Sudan Milli Ümmet Partisi: Ordu yönetimi sivillere devretmeli

Hartum ve Omdurman’da binlerce kişi yönetimi protesto etti

Hartum’da yönetimi protesto eden bir gösterici. (Reuters)
Hartum’da yönetimi protesto eden bir gösterici. (Reuters)
TT

Sudan Milli Ümmet Partisi: Ordu yönetimi sivillere devretmeli

Hartum’da yönetimi protesto eden bir gösterici. (Reuters)
Hartum’da yönetimi protesto eden bir gösterici. (Reuters)

Sudan Milli Ümmet Partisi, ordu liderlerine ‘askeri darbenin başarısız olduğunu’ itiraf ederek, yönetimi sivillere devretmesi çağrısında bulundu.  
Sudan yönetiminin iki muhalefet liderini tutuklamasının ardından, Başkent Hartum ve Üm Derman şehrinde ‘darbe yönetimi’ karşıtı geniş katılımlı protesto gösterileri düzenlendi. Göstericiler Hartum’daki bazı caddelerde derme çatma barikatlar kurarak ulaşımı engelledi. Cumhurbaşkanlığı Sarayına gitmek isteyen göstericilere göz yaşartıcı gazla müdahalede bulunuldu.  
Milli Ümmet Partisi Genel Başkanı Fadlullah Barmah Nasır, Omdurman şehrinde düzenlediği basın toplantısında, 25 Ekim’de yapılan askeri darbenin ardından başa gelen yöneticilerin, muhalefeti baskılamak ve koltuklarda oturmak dışında bir siyasi projesi olmadığını, dolayısıyla yönetimi sivillere devretmelerinin zamanının geldiğini söyledi.  
Nasır: “Askeri darbenin başarısız olduğunu itiraf etmeli ve halkın sesine kulak vererek yönetimi sivillere devretmelisiniz. Askeri yönetimin tüm girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı, kamplaşma arttı, muhalefet zorbaca bastırıldı ve ülke çöküş noktasına geldi. Sudan demokratik sivil bir rejimi hak ediyor, bu rejimde sivil-asker ilişkisinin yeri bellidir ve ordunun tarafsız olması beklenir” diye konuştu.  
Ülkenin karşı karşıya olduğu ciddi riskler göz önüne alındığında, mevcut krizden çıkış yolunun, karşılıklı taviz içeren gerçekçi yaklaşımlarla mümkün olabileceğini belirten Nasır, “Sivil direniş, darbecilerin projelerini uygulayabilmelerini engelledi. Başarısız olan darbeciler, muhalefeti şiddet kullanarak bastırmayı tercih etti ve bunun sonucunda 75 kişi öldü yüzlerce kişi yaralandı. Sudan şu anda en tehlikeli süreçten geçiyor. Eskiden olduğu gibi kapalı bir rejime sürükleniyoruz” ifadelerini kullandı.
Nasır şöyle devam etti: “Ülkedeki kriz, bölgedeki ülkelerde ve uluslararası çevrelerde endişelere sebebiyet verdi. Bazı ülkeler Sudan’da demokratik dönüşümü desteklerken, bazı ülkeler, özellikle İsrail, krizi fırsat bilip politik ajandalarını uygulamak için harekete geçti. Bunun sonucunda toplumsal bölünme daha da derinleşti. Askeri darbenin başlıca nedenlerinden biri, geçiş döneminde sivil ve askerler arasında yaşanan çatışmalardır. Ordunun, sivil kurumları ve istikrarı koruması gerekir, bu sebeple ordunun konumunun netleştirilmesi öncelikler arasında olmalıdır. Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği ve komşu ülkeler, Sudan’daki demokratik dönüşümün sağlanması için daha fazla çaba sarf etmelidir.”  
Fadlullah Nasır, ordu ile siviller arasında güvenin yeniden tesis edilebilmesi için, tarafların bir müzakere masası etrafında toplanarak, İhanet suçlaması ya da dışlama olmaksızın, geçiş döneminin nasıl sağlanacağı hakkında tartışmasının ve ‘iyi niyet beyanında’ bulunmasının gerektiğini söyledi.
Nasır ayrıca, göstericilerin öldürülmesine karışanların adil bir şekilde yargılanması, tüm tutukluların serbest bırakılması ve sivil özgürlüklerin garanti altına alınması çağrısında bulundu.  
Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri liderlerinden, eski Bakan Halid Ömer Yusuf ve eski Sözcü Vecdi Salih önceki gün tutuklanmıştı.   
Norveç'in Hartum Büyükelçisi Twitter hesabında ‘Politikacıları, aktivistleri ve gazetecileri hedef alan tutuklama kampanyası, krizi çözme çabalarını baltalıyor’ diye yazdı. Birleşik Krallık’ın Hartum Büyükelçisi Giles Lever ise son tutuklamaların yönetimin ‘iyi niyetli olmadığını’ kanıtlar nitelikte olduğunu söyledi.
Sudan'daki ABD Maslahatgüzarı Lucy Tamlin, attığı tweette ‘’Siyasi şahsiyetlerin, sivil toplum aktivistlerinin ve gazetecilerin keyfi olarak tutuklanması, Sudan'daki siyasi krizi çözme çabalarını olumsuz yönde etkiliyor” ifadesini kullandı.
Yerel kaynaklar, ülkenin kuzeyinde Mısır sınırına yakın Surtod bölgesinde, Mısırlı bir kamyon şoförünün yoldaki barikatı devirerek Atıf Abdulferec adındaki bir gencin ölümüne yol açtığını bildirdi. 
Bölge halkı, merkezi yönetimden, kendilerine doğal kaynaklardan pay vermesini ve canlı hayvan ihracatını engelleyecek bir ticari düzenleme yapmasını talep ediyor. Protesto amacıyla Mısır’a giden anayolu kapatan yerel halk, yüzlerce Mısır menşeli nakliye kamyonunun sınıra ulaşmasını engelliyor. 



