Batı’dan Sudan’da politikacıların tutuklanmasına tepki

Sudan’da sivil yönetim talebiyle düzenlenen protestolar sürüyor. (AFP)
Sudan’da sivil yönetim talebiyle düzenlenen protestolar sürüyor. (AFP)
TT

Batı’dan Sudan’da politikacıların tutuklanmasına tepki

Sudan’da sivil yönetim talebiyle düzenlenen protestolar sürüyor. (AFP)
Sudan’da sivil yönetim talebiyle düzenlenen protestolar sürüyor. (AFP)

Batı ülkeleri,  Sudan’da yolsuzlukla suçlanan, askeri yönetime karşı çıkan iki üst düzey yetkilinin gözaltına alınmasına tepki gösterirken Sudanlı yetkililer ise söz konusu eleştirilerin diplomatik normlara ve uygulamalara aykırı olduğunu savundu. Sivil toplum kuruluşlarından birçok aktivistin ve gazetecinin yanı sıra eski Kabine İşleri Bakanı Halid Ömer Yusuf, eski Beşir Rejiminin İzlerini Ortadan Kaldırılma Komitesi Genel Sekreteri Osman et-Tayyib ve üyesi Vecdi Saleh çarşamba günü tutuklanmışlardı.
Norveç, ABD, İngiltere, Avrupa Birliği (AB), Kanada ve İsviçre, Sudan'daki askeri yetkililerin taciz ve yıldırma amacıyla hareket ettiklerini vurguladıkları açıklamalarında söz konusu kararı kınadılar. Söz konusu ülkeler, Sudan’ın önde gelen siyasetçilerinin tutuklanmalarından duydukları endişeyi dile getirdiler. Sudan genelinde sivil toplum aktivistlerinin, gazetecilerin ve insani yardım çalışanlarının hedef alındığına dikkat çeken Batı ülkeleri söz konusu gelişmelerin Sudanlı askeri yetkililerin demokratik geçişe geri dönerek siyasi krizin çözümüne yapıcı katılım sağlama taahhütleriyle tamamıyla çeliştiğini vurguladılar. Söz konusu adımların ‘taciz ve yıldırma’ kampanyası olduğunu öne sürdüler.
Uygulamaların derhal durdurulması ve haksız yere gözaltına alınanların serbest bırakılması çağrısında bulunan Batı ülkelerinin açıklamasında şu ifadelere yer verild:
“İnsan haklarına saygı gösterme, tutuklu veya tutukluların güvenliğini sağlama yükümlülüklerini ve her durumda yasal sürecin tutarlı bir şekilde takip edilmesini sağlama ihtiyacını Sudan askeri makamlarına hatırlatıyoruz.”
Açıklamada ayrıca askeri yetkililer tarafından 25 Ekim'de ilan edilen olağanüstü halin kaldırılmasının olumlu bir işaret olacağı değerlendirmesinde bulunuldu.
Sudan Dışişleri Bakanlığı ise Batı'nın söz konusu tepkisini ‘diplomatik normlara ve uygulamalara aykırı olarak Sudan'ın iç işlerine açık bir müdahale’ olarak değerlendirdi.
Gözaltına alınanlardan bazıları, Sudan'ı siyasi tutuklama dalgasıyla kargaşaya sürükleyen 25 Ekim darbesinde devrilen hükümette yer alıyordu. Ordu ile sivil siyasi partiler arasındaki ortaklığın son bulduğu bu darbe, uluslararası arenada kınamalara yol açmış ve ülke çapında protestolara neden olmuştu.
Reuters’a açıklamalarda bulunan avukatlar, en az 100 kişinin cezaevinde olduğu bilgisini verdiler.
Halk Direniş Komiteleri tarafından düzenlenen güvenlik operasyonlarında en az 79 kişinin öldüğü, en az 2 bin kişinin ise yaralandığı protestolara yüz binlerce kişinin katıldığı belirtiliyor.
Siyasi liderlerin tutuklanmasının yasa dışı olduğuna dikkat çeken bir grup avukat, Sudan yasaları doğrultusunda haklarındaki şikayetlerin silinmesi talebinde bulundu. Birleşmiş Milletler tarafından Sudan’a insan hakları uzmanı olarak atanan Adama Dieng dün yaptığı basın açıklamasında, Kabine İşleri Bakanı Halid Ömer Yusuf’un, Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nden (ÖDBG) önde gelen isimlerin, söz konusu komite üyesi Vecdi Saleh ve emekli polis memuru Osman et-Tayyib’in tutuklanmasını kınadı.
Twitter hesabından yaptığı açıklamada tutuklama haberlerini büyük bir endişe ile takip ettiğini söyleyen Dieng, adil yargılanma haklarına saygı gösterilmesi ve yasal süreçlerin gözetilmesi talebinde bulundu.



Güneye konuşlanmaya hazırlanan Lübnan ordusu, vatandaşlara geri dönüş konusunda sabırlı olmaları çağrısında bulundu

Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)
TT

Güneye konuşlanmaya hazırlanan Lübnan ordusu, vatandaşlara geri dönüş konusunda sabırlı olmaları çağrısında bulundu

Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)

Lübnan ordusu bugün yaptığı açıklamada, ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte ülkenin güneyindeki konuşlanmasını tamamlamaya çalıştığını duyurdu. Ordu ayrıca, vatandaşlara anlaşma uyarınca İsrail güçleri geri çekilene kadar bu güçlerin bulunduğu köy ve kasabalara dönmek için sabırlı olmaları çağrısında bulundu.

Ordudan yapılan açıklamada, “Ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte ordu, Lübnan hükümeti tarafından emredildiği üzere güneydeki konuşlanmayı tamamlamak için gerekli tedbirleri almaya ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) ile koordinasyon içinde görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır” denildi.

Lübnan ordusu ayrıca diğer bölgelere dönen bölge sakinlerini, İsrail ordusunun geride bıraktığı ‘patlamamış mühimmat ve şüpheli nesnelere’ karşı dikkatli olmaya çağırdı.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı’ndan (NNA) aktardığına göre, Lübnan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı, Suriye ile el-Masnaa Sınır Kapısı yolunun tadilatı için hazırlıklara başladığını bildirdi.

NNA, bakanlığın ‘İsrail saldırısı sonucu hizmet dışı kalan köprülerin durumunu değerlendirmek ve gerekli hamleleri başlatmak üzere’ kuzeydeki kara sınır kapılarını denetlemeye başladığını belirtti.

İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes anlaşması bugün yerel saatle sabah 4'te yürürlüğe girdi.

İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını eylül ayında Lübnan'a doğru genişletti ve Ekim 2023'ten bu yana İsrail'le karşılıklı bombardımanda bulunan Hizbullah'ın çok sayıda üst düzey komutanını öldürdü.