Ölüm ile yaşam arasında: Gazze’de geçimlerini çöpten sağlayanlar

Çocuk cesedinin bulunmasının ardından belediye çöp sahasındaki çalışmalar durduruldu.

Nebbaşlar (geçimlerini çöp sahalarından elde edenler) çöplüklerde hurda, metal ve plastik arıyorlar. (Independent Arabia –Meryem Ebu Dakka)
Nebbaşlar (geçimlerini çöp sahalarından elde edenler) çöplüklerde hurda, metal ve plastik arıyorlar. (Independent Arabia –Meryem Ebu Dakka)
TT

Ölüm ile yaşam arasında: Gazze’de geçimlerini çöpten sağlayanlar

Nebbaşlar (geçimlerini çöp sahalarından elde edenler) çöplüklerde hurda, metal ve plastik arıyorlar. (Independent Arabia –Meryem Ebu Dakka)
Nebbaşlar (geçimlerini çöp sahalarından elde edenler) çöplüklerde hurda, metal ve plastik arıyorlar. (Independent Arabia –Meryem Ebu Dakka)

İzzeddin Ebu Ayşe
Gazze Belediyesi ekipleri, Gazze Şeridi’ndeki çöp sahasında Usame Sarsak adlı çocuğun cesedini buldular.. Yapılan ön incelemelerde çocuğun tonlarca atık arasında geri dönüşüme uygun plastik ve sert malzeme ararken yaşamını yitirdiği anlaşıldı.
Çöp yığınlarının altına gizlenmesinin Usame Sarsak’ın ölümüne yol açtığı, çalışanların ise bunu fark etmediği bildirildi. Babası ile aynı meslekte çalışan Sarsak, çöp yığınları arasında satılabilecek malzemeler arıyordu.

Çöp sahaları
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Usame'nin ölümü, başta çocuklar olmak üzere Gazze'de geçimlerini çöp sahalarından elde edenlerin karşılaştığı tehlikeleri gözler önüne serdi.  
Gazze'de çöp sahalarında plastik, metal veya geri dönüşüme uygun malzemeleri arayan işçilere ‘nebbaş’ deniyor. Nebbaşlık son beş yıldır yaygın bir meslek haline geldi.
Sokaklardaki çöp konteynırlarından toplanan çöpler, bunları sıkıştıran araçlar ile ana çöp sahalarına aktarılıyor.
Halk, Usame'nin ölümünden belediyeyi sorumlu tuttu. Çöp sahasına giren çok sayıda işçi nedeniyle şimdilik buradaki çalışmaları durdurmak zorunda kaldıklarını söyleyen belediyenin medya yetkilisi Hüsni Muhenna, geçimlerini çöp sahalarından elde edenler konusunun büyük bir sorun teşkil ettiğini belirtti. Belediyenin yetkili makamlarla birlikte buna radikal bir çözüm bulmaya çalıştığı bilgisini paylaştı.  

Resmi veriler mevcut değil
Araştırmacılar, yüzde 80 sınırını aşan yüksek yoksulluk oranları ve yüzde 75'e ulaşan işsizliğin doğal bir sonucu olarak insanların geçimlerini çöplerde aramaya başladığına dikkat çekiyorlar. Çalışma Bakanlığı istatistikleri, mesleğini kaybedenler ve üniversite mezunları da dahil olmak üzere iş arayan sayısının 500 bine ulaştığını gösteriyor.
Gazze’deki nebbaşların sayısına dair resmi bir veri mevcut değil. Zira düzensiz işçi sınıfına giren bu gruba ilişkin herhangi bir kayıt tutulmuyor. Ancak araştırmacılar, Gazze Şeridi’ndeki tüm çöplüklerde en az 4 bin nebbaş olduğu tahmininde bulunuyor.
Gazze’de günlük yaklaşık bin 200 ton atığın getirildiği Cuhru ed-Dik ana çöp sahası, merkez bölge çöp sahası ve Refah çöp sahası olmak üzere üç farklı çöp sahası bulunuyor. Gazze Şeridi belediyelerinin bildirdiğine göre şubat ayı başlarında çok sayıda nebbaş çöplüklere girerek buralardaki çalışmaları engellemişti. Dolayısıyla belediye araçlarının buradaki çalışmaları durdurmak zorunda kalması, insan ve çevre sağlığını tehdit eder hale geldi.

