihleri arasında en az 558 kişinin öldürüldüğünü ve 783'ten fazla kişinin de çeşitli derecelerde yaralandığını belgeledi.

SNHR'nin raporuna göre ölü sayısına 17 kadın ve 11 çocuk da dahil. Ayrıca, 3’ü kadın olmak üzere 6 sağlık personeli ve 2 medya çalışanı da hayatını kaybedenler arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra, ölenler arasında bedevi aşiret gruplarından savaşçılar, devletin kontrolü dışında kalan yerel grupların üyeleri, Suriye hükümetine bağlı İç Güvenlik Güçleri ve Savunma Bakanlığı’ndan unsurlar da bulunuyor.

Suriye Sağlık Bakanlığı, Suveyda'daki olaylar sonucunda 425'i kritik olmak üzere bin 698 hafif ve orta dereceli yaralanma vakası aldı.