Trump'ın elçisi: Amerika, İsrail'i hiçbir şeye zorlayamaz

ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrak, Beyrut'ta düzenlenen basın toplantısında (AFP)
ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrak, Beyrut'ta düzenlenen basın toplantısında (AFP)
TT

Trump'ın elçisi: Amerika, İsrail'i hiçbir şeye zorlayamaz

ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrak, Beyrut'ta düzenlenen basın toplantısında (AFP)
ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrak, Beyrut'ta düzenlenen basın toplantısında (AFP)

ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrack bugün yaptığı açıklamada, ABD'nin Lübnan ve İsrail arasındaki çatışma konusunda İsrail'i hiçbir şeye "zorlayamayacağını" söyledi. Beyrut'ta düzenlediği basın toplantısında, "ABD'nin İsrail'i herhangi bir şeye zorlama hakkı yoktur. Amerika sadece etkileyebilir" ifadelerini kullandı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre, "Düşmanca koşullar altında hiçbir yere daha fazla kara kuvveti konuşlandırmayacağız" dedi.

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın ABD elçisi Thomas Barrack'ı kabul ettiğini ve kendisine, 27 Kasım 2024 tarihli bildiriden, Lübnan hükümetinin bakanlar kurulu açıklamasına ve özellikle Cumhurbaşkanı'nın göreve başlama konuşmasına kadar Lübnan'ın taahhütlerini uygulamaya yönelik kapsamlı bir muhtıra taslağı verdiğini bildirdi.

“Hizbullah” Genel Sekreteri Naim Kasım, ABD Özel Temsilcisi Thomas Barrak'ın gelişinden önce, “kendi tarzında” müzakere ederek siyasi tavrını “yükselteceğini” açıkladı. Bunu anlaşmayı engellemek için değil, yeniden şekillendirilen yapı içinde partinin siyasi geleceği konusunda halkın güvenini kazanmak için gerekli garantileri almak amacıyla yaptığını söyledi.

Kaynaklar, Kasım'ın ilk anlaşmayı uygulamakta ısrarcı olmasının ve yeni bir anlaşma için müzakerelere girmeyi reddetmesinin, İsrail'in silahlarını bırakmasını haklı gösterecek garantileri ABD'den almaya ihtiyaç duymasından kaynaklandığını belirtiyor.

Suriye konusunda ise ABD özel temsilcisi, “Amerika, Suriye'nin Süveyda kentindeki gelişmeleri inanılmaz bir endişe, acı, empati ve yardımlaşma duygusuyla takip ediyor” dedi.

Süveyda'da yerel silahlı gruplar ile Bedevi aşiretleri arasında birkaç gün süren kanlı çatışmalarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.