Günde 5 dolar
Toplumun bu mesleğe bakış açısı ve hissettiği utanç yüzünden kılık değiştirerek çalıştığını söyleyen Halil, burada geçimini sağlamak için eline ancak 5 dolar geçtiğini belirtiyor.
Gazze'deki işsizlik ve zor hayat şartlarının kendi deyimiyle kendisini bu ‘tiksindirici’ işe başvurmak zorunda bıraktığını vurgulayan Halil, aksi takdirde çocuklarına ekmek götüremeyeceğini söyledi. Sokaklarda çöpleri karıştırdığı sırada vatandaşların kınamalarına maruz kaldığını kaydetti.
Yaptığı işte her gün karşılaştıkları tehlikelerin farkında olduğunu söyleyen Halil, büyük buldozerler kullanan belediye çalışanlarının kendilerini fark etmediğini ayrıca çöp topladıkları sırada ellerinde kesiklere neden olabilecek kesici aletlere rastladıklarını belirtti. “Kullanabileceğimiz eldiven gibi koruyucu araçlarımız yok. Devlet önemsemezken biz bu malzemelere nasıl ulaşabiliriz?” diye sordu. Uzmanlar ise geçim kaynakları olsa dahi bu insanların çalışmayı bırakmaları gerektiği görüşünde.
Medya yetkilisi Hüsni Muhenna, nebbaş olgusunun son yıllarda tekrarlayan, endişe verici bir sorun haline geldiğini, buna rağmen söz konusu kesime yakınlık gösteren devlet kurumlarının zorlu ekonomik koşullar ışığında atık toplayıp satmanın bir gelir kaynağı teşkil ettiğinin farkında olduklarını söylüyor. Ancak bu sahalar, aynı zamanda İsrail ile güvenlik şeridine yakın olmaları açısından da tehlike teşkil ediyor.
Bu sorunun tüm tarafların ve bileşenlerin müdahalesini gerektirdiğini vurgulayan Muhenna, geri dönüşüm projelerini destekleyen bağışçılar aracılığıyla belediyenin çöplerin çöp sahalarına gelişi öncesinde türlerine göre ayrılması ve nebbaşların bu sürece dahil edilmesi yönünde bir vizyon geliştirdiğini söylüyor.
Söz konusu plan gerçekleştirilene kadar ilgili ve resmi makamlardan nebbaşların çöp sahalarına girişlerini engellemelerini talep ettiklerini ancak çözümün genellikle anlık ve geçici olduğunu vurgulayan Muhenna bu mesleği yapanların güvenlik yetkilileri tarafından engellendikten hemen sonra çöp sahalarına geri döndüğünü belirtiyor.



Barrack, Lübnan'ın ilerlemesini engellemek için İran'ın “veto hakkını” reddetti

ABD’li Özel Temsilcisi Tom Barrack pazartesi günü Beyrut'u ziyaret ederek yetkililerle görüştü (AFP)
ABD’li Özel Temsilcisi Tom Barrack pazartesi günü Beyrut'u ziyaret ederek yetkililerle görüştü (AFP)
TT

Barrack, Lübnan'ın ilerlemesini engellemek için İran'ın “veto hakkını” reddetti

ABD’li Özel Temsilcisi Tom Barrack pazartesi günü Beyrut'u ziyaret ederek yetkililerle görüştü (AFP)
ABD’li Özel Temsilcisi Tom Barrack pazartesi günü Beyrut'u ziyaret ederek yetkililerle görüştü (AFP)

Lübnanlı siyasi kaynaklar, ABD’li Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın başkanlık sarayları arasında yaptığı gezilerde ‘Lübnan'da diğer mezheplerle birlikte istikrar faktörü ve siyasi hayattaki rolleri göz ardı edilemez olan’ Şiileri hedef almayacakları veya tehdit etmeyecekleri konusunda güvence vermesine dikkati çektiler. Şiileri rahatlatan en önemli gelişme, Barrack’ın Meclis Başkanı Nebih Berri ile yaptığı görüşmede, özelde Hizbullah'ın ve genel olarak Şiilerin, silahların ‘sadece devletin elinde olması’ konusunda çıkarları olduğunu belirtmesiydi. Bu durum ABD’nin İran'a yönelik tutumuyla ilk kez ortaya çıkarken Barrack, Washington'ın komşularıyla daha sakin bir ilişki kurmak istediğini söyledi.

Barrack'ın Şiilere yönelik açık tutumu ve onları kucaklamak ve endişelerini gidermek istemesine rağmen, siyasi kaynaklar onun Şiilere açılma konusundaki ısrarının ve onlar aracılığıyla Hizbullah'a yönelmesine neden olan nedenleri sorguluyor. Kaynaklara göre Lübnan’da silahların devletin elinde toplanması kararını uygulamada başlıca ortak olmak için iş birliği yapma arzusunun ağır bastığı sakin bir tutum sergileyen Barrack, Berri'ye, Washington ile Tahran arasındaki diyalogun uzun süredir devam ettiğini, ancak ‘Tahran'ın buna hakkı olmadığını’ söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Barrack’ın Tahran’ın Lübnan'ı krizlerinden çıkarmaya yönelik çabalarını baltalayarak veya Lübnan'ın kabul ettiği ABD tarafından sunulan öneriye ve İsrail'in desteğini almak için tüm çabalara itiraz ederek bunu engellemeye hakkı olmadığını söylediğini belirttiler.

Barrack’ın ilk kez Hizbullah'a açıldığını ve Berri’ye açıldığı gibi Hizbullah’la da gerçekçi bir şekilde ilişki kurduğunu belirten kaynaklar, Barrack'ın Cumhurbaşkanı General Joseph Avn ve ‘ABD belgesinin’ kabul edilmesinde rol oynayan Başbakan Nevvaf Selam'ın rolünü övdüğünü söyledi. Washington, Lübnan'ı krizden çıkarmak için Meclis Başkanı Berri’nin özel rolüne güveniyor ve onunla iş birliği yaparak ve siyasi koşulları olgunlaştırarak silahların devletle sınırlandırılması kararını uygulamaya koymak için uygun ortamı yaratmaya çalışıyor.

Kaynaklar, “Ateşkesi tek ve İsrail'in benzer adımlar atmasıyla eşzamanlı olarak uygulamanın mümkün olmamasından dolayı Berri’ye İsrail'i ateşkes yapmaya, ihlallerine ve saldırılarına son vermeye ve geri çekilmeye zorlama hakkını veren Barrack tarafından açıklanan Washington'ın açılımına İran ve elbette Hizbullah, nasıl tepki verecek?” diye sordu.

Kaynaklara göre Barrack, Beyrut'tan direkt olarak Tel Aviv'e gittiği ziyaretinde, İsrail hükümetini Lübnan'ın 1701 sayılı BMGK kararı uyarınca devletin tüm topraklarında otoritesini tesis etmek için silahların devletle sınırlandırılmasına yönelik mutabakata olumlu yaklaşması gerektiği konusunda ikna etmeye çalıştığını Lübnanlı yetkililere iletti.

dfrg
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, ABD Özel Temsilcisi Tom Barrack ve beraberindeki heyeti cumhurbaşkanlığı sarayında kabul etti (Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Kaynaklar, Berri'nin üst düzey siyasi yardımcısı Ali Hassan Halil’in Hizbullah liderleriyle iletişime geçmesi için görevlendirdiğini ve Barrack ile yaptığı görüşmede ortaya çıkan olumlu havayı sürdürmek için Hizbullah'ın görüşlerini öğrenmek istediğini açıkladı. Kaynaklar, Barrack’ın silahların sayımının tamamlanması için belirlenen takvime esnek bir yaklaşım sergilediğini, ancak Şii İkilisi (Emel Hareketi ve Hizbullah) tarafından, Lübnan'a ihlallerin durdurulması ve İsrail'in uluslararası sınırlara çekilmesi konusunda garantiler verilmesi şartıyla kabul edildiğini belirtti. Barrack, kararın aşamalı olarak uygulanmaya başlaması için İsrail hükümetinin onayını almaya çalışıyor. Bu yüzden ilk aşamaya başlanması, uygulamanın engelsiz bir şekilde tamamlanmasının önünü açacak.

cdfgthy
Meclis Başkanı Nebih Berri, ABD Özel Temsilcisi Tom Barrack'ı kabul etti (EPA)

Kaynaklara göre Barrack, İran ile diyalog kurmaktan çekinmediklerini, diyalogun halen devam ettiğini, çünkü İran'ın Lübnan'da göz ardı edemeyecekleri bir varlığı olduğunu söyledi. Barrack, ABD Başkanı Donald Trump'ın ‘başkanlık görevinin ilk yılının sonunda, Lübnan da dahil olmak üzere birçok bölgede devam eden savaşları sona erdirmeyi hedeflediğini, ancak ABD-İran diyaloğunun henüz başlangıç aşamasında olduğunu kabul ettiğini’ vurguladı. Barrack'ın şu an İsrail, İran ve Hizbullah'ın ABD'nin önerisine vereceği tepkiyi beklediğini belirten kaynaklar, Lübnan ordusunun muhtemelen iç barışı korumak ve Hizbullah ile çatışmaya girmemek amacıyla silahları sınırlandırma planını tamamladıktan sonra Beyrut'a geri döneceğini söyledi. Kaynaklar ayrıca Barrack’ın Lübnan Silahlı Kuvvetler Komutanı Tuğgeneral Rodolph Haykal tarafından bu konuda bilgilendirildiğini eklediler.

Barrack'ın Lübnan’ı ziyaretinin, Bakanlar Kurulu'nun Genelkurmay Başkanlığı’nın hazırladığı planı görüşmeye hazır olmasıyla aynı zamana denk gelebileceğini belirten kaynaklar, “İsrail, Lübnan ile kararı uygulamaya yönelik adımları paylaşmaya hazır olarak silahların devletle sınırlandırılmasını kolaylaştırmaya öncülük edecek mi? Silahların devletle sınırlandırılmasını öngören Bakanlar Kurulu bildirisine bağlı kalan ve hükümete güvenini veren Hizbullah'ın tutumu ne olacak? Barrack'ın İsrail'den silahlarını elinde tutmak için bahanelerini ortadan kaldıracak ve silahların tekelini reddeden tutumunu, istikrarı köylerine güvenli bir şekilde dönmek için bir koşul olarak gören Şiiler arasındaki genel duyarlılık karşısında haklı gösterecek garantiler alması durumunda, Bakanlar Kurulu'nun taahhüdünü engellemeyi göze alacak mı, yoksa destekleyici bir tutum sergileyecek mi?” diye sordular.

sfrgty
Başbakan Nevvaf Selam, ABD Özel Temsilcisi Tom Barrack ve beraberindeki heyeti kabul etti (AP)

Peki Hizbullah buna yanıt verecek mi? İran'ın tutumu ne olacak? İran, müttefiki Hizbullah'a, talep ettiği garantiler sağlanırsa silahlarını teslim etmesini ve böylece uzlaşmaya katılmasını tavsiye edecek mi yoksa Barrack'ın dediği gibi, Washington ile diyaloğunu sürdürürken şartlarını iyileştirmek için Lübnan kartını elinde tutmak amacıyla direnişe öncülük etmesini mi isteyecek?

Bakanlar Kurulu'nun toplantılarına 2 Eylül'de yeniden başlaması beklenirken Lübnan muhtemelen İsrail, İran ve Hizbullah'ın silahların devletle sınırlandırılması kararını uygulama taahhüdüne ilişkin tutumlarının netleşmesini beklemek zorunda kalacak. Cumhurbaşkanı Avn'ın bu taahhüdünden geri dönmeyeceğini ve hükümetin, ABD’nin İsrail tarafından feshedilemeyecek garantiler vermesi şartıyla bu kararı uygulamaya devam edeceğini teyit etmesi çerçevesinde hükümet bu taahhüdü temel alarak hareket edebilecek.